Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/777 E. 2022/1209 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/777 Esas
KARAR NO : 2022/1209

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/09/2022
KARAR TARİHİ : 22/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas numaralı dosyasına yapılan kötü niyetli itirazın iptaline, İtiraza uğrayan takibin 65.000,00TL asıl alacak miktarı yönünden devamına, haksız ve kötü niyetle itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı dava dilekçesinde müvekkil ile arasında yapılan protokol gereğince ödemesi yapılan 25.000TLlik kalıpların teslim edilmediğini iddia ettiği, davacının bu iddiaları da soyut ve gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkili ile davacı ile aralarında yapılan tüm anlaşmalara uymuş ve edimlerini ifa etmediğini, müvekkil yetkilisi bulunduğu ……. Metal San. Ve Dış Tic.ltd.şti’nden 01.07.2021 tarihinde davacının yetkilisi olduğu …… Otomotiv San. Ve Tic. Ltd.şti’ye KDV dahil 29.500 TLlik sevk irsaliyeli fatura kestiğini, davacının bu itirazı yapmaması ve çek bedellerinin iddia ettiği gibi tamamının ödenmesinin üzerinden çok uzun zaman geçtikten sonra iş bu davayı ikame etmesi davacının kötüniyetini ortaya koyduğunu, bununla birlikte Yargıtayın yerleşik içtihatları uyarınca vergi dairesince verilen BA-BS formları malın teslim edildiğine ait karinedir. Bu karinenin aksini iddia eden bunu yazılı delil ile ispatlamak zorunda olduğunu, müvekkil davacıya ait yukarıda bahsi geçen faturayı da e-fatura olarak vergi dairesine bildirdiğini, fakat değişen kanun gereğince vergi dairesi BA-BS formlarını mükelleflere göndermeyi bıraktığını, ancak vergi dairesinden bu husus sorulduğunda bildirimin müvekkil tarafından yapıldığı ve malın teslimi için Yargıtayın benimsediği karinenin oluştuğu ortaya çıkacağını, bu bildirim malın teslimine ilişkin yasal karinemizdir ve davacının bu karine karşısında hiçbir yazılı delili de bulunmadığını, malın teslim edilmediğinini iddia eden davacının bunu yazılı bir delille ispatlaması gerektiğini, izah edilen nedenlerle davanın reddi ile yargılama masrafları, vekalet ücretinin ve kötüniyetli icra takibi dolayısıyla davacının %20den az olmamak şartıyla, günümüz enflasyon oranları göz önüne alınarak %80 kötüniyet tazminatının karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin, diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce re’sen incelenir.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
HMK Madde 2’ye göre, “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk mahkemesidir.”
Davalının tacir sıfatının araştırılması için ilgili vergi dairesi müdürlüklerine yazılan müzekkerelere verilen cevapta; davacının gayrimenkul sermaye iradi mükellefiyeti ve …… vergi kimlik numaralı …… Otomotiv Sanayi ve Ticaret Ltd. ŞtiTasf. Hal. MC Ayakkabı Pazarlama Tic. Ltd. Şti’de ortak olduğu görülmüştür.
Bir kişinin şirket ortağı ve/veya yetkilisi olması tek başına tacir olmasını gerektirmeyeceği,(Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 30/09/2015 tarih 2015/944 E., 2015/11623 K. sayılı ve 27/03/2013 tarih 2013/1369 E., 2013/5358 K. sayılı emsal kararları) anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlıkta her ne kadar davalı taraf tacir sıfatını haiz ise de yapılan araştırmada davacı tarafın tacir sıfatının bulunmadığının anlaşıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığından işbu dava açısından ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahsedilemeyeceği, bu durumda HMK’nın 2.maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde genel görevli mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla; davanın görev şartı yokluğundan reddi ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK. 20 madde gereği süresi içerisinde kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren, kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde ve taraflardan birinin kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine, aksi halde mahkemece davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına,
4-Yargılama, harç ve giderleri konusunda HMK. 331/2 madde gereğince görevli mahkemece değerlendirme yapılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra görevli mahkemeye aktarılmasına,
Dair davacı vekilinin/ davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır