Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/71 E. 2023/335 K. 12.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/71 Esas
KARAR NO : 2023/335

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2015
KARAR TARİHİ : 12/04/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 13/04/2023
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili mahkememize sunmuş olduğu 10.03.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ile davalı şirket arasında … İlçesi … Mahallesinde kain … ada … nolu parsel üzerinde bulunan …AVM projesi kapsamında … ve … nolu bağımsız bölümlerin satış vaadi sözleşmesi ile müvekkillerine satıldığını, sözleşmeye göre bağımsız bölümlerin süresinde teslim edilmediğini, bu nedenlerle geç teslimden dolayı ve ayrıca bağımsız bölümlerin taahhüt edilen metrekareden daha düşük yüz ölçümüne sahip olması nedeni ile kira kaybı ve tazminat kapsamında toplam 328.675,00 TL nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı … San ve Tic Ltd Şti vekili: Bakırköy … ATM ‘ye sunmuş olduğu 31.03.2015 tarihli dava dilekçesinde özetle; … İlçesi … Mahallesinde kain … ada … nolu parsel üzerinde bulunan … AVM projesi kapsamında … ve … nolu … adet bağımsız bölümün müvekkiline satıldığının ancak taşınmazların taahhüt edilen sürede teslim edilmemesi nedeni ile … – … dönemi için geç teslimden dolayı toplam 301.000,00 TL zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, Bakırköy …ATM … E-K sayılı ilamı ile birleştirme kararı verilerek yargılamaya mahkememizin … E sayılı dava dosyasından devam olunmuştur.
Davalı taraf yargılama aşamasındaki beyanlarında; müvekkilinin yükümlülüklerini yerine getirdiğini, dolayısı ile geç teslim nedeni ile herhangi bir tazminat talep edilemeyeceğini bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava konusu taşınmazların bulunduğu mahalde bilirkişi heyeti … ve arkadaşları marifeti ile keşif yapılmış, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 29.09.2016 tarihli raporlarında; asıl dava yönünden … ve … nolu bağımsız bölümlerin sözleşmede belirtilen brüt alana sahip olduğunu ve taşınmazların mimari projeye uygun olarak inşa edildiğini, ortak alanlar da dikkate alındığında herhangi bir yüz ölçümü eksikliğinin bulunmadığını teknik kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce de düzenlenen bilirkişi raporu yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Her ne kadar davacı vekilleri harici satış sözleşmesine göre kendilerine satışı yapılan taşınmazların geç teslim edilmesi nedeni ile uğradıkları kira kaybının tazminat olarak kendilerine ödenmesini talep etmiş iseler de talep edilen kira kaybının cezai şart niteliğinde bulunduğu , taraflar arasında düzenlenen harici satış sözleşmesinin resmi şekilde yapılmaması nedeni ile geçersiz olduğu, geçersiz sözleşmeye göre cezai şart da talep edilemeyeceğinden (Yargıtay 19.HD’nin 2016/4324-13266 E-K sayılı ilamında da belirtildiği üzere) davacı tarafın bu yöndeki taleplerinin reddi gerektiği , keza asıl dava yönünden sözleşmede belirtilen m2 den daha düşük yüz ölçümüne sahip taşınmazlar yönünden de bilirkişi raporunda belirtildiği üzere ortak alanlar da dikkate alındığında brüt m2 olarak sözleşmeye uygun olarak taşınmazların inşa edildiği anlaşılmakla bu yöndeki talebin de reddedilmesi gerektiği mahkememizce değerlendirilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; her iki dava yönünden de taraflar arasında taşınmazlar ile ilgili yapılan satış vaadi sözleşmesinin resmi şekilde yapılmaması nedeni ile geçersiz olduğu , geçersiz sözleşmeye göre cezai şart niteliğinde geç teslimden dolayı kira kaybının istenemeyeceği ,ayrıca asıl dava yönünden dava konusu yapılan iki adet bağımsız bölümün sözleşmede belirtilen brüt m2 ye ve projeye uygun inşa edildiği, ortak alanlar dikkate alındığında m2 düşüklüğünün söz konusu olmadığı bu kapsamda bu iddiaya ilişkin tazminat da talep edilemeyeceği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde her iki dava yönünden de tüm taleplerin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, iş bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …HD … esas … karar sayılı ilamıyla;
“Asıl ve birleşen davalar, gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi ile satışı kararlaştırılan bağımsız bölümlerin sözleşmede belirtilen tarihte teslim edilmemesi nedeniyle tazminat istemine ilişkin olup, mahkemece sözleşmeler resmi şekilde yapılmaması sebebiyle geçersiz olduğundan bu talep yönünden davaların reddine karar verilmiştir. Ancak davacılar ile davalı şirket arasında tanzim edilen gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi incelendiğinde, davalının sıfatının “yüklenici satıcı” olarak gösterildiği ve davacıların da davalının sıfatının yüklenici olduğunu iddia ettiği görülmüştür.
Geçerli bir kat karşılığı inşaat sözleşmesinde yükleniciye ait olacağı kararlaştırılan bir bağımsız bölümün, yüklenici tarafından adi yazılı bir sözleşmeyle üçüncü bir kişiye satılması, Yargıtay’ın kökleşmiş uygulamasına göre, tapulu taşınmaza ilişkin bir satış sözleşmesi değil, Türk Borçlar Kanunu’nun 183 ve sonraki maddelerinde düzenlenen “alacağın temliki” hükümlerine tabi bir işlemdir. Başka bir ifadeyle, böyle durumlarda, yüklenici kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince, kendisine düşen bir bağımsız bölümü üçüncü kişiye satmış değil, kat karşılığı inşaat sözleşmesi çerçevesinde söz konusu bağımsız bölüm yönünden arsa sahibine karşı sahip olduğu alacağını, diğer bir ifadeyle sözleşmeden doğan kişisel hakkını (bağımsız bölümün mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteme hakkını) üçüncü kişiye temlik etmiş sayılır. Kısaca, böyle durumlarda yüklenici ile üçüncü kişi arasında bir “alacağın temliki” sözleşmesi bulunur. Türk Borçlar Kanunu’nun 184. maddesinde, alacağın temliki sözleşmesinin geçerliliği ise, sadece yazılı şekle tabi tutulmuş olup, resmi şekle bağlanmamıştır. Dolayısıyla, yazılı şekilde düzenlenmiş olması şartıyla, yüklenici, arsa sahibinden olan alacağını üçüncü kişiye devredebilir; “alacağın temliki” hükmünde olan böyle bir sözleşmede, hukuken geçerlidir. Bu durumda, temlik alan (alıcı), temlik edene (satıcıya) karşı, geçerli bir satış sözleşmesinden doğan tüm yasal haklarını talep edebilir.
Bu durumda davalı ile arsa sahipleri arasında mevcut ise resmi şekilde düzenlenen kat karşılığı inşaat sözleşmesinin celbi ile oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeye dayalı olarak mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın asıl ve birleşen davada davacılar yararına” yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Yargıtay bozma ilamı kapsamında KKİS sözleşmesi celp edilerek dosya bilirkişi heyeti … ve arkadaşlarına tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 27/01/2023 tarihli raporlarında özetle; asıl dava yönünden dava konusu yapılan iki adet iş yerinin mimari projeye uygun olarak kararlaştırılan brüt m2 olarak inşa edildiğini, bu nedenle bu yöndeki talebin sözleşmeye uygunluk nedeniyle yerinde olmadığını, geç teslim nedeniyle iki dükkan için talep edilebilecek kira kaybının toplam 289.915-TL olduğunu; birleşen dava yönünden altı adet dükkanla ilgili talep edilebilecek geç teslimden kaynaklı kira kaybının toplam 772.595-TL olduğunu teknik kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce düzenlenen bilirkişi raporu yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Davacı vekili birleşen dava yönünden arttırım dilekçesi vererek eksik harcı ikmal etmiş olmakla birlikte, arttırım talebi kapsamında değerlendirme yapılmıştır.
Her ne kadar davacı taraf, zararın doğduğu her ay sonu itibariyle faiz talebinde bulunmuş ise de; davanın dayanağının sözleşmeye aykırılık olduğu, TBK 117.maddesine göre davalı tarafın davadan önce temerrüde düşürülmediğinden dava tarihi itibariyle faiz uygulanmıştır.
Her ne kadar davalı taraf, kabul anlamına gelmemekle birlikte ıslah edilen miktar yönünden ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiğini belirtmiş ise de; davanın HMK 107.maddesi kapsamında belirsiz alacak davası olarak açıldığı, belirsiz alacak davasında faizin ilk dava tarihinden itibaren işletilebileceği (İBAM 14.HD 2020/2004 esas 2022/565 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere), bu nedenlerle davalı tarafın bu yöndeki savunmasına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamı ve Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere; dava konusu taşınmazları temlik alan davacının, temlik eden davalıya karşı geçerli bir sözleşmeden kaynaklı tüm yasal haklarını talep edebileceği, asıl dava yönünden dava konusu yapılan iki adet taşınmazın sözleşme ve mimari projeye uygun brüt m2 olarak inşa edildiği, dolayısıyla bu yöndeki tazminat isteminin reddine, taşınmazların geç teslimi nedeniyle bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda belirtildiği üzere asıl dava yönünden davacı tarafın talep edebileceği tazminat miktarının 289.915-TL; birleşen dava yönünden 6 adet taşınmaz yönünden talep edilebilecek tazminat miktarının 772.595-TL olduğu ve bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN;
1-Asıl dava yönünden davacıların davasının KISMEN KABULÜNE; 289.915-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 19.804,09-TL ilam harcından peşin alınan 5.612,96-TL harcın mahsubu ile bakiye 14.191,13-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-Davalıya yükletildiği halde davacı tarafından davanın açıldığı tarihte peşin olarak yatırılan 5.612,96-TL harcın davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan 8.015,50-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri: 32,40-TL, tebligat-posta gideri ve bilirkişi ücreti: 7.776,80-TL, keşif harcı-araç ücreti:206,30-TL”) yargılama giderinden, kabul-ret oranına göre 7.053,64-TL nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
5-Davacılar vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 43.558,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Davalı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
8-Birleşen dava yönünden davacının davasının arttırım talebi kapsamında KABULÜ ile, 772.595-TL’nin dava tarihi olan 31/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 52.775,96-TL ilam harcından peşin alınan 5.140,33-TL + 8.054,00-TL tamamlama harcının mahsubu ile bakiye 39.581,63-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
10-Davacı tarafından yapılan 13.226,73-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri:5.172,73-TL, tamamlama harcı: 8.054,00-TL”) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 102.985-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 12/04/2023

Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.