Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/51 E. 2022/213 K. 23.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/51 Esas
KARAR NO : 2022/213

DAVA : Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali)
DAVA TARİHİ : 17/01/2022
KARAR TARİHİ : 23/02/2022
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/03/2022
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma ile Jeddah/Saudi Arabistan adresinde mukim …… arasında 2015-2017 yıllarında gerçekleştirilmiş 17 adet nakliye işlemi bulunduğunu, söz konusu nakliye işlemleri ile ilgili davalı şirketle anlaşma yapılmış olmakla birlikte malların alıcıya teslimi hususunda sözlü ve yazılı olarak müteaddit kez talep edilmesine karşın müvekkili firmaya CMR belgeleri iletilmemiş olduğunu, bu nedenle, bilgileri verilen nakliye işlemlerine esas olmak üzere; navlun bedelinin kim tarafından ve ne şekilde ödendiğine dair bilginin ve nakliye işlemleri CMR belgelerinin müvekkili şirkete iletilmesi gerektiği aksi takdirde haklarında yasal yollara başvurulacağı hususunda davalı şirkete Ankara ……. Noterliğinin 02 Kasım 2021 tarih ve …… yevmiye nolu ihtarnamesi gönderildiğini, davalı şirketin bu ihtara Hatay …… Noterliğinin 15.11.2021 gün ve ……. yevmiye nolu ihtarnamesi ile cevap verdiğini, davalı şirketin savunmasının hukuken dinlenilmesinin olanaklı olmadığını, CMR Konvansiyonu gereğince 3 yıllık dava zamanaşımı olsa da ihtarnamede talep konusu belge niteliğinde olduğundan zamanaşımı iddiasının bu süre ile sınırlı olmadığını, tüm bu nedenlerle; müvekkili firma ile Jeddah/Saudi Arabistan adresinde mukim …… arasında 2015-2017 yıllarında gerçekleştirilmiş ve yukarıda ayrıntısına yer verilen 17 adet nakliye işlemi ile ilgili navlun bedelinin kim tarafından ve ne şekilde ödendiğine dair bilginin ve nakliye işlemleri CMR belgelerinin haklı ve hukuka uygun biçimde talep edilmesine karşın müvekkili şirkete davalı şirket tarafından iletilmemesi şeklinde oluşan muarazanın men’ine, söz konusu belgelerin davalı şirket tarafından davacı müvekkil şirkete teslim edilmesi gerektiğinin tespitine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 106/1. Maddesine göre, tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. Ancak maddenin ikinci fıkrasına göre, tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. Bunun yanı sıra maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.
Bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığı yahut yokluğu, tespit davası açılabilmesi için yalnız başına yeterli değildir. Bundan başka, o hukuki ilişkinin var olup olmadığının mahkemece hemen tespit edilmesinde, davacının korunmaya değer, meşru bir hukuki yararının bulunması şarttır. Bu şartın gerçekleşmesi ise, davacının bir hakkı veya hukuki durumu güncel (halihazır) bir tehlike ile tehdit edilmiş olmasına; bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olması ve bu hususun davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmasına; yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, icraya konulamayan tespit hükmünün, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmasına bağlıdır.
Somut olayda davacı 17 adet nakliye işlemi ile ilgili navlun bedelinin kim tarafından ve ne şekilde ödendiğine dair bilginin ve nakliye işlemleri CMR belgelerinin haklı ve hukuka uygun bir şekilde talep edilmesine karşın müvekkil şirkete davalı şirket tarafından iletilmemesi şeklinde oluşan muarazanın menine ve söz konusu belgelerin davalı şirket tarafından davacı şirkete teslim edilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiş olup, davacının talebinin maddi vakıanın tespiti niteliğinde ve soyut, genel nitelikte olduğu, bu halde tespit davası açılamayacağının yüksek mahkeme kararları ile sabit olduğu, dolayısıyla davacının eldeki davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Tespit davasının konusunun hak veya hukuki ilişki olması ve davacının tespit davası açmakta hukuki yararının bulunması, dava şartıdır. Somut olayda davacının hukuki yararı bulunmadığından HMK’nın 114/1-h ve 115/2. Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK’nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca hukuki yarar dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair taraf yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır