Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/683 E. 2022/776 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/683 Esas
KARAR NO : 2022/776

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 17/08/2008
KARAR TARİHİ : 22/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 12.10.2022

Mahkememizden verilen 10/03/2011 tarih ve …… Esas ….. sayılı kararı Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin 16/11/2011 tarih ve …… Esas ….. Karar sayılı ilamıyla BOZULMAKLA, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydının yapıldığı anlaşılmakla; Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının bozma sonrası yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacılardan …’nin maddi sıkışıklığı sebebiyle davalıdan 2006 yılı ile 2007 yılları arasında tam olarak hatırlayamamakla beraber, toplam 250.000,00.-YTL civarında nakit para aldığı, bu bedellerin banka ödemeleri ile sabit olduğu, bu bedellere karşılık, aldığı bedeli çok aşan teminat çekleri verdiği, çeklerin sürekli olarak yeni çeklerle değiştirildiği ancak çeklerin tamamının teminat çekleri olduğu, davalıyı yıllardır tanıdığı için aralarından güven ilişkisi geliştiği ancak maddi sıkışıklığı sebebiyle banka kredi ilişkilerinin bozulmasından dolayı bankalardan çekle kredi alamadığı, borcunu ödeyemediği, şifahi olarak borcun 2008 yılının 10. ayına ertelendiği, davalının bu arada 2 teminat çekinin arkasını yazdırdığı, sonra kendisine iade ettiği ve borcun ertelendiği, maddi sıkışıklığı devam ettiği için tekrar para verileceği taahhüt edilmekle 5 adet teminat senedi verip değiştirdiği, ancak ödemenin yapılmadığı, bunun üzerine teminat senetlerinin iadesini istediği, borcu kadar olanın tutulmasını talep ettiği, olumsuz cevap aldığı, verilen senetlerin 4 adedinin 400.000,00.-YTL, 1 adedinin 147.000,00.-YTL meblağlı olduğu, davalının verdiği paraya karşılık aylık faizleri fahiş ve kabulü mümkün olmayan bedelden hesaplayıp ayrıca işleyen faizi ana paraya ekleyerek yüksek rakamlara çıkarttığı ve teminat senetlerini iade etmeyi reddettiği, senetlerin üzerinin bir kısmının davacı tarafından doldurulduğu, bir kısım bölümlerinin boş bırakıldığı, parayı …’nin aldığı, şirket kaşesiyle şirketin borçlu görülüp görülmediğinin tam olarak hatırlanmadığı, ihtimal dahilinde olduğu, şirketin hiçbir borcunun olmadığı, diğer davacının ise 250.000,00.-YTL civarında ve 2 yıllık faizi gibi bir borcunun bulunduğu, kendi hesaplarına göre bu miktarın yaklaşık 410.000,00.-TL ye ulaştığı, ödemeye de hazır oldukları, ayrıca davacıya ve eşine ait K.Çekmece …… ada, …. Blok, 7 nolu bağımsız bölümünde 15/09/2006 tarihinde davalıya teminat verildiği, bunun da iade olunmadığı, yani senetlerin teminat senedi olduğu ve bedelsiz olduğu, ödünç para alma dışında yasal ilişki olmadığı belirtilerek, neticeten davacı … İnşaat AŞ açısından senetlerin iptali, bu bedellerden borçlu olmadıklarının tespiti, diğer davacı yönünden ise 410.000,00.-TL dışında kalan bölümler için iptali ve borçlu bulunmadığının tespiti ile teminat olarak verildiği iddia olunan Halkalı K.Çekmece deki tapunun davalıdan geri alınıp, davacı … adına tapuda veya kooperatifte tesciline, olmadığı takdirde 250.000,00.-TL bedelin borçtan mahsubuna ve ayrıca İstanbul ….. Noterliğinin ….. yevmiye nolu satım vaadi sözleşmesinin iptali, olmadığı takdirde borçtan mahsubu talep ve dava olunmuştur.
CEVAP
Davalıya usule uygun tebligat çıkartılmış, davalının vekil aracılığıyla dava ve duruşmaları takip ettiği, vekilin yazılı cevap dilekçesi ile; öncelikle eksik harçtan dava açılması sebebiyle harçlandırılmayan 410.000,00.-TL lik kısmın şirket talebinin 1.747.000,00.-TL olması sebebiyle tamamlanması, dilekçenin netice-i talep kısmındaki …… yevmiye nolu satım vaadi sözleşmesinin iptali dava konusu yapıldığı için bu bölüme ilişkin harçlandırmanın tamamlanması ve K.Çekmece deki taşınmaza ilişkin talep yönünden ise, bunun kooperatif hissesi olup dava dışı …… adına kayıtlı iken bedeli karşılığında devir ve temlik edilmesi sebebiyle husumet yokluğundan reddi talep edilmiş, esas yönünden ise davaya konu edilen senetlerin dökümü yapılarak bu senetlerden 147.000,00.-YTL lik senet dışındakilerin şirket tarafından kefil sıfatıyla imzalandığı, diğer davacının tüm senetlerde borçlu olduğu, söz konusu senetler ile olan borcun davacılardan alacakları tutar olan 1.550.000,00.-TL ile …’ye satışı kararlaştırdıkları Halkalı daki kooperatif dairesinin değeri eklendiğinde 1.747.000,00.-TL olduğu, tarafları tüm alışverişleri sonucunda bu rakamda mutabık kaldıkları ve iptale konu edilen 5 adet toplamdaki 1.747.000,00.-TL’lik senetlerin davacı tarafça düzenlenip teslim edildiği, bugüne dek hiç itiraza uğramadığı, ancak borcun ödenmesi talep edildiğinde maddi sıkışıklıkta olan davacıların tefecilik ve dolandırıcılık isnadı ile bu davayı açtıkları, buna rağmen davadan sonra ve aynı gün, davacıların borcu taksitlendirme yolundaki talepleri kabul edildiğinden 300.000,00.-TL nin peşin alındığı, geri kalan borcun 20/10/2008 ve 05/11/2008 tarihlerinde ödenmesinin kararlaştırıldığı ve bu doğrultuda 17/12/2008 günlü ilk protokolün hazırlandığı, verdiği parayı geri alamadığı için alacağını hiç alamama kaygısıyla daire devir bedeli dahil toplam borcun 1.550.000,00.-TL’ye indirildiği, bunda mutabık kaldıkları, vade dahi tanındığı, dolayısıyla dava açıldıktan sonra dahi borcun bu şekilde varlığını imzası ile teyid eden davacının bu davasının reddinin gerektiği, bu borç tutarı üzerinden 300.000,00.-TL nin 22/10/2008 tarihinde ödenmesi sebebiyle eldeki senetlerden, 400.000,00.-TL lik 1 adedinin iade edildiği, yine ödeme sıkıntısından bahsetmesi ve taksitlendirme talep etmesi sebebiyle, yine imzalı bir protokol daha düzenleyip bakiye 950.000,00.-TL lik kısmının ne şekilde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, son protokolde ise yapılan kısmi ödemelerden sonra 450.000,00.-TL’lik kalan borcun 17/12/2008 tarihinden sonra ödenmesinin kararlaştırıldığı halde, halen herhangi bir ödeme gerçekleştirilmediği, her seferinde ödeme darlığını sebep göstererek kabul ettikleri borcu ödemek için yeni yeni vadeler talep ettikleri, tefecilik isnadına ilişkin şikayetlerin takipsizlikle sonlandığı, neticeten halen ödenmeyen borç mevcut olduğu belirtilerek davanın reddinin istendiği anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava, nitelik olarak İİK 72 ve devamı maddelerine dayalı menfi tespit ve ödenen kısma ilişkin istirdat ile hukuki ilişkinin başlangıcında verilen gayrimenkulün tapusunun adına tescili ile bu ilişki nedeniyle verildiği iddia olunan satım vaadi sözleşmesinin iptali, olmadığı takdirde bedellerinin borçtan mahsubu davasıdır.
Taraf delilleri toplanmış, davacının davalı hakkındaki şikayetine ilişkin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı nezdindeki şikayet ve tahkikat evrakları, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararlar, itiraz üzerine verilen itirazın red kararları ardından yazılı emirle bozulduğundan açılan kamu dava dosyası ve banka kayıtları, dava konusu edilen gayrimenkule ilişkin tapu kayıt bilgileri ile taraflar arasında düzenlenen protokoller ve bir kısım senet suretleri dosyaya ibraz edilerek toplanan deliller çerçevesinde yargılamaya devam olunmuştur.
Davacılardan şirket işbu davayı, toplam 1.747.000,00.-TL lik senetlerden dolayı borçlu olmadığı iddiasıyla açmış olmakla beraber, gösterilen dava değerinin 1.337.000,00.-TL olması sebebiyle bakiye kısma ilişkin harçlandırma eksiğini tamamlaması için davacıya süre verilmiş, ayrıca satım vaadi sözleşmesinin değeri üzerinden harç ikmalinin sağlanması ihtar edilmişse de, şirket yönünden bakiye kısma ilişkin harç ikmali sağlanmamış, sağlanmayacağı ifade edilmiş olmakla harçlandırılan 1.347.000,00.-TL lik bedel üzerinden her iki davacı için yargılama sürdürülmüş, bakiye kısma ilişkin şirket talebi yönünden HUMK 409 maddesi uyarınca açılmamış sayılma kararı verilmiştir. Satım vaadi sözleşmesinin bedeli ise 6.000,00.-TL olarak gösterildiğinden bu bedel üzerinden harçlandırma yapılmış, davalının buna itiraz etmemesi sebebiyle usuli eksiklikler tamamlanarak yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkememizin 10/03/2011 tarih ve ….. Esas ….. sayılı kararı ile; “davacı …yönünden davanın 1.747.000,00.-TL üzerinden açılmasına rağmen harçlandırmanın 1.337.000,00.-TL üzerinden yapılması ve ihtara rağmen harç ikmalinin sağlanmaması sebebiyle 410.000,00.-TL’lik harçlandırılmayan bu kısma ilişkin bu davacı yönünden harçlar kanunu 32 ve HUMK 409 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına, davacılar …Yönünden bakiye harçlandırılan kısım ve davacı … yönünden dava konusu yapılan 1.337.000,00.-TL’lik borçlu olmadıklarının tespitine ilişkin istemin ve senetlerin iptaline ilişkin istemin reddine, Halkalı K.Çekmece ….. ada ….. Blok 7 nolu bağımsız bölüme ilişkin tapunun geri alınıp davacı … adına tapu ve kooperatife tescil olmadığı taktirde bedeli olan 250.000,00.-TL bedelin borçtan mahsubu talebinin ve İstanbul ….. Noterliğinde düzenlenen ….. yevmiye nolu satım vaadi sözleşmesinin iptaline, olmadığı taktirde borçtan mahsubuna ilişkin taleplerin yerinde bulunmadığından reddine, icra takibinin davaya konu edilen 450.000,00.-TL senet sebebiyle davacı tarafça takibinin durdurulduğu ve davalı taraf talebi de dikkate alınarak takibi durdurulan bu senede ilişkin %40 kötü niyet tazminatının davacıdan alınıp davalıya verilmesine” karar verilmiş, mahkememiz kararı taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yargıtay …… Hukuk Dairesi’nin 16/11/2011 tarih ve …… Esas ….. Karar sayılı ilamıyla;”Davacı …’inin şikayeti üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından davalı … hakkında tefecilik ve dolandırıcılık suçlarından açılan dava üzerine Bakırköy …… Asliye Ceza Mahkemesinin …… E. Sayılı dosyasında yargılamanın devam ettiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu durumda ceza mahkemesinin olası bir mahkumiyet kararının Borçlar Kanununun 53. maddesi uyarınca hukuk hâkimini bağlayacağı gözetilerek, söz konusu ceza davasının sonucunun Hukuk Muhakemeleri Kanunun 165/1 hükmü uyarınca bekletici mesele yapılması gerekir. Bu nedenle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.”gerekçesiyle BOZULMASINA karar verilmiştir.
Mahkememizce Yargıtay ….. HD’nin 16/11/2011 tarih …. E, …… K sayılı bozma ilamına uyulmasına ve Bakırköy …… Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas (Yeni Esas No: …. ) sayılı dosyasının Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda bekletilmesine karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 31/12/2014 tarihli …… Esas. …… Karar sayılı kararı ile; sanık …’nın tefecilik yapmak suçundan 5237 sayılı TCK nun 241 maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği, sanık tarafının temyiz talebi üzerine Yargıtay tarafından eksik inceleme nedeniyle dosyanın bozulmasına karar vermesi üzerine mahkemenin …… Esasına kaydının yapıldığı ve yapılan yargılama sonunda mahkemenin …… Esas, …… Karar sayılı ilamı ile tefecilik suçundan zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verildiği ve iş bu kararın yargıtay incelemesinden geçerek 25/05/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Bu itibarla; ceza mahkemesince verilen “ceza davasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması kararı”, hukuk hakimini bağlayıcı nitelikte bir karar olmadığından, ispat külfeti davacı tarafta olup, ileri sürdükleri itirazlarını usulüne uygun deliller ile kanıtlamakla yükümlüdür. (Yargıtay 19. H.D 2016/777 Esas ve 2016/8213 Karar sayılı ilamı)
Somut olayda davacı, dava açarken ayrıntılarını izah ettiği 5 adet senetten dolayı borçlu olmadığını ifade etmekle beraber, senet suretlerinden dosyaya ibraz edilenler yönünden teminat karşılığında tedbir uygulanmış ve ardından da dosyaya önce 17/10/2008 tarihli yani dava tarihi ile aynı gün düzenlenen tarafların imzalarını içerir bir protokol sunulduğu görülmüştür. Bu porotokolde, davacının bu ilişki sebebiyle davalıya toplam 1.550.000,00.-TL borçlu olduğu hususunu ikrar ederek imzaladığı ve taraflarca bunun birlikte kabul edildiği sabittir. Bu protokol taraflarca inkar edilmemektedir. Ardından 23/10/2008 tarihinde düzenlenen yine tarafların imzasını içerir tanık …….’in (davacılar avukatı) de imzaladığı 2. Bir protokol sunulmuş olup, bir önceki protokole atıfta bulunularak önceki protokolde kararlaştırılan toplam borç miktarından 300.000,00.-TL lik kısmın peşin ödenmesi sebebiyle bakiye 1.250.000,00.-TL lik borcun 300.000,00.-TL lik kısmının 22/10/2008 tarihinde ödenmesi sebebiyle bakiye borcun 950.000,00.-TL olarak kaldığı hususunun belli olduğu açıktır. Bakiye borcun, protokolde belirlenen tarihlerde 500.000,00.-TL sinin 05/11/2008 tarihinde, bakiyesinin ise 10/11/2008 tarihinde davacı tarafça nakden ve defaten ödendikten sonra borcun biteceği hususunda tarafların anlaştıkları da sabittir. Son olarak sunulan 07/11/2008 tarihli protokolde de, daire satış bedeli ile 450.000,00.-TL lik bedelin 17/12/2008 tarihinde alacaklıya ödeneceği ve davalı elinde duran toplam 547.000,00.-TL lik senetlerin bu ödemenin ardından davacıya iade edileceği ve tüm borçların böylelikle biteceği, tarafların birbirini ibra edeceği yazılmıştır. Dolayısıyla davacıların, dava dilekçesindeki iddialarına rağmen ilk düzenlenen protokol ve devamındaki yapılan ödemeler doğrultusunda düzenlenen yeni protokoller çerçevesinde davalıya 1.550.000,00.-TL lik borçlu oldukları hususunu kabul ederek ödemeler yaptıkları, üstelik dava tarihinden sonraya ilişkin protokollerin düzenlenmesi sebebiyle taraflar arasındaki ilişkide, borç olarak verilip ödenmediği iddia olunan bedel noktasında 1.550.000,00.-TL lik borçlu bulunduğunun ve kısmi ödemeler yapıldıktan sonra bakiye 450.000,00.-TL lik borç kaldığının kabulü gerekmiştir. Her ne kadar davacı, davalı hakkında tefecilik iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuş ve hakkında yazılı emir yoluyla kamu davası açılmış ise de, mahkemedeki hukuki ihtilafta davacının bizzat imzasını inkar etmediği, protokollerle davalıya olan borcunun 1.550.000,00.-TL olduğu hususunu ikrar ettiği, davalı taraça da savunmasıyla örtüşen bu bedeldeki borcun varlığı konusundaki beyanı dikkate alındığında, ceza yargılamasında düşme kararı öncesi yapılan tespitler hükme esas alınmamıştır.
Tüm bu incelemeler ve tespitler ışığında;
Davacı …yönünden davanın 1.747.000,00.-TL üzerinden açılmasına rağmen harçlandırmanın 1.337.000,00.-TL üzerinden yapılması ve ihtara rağmen harç ikmalinin sağlanmaması sebebiyle 410.000,00.-TL’lik harçlandırılmayan kısma ilişkin bu davacı yönünden Harçlar Kanunu 32 ve HMK 150 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiştir.
Davacılar …Yönünden bakiye harçlandırılan kısım ve davacı … yönünden dava konusu yapılan 1.337.000,00.-TL’lik borçlu olmadıklarının tespiti ve bu kapsamda bonoların iptaline ilişkin isteme ilişkin olarak; davacıların söz konusu protokollerle davalıya olan borcunun 1.550.000,00.-TL olduğu hususunu ikrar ettikleri ve belirlenen borcun tamamını ödemedikleri sabit olduğundan, teminat maksatlı senetlerden dolayı teminat gereğinin tam olarak yerine gelmediği dikkate alınmak suretiyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacıların Halkalı K.Çekmece …. ada …. Blok …. nolu bağımsız bölüme ilişkin tapunun geri alınıp davacı … adına tapu ve kooperatife tescil olmadığı taktirde bedeli olan 250.000,00.-TL bedelin borçtan mahsubu talebinin ve İstanbul ….. Noterliğinde düzenlenen ….. yevmiye nolu satım vaadi sözleşmesinin iptaline, olmadığı taktirde borçtan mahsubuna ilişkin taleplerine ilişkin olarak; satım vaadi sözleşmesinden dolayı teminat gereğinin tamamen yerine gelmediği gözetilerek ve Halkalı K.Çekmece’deki ,…. nolu bağımsız bölüme ilişkin olarak da davacının bu bağımsız bölümle ilgili aktif dava ehliyeti bulunmadığı gibi bu hukuki ilişkinin teminatı olarak verildiği kabul edildiğinde dahi, teminat gereğinin tam olarak yerine gelmediği dikkate alınmak suretiyle bu hususta da davacı istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebine ilişkin olarak yapılan değerlendirmede; İİK’nun 72/4 maddesi uyarınca; “…dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde (Değişiklik öncesi) yüzde kırktan aşağı tayin edilemez.” Somut olayda davalı tarafından davacılar aleyhine İstanbul …… İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı takip dosyası üzerinden toplam 468.400 TL üzerinden takip başlatıldığı, mahkememizin 06.03.2009 tarihli ara kararı ile iş bu takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır. İş bu dava alacaklı olan davalı lehine sonuçlandığından İ.İ.K 72/4 maddesi uyarınca takibin durması nedeniyle davalı lehine takip miktarı olan 468.400 TL üzerinden dava tarihinde yürürlükte bulunan hükümler uyarınca % 40 kötüniyet tazminatına hükmetmek gerekmektedir. Ancak mahkememizin bozma öncesi ilamı ile 450.000 TL üzerinden kötüniyet tazminatına hükmedildiğinden ve davalı tarafından bu husus temyize konu edilmediğinden, bu durum davacı lehine usulü müktesep hak oluşturmuş olup, mahkememizce de davalı lehine İİK 72/4 hükmü uyarınca 450.000TL’nin %40’sine denk gelen(180.000 TL) tazminatın hesaplanarak davalı tarafa verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı …yönünden davanın 1.747.000,00.-TL üzerinden açılmasına rağmen harçlandırmanın 1.337.000,00.-TL üzerinden yapılması ve ihtara rağmen harç ikmalinin sağlanmaması sebebiyle 410.000,00.-TL’lik harçlandırılmayan kısma ilişkin bu davacı yönünden Harçlar Kanunu 32 ve HMK 150 maddesi uyarınca davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davacılar …Yönünden bakiye harçlandırılan kısım ve davacı … yönünden dava konusu yapılan 1.337.000,00.-TL’lik borçlu olmadıklarının tespitine ilişkin istemin ve senetlerin iptaline ilişkin istemin REDDİNE,
3-Halkalı K.Çekmece ….. ada ….. Blok ….. nolu bağımsız bölüme ilişkin tapunun geri alınıp davacı … adına tapu ve kooperatife tescil olmadığı taktirde bedeli olan 250.000,00.-TL bedelin borçtan mahsubu talebinin ve İstanbul …. Noterliğinde düzenlenen …… yevmiye nolu satım vaadi sözleşmesinin iptaline, olmadığı taktirde borçtan mahsubuna ilişkin taleplerin yerinde bulunmadığından reddine,
4- İstanbul …… İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı icra takibinin tedbiren durdurulmuş olması nedeniyle İ.İ.K 72/4 maddesi uyarınca 450.000,00.-TL üzerinden hesaplanacak %40 kötü niyet tazminatının (180.000 TL) davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
5-Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 80,70 TL harcın; davacı tarafça 1.337.000,00 TL’ye tekabül eden ve peşin olarak yatırılan 18.049,50 TL harç ile 250.000,00 TL borç mahsup bedeline ilişkin yatırılan 3.375,00 TL tamamlama harcı ve dava konusu 13/09/2006 tarihli sözleşme bedeline ilişkin davacılar vekilince sözleşme bedelinin şimdilik 6.000,00 TL beyan edilmesi üzerine alınan 90,00 TL harç toplamı olan 21.514,5‬ TL harçtan mahsubu ile 21.433,8‬0 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara tarafa iadesine,
6-Davacı …yönünden 410.000,00.-TL’lik harçlandırılmayan kısma ilişkin bu davacı yönünden Harçlar Kanunu 32 ve HUMK 409 maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği nazara alınarak; davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı … İnşaat A.Ş.’den tahsili ile davalı tarafa verilmesine, (tahsilde tekerrür olmamak üzere)
7-Davacılar … yönünden bakiye harçlandırılan kısım ve davacı … yönünden dava konusu yapılan 1.337.000,00.-TL’lik borçlu olmadıklarının tespitine ilişkin istemin ve senetlerin iptaline ilişkin istemin reddine yönünden ise; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine davalı yararına tayin ve takdir olunan 154.960,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, (tahsilde tekerrür olmamak üzere)
8-Sözleşme bedeli 6.000,00 TL olarak beyan edildiği anlaşıldığından ;Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine davalı yararına tayin ve takdir olunan 6.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, (tahsilde tekerrür olmamak üzere)
9-Tapu iptaline ilişkin talep yönünden ise; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine davalı yararına tayin ve takdir olunan 38.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, (tahsilde tekerrür olmamak üzere)
10-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
11-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya İADESİNE,
12-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren yasal 15 günlük sürede ilgili Yargıtay dairesinde temyiz hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/09/2022

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸