Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/427 E. 2023/92 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/427 Esas
KARAR NO : 2023/92

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/04/2022
KARAR TARİHİ : 31/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;“…Müvekkili ile davalı … Sanayi Ticaret Limited Şirketi arasında kurulan iş ilişkisi gereği ve davalı şirketin talebi doğrultusunda müvekkili şirket tarafından davalı tarafa tamir, bakım, yedek parça ve özel servis hizmetleri verildiğini, müvekkilinin, davalı şirkete sunmuş olduğu hizmet sonucunda 30.09.2021 tarihli; … fatura numaralı 27.334,70 TL bedelli fatura, … fatura numaralı 6.372,00TL bedelli fatura, … fatura numaralı 3.351,20 TL bedelli fatura,… fatura numaralı 5.121,20 TL bedelli fatura,… fatura numaralı 4.295,20 TL bedelli fatura,… fatura numaralı 920,40 TL bedelli fatura,… fatura numaralı 3.894,00 TL bedelli fatura olmak üzere toplam 7 adet fatura düzenlediğini, ancak işbu fatura bedellerinin davalı şirket tarafından müvekkiline ödenmediğini, müvekkili tarafından düzenlenen yukarıda numaraları yazılı faturaların, davalı şirketin ortaklarından biri olan ve aynı zamanda şirketin muhasebe işlemleri ile ilgilenen … ‘nin mail hesabına müvekkili tarafından gönderildiğini, ancak davalı şirketin dava konusu faturalar hakkında müvekkili tarafından bilgilendirilmiş olmasına rağmen kanunda belirtilen yasal süre içerisinde faturalara itiraz etmediğini ve fatura bedellerini müvekkiline ödemediğini, davalı tarafın fatura borcunu ödememesi sebebiyle davalı aleyhine, Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas numaralı dosyasına ait ödeme emrini 23/12/2021 tarihinde tebliğ alan davalı borçlu şirketin 29.12.2021 tarihli dilekçesi ile herhangi bir borcu bulunmadığını belirterek borca haksız bir şekilde itiraz ettiğini, borçlunun itirazı üzerine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğü 29.12.2021 tarihli tensip zaptı ile icra takibinin durdurulmasına karar verildiğini, … dosya numarası üzerinden yürütülen arabuluculuk görüşmelerinin, 01/02/2022 tarihinde anlaşamama olarak sonuçlandığını, açıklanan nedenlerle; davamızın kabulü ile davalı borçlunun yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaline ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla durdurulan icra takibinin devamına, borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan takip konusu alacağın %20’ sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;“…müvekkil ile davacı arasında sözleşmeye dayalı bir ilişki bulunmadığını, bu nedenle faturaya itiraz edilmemiş olsa dahi fatura konusu işin yapıldığını ispat külfetinin davacı … üzerinde olduğunu, davacı tarafından dava dilekçesinde ödenmediği belirtilen ve icra takibine konu edilen bir takım faturalara ilişkin hizmet görüldüğü ifade etmekte ise de söz konusu faturalara ilişkin müvekkil şirketin davacıdan herhangi bir hizmet almadığını, müvekkilinin, davacıdan daha önce araç onarımı konusunda hizmet aldığını ve bu hizmetlere ilişkin kesilen fatura bedellerini ödediğini, ödenen faturalarda yapılan hizmetlerin hangi araçlara ait olduğunun açıkça belli olduğunu, faturanın açıklama kısmında onarım yapılan araçların plakalarının yer aldığını, fakat dava konusu edilen faturalarda herhangi bir açıklama veya hangi araçlara onarım yapıldığına ilişkin plaka bilgisi yer almadığını, bu nedenle fatura içeriklerinin müvekkil şirkete verilen hizmetlerle bir ilişkisi bulunmadığını, ayrıca davacının bu konuda hizmet verdiği iddiasını kanıtlamakla yükümlü olduğunu, faturaya itiraz edilmemiş olmasının ispat külfetini etkilemeyeceğini, davacı, dava dilekçesinde müvekkile faturaları mail adresinden gönderdiğini belirtmekte ise de dosyaya sunulu mail çıktısında alıcı olarak girilen mail adresinin müvekkiline ait olmadığını, müvekkilin mail adresine gönderilmeyen faturanın tebliğ edildiği iddiasının, art niyetli olup mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğunu, müvekkilinin faturaları icra takibi başlatılması ile öğrendiğini ve icra takibine itirazla birlikte faturalara da itiraz edildiğini, bu nedenle haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, açıklanan ve Sayın Mahkemenizce re’sen gözetilecek sebeplerle haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, alacağın %20si oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın icra takibine konu faturalar karşılığında davacı şirketin cari hesap alacağının bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.

Mahkememizce yapılan yargılamada ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapmak üzere bilirkişiden rapor alınmıştır. Buna göre;
Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafından, davalıya hitaben toplam onüç(13) adet fatura düzenlendiği, bu faturalardan altı(6) adetinin tutarını oluşturan 87.176,04-TL’ nin davalı tarafından ödendiği, dava konusunu oluşturan yedi(7) adet faturanın toplam tutarının KDV dahil 51.288,70-TL olduğu, bu faturaların davacı işletmenin vergi dairesi tarafından dava dosyası içeriğine sunulan BS formları ile de uyumlu olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacı tarafından, davalıya hitaben düzenlenen tüm faturaların e.arşiv faturası olduğu ve e.arşiv fatura sistemi üzerinden faturaların davalı şirkete tebliğ edildiğinin anlaşıldığı, buna karşın davalı tarafından usulüne uygun şekilde kayıt altına alınarak “iade faturası” şeklinde davacıya fatura düzenlenmesi gerektiği halde, usulüne uygun davranılmayarak hiç alınmamış gibi hareket edildiğinin anlaşıldığı, taraflar arasındaki, … ve … yazışmalarının da borç/alacak ilişkisini doğruladığı, davalı … cevap dilekçesinde “ödenen tüm diğer faturalarda tamir bakımı yapılan araçların plaka noları yer almasına karşın, dava konusu faturalarda plaka no’larının olmadığı, bu nedenle fatura içeriklerine ve bunlardan kaynaklanan borca itiraz edildiği” belirtilmişse de, taraflar arasındaki ticari ilişki de davacı tarafından e.arşiv faturası olarak düzenlenen ve davalıya tebliğ edilen hiçbir faturada araç plaka numarası olmadığı, davalının yapılan işlem adeti ve birim fiyatları üzerinden düzenlenmiş fatura tutarların göre yapılan borçlandırmaya karşılık ödemelerde bulunduğu, bu nedenle davalı itirazladavacı tarafından e.arşiv faturası olarak düzenlenen ve davalıya tebliğ edilen hiçbir faturada araç plaka numarası olmadığı, davalının yapılan işlem adeti ve birim fiyatları üzerinden düzenlenmiş fatura tutarların göre yapılan borçlandırmaya karşılık ödemelerde bulunduğu, bu nedenle davalı itirazlarını gerçeği yansıtmadığı, davacı işletme ticari defter dökümlerinde ayrıntısı gösterildiği üzere, 19/01/2021 ve 21/01/2021 tarihlerinde yapılmış toplam 7.000,00-TL’lik kredi kartlı tahsilatlar işlendiği halde, davalı tarafından ödenmiş 87.176,04-TL’ nin sehven Davacı ticari defterlerine kaydedilmemiş olduğu, bu nedenle icra takip tutarından çok farklı tutar olan 131.464,74-TL tutarında alacaklı olunduğunun kayıt altına alınmış olduğu, 131.464,74-TL’den, 87.176,04-TL’ nin mahsup edilerek 44.288,70-TL olarak davacı işletmenin kayıtlarında düzeltme yapılması gerektiği, davacı tarafından, 19/01/2021 ve 21/01/2021 tarihlerinde yapılmış toplam 7.000,00-TL’lik kredi kartlı tahsilatın, davalı şirketin kayıtlarında ödeme olarak görülmediği, bu nedenle ayrıca davalı şirketin ticari defter kayıtlarında da düzeltme yapılarak davalının 7.000.00-TL’lik bu ödemelerinin işlenmesi gerektiği, gerek taraflar arasında sehven unutulduğu anlaşılan kayıtların düzeltmeler yolu ile yapılması yanı sıra, davacı tarafından e.arşiv faturası olarak düzenlendiği anlaşılan tüm faturaların hizmet içeriğini yansıttığı ve davalı şirkete sistem üzerinden tebliğlerinin yapıldığının anlaşıldığı, e.arşiv sisteminin istenileni var sayıp istenilmeyeni yok sayma sistemi olmayıp, taraflar arasındaki ticari ilişkide ödenen altı(6) adet faturada olduğu gibi kaydı yapılarak ödenmesi ya da iadesinin düzenlenmesi gerektiği, bu kapsamda davalı tarafın süresinde itiraz edilmeyen ve iadeye konu edilmeyen dava konusu faturalar tutarında borçlu olduğu, bu borç tutarının da 44.288,70-TL olduğu tespit edilmiştir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Davalı şirketin BA/BS formlarında da faturaların kaydedildiği, buna göre içeriği kabul edildiği gibi resmi kuruma bildirilen beyannamenin delil niteliğini de haiz olduğu sabittir. BA/BS formları resmi makama bildirilen belge olup delil niteliğini haizdir. Kaldı ki davacı ticari defter ve belgeleriyle de alacak ispatlanmıştır. Takibe veya davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu Vergi Dairesi BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların veya hizmetin davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Y.19. HD. 2015/12329 Esas-2016/6138 Karar ve 2014/11846 Esas ve 15110 Karar sayılı ilamları da bu yöndedir.)

Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; asıl alacağın 44.288,70 TL olduğu, gerek icra aşamasında gerekse yargılama aşamasında söz konusu borcun ödenmediği, alınan bilirkişi raporunun hükme ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının kabulü ile likit olan alacağa yapılan itirazdan dolayı davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmiştir ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazının 44.288,70-TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 8.857,74TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 3.025,361TL ilam harcından peşin alınan 886,34TL harcın mahsubu ile bakiye 2.139,02TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 80,90TL Başvuru Harcı, 886,34TL Peşin Harç olmak üzere toplam 967,24TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk Asgari Ücret tarifesine göre alınan 1,560,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.331,20TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Arabuluculuk Asgari Ücret tarifesine göre alınan 1.560,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 228,79TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine
7-Davacı tarafından sarf edilen 1.200,00TL bilirkişi ücreti, 74,50TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.274,50TL den kabul red oranına göre hesaplanan 1.087,57TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerine bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.611,95TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
10-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır