Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/392 E. 2020/483 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/392 Esas
KARAR NO : 2020/483

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/07/2013
KARAR TARİHİ : 22/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/10/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; Kazakistan vatandaşı olan müvekkilinin turistik gezi amaçlı 5-11 Temmuz 2012 tarihlerinde Türkiye’ye geldiği, bu seyahatte 6 farklı firmadan fatura karşılığında alışveriş yaptığı, bu firmalardan, ……. firmasından yetişkin mobilyası, ……. firmasından çocuk mobilyası, …… Mobilyaları firmasından çalışma odası takımı, …… AVM’den şarap dolabı, ……. mobilya mağazasından misafir odası takımı, ……. Aydınlatma San. ve Dış Ticaret Ltd. Şti. firmasından avize, duvar lambaları, abajur, v.s. ürünlerin alındığı, alınan tüm ürünlerin davacının yaşadığı şehir olan Kazakistan/Aktau şehrine gönderilmesi için davalı firma ile anlaşıldığı ve 15-16.08.2012 tarihlerinde ürünlerin davalı firmaya teslim edildiği ancak davalı firmanın ……. mobilya mağazasından ve ……. Aydınlatma firmasından alınan ürünleri müvekkili davacıya teslim etmediği, teslim edilen ürünlerin ise hasarlı olduğu (kırılma ve ürünlerin suya maruz kalması), yapılan araştırmayla teslim edilmeyen ürünlerin gümrük beyannamesinde çimento olarak beyan edildiği ve bu nedenle Kazakistan Mali Şube Müdürlüğü tarafından ürünlere el konulduğu ve ürünlerin belirli bir süre sonra açık arttırma suretiyle satışının yapılacağının öğrenildiğini, ……. mobilya mağazasından alınan toplam 49.000,00 TL’lik malzeme ile, ……. Aydınlatma San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. firmasından alınan toplamda 33.000,00 TL’lik ürünlerin teslim edilmediği ancak davalı firmanın davacıya 2013 Ocak ayında 15.000,00 USD ödeme yaptığı ve bunun sonucunda kalan 64.000,00 TL ve hasarlı ürünler için belirsiz alacak davası açılmasının zaruri olduğu belirtilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ÖZETLE; Davacı yan, davalı müvekkilce nakliyesi istenen ve ……. ve ……. Aydınlatma adlı firmalardan satın aldığı mallara ilişkin faturaları davacıdan daha az gümrük vergisi alınmasını sağlamak amacı doğrultusunda ilgili firmalarca malları gerçek değerinden daha az gösterilmek suretiyle düzenlendiğini, gerçekte davacı yanın dava dilekçesi ekinde sayın mahkemeye sunduğu ……. Mobilya tarafından düzenlenen 15.08.2012 tarihli ve ……. sıra nolu fatura incelendiğinde davacı yanca yapıldığı iddia edilen 49.000,00 TL tutarlı alışveriş için 5.084,75 TL tutarlı fatura düzenlendiğini, yine aynı şekilde ……. Aydınlatma adlı firma tarafından düzenlenen 16.08.2012 tarihli ve ……. sıra nolu fatura incelendiğinde davacı yanca yapıldığı iddia edilen 33.000,00 TL tutarlı alışveriş için ise 5.015,00 TL tutarlı fatura düzenlendiğini, davacı yanın dava dilekçesinde bu faturalarla ilişkin olarak , müvekkil tarafından daha az gümrük vergisi ödenmesi amacıyla gerçek değerden daha az bir tutar gösteren faturaların düzenlendiğini, davacı yan ilgili malların teslimi için davalı müvekkil firma ile görüştüğünü ve malların Kazakistan teslimini talep ettiğini, müvekkil malların nakliyesini gerçekleştirebileceklerini söylediğini ve diğer hususlarda da anlaşılması üzerine ilgili firmalarca mallar davalı müvekkile teslim edildiğini, müvekkilin gümrük beyannamelerini davacının yaptığı alışverişlere ilişkin düzenlenen faturalara uygun şekilde hazırladığını ve yetkili makamlara verdiğini, ancak nakliye esnasında Kazakistan Mali Şube Müdürlüğü tarafından yapılan incelemede, ilgili mallara ilişkin faturalarda gösterilen değerlerin düşük olduğunun anlaşıldığını ve mallara el konulduğunu, mallara el konulmasını tek sebebinin davacı tarafından ilgili firmalardan yapılan alışverişe ilişkin faturaların daha az gümrük vergisi ödenmek amacıyla bizzat davacının istemi üzerine düşük gösterilmiş olmasından kaynaklandığını, müvekkilin üstlendiği işin malın Türkiye’den Kazakistan’a nakliyesi olduğunu, müvekkilin bu nakliye işi ile ilgili olarak gerek ilgili mallar Türkiye’den çıkarken gerekse diğer gümrüklerde tamamen davacının ibraz ettiği faturalara uygun şekilde beyannamede bulunduğunu, bu nedenle malların teslim edilememesinde ve Kazakistan Mali Şubece el konulmasında tek kusurlu tarafın daha az gümrük vergisi ödemek niyetiyle düşük değerli fatura hazırlatan davacı tarafın olduğunu, davacı yanın ise, davalı müvekkilin ilgili malları gümrükte çimento olarak beyan ettiğini, mallara bu nedenle el konulduğunu iddia ettiğini, bu iddianın tamamiyle asılsız ve kötü niyetli bir iddia olduğunu, davalı müvekkilin malların davacıya teslimi için en yüksek özeni göstermesine rağmen, davacının kusuru nedeniyle mallara el konulduğundan ve bu müvekkilin kendisinden beklenen en yüksek özeni göstermesine rağmen müvekkilin kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği bir sebepten (davacının kusurundan) meydana geldiğinden müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, davacı yan teslim edilen ürünlerin hemen hemen hepsinin hasar gördüğünü hatta bazılarının kullanılamayacak hale geldiğini, tüm bu hasar durumunun teker teker fotoğraflandığını belirttiğini, davacının bu hasar iddiasını kabul etmediklerini, müvekkilin söz konusu malları, davacıya hasarsız olarak 10.12.2012 tarihinde teslim ettiğini, teslim anında mallarda hasar bulunduğuna dair taraflarca tutulmuş bir tutanak bulunmadığını, davacı tarafından malların kontrol edilmeden alınması veyahut bir hasar görülmesi durumunda bunun tutanak altına alınmamasının hayatın olağan akışına aykırı bir durum olduğunu, dosya mevcudu dikkate alındığında malların gördüğü hasarın nakliye sırasında meydana geldiğini ispatlayacak nitelikte somut bir delilin bulunmadığını, malların gördüğü iddia edilen hasarın, müvekkilin malları teslim etmesinden sonrada meydana gelmiş olabileceğini, açıklanan bu nedenlerle zarar ile müvekkilinin nakliye fiili arasında illiyet bağı kurulamadığından davacı yanın hasar gördüğünü iddia ettiği mallara ilişkin zararının tazmini talebini kabul etmediklerini beyan etmişlerdir.
DELİLLER:
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 18/08/2017 tarihli Bakanlık Muhabere Bürosu evrakı, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
İş bu dava taşıma sözleşmesine konu emtiaların hasar gördüğü iddiası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Somut olayda Kazakistan vatandaşı olan davacı taraf turistik gezi amaçlı Türkiye’ye geldiğini, bu seyahatte altı farklı firmadan alışveriş yaptığını, almış olduğu bu ürünleri Kazakistan/Aktau şehrine gönderilmesi için davalı firma ile anlaştığını ve söz konusu firmalar tarafından davacıya bu ürünlerin teslim edildiğini, ancak davacının taşımaya konu bu ürünlerin bir kısmını hiç teslim etmediği, teslim ettiklerinin de hasar gördüğünü ileri sürmüştür.
Davalı taraf savunmasında, söz konusu ürünleri mağazalardan teslim aldığını, ……. ve ……. aydınlatmadan almış olduğu ürünler dışındaki diğer ürünlerin 10/12/2012 tarihinde davacıya hasarsız olarak teslim edildiğini, teslim anında mallarda hasar bulunduğuna dair taraflarca tutulmuş bir tutanak bulunmadığını ve teslim anında herhangi bir itirazi kayıtın da ileri sürülmediğini, ……. ve ……. aydınlatmadan teslim alınan ürünlere ise Kazakistan Gümrüğünce el konulduğunu, bunun sebebinin ise davacının daha az vergi ödemek amacıyla düşük değerli fatura hazırlatmasından kaynaklı olduğunu, buna rağmen bir kısım malzemelerin zarar görmesi nedeniyle 15.000,00 USD ödeme yaptığını ileri sürmüştür.
Somut olayda taşıma senedi mevcut olmamakla beraber, davacı ve davalının kabulleri gereği uyuşmazlığın Türkiye’den Kazakistan’a karayoluyla eşya taşınmasına ilişkin olduğu, bu bağlamda CMR m. 1 uyarınca uyuşmazlığa CMR hükümler uygulanacaktır. CMR’de hüküm bulunmayan durumlarda ise MÖHUK m. 29 uyarınca Türk hukuku uygulama alanı bulacaktır. Bu hükümler uyarınca taşıyıcının taşımada ortaya çıkan zıya ve hasar ile gecikme nedeniyle sorumlu olması ve taşıyıcının sorumluluktan kurtulabilmesine imkân tanıyan sebepleri ispatlayamaması halinde taşıyıcı, taşıma sırasında oluşan zıya, hasar ve gecikmeyi tazmin etmekle yükümlüdür. Bununla birlikte, taşıma hukukunda, eşyanın gönderilene teslimi anında, zararının olup olmadığının belirlenmesi, tazminatın talep edilmesi bakımından önem taşımaktadır.
Dava dosyasında mevcut …… sayılı ihracat beyannamesinde; göndericinin davalı …… olduğu, yurtdışı alıcının …… – ANZALI / İRAN olduğu, beyanname tarihinin 24/08/2012 olduğu, beyanın gönderici firmanın Gümrük Müşaviri tarafından yapıldığı, beyannamenin 11 kalemden oluştuğu, eşyanın varış ülkesinin İRAN olarak beyan edildiği, beyanname kalemlerinin toplam 44 adet eşyadan ibaret olduğu ve toplam değerinin 9.521,13 TL olarak beyan edildiği, beyanname ekinde yer alan faturalarda faturayı düzenleyenin beyannameye uygun olarak ……. olduğu, alıcının yine beyannameye uygun olarak ……– ANZALI / İRAN olduğu, faturada yer alan eşyaların beyanname ile uyumlu olduğu, davalı yan olan taşıyıcının eşyaların taşınması ile ilgili süreci kendisi tarafından düzenlenen faturalar üzerinden yürüttüğü tespit edilmiştir.
Davacı yanın dava dosyasına sunduğu ……. evraklarında eşyaların bedelinin 49.000,00 TL olarak, ……. Aydınlatma San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. evraklarında eşyaların bedelinin 33.000,00 TL olarak belirtildiği dikkate alındığında ilgili eşyaların Türkiye’de düzenlenen ihracat beyannamesinde sadece kıymet açısından doğru beyan edilmediği anlaşılmıştır.
Eşyaların Kazakistan’a varışından sonraki beyan ile ilgili olarak AKTAU Mahkemesinden istinabe yoluyla alınan evrakların incelenmesi sonucunda; dava konusu eşyaların İran’dan Kazakistan’a taşınması sürecinin “……” adlı üçüncü bir taşımacı ile yürütüldüğü, eşyalar Kazakistan’a vardıktan sonraki gümrük beyanının dava dışı ……. isimli kişi tarafından sağlandığı, bu kişi tarafından dava konusu ürünlerde dahil olmak üzere çok sayıda farklı eşyaların çimento olarak beyan edilip malların gerçek adlarının değiştirildiği, dolayısıyla işbu dava konusu eşyaların Kazakistan’da verilen beyanname ile uyumlu olmaması sebebiyle, davaya konu bir kısım ürünün Kazakistan Kamu Otoritesi tarafından tasfiyeye tabi tutulduğu tespit edilmiştir. Diğer yandan ……. adlı kişinin Kazakistan Kamu Otoritesinde yapılan sorgusunda; Kırgız vatandaşı ……. isimli eski bir tanıdığı ile karşılaştığını, ….. adlı kişinin Türkiye’den İran’a gelen mallarının olduğunu, bu malların Kazakistan’a gönderilmesi istediğini, ….. ile 5000 USD bedel karşılığında anlaştığını, ….. adlı kişinin Türkiye’de olduğunu ve …. isimli şirket ile ilişkisi olduğunu duyduğunu ifade ettiği anlaşılmıştır.
Bu deliller ışığında; davacı taraf ile davalı taraf arasında varılan anlaşmanın söz konusu eşyaların KAZAKİSTAN’a taşınması ve teslimini kapsadığı, ancak Türkiye’de açılan ihracat beyannamesinin eşyaların İRAN’a sevkine ilişkin düzenlendiği, bunun sebebinin ise eşyaların İRAN’a varışından sonraki taşıma sürecinin üçüncü firma ve/veya kişiler üzerinden yürütülmek istendiği, nitekim yurtdışı evrakların bu hususu desteklediği ve netice olarak İran’dan Kazakistan’a taşınması sürecinin “……” adlı üçüncü bir taşımacı ile yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Kazakistan’da ürünlerin bir kısmına el konulmasında davalının doğrudan bir etkisi olmamakla birlikte söz konusu eşyaların taşınmasına ilişkin hizmetin eşyaların KAZAKİSTAN’a taşınmasını kapsaması nedeniyle İran’dan sonraki taşıma için de davalının sorumluluğunun devam ettiği ve “……” adlı üçüncü bir taşımacının yanlış beyanı dolayısıyla Kazakistan’da ürünlerin bir kısmına el konulmasında davalının sorumlu olduğu takdir ve sonucuna varılmıtır.
Uyuşmazlığa konu zararın varlığına ilişkin yapılan değerlendirmede; uyuşmazlığa konu iki grup eşya mevcuttur: (i) gönderilene teslim olunan ve hasarlı olduğu önceki bilirkişi raporları ile tespit edilen birtakım eşya; (ii) gönderilene teslim edilmeyen ve gümrük işlemleri sırasında el konulan birtakım eşyada ibarettir.
Birinci grup eşya, hasara uğramış iken; ikinci grup eşyanın tamamen zayi olduğu söylenebilir. Zira birinci grup eşyanın bozulma, ıslanma, kırılma sebebiyle ekonomik değerinde kayba uğradığı, ikinci grup eşyanın ise gönderilene teslim edilemeyecek durumda olduğu sabittir. Nitekim eşyaya yetkili makamlarca el konulması halinin bir tam ziya hali olduğu öğretide ifade edilmektedir (Sabih Arkan, Karada Yapılan Eşya Taşımalarında Taşıyıcının Sorumluluğu, Ankara, 1982, s. 49-50).
i) Birinci Grup Eşyadan Sorumluluk
CMR m. 30 uyarınca, gönderilen, taşıyıcı ile birlikte eşyanın durumlarını kontrol etmeden veya zararın açıkça belli olduğu hallerde teslim anında, belli olmadığı durumlarda ise, teslimden itibaren yedi gün içinde taşıyıcıya bir bildirimde bulunmakla yükümlü tutulmuştur. Bildirim, hasarın açıkça belli olduğu hallerde şekle tabi değilken, belli olmadığı hallerde yazılı olarak yapılacaktır.
Dosyada mübrez fotoğraflara göre, birinci grup eşyada meydana gelen hasarın açıkça belli olduğu, çoğu eşyanın ambalajının dahi hasar gördüğü tespit edilmiştir. Dolayısıyla, birinci grup eşyada meydana gelen hasarın teslim anında bildirilmesi gerekmektedir. Somut olayda, birinci grup eşyada oluşan zarara ilişkin taşıyıcıya bildirimin yapılıp yapılmadığı hususunda dosyada açık bir bilgi mevcut bulunmamakla birlikte, davalı tarafından davacıya uğradığı zararı tazmin amacıyla 15.000-USD ödeme yapıldığı, dolayısıyla davacı bildirim yapmamış olsaydı davalı taşıyıcının böyle bir ödeme yapmayacağı kabul edilerek, davacı tarafından davalı-taşıyıcıya bildirim yapıldığı kabul edilmiştir.
Dosya kapsamına göre davalıya teslim edilen eşyanın zarara uğradığı sabittir. Yukarıda ifade edildiği üzere, davalının gerekli bildirimleri yaptığı kanaati hasıl olduğundan, zararın taşıma sırasında ve davalı-taşıyıcının sorumluluğu esnasında meydana geldiği ortadadır. Davalı-taşıyıcının, hasara uğrayan birinci grup eşya sebebiyle sorumluluktan kurtulabilmesi için sorumluluğunu ortadan kaldıran sebeplerin varlığını ispat etmesi gerekir (CMR m. 18). Davalı-taşıyıcının sorumluluğunu ortadan kaldırır bir delil dosyaya sunmadığından birinci grup eşyanın maruz kaldığı zarardan davalı-taşıyıcı sorumludur.
Davacı yan teslim edilen ürünlerin hemen hemen hepsinin hasar gördüğünü, hatta bazılarının kullanılamayacak hale geldiğini, tüm bu hasar durumunun müvekkil tarafından teker teker fotoğraflandığını beyan etmiştir. Bu hususta teknik bilirkişi marifetiyle fotoğraflar üzerinde yapılan incelemede, 2012 yılı rayiç değerlerine göre hasar tutarlarının 6080 TL olduğu hesap edilmiş ve mahkememizce de bu hesaplama makul görülerek hükme esas alınmış ve davalı-taşıyıcının birinci grup eşyanın hasara uğramış olmasından kaynaklı olarak 6080 TL zararı tazminle yükümlü olduğu kanaatine varılmıştır.
ii) İkinci Grup Eşyadan Sorumluluk
Uyuşmazlığa konu ikinci grup eşyaya, Kazakistan kamu makamları tarafından el konulmuş ve davacı-gönderilene teslim edilmemiştir. Uyuşmazlık eşyanın tam zıyaından davalı-taşıyıcının sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalı-taşıyıcı ikinci grup eşyaya el konulmasının sebebinin, eşyaların bedelinin gerçek değerinden az gösterilmesi olduğunu, bu durumun davacının kusurundan kaynaklandığını ve giderek oluşan zarardan sorumlu olmadığını ileri sürmektedir. Davacı ise, ikinci grup eşyaya el konulmasının sebebinin gümrük beyannamesinde, eşyaların niteliğinin “çimento” olarak gösterilmesi olduğunu ve sorumluluğun davalı-taşıyıcıda olduğunu ileri sürmektedir. Dosya kapsamına göre, ikinci grup eşyaya, gümrük beyannamesinde yapılan usulsüzlük sebebiyle Kazakistan kamu makamları tarafından el konulmuştur. Zira, ithalata konu eşyanın cinsi-niteliği “çimento” olarak gösterilmiştir.
Taşıma işi ilk olarak Türkiye-İran arasında icra edilmiş, daha sonra ise taşıma konusu emtia İran’dan Kazakistan’a gönderilmiştir. Davalı-taşıyıcı vekilinin cevap dilekçesindeki beyanları, davalı-taşıyıcının eşyaların Türkiye’den Kazakistan’a taşıma işini üstlendiği göstermektedir. Öte yandan yine davalı-taşıyıcı vekilinin cevap dilekçesinde gümrük beyannamelerinin kendileri tarafından düzenlendiği açıkça beyan edildiği tespit edilmiştir. İkinci grup eşyanın İran’dan Kazakistan’a taşınması işinin bizzat davalı-taşıyıcı tarafından yapılması gerekmemekte olup taşıyıcı üçüncü kişilerin hizmetinden de yararlanabilir ve bunların fiillerinden bizatihi sorumlu olur. Nitekim CMR m. 3 “taşımacı, çalıştırdığı kişilerin ve taşımanın yapılması için hizmetlerinden yararlandığı diğer kimselerin görevleri sırasında hareket ve ihmallerinden sanki bu hareket ve ihmalleri kendisi yapmış gibi sorumlu olacaktır” hükmünü haizdir. Bu hüküm uyarınca gümrük beyannamesindeki usulsüzlük dolayısıyla ikinci grup eşyanın tam zıyaından davalı-taşıyıcının sorumlu olacağı kanaatine ulaşılmıştır.
Dosya kapsamı itibariyle ikinci grup eşyanın fatura bedelleri esas alındığında toplam değerinin 82.000-TL olduğu, ancak CMR 23/3 uyarınca sorumluluğun taşınan eşyanın brüt ağırlığın kilogramı başına 8.33 SDR’yi geçemeyeceği, dosya içerisinde el konulan eşyaların ağırlığına ilişkin olarak açık bir bilgi mevcut olmamakla beraber, 24.08.2012 tarihli gümrük beyannamesinde brüt ağırlığın 1407 kg olarak belirtildiği, bu ağırlık miktarı dikkate alınarak yapılan hesaplama uyarınca davalı taşıyıcının sorumluluğu 1407 x 8,33= 11.720,31 SDR ile sınırlı olduğu, SDR’nin karar tarihindeki kur karşılığının dikkate alınarak yapılan hesaplamada davalının sorumluluğunun üst limitinin 121.463-TL olduğu tespit edilmiştir.
Bütün bu değerlendirmeler ışığında, davalı-taşıyıcının ikinci grup eşyanın tam zıyaından sorumlu olduğu, zarar miktarının bilirkişi raporlarında 82.000-TL olarak tespit edildiği, bu miktarın CMR m. 23.3 uyarınca hesaplanan üst limitin (121.463-TL) altında kaldığı, dolayısıyla davalı-taşıyıcının ikinci grup eşyanın hasara uğramış olmasından kaynaklı olarak 82.000 TL zararı tazminle yükümlü olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında davacı tarafından uğranılan toplam zararın 88.080,00 TL olduğu, davalı tarafından yapılan 15.000 USD’lik ödemenin fiili ödeme tarihindeki kur karşılığının 17.193,50 TL olduğu, bu miktarın tenzili neticesinde davacı tarafın 60.886,50 TL ödenmeyen zararının bulunduğu hesaplanmış ve bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
60.886,50 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 4.159,15-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 1.093,00-TL peşin harç ve 128,50 TL tamamlama harcının mahsubu ile eksik kalan 2.937,65 -TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yatırılan 24,30-TL başvurma harcı ile 1.093,00-TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 210,00-TL posta gideri ve 5.200,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.410,00-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 5.130,00-TL’sının davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 8.715,00-TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
7-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.114,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye avansın yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.22/09/2020

Katip … Hakim …
¸E-imzalı ¸E-imzalı