Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/89 E. 2023/85 K. 30.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/89 Esas
KARAR NO : 2023/85

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2022
KARAR TARİHİ : 30/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Dava Dilekçesinde Özetle: Davacı davalı arasında … İli, … İlçesi, … Mahallesi, … ada, … parsel sayılı üzerinde … adet ahır, … adet samanlık (depo) ve 1 adet bahçeli … bulunan taşınmazda kat karşılığı bina yapmak üzere önce görüşmeler başlandığı, görüşmeler sırasında davalı ilgili yerin imar durum belgesini gösteren evraklar ve tapu senedini davacıya getirdiği, bilahare sözleşme şartlarında görüleceği üzere taraflar arasında Çatalca … Noterliğinde 01.12.2017 tarih ve … yevmiye nolu düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığını, davacı sözleşme şartları doğrultusunda hızlıca harekete geçerek 05.12.2017 tarihinde ilgili işe yönelik mimari proje çizim işleri için yüksem Mimar … teklif aldığını 31.01.2018 tarihinde davalının da katılımıyla taslak mimari proje üzerinde toplandı yapılmış ve anlaşma sağlandığını, davacının bu masraf celbini yapmaya başladığını, davalı müvekkil noter masraflarını davacıya ödettirdiğini, inşaat alanında metruk bir çatı bulunduğunu davacıya bu durumu söylediği ama bir işlem yapamayacağını ve bu esnada sahip olduğu taşınmazın manavın depo olarak kullandırıldığını öğrendiğini, bu durumun bir an önce halledeceğini söylemiş ancak sunduğu bahaneler ile yerine getirmediği, davalının … Mahallesi … ada parsel numarası … veya … satın aldığını ve inşaat işlerinin yapacağını söylemiş ve depoyu kullanmak istediğini söylemiş davacı ise buna olumlu yanıt vermiş, depoda bir çok masraf çıktığını ve masrafı şimdilik davacı tarafın yaptığını daha sonra davalıdan talep edeceğini belirttiğini ama aralarında güven ilişkisi doğduğundan yazılı sözleşme yapılmadan tadilatın başlandığı ve tüm masrafı davacının karşıladığı, davacı 08.08.2018 tarihinde esas sözleşme taşınmazında … taşınmazda yıkım yapabilmek için noterliğinden onay aldığı davalının geç talebi ile gecikmenin 7 ay sonra yapıldığını, davacı eşyaların … inşaatı 2018 yılının sonunda bitirdiği ana sözleşme konusu … taşınmazın için de yıkım ruhsatını alması nedeniyle taşınmaza gittiğini taşınmazda traktör, lüks araba vs. İş malzemelerin bulunduğunu yıkımı davacının kendi cebinden taşınmazdaki araçları zarar vermeden yaptığını, aradan bir çok süre geçmiş olmasına rağmen davalının taşınmazdaki eşyalarını almadığı ve davacıyı alacağı bahanesi ile sürekli ertelediği, davacı davalının başka müteahhitlerle görüşmeler yaptığını duymuş, şubat 2022 vekaleti ortadan kaldırmak için iyi niyete aykırı şekilde azilname düzenlediği, lakin davacıya fesih ve ihtar yazısı gönderilmediğini, davacının ise taşınmaz ile ilgili işlemleri davalıya karşı güven içerisinde olduğu için devam ettiğini, davacı dalıya ulaşıp bu sorusu çözmek istemiş fakat bu arada covid-19 salgını Türkiye’de başlamış ve görüşme gerçekleştiremediğini, süreç sonunda tapu maliklerince davalıya bir ihtar gönderildiği fakat davacı ihtar almadığını, davacının inşaatının yabancı kimseler ile tahrip edildiğini, bu durum ile ilgili … polis merkezine şikayetçi olduğunu savcılık ise kovuşturmaya yer olmadığı kararı aldığını, davacının yaptığı inşaatın belediye kararı devam edemeyeceği bildirdiğini, sonuç olarak davalı davacıyı kurduğu sözleşmeyi davacıyı oyalayarak geciktirdiği, sözleşme konusu arsayı boş olarak teslim etmemiş üstelik başka bir yerde inşaat yaptırarak ödemelerini yapmamış ve önceden uyarmaksızın sözleşmeyi feshedip davacıyı bildirmeden önce kurumlara bildirdiği, bu süreçte tüm iyi niyeti ile davalıyı bekleyen davacı bir çok zararı uğradığını, öncelikle dava konusu taşınmazların başka kimselere devredilme ihtimali karşısında telafisi güç zararlar ortaya çıkacağından, dava konusu taşınmazlar üzerine mümkünse teminatsız olarak ihtiyadi tedbir değilse davalıdır şerhi konulmasını talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin, diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce re’sen incelenir.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
HMK Madde 2’ye göre, “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk mahkemesidir.”
Toplanan delillere göre dosyada taraflar arasındaki ihtilafın taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklandığı, kambiyo senedinden kaynaklı bir alacak bulunmadığı dolayısıyla mutlak ticari dava olmadığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığından işbu dava açısından ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahsedilemeyeceği, bu durumda HMK’nın 2.maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde genel görevli mahkemeler olan asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla; davanın görev şartı yokluğundan reddi ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek gerektiği, dosyanın daha önce Çatalca …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararı ile mahkememize gönderildiği ve iki mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğu nazara alınarak dosyanın mercii tayini için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemenin ÇATALCA …. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-Mahkememiz kararının kanun yoluna götürülmeksizin kesinleşmesi halinde daha öncede Çatalca … Asliye Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verildiğinden olumsuz görev uyuşmazlığının, halli merci tayini için dosyanın HMK 22/2 maddesi uyarınca İSTANBUL BAM …. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-HMK’nun 331/2.maddesi gereğince yargılama giderlerinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.