Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/403 E. 2018/567 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/403 Esas
KARAR NO : 2018/567

DAVA : Menfi Tespit-Alacak
DAVA TARİHİ : 11/09/2013
KARAR TARİHİ : 24/05/2018
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/06/2018

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit-Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacının dava dışı İmamoğlu …A.Ş.’nin yönetim kurulu başkanı, aynı zamanda ….Limited Şirketi’nin müdürü olduğunu, taraflar arasında 11/07/2012 tarihli sözleşmeye göre bu şirketlerdeki % 50 hissenin 5.000.000,00 TL + 350.000 Euro bedel ile davalıya satıldığını, ancak bu bedelin davalı tarafından tamamen ödenmediğini, yapılan ödemelerin TL karşılığının 3.360.868,00 TL olduğunu, bakiye alacak 2.188.232,00 TL’nin davalıdan istendiğini, davalının ödeme yapmadığını, aksine bu sözleşmenin yapılması ve hisselerin devredilmesine karşılık teminat amacıyla davalıya verilen 2 adet boş senedin davalı tarafından icra takibine konulduğunu, 24/10/2011 tarihli 200.000 Euro bedelli ve 17/01/2012 tarihli 250.000 Euro bedelli senetlerin zaten davalının borcundan mahsup edildiğini, bu nedenle 2.118.232,00 TL alacaklarının kaldığını ileri sürerek takibe konu senetlerden dolayı borçlu olmadıklarının tespitini, ayrıca 2.118.232,00 TL alacağın davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Açılan bu dava Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esasında görülürken bu mahkemenin mahkememiz ile birleşmesi sonucu yukarıdaki esasa kaydı yapılmış ve yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı vekili cevabında; dava dilekçesinde belirtilen şirketlerde davacının hissesinin % 35’e karşılık geldiğini, diğer hisselerin dava dışı ortaklara ait olduğunu, hisse devirlerinin usulüne uygun yapılarak 29/06/2012 tarihinde tescil ve ilan edildiğini, 11/07/2012 tarihli sözleşmenin davacı tarafça kötü niyetli olarak düzenlendiğini, diğer devreden dava dışı ortakların hisseleri için davacının dava açma hakkının bulunmadığını, dayanak yapılan “sösleşme” başlıklı belgenin davalıya değer kısmı boş olarak imzalatıldığını, hisse bedellerinin ilgililerine devir sözleşmelerinde belirtildiği şekilde ödendiğini, dolayısıyla davacı tarafın bir alacağının kalmadığını, menfi tespite konu senetlerin ise teminat senedi olmadığına, dayanılan sözleşmede bu senetlere ilişkin herhangibir atfın bulunmadığını, davacının ihtarnamelerinin kendilerine tebliğ edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Dava hukuki niteliği itibariyle Anonim Şirket ve Limited Şirket hisse devir sözleşmesinden kaynaklı alacak ve İİK.72.maddeye dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır.
Yapılan yargılamalar sonucu iddia ve savunmaya, taraflarca sunulan ve imzaları inkar edilmeyen 11/07/2012 tarihli “sösleşme” başlıklı belgelere, hisse devri yapılan şirketlerin sicil dosyalarına, hisse devirlerine ilişkin dosyaya sunulan 25/06/2012 tarihli devir belgelerine, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas ve …Esas sayılı takip dosyalarına, davalının banka yolu ile gönderdiği ve tercümeleri sunulan ödeme belgelerine, takibe dayanak ve davaya konu olan senetlere, 19/01/2017 tarihli bilirkişi raporuna, aynı heyetten alınan 04/08/2017 tarihli ek rapora, davacı asilin 16/03/2017 tarihli duruşmada ve 17/05/2018 tarihli duruşmada alınan beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre;
Menfi tespit davası yönünden yapılan incelemede, davacının başlangıçta icra takibine konu senetlerin dayanılan 11/07/2012 tarihli sözleşme kapsamında bu sözleşmenin teminatı olarak verildiğini ileri sürdüğü, 04/03/2014 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında uyuşmazlığın “dava konusu senetlerin hisse devrine ilişkin olarak teminat olarak verilip verilmediği” şeklinde belirlendiği, ancak daha sonra davacı asilin iddiasını değiştirerek 16/03/2017 tarihli duruşmada davalı taraftan öncesinde borç para aldığını ve bu senetleri davalıya verdiğini, ortaklık konusunda anlaşma yapıldıktan sonra senet bedellerinin borçtan düşülmesini talep ettiğini, davalının bunu kabul ettiğini, senetleri isteyince yırtıp attığını söylediğini ileri sürdüğü, bu şekilde söz konusu senetlerin teminat senedi olmadığını, davacı tarafın kabul ettiği, ancak bu iddiasını yazılı delil ile ispat edemediği, senedin sebepten mücerret olup aksinin yazılı delillerle ispatının gerektiği, dolayısıyla senet borçlusu olan davacının menfi tespit davası yönünden davasını ispat edemediği anlaşılmakla bu talebin reddine;
Alacak davası yönünden yapılan incelemede, feri müdahil olan ve davaya muvafakat veren kişiler ve davacının toplamda %50 olan A.Ş.ve Limited Şirketindeki hisselerin davalıya satışının gerçekleştiği, noter satışlarının 25/06/2012 tarihinde yapıldığı, dayanak yapılan “sösleşme” başlıklı belgenin ise 11/07/2012 tarihinde düzenlendiği, davacı yanın başlangıçta hisse devir bedelinin dayanılan belgedeki gibi 5.000.000,00 TL + 350.000 Euro olduğunu iddia etmesine karşılık, davacı asilin 17/05/2018 tarihli duruşmada şirket hisse devir bedelinin 5.000.000,00 TL olduğunu, eklenen 350.000 Euro’nun ise şirket malı olan çiçek bedelleri olduğunu belirttiği, her ne kadar davalı taraf noterde belirtilen hisse satış bedellerini ödediğini savunsada, dosyaya sunulan delillerden ve özellikle davalının hisse devrinden önce 24/10/2011 tarihinde başlayan ve hisse devrinden sonra 31/01/2013 tarihine kadar devam eden bankadan gönderilen ödemeler dikkate alındığında hisse bedelinin tamamını ödemediğinin mahkememizce kabul edildiği, hisse bedeli tarafların imzasının inkar etmedikleri belgeye göre 5.000.000,00 TL olduğu, her bir şirket hissesi için ayrı bir değer belirtilmediğinden ve davacı asilin 17/05/2018 tarihli duruşmada alınan beyanına göre bedellerin yarı yarıya olduğu, dava dışı hissesi devredilen …. …A.Ş.’de davacının herhangibir hissesinin bulunmadığı, buna göre limited şirket hisse devir değerinin 2.500.000,00 TL ‘ye karşılık geldiği, davacının % 35 hissesine ise 875.000,00-TL düştüğü, davacı tarafından da belirtilen 3.660.868 TL ödemenin yarısının (limited şirket hissesine düşen) 1.830.434,00-TL’ye karşılık geldiği, davacının % 35 hissesi dikkate alındığında davacının yaptığı tahsilatın 640.651,90 TL ettiği, davacının hisse değerinden alınan bu ödeme mahsup edildiğinde (875.000,00 TL-650.651,90 TL) davacının alacağının 234.348,10 TL kaldığı, her ne kadar feri müdahiller davacıya yetki verdiklerini beyan etselerde 11/07/2012 tarihli sözleşmenin sadece davacı tarafından imzalandığı, vekaleten işlem yapıldığına ilişkin bir beyanın olmadığı, dosyaya sunulan 28/03/2013 tarihli vekaletnamenin hisse devrine ilişkin bulunmadığı, sözleşme tarihinden sonra düzenlendiği, dolayısıyla feri müdahil olan ortaklar adına davacının dava açma hakkının olmadığı anlaşılmakla, alacak davası yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacının açtığı menfi tespit davasının reddine,
2-Davacının davalı aleyhine açtığı alacak davasının Kısmen Kabulü ile, 234.348,10 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Alınması gereken (menfi tespit davası yönünden 35,90 TL , alacak davası yönünden 16.008,31 TL) 16.044,21 TL harcın peşin alınan 56.860,30 TL’den mahsubu ile fazla 40.816,09 TL harcın karar kesinleşince davacıya iadesine,
4-Alacak davası yönünden davacı lehine takdir edilen 20.010,89 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Reddedilen kısım ve menfi tespit davası yönünden davalı lehine takdir edilen 96.143,84 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacının yaptığı 16.100,31-TL ilk masraf (iade edilecek harç düşüldükten sonra), 269,00 TL posta gideri, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 17.869,31 TL yargılama giderinin kabul ve red oranı dikkate alınarak 200,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, 1 nolu hüküm yönünden oy birliğiyle 2 nolu hüküm yönünden oy çokluğuyla (Üye Hakim …’in muhalefetiyle) verilen karar, kararın taraflara tebliğinden itibaren yasal 2 haftalık sürede İstinaf yoluna başvuru hakları hatırlatılarak açıkça okunup usulen anlatıldı.24/05/2018
Başkan … Üye … Üye … Katip …
E-imzalı E-imzalı E-imzalı E-imzalı
(Muhalif)

Muhalefet Şerhi:
Muhalif kalınan 2.nolu bendin ödenmeyen hisse devir bedeline ilişkin olduğu, çoğunluk tarafından davacının hissesi oranında talep edebileceği görüşü ile hüküm kurulmuş ise de, davacı tarafından diğer hisseler adına hareket edilmiş olması, protokolün diğer hissedarları da kapsayacak şekilde yapılmış olması, yargılama safahatında diğer hissedarların açılan davaya açıkça muvafakat etmiş olmaları gözönünde bulundurularak diğer ortakların hisseleri de gözönüne alınarak karar verilmesi gerekirken yukarıdaki şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunmayıp muhalif kalınmıştır.

Üye ….
(muhalif)
¸E-imzalı