Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/557 E. 2020/68 K. 23.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2011/557 Esas
KARAR NO : 2020/68

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/07/2011
KARAR TARİHİ : 23/01/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili Şirketin 1998 tarihinden bu yana süt ürünleri ve gıda alım satımı konusunda faaliyet gösterdiğini, bahse konu süt ürünlerini ve gıdaları (emtia) ….. Mahalle ….. Cad. No:… Bayrampaşa- … adresinde bulunan ….. Depoculuk Antrepoculuk A.Ş.’nin soğuk hava depolarında muhafaza ettiğini, müvekkili şirketin depolarda bulunan emtiayı her türlü rizikoya karşı sigortalatarak teminat altına aldığını ve ilgili primleri davalı … Şirketlerine ödediğini, sigorta sözleşmelerinin yürürlük kazanmış olduğu ve sigorta koruması sağladığı hususunda taraflar arasında bir uzlaşmazlığın bulunmadığını, müvekkilinin aynı davalı … şirketlerinden binaları, demirbaşları, nakledilen paraları, sorumluluk sigortaları da dahil her türlü riskini sigortalattığını ve davalı … şirketleri tarafından da her türlü rizikonun teminat altında olduğu şeklinde bilgilendirildiğini poliçelerde sadece riziko adresinde değil, ….. Depoculuk Antrepoculuk A.Ş.’nin depolarında bulunan emtianın da teminata dahil olduğunun ayrıca belirtildiğini, 30.04.2008 tarihinde ….. Depoculuk Antrepoculuk A.Ş.’nin müşterilerinden …….. adlı şahsın “peynirlerinin eksik olduğunu, depodan kendisine verilemediğini” bildirmesi üzerine konunun incelendiğini ve bir kısım şirket çalışanlarının, ….. Depoculuk Antrepoculuk A.Ş.’ye muhafaza edilmek üzere çeşitli üreticiler ve müvekkili şirket tarafından teslim edilen malları, üreticilerin ve müvekkili şirketin bilgi ve talimatı olmaksızın, anlaşma ve eylem birliği içinde oldukları 3. şahıslara piyasa rayicinin çok altında fiyatlarla satarak bedellerini zimmetlerine geçirdiklerinin saptandığını, bunun üzerine, poliçe kapsamında sayılması gereken bu olayın davalı … şirketlerine ve ayrıca eylemin suç oluşturması sebebiyle de Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığına bildirildiğini, bütün bu işlem ve eylemlerin ….. Depoculuk Antrepoculuk A.Ş. çalışanı sanık …..’ın bilgisi ve talimatı ile gerçekleştirildiğinin belirlendiğini ve sanığın eyleminin TCK’nın 148/h maddesinde düzenlenen “…şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında nitelikli dolandırıcılık” suçunu oluşturduğu iddia olunarak dava açıldığını, işbu davanın halen Bakırköy …… Ağır Ceza Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyasıyla derdest olduğunu, ayrıca müvekkili şirket aleyhine işbu eylemleri gerçekleştiren bir kısım üçüncü şahıslar hakkında da halen Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığınca ….. hazırlık nolu soruşturma yürütüldüğünü, müvekkili şirketin mevcut sigorta sözleşmeleri uyarınca sigorta teminatı kapsamında bulunan bu zararının ödenmesi talebiyle davalı … şirketlerine başvurduğunu, ….. Sigorta Eksperliği Limited Şirketi tarafından düzenlenen 19.06.2009 tarih ve ….. sayılı Emniyeti Suistimal Sigorta Poliçesi, Emniyeti Suistimal Hasarı Ekspertiz Raporu’nda; hasara neden olan eylem, yargı organlarınca eylemin nitelikli dolandırıcılık olduğu belirtilmesine rağmen emniyeti suistimal olarak kabul edilmiş ve söz konusu hasarın Emniyeti Suistimal Sigorta Poliçesi kapsamında kaldığı belirtilerek, “…Yapılan inceleme değerlendirme sonucunda, sigortalı firma elemanı olarak çalışan ….., ….. hakkında Resmi belgede sahtecilik, nitelikli dolandırıcılık, güveni kötüye kullanma suçlamaları ile dava açıldığı, sanık …..’ın tutuklu olarak, diğer sanıkların tutuksuz olarak yargılanmasına devam ettiği, Muhasebe kayıtlarında yapılan incelemede toplamda 11.471.767,13 TL değerinde müşterilere ait malın eksik olduğu bu bedelin 8.725.776,93 TL lik kısmının ( …. Gıda ve …. Gıdaya ödenmeyen ancak borç kaydedilen bedeller dahil) müşterilere ödendiğine dair sigortalı firmanın resmi kayıtlarında işlem yapılmış olduğu görülmüş, meydana gelen olayın elde bulunan belgelerde yapılan inceleme sonucu emniyeti suiistimal teminatında olduğu kanaatine varılmış, kesin kararın ancak Mahkeme kararı sonucunda sabit olacağı anlaşılmıştır…” şeklinde açıklandığını, oysa sözkonusu hasarın, müvekkili şirketler ile davalı … arasında akdedilen “Sinai ve Ticari Yangın Sigorta Poliçesi” kapsamında kalan ve bu poliçe ile teminat altına alınmış olan bir hasar olduğunu, zira davalı … ile akdedilen “Sinai ve Ticari Yangın Sigorta Poliçesinin” “Kötü Niyetli Hareketler Klozu” başlıklı bölümünde “…Yangın sigortası genel şartları hükümleri saklı kalmak kaydıyla; Grev, lokavt, halk hareketleri klozunda belirtilen olaylarla ilgili olmaksızın, sigortalı ve sigortalının usul ve füruu dışındaki herhangi bir kimsenin kötü niyetli hareketleri ile bu olayları önlemek ve etkilerini azaltmak üzere yetkili organlar tarafından yapılan müdahaleler sonucu sigortalı şeylerde doğrudan meydana gelen yangın ve infilak sonucu hariç bütün zararlar teminata ilave edilmiştir…” denilmek suretiyle şirket çalışanı şahısların kötü niyetli hareketleri sonucu meydana gelen zararın teminat kapsamında olduğu açıkça belirtildiğini, olayın “kötü niyetli hareketler” klozu kapsamında olduğunu, çünkü kötüniyetli hareket olduğu kuşkusuz olan eylemler sonucu müvekkilinin dolandırıldığını, eylemi yapanların sigortalının usul ve füruu (altsoy ve üstsoyu) olmadığını, Grev, lokavt, halk hareketleri, yangın veya infilak harici bir olay gerçekleştiğini, bir zarar oluştuğunun her türlü tartışmadan vareste olduğunu, eylemlerin müvekkili şirket aleyhine kötü niyetli hareketler olduğu tartışmasız olmakla beraber, bir an için aksi düşünülse dahi, olayda sigortacının 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 11/4üncü maddesi uyarınca sorumlu tutulması gerektiğini, zira ilgili maddede “Sigorta sözleşmelerinde kapsam dahiline alınmış olan riskler haricinde, kapsam dışı bırakılmış riskler açıkça belirtilir. Belirtilmemiş olan riskler teminat kapsamında sayılır” denildiğini, gerek sözleşme içeriği, gerekse yasal mevzuat gereği müvekkili şirketin maruz kaldığı bu kötü niyetli hareketlerin kapsam dışında bırakılmamış olması sebebiyle müvekkili şirketin dolandırılmak suretiyle gördüğü zararın “Sinai ve Ticari Yangın Sigorta Poliçesi” kapsamında olduğundan davalı tarafça tazmini gerektiğini, beyan ederek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 2.745.990 TL tazminatın rizikonun gerçekleşme tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini vekaleten talep etmiştir.
Davalı … vekili dilekçesinde ÖZETLE; Poliçe üzerinde riziko adresi olarak ….. Köyü, …… Arkası Orhangazi -Bursa yazılı olduğunun görüldüğünü, dolayısıyla davacı sözü edilen poliçe ile Bursada’ki işyerinde yaşanacak Emniyeti Suistimal hasarlarını teminat altına aldırdığını, ancak dava konusu hasarın, …… Mahalle ….. Ağa Cad. N: ….. Bayrampaşa-… adresinde bulunan dava dışı ….. Depoculuk Antrepoculuk A.Ş.’nin deposunda meydana geldiğini, bu durumda dava dışı ….. deposunda gerçekleşen hasarlar nedeniyle, davacının kendi işyerine münhasır olan …. nolu Para Paket Sigorta Poliçesine dayanılamayacağını,
Davacı ile müvekkili arasında imza altına alınan poliçeler incelendiğinde, Emniyeti Suistimal halleri neticesinde ortaya çıkan dava konusu zararların Kötü Niyetli Hareketler Klozu teminatı altında bulunmadığının görüleceğini, Yangın Sigorta Poliçesine ekli olarak verilen Kötü Niyetli Hareketler Klozu ile, bilerek ve istenerek yapılan eylemlerle sigortalı emtianın bizzat kendisinde meydana getirilen fiziki zararların teminat altına alındığını, Yani Kötü Niyetli Hareketler Klozu’nun konusunu TCK’da “Mala Zarar Verme” adıyla 151 ve devamı maddelerinde düzenlenen suç teşkil eden eylemler oluşturduğunu, Zira başkasının malvarlığına dahil bulunan taşınır veya taşınmaz malın herhangi bir şekilde yıkılması, tahrip edilmesi, bozulması veya kullanılamaz hale getirilmesi mala zarar verme suçunu oluşturduğunu, yoksa Kötü Niyetli Hareketler Klozun’da sigortalı mala sigortalının hizmetinde bulunan kimselerce emniyeti suistimal, dolandırıcılık suretiyle yapılan hırsızlıklar ve tahribat şeklindeki rizikolar kastedilmediğini, “Kötü Niyetli Hareketler” kavramı; Mala Zarar Verme Suçundaki gibi sigortalı emtianın kısmen veya tamamen yıkılması, tahrip edilmesi yok edilmesi bozulması ve kullanılamaz hale getirilmesini ifade ettiğini, bu bakımdan kötü niyetli hareketlerin amacının “mala zara verme” kastı olduğunu, bu klozun Yangın Sigortası Poliçesi Genel Şartlarına bağlı olarak, Yangın Poliçesine ekli bir kloz olarak verilebildiğini,
Diğer taraftan Sigortalı mala Sigortalının hizmetinde bulunan kimselerce emniyeti suistimal dolandırıcılık suretiyle verilen zararlar ise, Hırsızlık Sigortası Poliçesine eklenebilen “Emniyeti Suistimal Klozu” ile teminat altına alınabildiğini, Emniyeti Suistimal Klozu; Sigortalının nezdinde çalışan personelin işlerini görmeleri esnasında kasıt veya Kötü Niyetli bir hareketle sigortalının, para ve kıymetli evrakı ile para ile ölçülebilen mallarını çalmak, zimmete geçirmek, hile dolandırıcılık veya sahtekarlık yolu ile bunlara sahip olmak suretiyle yapacağı emniyeti suistimal halleri neticesinde, sigortalının uğrayacağı zararları teminat altına aldığını, sigorta poliçelerinin hepsinin, davacı ile davalı … arasında sigorta sözleşmesi olarak imza altına alınmış bulunduğunu,
Davacının gerçek zararını ve bu gerçek zararının poliçe vade tarihleri arasında meydana gelen riziko sonucu doğduğunu ispat etmesinin gerektiğini, tazminat miktarının hesabında poliçede öngörülen Müşterek sigorta ve tenzili muafiyet oranlarının dikkate alınmasının zorunlu olduğunu beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ….. Sigorta vekili dilekçesinde ÖZETLE; Müvekkili Şirket nezdinde bulunan …… numaralı Yangın sigorta poliçesinin, 24.01.2008- 24.01.2009 vadeli olduğunu, anılan poliçe ile davacı tarafa bina, demirbaş, makina-tesisat, emteası için yangın, deprem eşya/muhteviyatı, sel su baskını, grev, lokavt, halk hareketleri, kötü niyetli hareketler, terör, cam kırılması ve hırsızlık rizikolarına karşı sigorta teminatı verildiğini, dava konusu zarar iddiasına ilişkin uyuşmazlığın bir dolandırıcılık veya emniyet-i suistimal suçu ile ilgili olduğunu, davacı tarafın iddia ettiği gibi zararın yukarıdaki poliçe ile ilgili bulunmadığını, çünkü, anılan poliçedeki teminatların davacı tarafın (yani sigortalının) işyerindeki bina, demirbaş ve emteaları için verilmiş olup, bina, demirbaş veya emtealara 3. kişilerin vereceği kötü hareketlerin teminat altına alındığını, …… nolu Yangın poliçesi ile davacı taraf ile dava dışı ….. Depoculuk Antrepoculuk A.Ş.’nin (ayrıca ….. Pazarlama A.Ş. ile …. ve Tic. A.Ş.’nin) demirbaş, emtea ve makineleri de teminat altına alındığını, uyuşmazlık konusu emniyet-i susitimal veya dolandırıcılık fiilleri nedeni ile davacı tarafın uğrayacağı zararların teminat altına alınmadığını,
Davacı taraf sigortacılık Kanun’u m.11/f.4 uyarınca teminat dışı sayılmayan her türlü rizikonun teminata dahil olduğunu belirttiğini, Hazine Müsteşarlığı anılan maddeye bir açıklık getirmek amacı ile 09.10.2007 tarihli 2007/17 sayılı Genelge’yi yayınladığını, Dolayısıyla anılan madde bu şekilde ucu açık olarak yorumlanamayacağını, Genelge’de de Sigortacılık Kanun’u m.11/f.4’ün Sigorta Konusu İçinde Kalmak Kaydıyla teminat içinde sayılacağını belirttiğini, Genelge’de verilen örnekte yangın riskine karşı teminat veren bir polçenin hırsızlık veya dolu gibi yangınla ilgili olmayan riskleri teminat dışında bırıkıldığını belirtmeye gerek olmadığı belirtildiğini, Dolayısıyla davacı tarafın belirttiği gibi uyuşmazlık konusu dolandırıcılık fiilinin Yangın Poliçesinde ayrıca teminat dışı hallerden sayılmaması nedeni ile teminata dahil olduğu çıkarımına varılamayacağını, Yangın poliçesi, yangın nedeni ile Hazine Müsteşarlığı tarafından yayınlanan Yangın Sigortası Genel Şartları çerçevesinde verilen başta yangın olmak üzere, sel/su baskını, hırsızlık, grev, lokavt, kötü niyetli hareketler gibi ek teminatları vermiş olup, bu poliçe ile teminat altına alınan asıl şeylerin emtialar olduğunu, Dolandırıcılık gibi filler nedeni ile meydana gelen zararların yangın poliçesinin konusunu oluşturmadığını, müvekkil Şirket nezideki diğer poliçe ise 24.01.2008-24.01.2009 vadeli …… numaralı emniyet-i suistimal sigortası poliçesi olduğunu, Bu poliçe ile sigortalının emrinde hizmetinde çalıştırılan kişi veya kişilerin sigortalıya ait para ve kıymetli evrağın veya para ile ölçülebilen malların çalmak, zimmetine geçirmek, hile ve dolandırıcılık veya sahtekarlık yoluyla bunlara sahip olmak suretiyle yapacakları emniyet-i suistimal halleri sonucunda sigortalının uğrayacağı zararlar teminat altına alındığını, poliçede belirtildiği üzere emniyet-i suistimal fiilinin poliçe süresi içinde ve emniyet-i susitimal yapan kimsenin işyerinde aralıksz bir şekilde çalıştığı süre içinde yapılmış olması gerektiğini, poliçenin tanzim tarihi olan 25.01.2008 tarihinden önce gerçekleşmiş olan hasarlardan müvkkili Şirketin sorumluluğu bulunmadığını, Poliçe çerçevesinde müvekkil Şirketin sorumlu olacağı şartların gerçekleşmesi halinde ise sigorta bedelinin 80.000.-TL olduğunu, anılan poliçede ayrıca her hasarda ödenecek tazminat tutarı üzerinden %10 muafiyet uygulanması gerektiğini, 05.02.2008 tarihinde yapılan zeyilname ile davacı Şirkette çalışan, ….., ….. ’in teminat kapsamına dahil edildiğini, uyuşmazlık konusu aynı olay nedeni ile Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile de dava dışı ….. Depoculuk Antrepoculuk A.Ş. tarafından da müvekkili Şirket aleyhine dava ikame edildiğini, müvekkili Şirketin sorumluluğu tespit edilirken anılan davada da aynı hususların tespit edilmesi gerektiği ve her iki davanın da açılış nedeni aynı olup, iki davanın birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği için birleştirilmesini talep ettiklerini, Riziko eminiyet-i suistimal suçunun işlenmiş olması olup, rizikonun gerçekleştiğni belirleyen belge kesinleşmiş mahkeme kararı olduğunu, Bu nedenle kesinleşmiş bir bir mahkeme kararı olmadığı sürece müvekkili Şirketin sorumluluğu netleşemeyeceğini ve temerrüde düşmüş olduğu da iddia edilemeyeceğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER
Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin …… esas sayılı dosyası, ….. Sigorta ve ….. Sigorta’ya ait poliçeler ve hasar dosyaları, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
İş bu dava, iş yerinde meydana gelen emniyeti suiistimal eylemleri dolayısıyla uğranılan hasarın sigorta poliçesi kapsamında tazmini talebine ilişkindir.
Somut olayda; davacı şirket tarafından poliçe kapsamında not edilen dava dışı ….. Depoculuk Antrepoculuk A.Ş. deposunda bulunan ürünlerinin adı geçen şirket çalışanı olan …..’ın, adı geçen şirket deposunda muhafaza edilmek üzere bırakılan malları, üreticilerin ve davacı şirketin bilgi ve talimatı olmaksızın üçüncü şahıslara piyasa rayicinin çok altında fiyatlarla satarak bedellerini zimmetine geçirmek ve bu işler için sahte çek, fatura, senet vs. tanzim etmek suretiyle şirketi zarara uğrattığından bahisle zararlarının sigorta sözleşmeleri kapsamında davalı … şirketlerinden tahsilini talep ettikleri, davalı … şirketleri ise yapılan eylemlerin teminat kapsamında kalmadığından bahisle davanın reddini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Dava dışı ….. Depoculuk Antrepoculuk A.Ş. tarafından çalışanları olan ….. hakkında suç duyurusunda bulunulduğu, Bakırköy ….. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan …… E. sayılı dosyası üzerinden yargılama yapıldığı, yargılama sonucu …..’ın hizmet nedeniyle emniyeti suistimal suçunu işlediği anlaşıldığından eylemine uyan TCK’nin 155/2 maddesi gereğince cezalandırılmasına karar verilmiş ve iş bu karar Yargıtay ….. Ceza Dairesi’nin … E. ve …. K. Sayılı onama kararı ile kesinleşmiştir.
Davacı ….. Gıda San. ve Tic Ltd. Şti. adına ….. Sigorta A.Ş. Ve ….. Sigorta A.Ş tarafından düzenlenen dava konusu poliçelerin kapsamına dahil olan emtia ve makinelerin sayılan diğer şirketler yanında ….. Depoculuk Antrepoculuk A.Ş.’ye de ait olabileceği de not edilmiştir. Dolayısıyla dava dışı şirkette meydana gelen eylemler söz konusu poliçeleri yer bakımından kapsamaktadır.
Davacı şirketin emtia ve makinalarının davalı ……’nin …… numaralı ve 30.12.2006-30.12.2007 yürürlük tarihli Sınai ve Ticari Yangın Sigorta Poliçesi ile ve ….. numaralı ve 30.12.2006-30.12.2007 yürürlük tarihli 80.000 TL bedelli Emniyeti Suistimal Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı; davalı …nin …… numaralı ve 24.01.2008-24.01.2009 yürürlük tarihli Sınai ve Ticari Yangın Sigortası Poliçesi ve …… numaralı ve 24.01.2008 -24.01.2009 yürürlük tarihli 80.000 TL bedelli Emniyeti Suistimal Sigorta Poliçesi ile teminat altına alındığı anlaşılmıştır.
Somut olayda; davacının iddia ettiği zararın emniyeti suistimal sonucu gerçekleşmiş bir zarar olduğu, bu zararın Kötü Niyetli Hareketler riski kapsamında olmadığı, dolayısıyla davacı tarafın davalılar tarafından tanzim edilen Sınai ve Ticari Yangın Sigortası Poliçesi kapsamında talepte bulunamayacağından bu poliçeler yönünden davacı tarafın talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı zararının riziko konusu bakımından emniyeti suistimali de içeren “Emniyeti Suistimal” poliçesi kapsamına girdiği, ancak bilirkişi tarafından rizikonun gerçekleştiği tarihte ….. Sigortaya ait poliçe süresinin bitmiş olduğundan sorumluluğuna gidilemeyeceği, ….. sigorta yönünden ise rizikonunu poliçe dönemini kapsadığından sorumluluğuna gidileceği görüşü bildirildiği, ancak mahkememizce ….. sigortaya ilişkin görüş kabul görmemiştir. Şöyle ki; somut olayda ….. sayılı poliçenin koruma süresi 30.12.2007 tarihinde sona ermiş ve olayın ortaya çıkma tarihi 30.04.2008 olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu tarih tespit tarihi olup, ceza dosyasından anlaşıldığı üzere emniyeti suistimal eylemleri tespit tarihinden önce poliçe tarihini de kapsar şekilde belli periyotlarda gerçekleşmiştir.
Bu açıklamalar ışığında; rizikonun gerçekleştiği tarihin davalı … ve ….. Sigorta A.Ş. tarafından düzenlenen Emniyeti Suistimal poliçelerinin kapsamında kaldığı, uğranılan zararın her iki poliçe limitlerini aştığı, poliçelerin 80.000 TL teminat limitli olduğu ve riziko gerçekleştiğinde %10 tenzili muafiyet kaydı içerdiği, dolayısıyla bu poliçeler kapsamında davacının davalı ……. ve ….. Sigorta A.Ş.’den ayrı ayrı 72.000 TL sigorta tazminatı alacağının bulunduğu anlaşılmakla bu miktarlar üzerinden davacı tarafın davasının kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. (T.C. Yargıtay 11. HD 2015/9589 Esas ve 2016/471 Karar sayılı ilamı)
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Davalılar yönünden KISMEN KABULÜ İLE,
72.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ….. sigortadan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
72.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … sigortadan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,

3-492 Sayılı Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 9.836,64-TL karar harcından mahkememiz veznesine yatırılan 37.070,90-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 27.234,26-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yatırılan 15,60-TL başvurma harcı ile 9.836,64-TL peşin harcın davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 250,00-TL posta gideri ve 5.000,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.250,00-TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 104,00-TL’sinın davalılardan eşit bir şekilde tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 17.630,00 TL vekalet ücretinin davalı ….. Sigortadan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
8-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 111.957,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
9-Bakiye avansın yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.23/01/2020

Başkan …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Üye …
¸E-imzalı
Katip …
¸E-imzalı