Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/599 E. 2022/1124 K. 29.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/599 Esas
KARAR NO : 2022/1124

DAVA : İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/06/2022
KARAR TARİHİ : 29/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin davalıdan 440.000,00TL alacağı bulunduğunu, davalı-borçludan alacağını tahsil edemeyen müvekkili Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü …. E. dosyası ile takip başlatmış olduğunu, ancak haksız ve kötü niyetli itiraz neticesinde takibin durdurulması kararı verildiğini, davalı şirketin itirazından sonra borcun ödenmesi konusunda arabuluculuk başvurusu yapılmış ise de, anlaşma sağlanamadığını, arabuluculuk sonuç tutanağı bu nedenle davalının kötüniyetli itirazının iptali ve takibin devamı ile haksız ve kötü niyetli itirazının iptalini ve takibin durmasına neden olan kötüniyetli itiraz sebebiyle müvekkili lehine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;taraflar arasındaki dava konusu sözleşmenin hukuki niteliğini ve dava konusu sözleşme TTK’da tanımlanmış bir sözleşme olmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın Ticaret Mahkemelerinde açılması da mümkün olmadığını, mahkemenin görevi yönünden itirazları bulunmakta olup, Asliye Hukuk Mahkemeleri’ nin görevli olması nedeniyle öncelikle görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin, diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce re’sen incelenir.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
HMK Madde 2’ye göre, “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk mahkemesidir.”
Davalının tacir sıfatının araştırılması için ilgili vergi dairesi müdürlüklerine yazılan müzekkerelere verilen cevapta; davacının “gelir getirici kazanç olmaksızın bazı iş ve işlemlerde kullanılan vergi kimlik numarasına haiz mükellef” olduğu, ayrıca Bakırköy Vergi Dairesi kayıtlarında 25/11/2014 tarihinde terk kaydı görülen ….. vergi kimlik numaralı …… Ltd. Şti’de %50 şirket ortaklığı ve müdürlük kaydı olduğu görülmüştür.
Bir kişinin şirket ortağı ve/veya yetkilisi olması tek başına tacir olmasını gerektirmeyeceği,(Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 30/09/2015 tarih 2015/944 E., 2015/11623 K. sayılı ve 27/03/2013 tarih 2013/1369 E., 2013/5358 K. sayılı emsal kararları), ayrıca davacının gelir getiren bir kazancının olmadığı dolayısıyla davalının tacir sıfatının bulunduğundan söz edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlıkta her ne kadar davalı taraf tacir sıfatını haiz ise de yapılan araştırmada davacı tarafın tacir sıfatının bulunmadığının anlaşıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığından işbu dava açısından ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahsedilemeyeceği, bu durumda HMK’nın 2.maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde genel görevli mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla; davanın görev şartı yokluğundan reddi ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK. 20 madde gereği süresi içerisinde kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren, kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde ve taraflardan birinin kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine, aksi halde mahkemece davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına,
4-Yargılama, harç ve giderleri konusunda HMK. 331/2 madde gereğince görevli mahkemece değerlendirme yapılmasına,
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra görevli mahkemeye aktarılmasına,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır