Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/803 Esas
KARAR NO : 2023/244
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/09/2022
KARAR TARİHİ : 20/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı firma ……. bünyesinde faaliyet gösteren …….. Ailesine ait firmalardan biri olduğunu, davalı tarafın firmaları için Müvekkilden Bağımsız Denetim Hizmeti aldığını, bu hizmete istinaden hazırlanan raporun hem kendilerine teslim edildiğini hem de ilgili sisteme yüklendiğini, Müvekkil tarafından davalıya rapor bedeli olarak 02.01.2019 tarihli 41.300,0-TL bedelli fatura kesildiğini, ancak davalıdan ödemelerin alınamadığını, Davalı firma tarafından faturanın süresinde itiraz ya da ayıp bildirimi yapılmadığını, faturanın resmi kayıtlara işlendiğini, Davalı firma fatura alacağından kaynaklanan 41.300,00 TL’lik bakiyeyi müvekkile ödemediğini, İstanbul ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. E. Sayılı dosyasında başlatılan takibe, Bakırköy …….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. E. Sayılı konkordato davası sebep gösterilerek itiraz edildiğini, takibin durdurulduğunu ileri sürerek; itirazın iptaline takibin devamına %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirkete dava konusu borçlarının bulunmadığını, müvekkil şirket hakkında konkordato kararı verilmiş olması nedeni davacının talepleri hukuka aykırı olduğunu, Davacı ile müvekkil arasında konkordato tarihi 31.12.2018 öncesi alınan hizmet ve düzenlenen rapora ilişkin bir iş ilişkisi olmasına rağmen, Davacı tarafından dava konusu olarak belirtilen rapor bedeli olarak 02.01.2019 tarihli 41.300,00 TL bedelli fatura konkordato kararından sonra hukuka aykırı olarak düzenlendiğini, oysaki borca ilişkin hizmet konkordato tarihi öncesi verildiğini ve alacağın doğduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
İstanbul ……. İcra Müdürlüğü’nün …….. Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 41.300,00-TL cari hesap alacağının tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılması için 29/11/2022 tarihli ara karar uyarınca davalı şirketin inceleme gün ve saatinde hazır bulunmadığı gibi yerinde inceleme talebinde de bulunmadığı görülmüştür.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya mali müşavir bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; ” Davacı tarafın 2019 yılına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, Davalı tarafın 14.12.2022 tarihli defter inceleme günü gelmediği, yerinde inceleme talebinin bulunmadığı, bu nedenle davalı tarafın ticari defter kayıtları veya belgeleri üzerinden inceleme yapılamadığı, bu husustaki takdirin sayın mahkemenize bırakıldığı, HMK 222 (5) maddesinde “Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.” ifadesi yer almıştır. Takip Talebi, İstanbul …….. İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı dosyası ile davacı tarafın davalı taraf hakkında 41.300,00 TL asıl, 4.111,61 TL işlemiş faiz ve 45.411,61 TL toplam alacağın, takip tarihinden itibaren icra harç masrafları ve vekalet ücretiyle asıl alacağa işleyecek ticari temerrüt faizi tahsili talebi ile (Türk Borçlar Kanunun 100.maddesi uyarınca yapılacak kısmi ödemelerin öncelikli faiz ve masraflara mahsubuyla) 22.07.2019 tarihinde takibe geçtiği, Takibe Konu Fatura, Davacı tarafın davalı tarafa düzenlendiği ve takibe konu ettiği cari hesap ekstresine ait 2019 yılında 1 adet ve KDV dâhil 41.300,00 TL tutarlı faturanın olduğu, 02.01.2019 tarihli ……. numaralı KDV dahil 41.300,00 TL tutarlı faturanın, açıklama kısmına Konkordato Makul Güvence Rapor Bedeli diye yazıldığı, miktar ve birim fiyatının belirtildiği, faturanın teslim eden ile teslim alan kısımlarının olmadığı, imza karşılığında teslim edilmediği/alınmadığı, İş bu faturanın davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarına işlendiği, davalı tarafın ticari defterlerine işlenip işlenmediğinin tespit edilemediği, Davalı tarafın iş bu faturaya itiraz ettiğine dair dosya muhteviyatında tevsik edici belgeye rastlanılmadığı, “Türk Ticaret Kanunu’nun Madde 21– (2) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” İfadesi yer almaktadır. Tarafların BS-BA Formu Beyanları, Takibe konu faturanın taraflarca karşılıklı olarak BS-BA Formu ile beyan edildiği, Davacı Tarafın Dosya Muhteviyatına Sunduğu Belgeler, 01.12.2018 Tarihli Bağımsız Denetim Sözleşmesi, iş bu sözleşmenin müşteri kısmında davalı tarafın, denetim şirketi kısmında davacı tarafın yer aldığı, sözleşmede davacı ve davalı tarafın kaşe ve imzasının yer aldığı, Konkordato Ön Projesinde Yer Alan Teklifin Gerçekleşeceğine İlişkin Makul Güvence Raporu, iş bu raporda davalı tarafın konkordato ön projesinin ve 30 Kasım 2018 öncesi finansal tablolarının denetlendiğinin beyan edildiği, raporda davalı tarafın kaşe ve imzasının yer aldığı, 26.12.2018 Tarihli Teslim Tutanağı, iş bu tutanağın davacı tarafından davalı taraf genel kuruluna ithafen hazırlandığı, içeriğinde “30 Kasım 2018 tarihinde sona eren hesap dönemine ait konkordato ön projesinde yer alan teklifin gerçekleşeceğine ilişkin makul güvence raporu sorumlu denetçimiz ……… tarafından imzalanmış, 2 takımı tarafınıza sunulmuştur.” Denildiği, tutanakta teslim eden kısmında davacı tarafın kaşe ve imzasının, teslim alan kısmında davalı tarafın kaşe ve imzasının yer aldığı, Davacı Tarafın Dosya Muhteviyatına Sunduğu Cari Hesap Ekstresinde, 2019 yılı: davalı taraf ile cari hesap ilişkisinin 10.01.2019 tarihli 41.300,00 TL (B) tutarlı takibe konu fatura kayıt işlemi ile başladığı, 10.01.2019-31.12.2019 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 41.300,00 TL alacaklı olduğu, Netice itibariyle, Davacı tarafın ticari defter ve kayıtlara göre takip tarihi itibariyle 41.300,00 TL asıl alacağını talep edebileceği, Davacı tarafın takip tarihine kadar TTK. Madde 1530/7 göre ticari temerrüt faizi oranı ile 4.111,61-TL işlemiş faiz talebinin olduğu, takip tarihine kadar olan işlemiş faizin ticari temerrüt faiz oranı ile 4.111,61 TL olarak hesaplandığı, davalı tarafın takip tarihinden önce temerrüde düştüğüne/düşürüldüğüne dair dosya muhteviyatında tevsik edici belgeye rastlanılmadığı, takdirin sayın mahkemeye bırakıldığı, takip tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi talep edebileceği….” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir. Bilirkişi raporunun denetime ve hükme esas almaya elverişli olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Bakırköy …….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/06/2021 tarih …… Esas -………. karar sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesinde; 31/12/2018 tarihli tensip tutanağının 5 nolu ara kararı ile davalı şirket hakkında 31/12/2018 tarihinden itibaren üç ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, 30/05/2019 tarihli duruşma tutanağının 1 nolu ara kararı ile borçlular tarafından dosyaya sunulan bilgi ve belgeler ile geçici komiser heyetinin raporu gözönüne alındığında konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğu gözetilerek borçlulara İİK’nın 289/3 ncü fıkrasının birinci cümlesi uyarınca 30/05/2019 tarihinden itibaren bir yıl süre ile kesin mühlet verilmesine karar verildiği görülmüştür.
Taraflar arasında öncelikli olarak çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; davalı hakkında verilen konkordato geçici ve kesin mühlet kararlarının takibe etkisi ile davalı hakkında takip yapılmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmıştır.
Konkordatoya ilişkin hükümler İİK’nun 285. ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, Geçici mühletin sonuçları, ilanı ve bildirimi başlıklı İİK’nun 288. Maddesinde “Geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur.” düzenlenmesine yer verilmiştir.
Kesin mühletin alacaklılar bakımından sonuçları başlıklı İİK’nun 294. Maddesinde ise; “Mühlet içinde borçlu aleyhine 21.07.1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve evvelce başlamış takipler durur, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları uygulanmaz, bir takip muamelesi ile kesilebilen zamanaşımı ve hak düşüren müddetler işlemez” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda davalı şirket hakkında davacı tarafından başlatılan takip tarihinin 22/07/2019 olduğu, davacı tarafça yapılan takibin Bakırköy ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/06/2021 tarih …… Esas -……. karar sayılı dosyasında 30/05/2019 tarihli duruşmada 1 yıl süreyle belirlenen kesin mühlet süresi içerisinde başlatıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda İİK 288. maddesi hükümleri uyarınca verilen mühlet kararı sebebiyle uygulanması gereken İİK’nun 294. maddesine göre borçlu hakkında takip başlatılamayacağı ve alacaklı tarafından başlatılan takip alacağının İİK’nun 206. maddesinde belirtilen nitelikte alacaklardan da olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı tarafından usulüne uygun olarak başlatılmış bir icra takibi bulunmadığından özel dava şartı yokluğu nedeniyle HMK 114/2 ve HMK 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının özel dava şartının yokluğu nedeniyle HMK 114/2 ve HMK 115/2 maddeleri gereğince gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 179,90-TL ilam harcından peşin alınan 478,25-TL harcın mahsubu ile bakiye 298,35-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/03/2023
Katip …….
¸e-imzalıdır
Hakim ……
¸e-imzalıdır
*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.