Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/500 E. 2022/558 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/500 Esas
KARAR NO : 2022/558

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 12/02/2022
KARAR TARİHİ : 01/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı şirketin çeşitli marangozluk işlerini yapmış olmasına rağmen, alacakları kendisine ödenmediğini, bu sebeple davalı borçlu şirket aleyhinde Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkili tarafından, davalı borçlu şirket için yapılmış olan marangozluk işlemleri sebebiyle hak kazanmış olduğu ödemeler kendisine yapılmadığını, müvekkilinin tüm iyi niyetiyle davalı taraf ile görüşmeye devam etmiş ancak kendisine ödeneceği belirtilen tutarlar hiçbir şekilde ödenmediğini, bunun üzerine Bakırköy…… İcra Müdürlüğü …… Esas numaralı dosyası ile davalı borçlu şirket aleyhinde icra takibi başlatıldığını, davalı borçlu şirketin anılan icra takibine itirazı neticesinde takibin durduğunu belirterek davalının ve haksız ve soyut itirazlarının iptali ile takibin devamına, işbu takip ve dava konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun olmaması nedeniyle icra takibine itiraz edildiğini, davacı ile müvekkil arasında iş yerindeki marangozluk işleri için görüşme yapıldığını bunun üzerine davacı tarafından müvekkili şirket yetkilisi …….’ya ….. Ürünleri A.Ş adlı şirketten malzeme alması gerektiği belirtildiğini ve müvekkili şirket yetkilisi tarafından bu şirketten malzemeler satın alındığını, malzemeler alındıktan sonra davalı tarafından iş tamamlanmadan bırakılmak suretiyle aradaki iş akdine uyulmadığını ve yapılmayan iş ……. adlı marangoz ustasına yaptırıldığını, fakat müvekkili tarafından her ne kadar işi tamamlamasa da yapılan iş kadarı ödeme yine de davalıya yapıldığını, dava konusu olarak gösterilen marangozluk işi eser sözleşmesi kapsamında olduğunu, dava konusu olayda eseri tamamladığını ispat davacı tarafta olduğunu, sadece fatura düzenlenmesi de eserin tamamlandığını ispat etmeye yeterli olmadığını, davacı eser sözleşmesine aykırı davranarak eseri tamamlamamasına ve müvekkili şirketi, restaurant işletmesi için gerekli malzemeleri yapmayarak açık olarak zarara uğratmasına ve tamamlamadığı iş başka bir ustaya yaptırılmasına karşın müvekkili tarafından yine de davacıya ödeme yapıldığını, davacının, dava dilekçesinde her ne kadar dava konusu edilen miktardan, likit alacak olarak bahsedilmiş ise de ortada neye göre belirlendiği ve taraflar arasında bir sözleşmeye bağlanmadığını ve dayanağı olmayan 8.262,00-TL ve ferileri gibi bir değer müvekkili şirketten istendiğini, bu alacak miktarı gerçek dahi olsaydı böyle bir alacak likit alacak niteliğinde olmadığını, Yargıtay bir çok içtihadında likit alacağı; borçlu tarafından kendisi tarafından kendi hesaplamasıyla belirlenebilen, mahkeme tarafından belirlenmeye gerek olmayan alacaklar olarak tanımlandığını ve alacağın likit alacak şeklinde olmaması durumunda icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğini açıkça belirtildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Öncelikle arabuluculuk başvurusunun usulüne uygun olup olmadığı hususunun değerlendirilmesi gerekmektedir.
7155 Sayılı Kanun ile 6102 TTK.’nın 5. Maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/a maddesi uyarınca bu kanunun 4. maddesinde belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın alacak ve tazminatları hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurmuş olması dava şartıdır. Belirtilen kanunun 23. maddesi ile 6325 Sayılı Kanunun eklenen 18a/2. maddesinde ise; arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması durumunda bir işlem yapılmaksızın usulden reddine karar verilir, düzenlemesi bulunmaktadır.
Davanın 12/02/2022 tarihinde harcı ödenerek açıldığı, görevsizlik kararı üzerine mahkememize gönderildiği, dava açıldığı tarih itibari ile arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğu buna rağmen davacı tarafça belirtilen yükümlülüğünün yerine getirilmeden davanın açılmış olduğu, tarafların arabulucu prosedürü içerisinde bir miktar paradan kaynaklanan olumsuz durum nedeniyle anlaşma sağlanması halinde iş bu davanın açılmayacak olması olgusu karşısında çözüme ulaşılabilecek bu yolun denenmediği görüldüğünden bu durumun zorunlu arabuluculuk kapsamında kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmış, olup açılanan davanın dava şartı yokluğundan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın arabulucuk dava şartının yokluğu nedeni ile HMK.’nın 114/2. ve 7155 Sayılı Kanunun 20. ve 23. Maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70TL harçtan peşin alınan 99,79TL’nin mahsubu ile bakiye 19,09TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.01/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır