Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1063 E. 2022/1184 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2014/1063 Esas
KARAR NO : 2022/1184

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/10/2014

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 19/02/2020
KARAR TARİHİ : 29/12/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan …. adına kayıtlı, sürücü …..’ın sevk ve idaresindeki ….. plakalı motosikletin 25/07/2014 tarihinde orta refrüjde yaya geçidinden geçmeye çalışan davacı …..’a arkadan çaptığını ve 6 metre fırlattığını, müvekkilinin hastaneye kaldırıldığını ancak yatalak ve felçli olarak kaldığını, bakıma muhtaç olduğunu, babası ve annesi tarafından bakıldığını, zor şartlar altında bakımının yapıldığını, kaza oluşumunda davalı …..’ın tam hatalı ve kusurlu olduğunu, ….. ve ailesinin kazadan sonra maddi ve manevi yıkıma uğradıklarını, kaza sonrası …..’ın çocuklarının Türkiye’ye geldiklerini, bu nedenle hastane, konaklama, yol gidiş geliş, refakat, bakım, yemek, ilaç masrafları gibi giderleri olduğunu, davacıların kaza sonrası büyük elem ve acı yaşadığını beyanla 500,00 TL maddi tazminat ve davacı … için 100.000 TL, davacı … için 50.000 TL, davacı …. için 50.000 TL olmak üzere 200.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve etmiştir.
Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davalılardan …. adına kayıtlı, sürücü …..’ın sevk ve idaresindeki ….. plakalı motosikletin 25/07/2014 tarihinde orta refrüjde yaya geçidinden geçmeye çalışan davacı …..’a arkadan çaptığını ve 6 metre fırlattığını, müvekkilinin hastaneye kaldırıldığını ancak yatalak ve felçli olarak kaldığını, bakıma muhtaç olduğunu, babası ve annesi tarafından bakıldığını, bu kazayla ilgili olarak Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını belirterek işbu dosyanın Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, şimdilik 1.000,00.-TL’nin olay tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….. vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının kazada ilgisinin bulunmadığını, dosyanın görevli olan asliye hukuk mahkemelerine gönderilmesi gerektiğini, davanın haksız ve usulsüz olduğunu, kaza tarihinde davalı …..’ın davalı şirkette iş başı yapmadığını, kazının davalı şirketin işinin yapılması sırasında gerçekleşmediğini, kazanın mesai saatleri dışında ve davalı şirketle herhangi bir ilgisi olmayan araçla yapıldığını, davalı …..’ın kaza günü iş başı yapmadığını, çalışmadığını, davalı …..’ın bir süre işe gelmediğini ve nedenini bilmedikleri bir şekilde işinden istifa ettiğini ve iş yerinden ayrıldığını, istifası sırasında kaza ile ilgili bilgi vermediğini, davalı iş yerinde çalışanların iş yerine gelip gitmeleri için sağlanan herhangi bir servis hizmeti olmadığını, tüm çalışanların kendi imkanlarıyla işe gelip gittiklerini, taşıt sahibinin de davalılardan …. olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle davalı şirketin kaza yapan aracın işleteni olmadığını beyanla haksız davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …. cevap dilekçesinde özetle; ….. plakalı motosikletin sahibinin kendisinin olduğunu, kaza sonrası tutulan tutanaklarda …..’ın imzasının bulunmadığını, kaza geçirenin tüm rahatsızlıklarının kaza sonrasında gerçekleşmediğini, adli tıptan rapor aldırılarak bunun tespit edilmesinin gerektiğini, davacının kendi kusuruyla kazaya sebebiyet verdiğini, kendilerinin ailece kaza geçirenin yanına gittiklerini, …..’ın kendi oğlu olduğunu, …..’ın davalı pizzasanda kısa bir süre çalıştığını, …..’ın davalı ….daki araçla kaza yapmadığını, ayrıca …..’a iş götürürken de kaza yapmadığını beyanla haksız davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ….. cevap dilekçesinde özetle; davada görevli mahkemelerin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, babasına ait ….. plakalı motosiklet ile yaya geçidinde dikkatsizce sağa ve sola bakmadan direkt önüne atlayan davacıya çarptığını, çarpma nedeniyle hızlı olmadığından davacıya yardım ettiğini, davacının dikkatsizce önlem almadan direkt yola atladığını, kendi kusuruyla kazaya sebebiyet verdiğini, olay yerinde tutulan polis tutanaklarının gerçeği yansıtmadığını, davacıyı 6 metre fırlatmadığını, kaza geçirenin tüm rahatsızlıklarının kaza sonrasında gerçekleşmediğini, adli tıptan rapor aldırılarak bunun tespit edilmesinin gerektiğini, kendilerinin ailece kaza geçirenin yanına gittiklerini, davalı …da kısa bir süre çalıştığını, davalı …naki araçla kaza yapmadığını, ayrıca …..’a iş götürürken de kaza yapmadığını beyanla haksız davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …. Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; …. adına kayıtlı ….. plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde …. poliçe no ile 24.03.2014 – 24.03.2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi ile teminat altına alındığını, şirketin poliçe kapsamında sorumluluğu, poliçe üzerinde yazılı azami teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat taleplerinin Trafik Kanunu Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi teminatı dışında olduğunu, zorunlu trafik sigortasının zarar sigortası olduğunu, kaza yapanın kazadaki kusurunun belinlenmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile tazminat hesaplamasında kazazedenin SGK’daki aylık ücretinin dikkate alınması gerektiğini, maddi tazminat taleplerinin poliçe teminatı dışında olduğunu bu nedenle sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalılar ….. ve …. vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; davacı vekili ile davalı …. Sigorta vekilinin davacı …..’ın dava konusu kaza nedeniyle uğramış olduğu tedavi ve bakıcı gideri zararları da dahil tüm maddi tazminat tutarları bakımından sulh olmuş olduklarını, davacı vekilinin protokol konusu zararlar bakımından mükerrer talepte bulunduğunu, esas davada ileri sürülen maddi tazminat taleplerinin gerekse birleşen davadaki geçici ve daimi bakıcı giderlerine ilişkin taleplerin reddi gerektiğini beyan etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Asıl dava, trafik kazasından kaynaklı tedavi gideri, geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik, ekonomik geleceğin sarsılması yol gideri maddi tazminat istemi ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Birleşen dava ise, asıl davaya konu edilmeyen aynı kazadan kaynaklı geçici ve daimi bakıcı gideri maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davaya konu olay 25.07.2014 günü saat 14:20 sıralarında … Cad. üzerinde E-5 istikametinden … istikametine seyir halinde olan davalı sürücü …..’ın sevk ve idaresindeki ….. plakalı motosikletin davacı yaya …..’a çarpması sonucu …..’ın yaralanması şeklinde gerçekleşmiştir.
Asıl dosyada davacı taraf, davalı …..’ın kullandığı aracın hatalı ve kusurlu bir şekilde …..’a çarpmak suretiyle yaralanmasına sebebiyet verdiğini, bu sebeple maddi ve manevi tazminat talep ettiklerini ve bu olay sebebiyle …’nin çocukları olan … ve ….’in de maddi ve manevi olarak sıkıntı çektiğinden tazminat talep ettiği; Birleşen dosyada ise davacı taraf, davalılardan …. adına kayıtlı, sürücü …..’ın sevk ve idaresindeki ….. plakalı motosikletin 25/07/2014 tarihinde orta refrüjde yaya geçidinden geçmeye çalışan davacı …..’a arkadan çaptığını ve 6 metre fırlattığını, …..’ın hastaneye kaldırıldığını ancak yatalak ve felçli olarak kaldığını, bakıma muhtaç olduğunu, babası ve annesi tarafından bakıldığını, şimdilik 1.000,00.-TL’nin olay tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda asıl ve birleşen davalara konu uyuşmazlık; davacı …..’a davalı ….. tarafından kullanılan motosiklet ile çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur durumu, kaza dolayısıyla davacı Nuriye’nin uğradığı maluliyetin derecesi, trafik kazasından kaynaklı bakıcı ücreti istemine ilişkin yasal şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminat kalemlerinin zaman aşımına uğrayıp uğramadığı, mahkememizin görevli olup olmadığı, tüm davacılar yönünden talep edilen maddi ve manevi tazminat taleplerinin koşullarının oluşup oluşmadığı, davacı ile davalı sigorta şirketi arasında imzalanan sulh protokolü kapsamında davalıların sorumlulukları kapsamında toplanmaktadır.
Asıl ve birleşen davada, davalı olan …. Sigortanın ZMMS poliçesini düzenleyen sigortacı olduğu, sorumluluk sigortası olan ZMMS’nın TTK’da düzenlenmesi nedeniyle iş bu davanın mutlak ticari dava olduğu ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu anlaşılmakla, davalıların bu yöndeki itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. Dava konusu eylemin aynı zamanda suç teşkil etmesi nedeniyle ceza zamanaşımına tabi olduğu, kaza tarihi itibariyle ceza zamanaşımı süresinin dolmadığı, kaldı ki davacı …..’ın iyileşme sürecinin halen devam etmesi nedeniyle zamanaşımı süresinin dolmayacağı anlaşılmakla, zamanaşımı itirazının da reddine karar vermek gerekmiştir.
Kusur ve Maluliyete ilişkin yapılan değerlendirmede;
Büyükçekmece … Asliye Ceza Mahkemesi ….. Esas sayılı dosyandaki 19.10.2016 tarihli bilirkişi raporunda; sürücü …..’ın asli derecede tam kusurlu olduğu, yaya …..’ın ise atfı kabil kusurunun bulunmadığı belirtildiği, Büyükçekmece….Asliye Ceza Mahkemesi ….. Esas sayılı dosya için ATK trafik ihtisas tarafından hazırlanan … tarih …. sayılı raporda; sürücü …..’ın asli kusurlu olduğu, yaya …..’ın ise atfı kabil kusurunun bulunmadığının belirtildiği, Büyükçekmece …. Asliye Ceza mahkemesinin ….. esas 2020/20 kararıyla sanık …..’ın taksirle yaralama suçundan tam kusurlu kabul edilerek asli para cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği bu karar hakkında da hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, istinaf incelemesinde davanın basit yargılama usulüne tabi olması nedeniyle kararın kaldırıldığı, … esasta yargılamanın basit yargılama usulüne göre devam ettiği,
Mahkememiz dosyasında 16.05.2016 tarihli keşfe binaen hazırlanmış 27.05.2016 tarihli bilirkişi raporunda; sürücü …..’ın %80 oranında kusurlu olduğu, yaya …..’ın ise %20 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Ceza dosyasından alınan kusur raporları ile iş bu rapor arasındaki tespitler arasında çelişki söz konusu olması nedeniyle kusur tespiti için dosya Adli Tıp Kurumuna gönderilmiş ve ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan … tarihli raporda davalı sürücü …’ın tam kusurlu, davacı …..’ın ise kusursuz olduğu tespit edilmiş ve belirtildiği, ATK’nın …. tarihli raporuna itibar edilerek, iş bu kazada davalı sürücü ….. tam kusurlu kabul edilmiştir.
…..’ın trafik kazasından kaynaklı yaralanmasına ilişkin ATK ….. İhtisas Kurulu’ndan …. tarihinde rapor alındığı, bu raporda davacının 25.07.2014 tarihinde gerçekleşen trafik kazasından kaynaklı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü yönetmeliğine göe %100 oranında meslekten kazanma gücünü kaybettiği, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceği tespit edilmiştir. Mevzuata uygun olan iş bu maluliyet raporuna itibar edilerek hükme esas alınmıştır.
Maddi tazminat taleplerine ilişkin yapılan değerlendirmede;
Mahkememizce yapılan yazışmalar neticesinde, davacı tarafa SGK tarafından rücuya tabi ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Asıl dava dosyasında yargılama devam ederken davacılar vekili ile davalı …. Sigorta arasında 16.02.2015 tarihinde “Sulh Protokolü” düzenlendiği, bu protokole göre sigorta tarafından davacı vekiline tarafların mutabık kaldıkları miktarda ödeme yapılacağının belirtildiği, bu miktarlarda ana para olarak; 223.000TL, işlemiş faiz olarak 6.500TL, yargılama gideri 500TL, vekalet ücreti 20.000TL toplam 250.000TL olarak gösterildiği, sigorta şirketi ve sigortalısı açısından poliçe kapsamında ileri sürülen hak ve alacaklardan feragat edileceği ve davanın maddi tazminata ilişkin kısmının kısmi feragat ile sonuçlanacağı, ödeme yapılması ile sigorta şirketinin davaya konu tüm maddi sebepler ile gayrikabili rücu edileceği, her ne nam altında olursa olsun başkaca bir alacağın kalmadığının belirtildiği, sigorta poliçesinde kişi başı ölüm sakatlık sorumluluk miktarı 268.000TL olduğu, birleşen davanın sulh protokolü yapıldıktan sonra 19.02.2020 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların da kabulü olduğu üzere yargılama devam ederken davacı için toplam 250.000,00- TL ödeme yapıldığı hususu ihtilafsızdır. Bu halde ortada KTK 111. Madde gereğince güncellenecek bir alacak yoktur. Zira KTK’nın 111. maddesinde belirtildiği şekilde fahiş bir fark olup olmadığı değerlendirilirken Şayet ödenmesi gereken maluliyet tazminatı ile ödenmiş olan miktar arasında fahiş fark olduğu saptanırsa, davacı tarafından daha önce verilen ibranamenin makbuz hükmünde olduğu kabul edilerek, rapor tarihindeki verilere göre hesaplanan tazminat tutarından, davalı tarafından yapılan ödemelerin güncellenerek düşülmesi gerekmektedir. Ancak somut olayda ödeme davadan önce değil yargılama esnasında yapılmıştır.Bu halde yapılan ödemenin güncellenmesi değil mahsubu sözkonusu olacaktır. Bu bakımdan davacılara yapılan bu ödemenin güncelleme yapılmadan hesaplanan tazminattan mahsubu yoluyla tazminata hükmedilmiştir.
Davaya konu poliçede teminat limiti 268.000 TL olup, sigortanın sorumluluğu 268.000,00 TL ve ayrıca fer’i alacakları kapsamaktadır. Sulh protokolünde asıl alacak olarak 223.000,00-TL ödeme yapıldığı belirtildiğinden, poliçe kapsamında halen 45.000 TL’lik teminat bulunmaktadır. Ancak sulh protokolünde alacaklı olan davacılar tüm sigorta limitince feragat ettiğinden bu durum, poliçe ile koruma altında olan işletenin 45.000 TL fazla ödemesi sonucunu doğrurur. Müteselsil sorumlulardan birisi lehine diğeri aleyhine işlem yapılamayacağından, 45.000 TL’lik kısımdan davalı işleten sorumluluktan kurtulacaktır. Dolayısıyla aktüerya bilirkişisi tarafından yapılan hesaplamadan işleten açısından bakıcı gideri talebinden bu miktar düşülecektir.
SUT Uzmanı bilirkişi ile Aktüerya bilirkişiden ortak olarak rapor alındığı, bu raporda TRH 2010 yasam tablosu dikkate alınarak %10 iskonto oranına göre %100 maluliyet oranı davalının tam kusurlu olduğu dikkate alınarak asıl ve birleşen dosyadaki taleplere ilişkin hem Fransa ülkesindeki aldığını belirttiği ücreti, hem Fransa Ülkesindeki asgari ücret hem de Türkiye’deki asgari ücrete göre üç seçenekli hesaplama yapıldığı, tedavi giderlerininde hesaplamasının yapıldığı, raporun güncel yargı kararlarına uygun denetime elverişli olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır. Davacının 16.11.2022 tarihli dilekçesi ile taleplerini Türkiye’deki asgari ücret üzerinden yapılan hesaplamalara göre artırdığı anlaşılmakla, taleple bağlı kalınarak Türkiye’deki asgari ücret üzerinden hesaplanan miktarlar maddi tazminat talepleri yönünden hükme esas alınmıştır.
Buna göre; söz konusu kaza dolayısıyla davacı …..’ın geçici ve sürekli iş göremezlik, ekonomik geleceğin sarsılması ve efor kaybı dolayısıyla 1.790.442,97 TL, bakıcı gideri olarak 2.405.921,86 TL maddi zarara uğradığı kabul edilmiş ve asıl ve birleşen davadaki maddi tazminat talepleri bu miktar üzerinden kabul edilmiştir. Ancak yukarıda da bahsedildiği üzere birleşen davaya konu bakıcı giderinden işleten olan …. lehine 45.000 TL mahsup yapılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Asıl dava bakımından, 16/02/2015 tarihli sulh protokolü kapsamında davalı …. Sigorta A.Ş’ye yönelik maddi tazminat taleplerinden feragat edilmesi nedeniyle davalı … Sigorta A.Ş’ye yönelik maddi tazminat taleplerinin ve tedavi gideri taleplerinin sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Birleşen dava yönünden ise; sulh protokolünde her ne nam altında olursa olsun başkaca bir alacağın kalmadığının belirtildiği ve herhangi bir talepte bulunmayacağının taahhüt edilmesi nedeniyle davalı sigorta şirketi yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Asıl dosyada manevi tazminat talebine ilişkin yapılan değerlendirmede; manevi zararın, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilme olduğu, duyulan acının, çekilen ızdırabın manevi zararın onun görüntüsü olarak ortaya çıkabileceği, manevi tazminatın, zarara uğrayanda manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşıdığı, manevi tazminatın, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesinin gerektiği, takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan miktar kadar olması gerektiği, 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartların açıkça gösterildiği, bunların her olaya göre değişebileceğinden hakimin, bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerektiği,

Somut olayda, kaza tarihi, davacının yaşı, kaza nedeniyle yaralanması, maluliyet oranı, iyileşme süreci, tarafların kusur oranı, tarafların ekonomik ve sosyal durumu ve olay tarihine göre ve karar tarihine göre paranın alım gücü, kaza nedeniyle davacının duyduğu üzüntü ve keder, yasal faiz oranı dikkate alınarak manevi tazminatın tam kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kuruldu.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A) ASIL DAVA:
1- 16/02/2015 tarihli sulh protokolü gözönünde bulundurularak Davacılar … ve ….’ın maddi tazminat taleplerinin, Davacı …..’ın davalı … Sigorta A.Ş’ye yönelik maddi tazminat taleplerinin ve tedavi gideri taleplerinin sulh nedeniyle KARARVERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2- Davacı …..’ın diğer davalılara yönelik maddi tazminat taleplerinin KABULÜ İLE,
1.790.442,97 TL maddi tazminatın (geçici ve sürekli iş göremezlik, ekonomik geleceğin sarsılması ve efor kaybı) 25.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ….., …. ve ….. Gıda Üretim ve Dağıtım A.Ş’den müştereken mütesselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafların manevi tazminat taleplerinin ise KABULÜ İLE,
Davacı …. için 100.000 TL, … ve … için ayrı ayrı 50.000 TL olmak üzere toplam 200.000 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 25.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ….., …. ve ….. Gıda Üretim ve Dağıtım A.Ş’ den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine
B) BİRLEŞEN DAVA:
1-Davacı tarafın, davalı …. Sigorta A.Ş’ye yönelik bakıcı gideri talebinin 16/02/2015 tarihli sulh protokolü gözönünde bulundurularak REDDİNE.
2-Davacının diğer davalılara yönelik bakıcı gideri talebinin KABULÜ İLE,
2.405.921,86 TL bakıcı giderinin 25.07.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 2.360.921,86‬ TL’sinden davalı işleten ….’ın, diğer davalılar ….. ve ….. Gıda Üretim ve Dağıtım A.Ş’nin ise tamamından sorumlu olacağı şekilde davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Asıl dava yönünden;
492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 135.967,16.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan toplam 6.825,30 TL peşin ve ıslah harcın mahsubu ile eksik kalan 129,167,06-TL karar harcının davalılar ….., …. ve …..’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 25,20-TL başvurma harcı, 684,85 TL peşin harç ve 6.115,25 TL ıslah harcının toplamı olan 6.825,30.-TL’nin davalılar ….., …. ve …..’dan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davacı tarafından yapılan 3.418,61-TL yargılama giderinin davalılar ….., …. ve …..’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davalı ….. tarafından yapılan 200,00 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı ….. tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
Davacılar ile davalı …. Sigorta yönünden yargılama esnasında sulh protokolü yapıldığı ve protokolde yargılama gideri vekalet ücreti taleplerinden vazgeçtiklerini beyan ettikleri anlaşılmakla davacılar ve davalı …. Sigorta yönünden yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
Maddi tazminat yönünden;
Davacılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 188.522,15-TL vekalet ücretinin davalılar ….., …. ve …..’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Manevi tazminat yönünden;
Davacı ….. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 16.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar ….., …. ve …..’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davacı ….. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılar ….., …. ve …..’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davacı …. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalılar ….., …. ve …..’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Birleşen dava yönünden;
492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 164.348,52.-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan toplam 8.321,80 TL peşin ve ıslah harcın mahsubu ile eksik kalan 156.081,12 TL karar harcının ….’ın 153.161,80 TL’den sorumlu olmak üzere davalılar ….. ve …..’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL başvurma harcı, 54,40 TL peşin harç ve 8.213,00 TL ıslah harcının toplamı olan 8.321,80.-TL’den, ….’ın 8.166,15 TL’sinden sorumlu olmak üzere davalılar ….. ve …..’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 188.522,15-TL vekalet ücretinden ….’ın 184.996,06 TL’den sorumlu olmak üzere davalılar ….. ve …..’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
Bakiye avansın karar kesinleşince yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 29/12/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır