Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/327 E. 2019/1083 K. 21.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/327 Esas
KARAR NO : 2019/1083

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 20/09/2001
KARAR TARİHİ : 21/11/2019
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 26/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE;Müvekkili şirketin davalı şirkete sattığı emtialar için fatura tanzim ettiğini, tanzim edilen her faturadaki borç miktarı kadar bir poliçenin de davalı tarafından kabul edilerek müvekkili şirkete teslim edildiğini, Ne var ki, şirket vadeleri 2000 yılı içersinde gelen bu poliçelerin bedellerini ödemekten imtina ettiğini, bugüne kadar toplam borcunun çok küçük bir kısmını ödediğini, Davalı şirket müvekkili şirketin borcun bir ödeme planı ve zamana bağlanarak belirli bir süreçte ödenmesi konusundaki taleplerini de cevapsız bıraktığım, borcun ödenmesi konusunda hiçbir çaba göstermediğini, Davalının bu tutumu büyük meblağlara ulaşan borçlarını ödemeden ticari yaşamdan çekileceği yolundaki duyumları da arttırdığını, gerçekten de davalı şirketin borcu vadelere yaymak , bir ödeme planı vermek konusunda hiçbir girişimde bulunmaması bu olasılığın güçlü olduğunu akla getirdiğini, gelinen aşamada, müvekkili şirketin davalı şirket aleyhinde iflas yolu ile takibe girişmekten başka seçeneğinin kalmadığını, Davalı şirketin kendisine tebliğ olunan “ Kambiyo Senetlerine Mahsus İflas yolu ile Takip Taleplerinde Ödeme Emri’ne karşı; yetkili icra dairesinin Gebze İcra Dairesi olduğunu, poliçe asıllarmın İcra Dairesine sunulmadığı, ödeme emrinde borcun sebebinin gösterilmediği, takip talebinde ve ödeme emrinde alacak Alman Markı olarak gösterilmesine karşın, ABD Dolarının efektif satış kuru üzerinden tahsil talebinde bulunulduğu yolunda itirazlarda bulunduğunu, Davalının itirazları, davalının müvekkili şirkete borçlu olduğu vakıasını ortadan kaldırmaya yeterli olmadığını, 07.09.2001 tarihli İstanbul Ticaret Odasından alman davalı şirketin Sicil Kayıt Suretinden anlaşılacağı üzere davalının ticaret merkezinin ….. mahallesi….. Sitesi No: ….. Bağcılar /İstanbul olduğunu, Takibe ilişkin İstanbul ….. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde davalı şirketin üretim tesislerinin bulunduğu Gebze’deki adresinin dışında yukarıda yazılı yasal ticaret merkezine de ödeme emrinin usulüne uygun biçimde tebliğ edileceğinin görüleceğini, İİK’nun 154/3. maddesinde, “borçlu ile alacaklı yetkili icra dairesini yazılı anlaşma ile tayin etmişlerse, o yerin icra dairesi dahi iflas takibi için yetkili sayılır.’’ Hükmünü içerdiğini, anlaşılacağı üzere yasada, icra dairesinin yetkisi-iflas davasının aksine kamu düzeni çerçevesinde kabul edilmediğini, aksinin sözleşme ile kararlaştınlabileceğinin belirtildiğini, Davalının ise bu takibe karşı, İstanbul İcra Daireleri yetkili değildir. Yetkili İcra Dairesinin Gebze İcra Daireleridir” biçiminde itiraz ettiğini, Davalı şirketin takibe dayanak oluşturan poliçe asıllarmın İcra Dairesine sunulmadığı, ödeme emrinde borcun sebebinin gösterilmediği yolundaki itirazlarında gerçeği yansıtmadığını, İstanbul …. İcra Müdürlüğünün ….. Esas sayılı dosyasının celbi halinde de görüleceği gibi poliçe ve fatura asıllarmın icra dairesinin kasasına alınmış olduğu dosyaya şerh edildiğini, öte yandan borcun sebebinin ödem emrinde zikredilen faturalar olduğunun da sabit olduğu, davalı her biri için kambiyo taahhüdü altına girdiği bu faturalardan adeta hiç haberdar değilmiş gibi söz etmektedir ki, bu davranışın iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığının açık olduğunu, Takip talebi ve ödem emrinde alacak Alman Markı olarak gösterilmesine karşın, ABD Dolarının efektif satış kuru üzerinden tahsil talebinde bulunulmasının bir yazım hatasından ibaret olduğunu, eklice sundukları fatura ve poliçeler müvekkili şirketin alacağının Alman Markı olduğunu kanıtlamaya yeterli olduğunu, Bu nedenlerden dolayı, İİK’nun 159/1. maddesi zımnında Mahkemenizce gerekli görülecek diğer tedbirlerin yanı sıra özellikle borçlu şirketin alacaklı olabileceği “ …. Mahallesi ….. Caddesi …. Güneşli/İstanbul “adresinde mukim ….. Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.’ye, ….. Caddesi No: ….. Nişantaşı/İstanbul adresinde mukim ….. Yayıncılık A.Ş.’ye, ….. Mahallesi ….. Caddesi No:….. Eminönü/İstanbul adresinde mukim ….. Yayıncılık A.Ş.’ye ödemelerinin bundan böyle dava sonuna kadar Mahkemenizce belirlenecek bir Devlet Bankasında bloke edilmesini temin edecek biçimde ihtiyati tedbir kararı ittihaz edilmesine ve kararın anılan 3. kişilere tebliğini, borçlunun bütün menkul ve gayrimenkul mallarının defterinin tutulmasını, borçlu şirketin gayrimenkullerinin 3. kişilere devrinin önlenmesi için tapu sicillerine şerh verilmesini, borçlulara bildirimde bulunularak borçlu şirkete ödeme yapmalarının yasaklanmasına dair muhafaza tedbirleri ile müvekkili şirketin menfaatlerinin korunması ve alacağının teminat altına alınması için Mahkemenizce zaruri görülecek diğer her türlü tedbirin ittihaz edilmesini, tarafların daveti ile davalı şirketin ödeme emrine ve takibe yönelik itirazlarının kaldırılmasını, davalı şirketin iflasını, harç, yargılama giderleri ve vekillik ücretinin de davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE; Açılan itirazın kaldırılması/iflas davasına cevaben davalı şirket vekili tarafından verilen 23.11.2001 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin dava dilekçesinde belirttiği fatura konusu mallar evsafına uygun çıkmadığını, faturaların gereği yerine getirilmediğini, poliçelerin kabul amacının da gerçekleşmediğini, davacının dava dilekçesinde ifade etmiş olduğu müvekkili şirketin büyük meblağlara ulaşan borçları olduğu ve bu borçları ödemeden ticari yaşamdan çekileceği yolundaki duyumların arttığı iddiası yanlış ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerden dolayı, iflas davalarında kamu düzeninden olan yetki kuralına aykırı olarak yetkisiz mahkemede açılan davanın reddini, haksız ihtiyati tedbir talebinin reddini, icra takibi ve ödeme emrinin tanzim ve tebliği usule ve yasaya aykırı olduğundan takibin devamı olan bu davanın usul yönünden de reddini, davanın esas bakımından da reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
DELİLLER
Kadıköy … ATM’nin …. Esas sayılı dosyasında alınan karar örneği, İstanbul …… ATM’nin ….. Esas sayılı dosyasında alınan karar örneği, İstanbul …..ATM’nin…. esas sayılı dosyasında alınan karar örneği, İstanbul ….. Nolu İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası, İstanbul …… Asliye Mahkemesinin …… esas sayılı dosya aslı, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü yazı cevabı, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava, iflas yoluyla başlatılan takibe borçlu davalının itirazının kaldırılması ile iflasının açılmasına karar verilmesi isteminden ibarettir.
İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun …. sicil sayısında kayıtlı davalı ….. ve Pazarlama A.Ş. hakkında İstanbul Anadolu …… Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.02.2015 tarih, …. esas sayılı ilamı ile iflasına karar verilmiş olup, iş bu kararın Yargıtayca onandığı, İstanbul Anadolu …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15.04.2019 tarih, …… esas, ….. karar sayılı ilamı ile iflas masasında tasfiyeyi sağlayacak mal bulunmadığından tasfiye tatil edilip, borçlu davalının iflasının kapatılmasına karar verilmiştir.
Somut olayda davalı şirketin iflas masasında tasfiyeyi sağlayacak mal bulunmadığından tasfiye tatil edilip, iflasının kapatılmasına karar verildiğinden iş bu dava konusuz kalmıştır. Bu sebeple karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın konusuz kalması nedeni ile KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacı tarafından yatırılan iflas avansının ve gider avansının kararın kesinleşmesine müteakip davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Alınması gereken 44,40 TL harcın peşin alınan harçtan mahsubu ile fazla yatırılan kısmın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.21/11/2019

Başkan …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Katip …
¸E-imzalı