Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/222 E. 2019/70 K. 22.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
BAKIRKÖY
6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/222 Esas
KARAR NO : 2019/70

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/06/2014
KARAR TARİHİ : 22/01/2019
KARARIN YAZILMA TARİHİ : 29/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkil şirketin, …. A.Ş., … A.Ş. ve …. Dış Ticaret Pazarlama A.Ş. olarak bakır alaşımları üzerine uzmanlaşmış döküm şirketi olarak sektöründe 30 yılı aşkın süredir faaliyet gösterdiği; ürünlerinin %60’ından fazlasının yurtdışı pazarlarda ülkeyi temsil ettiğini, müvekkil şirketin yılların emeği ve özverili çalışmaları neticesinde meşhur ve maruf hale getirdiği markayı korumak ve olası tecavüzlere engel olmak için gerekli bütün tedbirleri aldığıni, bu bağlamda …. markasını … Enstitüsü nezdinde tescil ettirdiğini, davaya delil teşkil etmesi amacıyla ivedilikle …. internet sitesi içeriğinde yayınlanmakta olan verilerin tamamının tespiti, ilgili içeriklerin söz konusu internet sitesinde yayınlandığı hususu, internet sitesinin elektronik kayıt yerinin, İP numarasının, erişim sağlayıcısının, servis sağlayıcısının ve içerik sorumlusu ile sorumlulara ait kimlik ve adres bilgilerinin tespitinin gerektiğini, müvekkil şirketin alaşım kodlarının ve kimyasal formüllerinin, ticari bilgilerinin ve profilinin karşı tarafça izinsiz olarak ticari amaçla kullanılmasının haksız rekabet, aldatıcı hareket veya hüsnüniyet kaidelerine aykırı sair suretlerle iktisadi rekabetin her türlü suistimali olduğunu davalının, müvekkile karşı alenen haksız rekabet eylemi işlediğini, davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil etmekte olduğunun tespitini, haksız rekabet teşkil eden eylemlerin men’ini, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00TL maddi, 10.000,00TL manevi zararın faizi ile birlikte ödenmesini, mahkeme tarafından verilen hükmün masrafları davalıya ait olmak üzere Türkiye’de tirajı en yüksek 3(üç) gazetede yayınlanmasını, yargılama masraf ve giderleri vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; Haksız rekabet iddiasına dayalı olarak ikame edilen davanın zamanaşımı sebebiyle reddiningerektiğini, davacının bu davayı, ….’in kuruluşundan 3 yıl sonra açmış olmasının, hem TTK 60.maddesine hem de Medeni Kanun’un dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, Dünyada ve Türkiye’de bakır alaşımları sektöründe faaliyet gösteren pek çok firma bulunduğunu, davacının sektöründe öncülük ettiğine dair iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının iddia ettiği üzere davacı şirketin “ticari sırları” kullanılarak söz konusu şirketlerle iletişime geçilmesinin söz konusu olmadığını, metal sektöründeki müşteri kitlesi sınırsız olmamakla birlikte müşteri bilgilerinin ticari sır olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, özellikle alaşımlı bakır sektöründeki müşteri portföyünün, bu sektörde faaliyet gösteren çoğunluk tarafından bilindiğini, mevcut araştırma bilgisi, araştırma gücü ve kabiliyeti ile müvekkil …’ın müşteri bilgisine ulaşmasının zaten olanaklı olduğunu; serbest piyasa ekonomisi sisteminde girişimcilerin her türlü müşteriye mal ve hizmet sunma hakkının bulunduğunu, müvekkil tarafından bizzat aranmasa dahi, birçok müşterinin müvekkilin iletişim bilgilerine ulaşarak kendileri ile çalışmak istediklerini belirttiğini, davacının iddialarının aksine müvekkilin davacı şirkete karşı haksız rekabet eylemlerinde bulunmadığını, bilakis kendilerine müşteriler yönlendirdiğini, davacı şirketten malzeme almak istediği ve … seçimlerinde davacı şirketi desteklediğini, davacının, uzun yıllar süren laboratuar ve AR-GE çalışmaları sonucu elde ettiğini ileri sürdüğü ürünlerin, dünya standartlarında …. normları ile belirlenmiş standart ürünler olduğu; konuya ilişkin olarak pek çok firma tarafından aynı ürünlerin sergilendiğini, davacı tarafın maddi ve manevi tazminat talep edebilmesi için yasal koşulların oluşmadığını, söz konusu taleplerinin reddiningerektiğini, davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, haksız ve kötü niyetli davanın tüm taleplerinin ve maddi-manevi tazminat taleplerinin redddinitalep etmiştir.
DELİLLER
İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği yazı cevabı, Bilirkişi raporları, tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İş bu dava ve karşı dava TTK 54-63 maddesi uyarınca açılmış haksız rekabetin önlenmesi ve haksız rekabete dayalı maddi-manevi tazminat davasıdır.
TTK. 54 uyarınca haksız rekabet, aldatıcı hareket veya dürüstlük kurallarına aykırı diğer davranışlar ile ekonomik rekabetin her tür kötüye kullanılmasıdır. Diğer bir ifade ile ”rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” Bu tanımdan anlaşılacağı üzere ortada ekonomik bir rekabet söz konusu olmalı ve dürüstlük kurallarına aykırı bir davranış bulunmalıdır. Dürüstlük kuralına aykırı bu davranış ekonomik rekabet hakkının kötüye kullanımına yol açmış ise ortada haksız rekabet vardır. TTK. 55 başlıca haksız rekabet hallerini saymıştır. Bu sayım sınırlayıcı değil örneklendiricidir.
TTK. 55/1 a uyarınca dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle; (4) Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak; TTK. md. 55/1, b uyarınca sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek; özellikle; (1) Müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için, onları başkalarıyla yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya yöneltmek; TTK. 55/1 c uyarınca başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma; özellikle; (3) kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın başkasına ait pazarlanmaya hazır çalışma ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp onlardan yararlanmak; olayda gündeme gelebilecek muhtemel ve kanunda sayılanlardan olan haksız rekabet halleridir.

Haksız rekabet mevcut olduğunun tespit edilmesi halinde haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse
a) Filin haksız olup olmadığının tespitini
b) Haksız rekabetin men-ini,
c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
d) Kusur varsa zarar ve ziyanın tazminini,
e) Borçlar Kanununun 49. maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebilir.
Haksız rekabet hükümlerine dayalı olarak açılacak tazminat davasında (TK. 56/1, d, e) zararı ispat yükü kural olarak davacıya aittir (BK. 42/1). Ancak uygulama neticesinde haksız rekabet hallerinde davacının uğradığı zararı ispat etmesinin imkansıza yakın ve zor olduğu, bu halde zararın BK. 42/2’nin tanıdığı yetki ile hakim tarafından takdir edilmesinin uygun olacağı kabul edilmiştir. Haksız rekabet halinde ekonomik çıkarları zarar gören davacı, haksız rekabette bulunan rakip işletme aleyhine dava ikame ettiğinde gerçek zarar miktarının kanıtlanmasındaki güçlükten dolayı davacının haksız rekabetten elde etmesi mümkün görülen çıkar karşılığı kadar tazminata karar verilebilir. (Bu yönde bkz. R. AYHAN, Haksız Rekabet Münasebetiyle Elde Edilen Menfaatin iadesi, Konya, 1990, s. 45 vd; M. BAHTİYAR, Ticari İşletme Hukuku, İstanbul, 2016, s. 116). Nitekim TK. 56/1 son hükmüne göre davacı lehine ve TK. 56/1 (d) bendi hükmünce tazminat olarak hakim, haksız rekabet neticesinde davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına dahi hükmedebilir. Böylelikle davacı haksız rekabet dolayısı ile uğradığı zarar miktarını ispat yükümlülüğünden kurtarılmış ve buna karşılık davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığı uğranılan zarara eşdeğer kabul edilerek bu miktara hükmedilmesine olanak sağlanmıştır. Ancak öğretide haklı olarak ifade edildiği üzere davacı hem yoksun kalınan kar, hem de davalının elde etmesi muhtemel kazanç istenemez. Bunlardan bir tanesi seçilmelidir (TEOMAN, Yaşayan Ticaret, C. 1, s. 250; ARKAN, s. 316). Benzer şekilde hiçbir şekilde ve hiçbir gerekçe ile müspet ve menfi zarar birlikte talep edilemez. Zira mûsbet zararın tazminini isteyen, borç gerektiği gibi ifa edilse idi menfi zarar kapsamında yer alan kayıplara da katlanacaktır. (OĞUZMAN/ÖZ, Borçlar Hukuku, s. 342). Özetle TTK m.56 uyarınca, Davacı lehine maddi tazminat olarak hâkim, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir. Ancak bu şekilde haksız rekabet sebebiyle davalının elde etmiş olduğu menfaatin (karın) tazminat olarak hükmedilebilmesi için aynı zamanda davacı tarafından bu yönde açıkça talepte bulunulmuş olması şarttır. (Ticari İşletme Hukuku, 4. bası, İstanbul 2015, Kenar No. 1191). Ayrıca önemle ekleyelim ki; uğranılan zararın miktannın tam olarak ispat edilemediği hallerde hakime olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirleme yetkisi veren Borçlar Kanununun 50/11. maddesi hükmü de haksız rekabete ilişkin tazminat davalarında uygulanır. Dolayısıyla zarar miktarının tam olarak tespit ve ispat edilemediği hallerde TBK m. 50/2’ye uygun karar verilebilir.
Manevi tazminat yönünden ise bir kimsenin şahsiyet hakkına hukuka aykırı bir tecavüz vaki olmalı bir manevi zarar bulunmalı, illiyet bağı bulunmalı ve davalının sorumlu olmasını veya kusursuz sorumluluğunu gerektiren bir hali bulunmalıdır.
Ancak tüm bu taleplerin ileri sürülebilmesi için olayda öncelikle haksız rekabet fiilinin, diğer bir ifadeyle aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar mevcut olmalıdır. Zira sorumluluk hukukunda hukuka aykırı(haksız) eylemin mevcudiyeti zorunlu olup TK. 54’te olduğu ifade aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışların hukuka aykırı olacağı ifade edilmiştir.
Bu açıklamalar ışığında mahkememizce davacı tarafın iddiaları ve davalı tarafın savunmaları doğrultusunda uyuşmazlığın çözümü adına tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde teknik bilirkişiler eli ile inceleme yapılmış ve bu hususta iki farklı bilirkişi raporu ve kök rapor alınmıştır. Buna göre; somut olayda yapılan teknik inceleme ve değerlendirmede, iddia olunanın aksine iki firma arasındaki dosyaya konu olan alaşımların kimyasal bileşimi, malzeme tanımı, mekanik özellikleri ve fiziksel özelliklerinin farklı olduğu, bu alaşımların standart bir ürün olup …. normları ile dünya standartlarında üretilen ürünler olduğu, bu alaşımların kimyasal bileşim kompozisyonu dünyadaki bir çok firma ve üretici tarafından kullanılmakta olduğu, alıcılar bu değerlere bakarak siparişlerini vermekte ve istedikleri spesifik değerlerde kompozisyonu ve ürünü talep etmekte olduğu, alaşım kodlarının ise aynı olduğu, söz konusu ürünlerin dünya çapında standart bir ürün olduğu için bu ürünlerin malzeme tanımı, malzemenin mekanik özellikleri (kopma mukavemeti, akma mukavemeti, uzama, sertlik vb.), fiziksel özellikleri (özgül ağırlık, özgül ısı elektrik iletkenliği vb.) ifade edilen değerleri aynı olduğu ve dünya çapındaki bir çok firma tarafından bu değerler web sitelerinde standartlarına uygun olarak aynı yada değiştirilerek kullanılmakta olduğu tespit edilmiştir.
Bu bakımdan davacının haksız rekabet iddiasını ispat edemediği, dürüstlük ve iyi niyet kurallarına aykırılık teşkil edebilecek bir haksız rekabet fiilinin oluşmadığı takdir ve sonucuna varılarak asıl davanın REDDİNE dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40-TL red karar harcının, mahkememiz veznesine yatırılan 187,90-TL peşin harçtan mahsubu ile, bakiye kalan 143,50-TL harcın karar kesinleşince ve talebi halinde davacı tarafa iadesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 128,00.-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,

Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/01/2019

Katip …
¸E-imzalı

Hakim …
¸E-imzalı