Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/745 E. 2023/322 K. 10.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/745 Esas
KARAR NO : 2023/322

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2022
KARAR TARİHİ : 10/04/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/04/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin sahibi olduğu matbaa tesislerinde davalı şirkete ait bir takım baskı işlerini yaptığı, iş bu baskı işleri karşılığında da davalı tarafa fatura tanzim etdildiği ve faturaların gönderildiği, davalı taraf ile ödemelerin yapılmasına yönelik görüşmelerden bir sonuç alınamadığını, bunun üzerine 5.192,88 TL için Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … E. Dosyası ile ilamsız takip yapıldığı, davalı tarafça takibe konu ödeme yapılmadığı gibi kanuni hiçbir sebep gösterilmediğini, yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek; itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacı arabuluculuğa başvurduğunda müvekkilin adresini bilmekte ve arabulucu da müvekkilime adresinin varlığı nedeniyle bilgileri doğrultusunda ulaşabilme şansına sahiptir. Arabulucunun doğrudan davalı vekilini görevli olup olmadığını bilmeksizin ve görevli olduğumuzu beyan etmediğimize göre, doğrudan vekili arabuluculuk toplantısına davet etmesi mümkün olmadığını, arabuluculuk işlemleri usulüne göre yapılmadığı için davanın dava şartı yokluğundan dolayı reddi gerektiğine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 5.192,00-TL cari hesap alacağının tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya mali müşavir bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle;”İncelenen davacı şirkete ait 2019 ve 2020 yılı ticari defter ve belgelerinin Elektronik Defter Genel Tebliği usul ve esaslarına göre tutulduğu, Elektronik Defterler ile Envanter defterlerinin yasal süresinde onaylandığı ve davacı şirketin 2019 ve 2020 yılı ticari defterlerinin TTK. Hükümlerine göre usulüne uygun tutmuş olduğundan davacı şirketin 2019 ve 2020 yıllarına ait ticari defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, İncelenen davalı … ait 2016 yılı ticari defterinin işletme defteri olarak TTK. hükümlerine göre usulüne uygun tasdik edildiği, davalı … 2016 yılında tutulan ticari defterinin işletme defteri kayıt ve esaslarına göre tutulmasından dolayı davalı yanın ticari defterinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, Davacı şirketin inceleme esnasında dava ve icra takibine dayanak olan faturayı ve fatura içeriğindeki ürünleri hangi tarihte kime teslim ettiğine dair tarafıma herhangi bir belge tarafıma ibraz etmemiştir. Davacı şirketin söz konusu fatura ve içeriğindeki ürünlerin hangi tarihte kime teslim edildiğini ispatlaması gerektiğinden teslim olgusunun ispat yükünün davacı tarafa ait olduğu, Davalı …’ın Sarıyer Vergi Dairesindeki mükellefiyet kaydının 29.11.2016 tarihi itibariyle sona ermesinden kaynaklı olarak davalı yanın icra takip tarihi itibariyle davacı yana herhangi bir borcunun bulunamayacağı…” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir. Bilirkişi raporunun denetime ve hükme esas almaya elverişli olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Her iki tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu anlaşılmakla defterler hükme esas alınmıştır.
Tüm dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda; Davacı tarafından düzenlenen fatura ve içeriğinin davalıya ne zaman teslim edildiğinin anlaşılamamıştır. Davada, fatura ve içeriğinin teslim edildiğini ispat külfeti davacıya, teslim olgusunun ispatından sonra bedelinin ödendiğini ispat yükü ise davalıya aittir. Tek başına fatura düzenlenmesi ve söz konusu faturaya süresinde itiraz edilmemesi fatura içeriği malların teslim edildiğine delil teşkil etmez. Yalnızca fatura düzenlenmiş olunması mahkememizce davacının iddiasının ispatı için yeterli görülmemiştir. HMK’nın ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” düzenlemeleri mevcuttur. Buna göre; alacak iddiasının davacı tarafça ispatı gerekmekle bu husus ispatlanamadığından, davanın reddine dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Ayrıca, davacı tarafın kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davacı tarafından davalıl aleyhine açılan itirazın iptali davasının REDDİNE,
2-)Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 179,90-TL ilam harcından peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcının davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-)6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.560,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.192,88-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-)HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine

Dair tarafların yüzüne karşı; alacak miktarı kesinlik sınırının altında kaldığından HMK 362. maddesi uyarınca KESİN olarak verilen karar açıkca okunup usulen anlatıldı. 10/04/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır