Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2023/101 E. 2023/109 K. 03.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2023/101 Esas
KARAR NO : 2023/109

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2017
KARAR TARİHİ : 03/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ile davalı vakıf arasında imzalanan 29.04.2013 tarihli Yapı Denetim Hizmet Sözleşmesi uyarınca, … ili … ilçesi … … mahallesinde bulunan … ada ve … parselde kayıtlı arsa üzerine yapılacak inşaata ilişkin projelerin incelenmesi ve denetlenmesi hususunda anlaşıldığını, sözleşme konusu inşaatın, bir süre sonra yüklenici ile davalı arasındaki sorun ve problemlerden dolayı durdurulduğumu ve daha sonra davalı ile yüklenici arasındaki sözleşmenin feshedildiğini, buna ilişkin bilgi ve belgelerin işbu dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, işbu buşsusun sabit olduğunun delillerinin incelenmesinde açıkça görüleceğini, müvekkilin işbu dava konusu inşaatın durdurulmasını hiçbir kusur ve hatasının bulunmadığını, ancak, buna rağmen davalı tarafından Büyükçekmece ….Noterliğinden … yevmiye numarası ile keşide edilen ihtarnamede; sözleşmeyi davacının sözleşme uyarınca rutin yapılması gerekenleri yapmaması ve sözlü ve yazılı taleplere hiçbir şekilde cevap vermediği gerekçesi ile feshettiğini bildirdiğini, sözleşmenin müvekkilinden kaynaklanan sorunlar nedeniyle feshedildiği hususunun hiçbir şekilde gerçeği yansıtmadığını, bu nedenle davalı tarafa Beyoğlu …. Noterliğinden keşide edilen … yevmiye numaralı ihtarname ile sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesi, aksi halde davacı müvekkilinin sözleşmenin feshi nedeniyle uğradığı zararın tahsili amacı ile hukuki yollara başvurulacağı açıkça bildirilmesine rağmen, davalı tarafından söz konusu ihtamameye cevap verilmediği gibi, hiçbir şekilde ödeme de yapılmadığını, anılan nedenlerle işbu davayı açma zaruretinin hâsıl olduğunu belirterek; davalı ile müvekkili arasında akdedilen sözleşmenin davalı tarafından haksız feshi sebebi ile müvekkilinin uğradığı zararın, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL’lik kısmının davalıdan tahsili ile müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekâletin davalı yana yükletilmesine karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davalı tarafça davaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, yapı denetim sözleşmesinin haksız feshinden kaynaklanan zararların tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce; “Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde 29/09/2021 tarihli raporun hükme ve denetime elverişli olduğu, davalı vakfın müteahhit firma … İnşaat ile arasındaki inşaat sözleşmesinin haklı nedenle feshi nedeniyle işbu davanın tarafları arasındaki yapı denetim sözleşmesinin de feshinin haklı bir nedene dayandığı, taraflara arasındaki sözleşmede fesih halinde cezai şart kararlaştırılmadığı, inşaat seviye tespitine göre belirlenen bedellerin ödendiği, farazi olarak işin tamamının yapılması halinde ödenmesi gereken bedele hükmedilmesinin hakkaniyete uygun olmadığı, sebepsiz zenginleşmeye yol açacağı, buna ilişkin sözleşme hükmü bulunmadığı, sözleşme serbestisi ve sözleşmeye bağlılık ilkeleri de dikkate alınarak davanın reddine” dair karar verilmiştir.
Söz konusu karar İBAM …. HD’nin … Esas ve … Karar sayılı ilamıyla; davaya konu somut olayda, davalı vakıf ve davacı şirket arasında düzenlenen yapı denetim sözleşmesi ve diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalının tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu, bu durum karşısında, iş bu davanın Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerektiği belirtilerek kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 1. maddesi uyarınca mahkemelerin görevi, kanunla düzenlenir ve göreve ilişkin kurallar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve istinaf incelemesi aşamasında re’sen incelenir.
TTK m 16/2’ye göre Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri ile kamu yararına çalışan dernekler ve gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar, bir ticari işletmeyi, ister doğrudan doğruya ister kamu hukuk hükümlerine göre yönetilen ve işletilen bir tüzelkişi eliyle işletsinler, kendileri tacir sayılmazlar.
ETTK M. 18 de Tüzel kişi tacirlere ilişkin düzenlemede vakıflara yer verilmediği halde, yeni TTK M. 16’da tüzel kişi tacirler arasında vakıfların da sayıldığı görülmektedir. Buna göre, ideal amacını gerçekleştirmek için ticari işletme işleten vakıfların de tacir sayılacağı hükme bağlanmıştır. Örneğin, sinemayı sevenler vakfının amacını gerçekleştirmek için açtığı restoranda kullanılmak amacıyla et ve sebze alımı konusunda (..) … Ltd. Şirketiyle yaptığı satım sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlık ticari dava sayılır.
Gelirinin yarısından fazlasını kamu görevi niteliğindeki işlere harcayan vakıflar bir ticari işletmeyi ister doğrudan doğruya ister dolayısıyla işletmeleri halinde tacir sayılmazlar .örneğin sinemayı sevenler vakfı gelirinin yarısını yükseköğrenim gören öğrencilere burs olarak veriyorsa, restoran işi işletseler dahi tacir sayılmazlar ve tacir sayılmadıkları için bu vakfın hukuki işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklar ticari dava sayılmaz (İlker Koçyiğit, Doç. Dr. Levent Börü, Ticari Dava, Adalet Yayınevi, s: 77)
”… Somut olayda davacı, davalı ile aralarında davalıya ait hastanenin tadilat ve yapım işini konu alan sözleşme düzenlendiğini, sözleşmenin kendisine yüklediği edimleri yerine getirmesine rağmen davalının bedeli ödemediğini ileri sürerek bedelin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Uyuşmazlık konusu edilen iş, davalı iş sahibine ait bir taşınmaz için yapılmış olup, davalı tacir olmadığı gibi, ticari işletmeyle bir ilgisi de bulunmamaktadır. Diğer taraftan, eser sözleşmelerinden kaynaklanan davaların ticari dava olduğuna ya da asliye ticaret mahkemelerinde görüleceğine ilişkin bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır. O halde, eldeki davaya bakma görevi 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi’ne aittir.” (Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2015/9631 E. 2015/10002 K sayılı ilam)
Bir davanın Ticaret Mahkemesi’nde görülebilmesi için TTK 4 maddesinde sayılan mutlak ticari dava türlerinden olması, ya her iki tarafın tacir olması ve davaya konu uyuşmazlığın da ticari işletmeleriyle ilgili bulunması şeklindeki nispi ticari dava niteliğinde ya da özel yasalardan kaynaklanan ve açıkça ticaret mahkemelerinin görevli kılınmış olmaları gerekir.
Davaya konu somut olayda, davalı vakıf ve davacı şirket arasında düzenlenen yapı denetim sözleşmesi ve diğer deliller birlikte değerlendirildiğinde, davalının tacir sıfatının bulunmadığı anlaşılmakla genel görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeler olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle davanın görev şartı yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK. 20 madde gereği süresi içerisinde kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren, kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde ve taraflardan birinin kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine, aksi halde mahkemece davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına,
4-Yargılama, harç ve giderleri konusunda HMK. 331/2 madde gereğince görevli mahkemece değerlendirme yapılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra görevli mahkemeye aktarılmasına,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/02/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır