Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/463 E. 2020/662 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/463 Esas
KARAR NO : 2020/662

DAVA : Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma İlişkin)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 12/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkilinin davalı şirketin 215.000. TL sermaye değerine sahip %5 hissesine sahip olduğunu, müvekkilinin davalı ortaklıktaki hisselerim 12/05/2010 tarihinde ölen eşinden miras yoluyla edindiğini ve bu edinim davalı şirket tarafından kabul edilerek şirket pay defterine işlendiğim, davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili müdürlerin ise şirket ortakları … ve … olduğunu, şirketin bir aile şirketi olduğunu, müvekkili miras yoluyla dava konusu hisseleri iktisap ettiği tarihten bu yana ölen eşinin ailesi ile sürtüşmeler yaşandığını, şirketten ayrılmasını haklı sebep oluşturacak birçok haksızlığa maruz kaldığım, müvekkilinin davalı ortaklıkla kalmasının çekilmez bir hal aldığını beyanla neticeten davanın devamı sırasında şirketin değerinin azalması tehlikesi bulunduğundan TTKnun 638/2 maddesi uyarınca şirkete ait demirbaşların ve taşınmazların dava süresince 3. kişilere devrinin tedbiren önlenmesine ve şirket kararlarının mahkemece atanacak kayyumun denetimine tabi kılınmasına, davalı … Makina Sanayi ve Ticaret Ltd.Şti. nin hisselerinin gerçek değerinin tespit edilmesine, davacıya ait şirket hisselerinin TTK md. 638/2 uyarınca davalı şirketçe edinilmesi yoluyla davacının ortaklıktan çıkmasına, karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE;Müvekkili şirketin mali ve idari bakımdan güçlü bir şirket olduğunu, şirketin mevcut yapısının, davacı ortağın mevcut durumunu tehdit veya tehlike altına atmadığını, davacı ortağın durumunun teminat altına alınması kapsamında … Makina’ya denetim kayyumu atanmasına gerek bulunmadığını, müvekkili şirketin uluslararası alanda tanınmış ve dünyaca ünlü firmalara otomotiv sektöründe parça ve yedek parça temin eden bir firma olduğunu ve karının her yıl artış göstermekte ve bununla paralel olarak ticari alandaki değeri de yükselmekte olduğunu, eski ortaklarından …’ın ölümü ile murisin şirkette bulunan hisselerinin %5 i miras yoluyla davacıya geçtiğini, davacının 2010 yılından bu yana şirketin tüm kararlarına olumlu olarak iştirak ettiğini, kar payı dağıtılmasına karar verildiği müddetçe şirketin % 95 payına sahip ortaklarla ilişkilerini bir aile bireyi gibi sürdürdüğünü, şirketin ortaklarının 2013 yılı itibariyle faaliyet gösterdiği sahada rekabet edebilmesi, varlık gösterebilmesi ve büyüyebilmesi için yatırım yapılması eğilimine girmesi ve 2013 yılı kazanımı ve öz sermayenin ortaklara dağıtımı yerine yatırıma yöneltilmesi karan üzerine davacı şirket ortaklara yönelik tutum ve davranışları değişmiş, belli bir plan dahilinde şirket ortaklarına ve yönetime tutumunu değiştirdiğini, şirket faaliyetlerine hiçbir katkı sağlamadığını, dava dilekçesi ve delil listesinde yer alan ifadeler davacının … Makine hakkındaki tutumu ve ileriye yönelik olarak şirket içi alınacak kararlarda uyumsuzluk yaşanabileceği izlenimi verdiğini, davacının dava dilekçesinde gerçek olmayan ve ortaklık ilişkisini yansıtmayan beyanlarda bulunduğunu ve hakikat ile bağdaşmayan senaryoların kurgulandığını neticeten denetim kayımı atanması yönündeki itirazların kabulü ile bu yönde verilen tedbir kararının kaldırılmasına, TTK nun 682/2 maddesi uyarınca davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarının dondurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı alınması talebinde bulunduğu görülmektedir.
DELİLLER:
Bakırköy …. ATM’nin …. Esas sayılı dosyasına sunulan; Mali Müşavir …, emlakçı …., inşaat Mühendesi …., makine mühendisi …., Hukukçu …. tarafından sunulan bilirkişi raporu,
Makine Mühendisi …, mali müşavir ….., Emlak Uzmanı … , bağımsız denetçi …., Fikri ve Sınai Haklar Uzmanı …, İnşaat Mühendisi Prof. Dr. …, Hukukçu …. tarafından alınan 16/02/2015 tarihli bilirkişi heyet raporu,
Makine Mühendisi …., Ekonomist …. İnşaat Mühendisi …., Sermaye Piyasa Kurulu Başuzmanı Dr. …, Hukukçu …., Marka Uzmanı …., Hukukçu … tarafından oluşan heyetin sunduğu, 29/12/2015 tarihli bilirkişi heyet raporu, 26/12/2016 havale tarihli ek rapor, aynı heyetin 20/11/2017 tarihli ek raporu ve 28/03/2019 tarihli 3. Ek raporu,
Yeminli Mali Müşavir …., Gayrimenkul Değerleme Uzmanı …., Marka Değerleme Uzmanı …., Bankacı …., Otomotiv Sektör Uzmanı …., Makine Mühendisi …. ve …. tarafından alınan 11/10/2019 tarihli heyet raporu, 17/02/2020 tarihli heyet ek raporu, 24/08/2020 tarihli heyet 2. Ek raporu,
Küçükçekmece Vergi Dairesi yazı cevabı, Ticaret Sicil Kayıtları, Marmara Kurumlar Vergi Dairesi yazı cevabı, Bakırköy …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı ilamı, Avcılar Vergi Dairesi yazı cevabı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; limited şirket ortaklığından ayrılmaya izin verilmesi ve hisse reel değerinin tahsili istemine ilişkindir.
Somut olayda davacının davalı şirketin %5 hissesine sahip olduğu, davacının bu hisseleri 12/05/2010 tarihinde ölen eşinden miras yoluyla edindiği ve davalı şirketin diğer ortakları ile sürtüşmeler yaşadığı ve haksızlığa maruz kaldığından bahisle davacının şirket ortaklığından çıkma talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.

6102 S. TTK’nın 638 maddesi uyarınca, limited şirketlerde her bir ortağın haklı sebeplerin varlığı halinde şirketten çıkmasına izin verilmesini isteme hakkı bulunmaktadır.
Limited ortaklık sürekli bir borç ilişkisidir. Ortağın ortaklıkla arasındaki hukuki bağ, sahip olduğu hak ve borçlar birlikte değerlendirildiğinde, sözleşmede çıkma hakkı tanınmadıkça ahde vefa ilkesi gereğince ortağın sebepsiz yere ortaklıktan ayrılması düşünülemez. Ancak sürekli borç ilişkisi doğuran sözleşmelerde tarafların MK m. 2’deki dürüstlük kuralı gereğince, devamı kendisi için çekilmez hâle gelen bir ilişkiyi sürdürmesi beklenemeyeceğinden, haklı sebeplerin varlığı hâlinde bu ilişkiyi sona erdirmesi mümkündür. Limited ortaklıklarda, haklı bir sebebin gerçekleştiğini düşünen her ortak TTK m. 638/2 hükmüyle verilen imkândan yararlanarak haklı sebeple çıkma davası açabilir. Kanuni çıkma hakkı olarak da anılan haklı sebeple çıkma hakkı, sözleşmeyle çıkma hakkı tanınmış olsa dahi bâkidir. Nitekim haklı sebeple çıkma hakkı vazgeçilmez, mutlak bir haktır.
Haklı sebep uygulamada bahsi çok geçen temel bir kavramdır. Özel hukukun birçok alanında ve özellikle ticaret hukukunda yaygın kullanımı olduğu söylenebilir. Ortaklıklar hukuku anlamında bazı tanımlara göz atıldığında, örneğin Çamoğlu haklı sebebi, ortaklık ilişkisini çekilmez hale getiren ve dürüstlük kurallarına göre ortak açısından bu ilişkinin sürdürülmesinin kendisinden istenemeyeceği nedenler şeklinde ifade etmektedir. Limited ortağın çıkma gerekçeleri bağlamında bazı durumlara topluca işaret etmesi bakımından ifade edilecek olursa haklı sebep, ortak açısından ilişkinin objektif imkânsızlığına neden olan, ilişkinin sürdürülmesi imkânını ortadan kaldıran hâller şeklinde tanımlanabilir. Şirketler hukuku açısından Kanunda haklı sebebin tanımı genel hükümlerde veya limited şirketlere ilişkin hükümlerde yer almamaktadır. Sadece kollektif şirketlerin sona ermesi bölümünde TTK m.245’de haklı sebebin tanımı yapılarak numerus clausus olmayan haklı sebep hâlleri sayılmıştır. Bu maddeye göre haklı sebep: “şirketin kuruluşuna yol açan fiili veya kişisel sebeplerin şirketin işletme konusunun elde edilmesini imkansız kılacak veya güçleştirecek şekilde ortadan kalkmış olması” şeklinde tanımlanmış, bir ortağın yönetimde, hesaplarda şirkete ihanet etmesi, kendisine düşen asli görev ve borçları yerine getirmemesi, şirket unvanını veya mallarını şahsi çıkarları için kötüye kullanması, şirket işlerini yapamayacak duruma gelmesi gibi hâlleri haklı sebebe örnek olarak dört bent halinde sıralamıştır. Bu örneklerden de açıkça anlaşılacağı üzere haklı sebep herhangi bir ortakla ilgili olabileceği gibi ortaklar arasındaki münasebetlerde de kendisini gösterebilir.
Esasen haklı sebep, en geniş tarifiyle, sürekli bir borç ilişkisine devam etmeyi, dürüstlük kuralı gereği çekilmez hale getirdiği kabul edilebilecek hukuki olgudur.Haklı sebebin, genel manada, sürekli bir borç ilişkisine devam etmeyi dürüstlük kuralı gereği çekilmez hale getirdiği kabul edilebilen hukuki olgular olarak ifade edildiği göz önünde bulundurulacak olursa; ortaklıklar hukukunda haklı sebep tanımı yapılırken “çekilmezlik” olgusunun, yukarıda da belirtildiği gibi, “paydaşları ortak olmaya yönelten nedenlerin ortaklık maksadının gerçekleşmesini imkânsız yahut aşırı miktarda güçleştirecek biçimde ortadan kalkması” olarak somutlaştırıldığı söylenebilir. (ERDEM, s. 23 vd.).
Genel anlamda ortakların davranışları limited ortaklığın faaliyetlerini önleyecek, zarara uğratacak yahut karşılıklı güveni sarsmış ve ortaklar artık bir arada olamayacaklar ve ortaklık faaliyetlerini sağlıklı şekilde yürütemeyecekler ise haklı sebeplerin varlığını kabul gerekir (Baştuğ, s. 47).Yine, ortaklık anlayışını ortadan kaldıran, bireysel çıkarlara yönelen, ortaklar arasında kişisel ve grupsal çıkarların ön plana çıktığı ve ortaklık amacının gerçekleşmesinin olanağının kalmaması gibi hallerde haklı nedenlerin oluştuğunun kabulü gerekir.(Yargıtay 11’nci Hukuk Dairesi’nin 07/12/2015 gün ve 2014/15623 esas,2015/11122 karar sayılı ilamı)
Haklı sebebin gerçekleşip gerçekleşmediğini takdir yetkisi ise hâkime aittir. Şüphesiz hâkim söz konusu sebebin haklı olup olmadığını takdir ederken ilgili limited şirketin yapısını da göz önünde bulunduracaktır. Şöyle ki limited şirketler TTK m. 124 hükmünde açıkça sermaye şirketleri arasında sayılmış olmakla birlikte, anonim şirketlere kıyasla şahıs ortaklığı özellikleri gösteren nitelikleri de mevcuttur. Pay devrinin imzaları noter onaylı sözleşme mecburiyetiyle zorlaştırılmış olması, yan edim yükümlülükleri getirme imkânı,çıkma ve çıkarılma kurumlarının düzenlenmiş olması gibi hükümler limited şirketin bu yönünü göstermektedir. Dolayısıyla çok ortaklı, tüm ortakların şirket işleriyle bizzat ilgilenmeyip daha ziyade anonim şirketlerde olduğu gibi kişiliklerinin ön plana çıkmadığı, yaptığı yatırımın değerlenmesine önem verdiği “kapitalist karakterli” limited şirketlerde, ortakların şahıslarında meydana gelen sebepler her zaman haklı sebep sayılamayabilir. Bu hâlde ortaklar, ortaklık ilişkilerinden kaynaklanan, yani objektif nedenlerden dolayı haklı sebebe dayanarak çıkma haklarını kullanabileceklerdir. Ortaklığın sürekli zarar etmesi, uzun yıllar boyunca kâr dağıtılmaması, şirketin atıl durumda olması, ortakların birbirlerine duydukları güven ortamının kaybolması,amacın gerçekleşmesinde hukuki veya ekonomik imkânsızlıkların doğması şeklinde doktrinde birçok husus örnek olarak sayılmıştır.(Yrd.doç.Dr.Bünyamin Gürpınar,Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi C. XX, Y. 2016, Sa. 2,http://webftp.gazi.edu.tr/hukuk/dergi/20_2_4.pdf,Erişim Tarihi: 25/11/2017)
Bu açıklamalar ışığında davacının haklı neden olarak ileri sürdüğü iddialar, davalı şirketin mali durumu, çıkma payının tespiti ve davalı şirketin savunmaları doğrultusunda davalı şirket kayıtları üzerinde teknik bilirkişiler eliyle incelemeler yaptırılmış, hazırlanan kök ve ek raporlar uyarınca davalı şirket tarafından kar dağıtımı yapılmadığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamı itibariyle taraflar arasında genel kurul karar iptali (Bakırköy .. ATM … Esas sayılı dosya ve Bakırköy … ATM … Esas sayılı dosya), denetçi atanmasına dair talep (Bakırköy … ATM … Esas sayılı dosyası) ve ceza dosyaları şeklinde çekişmeler olduğu anlaşılmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında davacı ortağın kâr payı alamaması ve taraflar arasında söz konusu sürtüşmelerin yaşanmış olması ve halende bunların devam ediyor olması sebebiyle davacı açısından ortaklıktan çıkmak için haklı nedenlerin mevcut olduğu takdir ve sonucuna varılmıştır.
Bu aşamada, karara en yakın gerçek değerler üzerinden çıkma payının hesaplanması gerekir. Bu hususta Yeminli Mali Müşavir …., Gayrimenkul Değerleme Uzmanı …., Marka Değerleme Uzmanı …., Bankacı …., Otomotiv Sektör Uzmanı …., Makine Mühendisi … ve … tarafından hazırlanan 24/08/2020 tarihli heyet ek bilirkişi raporuna göre davalı şirketin öz varlığı 453.597.959,44 TL, davacının çıkma payının 22.679.897,97 TL olarak hesaplanmıştır. Anılan hesaplama şirketin mal varlığı üzerinde karar tarihine en yakın gerçek değerler esas alınarak yapıldığından hükme esas alınmıştır. Bu miktar üzerinden de davacı taraf talebini ıslah etmiştir.
Açıklanan gerekçe ile davanın kabulü ile, davacının TTK’nın 638/2 maddesi uyarınca şirket ortaklığından çıkmasına, 22.679.897,97 TL ayrılma akçesinin davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacının açmış olduğu ortaklıktan çıkma talebinin KABULÜ İLE;
TTK’nın 638/(2). maddesi gereğince davacı …’ın davalı şirket ortaklığından ÇIKMASINA,
2-Bilirkişi kurulunca hesaplanan 22.679.897,97 TL ayrılma akçesinin karar tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle davalı şirketten tahsili ile davacıya verilmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.552.260,59-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 198.583,67-TL peşin harcın ve 188.732,29 TL ıslah harcından mahsubu ile eksik kalan 1.164.944,63-TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yatırılan 25,20.-TL başvurma harcı, 198.583,67-TL peşin harç, 390,00 TL keşif harcı, 188.732,29 TL ıslah harcı, 39.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 1.091,00-TL posta gideri olmak üzere toplam 427.822,16 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 315.423,97-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
6-Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.12/11/2020

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır