Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/413 E. 2022/907 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/413
KARAR NO : 2022/907

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/07/2021
KARAR TARİHİ : 29/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı … Ltd. Şti. bünyesinde 01.11.2013 tarihinden Eylül 2015 tarihine kadar müşteri temsilcisi olarak aralıksız çalıştığını, müvekkilinin davalı şirket bünyesindeki çalışmasının 08.09.2015 tarihinde davalı firma tarafından haksız ve bildirimsiz olarak sonlandırıldığını ve müvekkilinin davalı firma ile hiçbir bağlantısının kalmadığını, davalı firma tarafından müvekkilin firma ile ilişiğinin tamamen kesildiği tarih olan 08.09.2015 tarihinden 5 sene geçmesinin akabinde 10.09.2020 tarihinde KVKK hükümlerine aykırı olarak 3. Kişi ve kurumlarla paylaşıldığını, davalı firmanın müvekkilinin davalı firma ile iş akdinin sonlandırılması nedeni ile hiçbir ilişiğinin kalmadığı dönemde müvekkili adına E-imza kullanarak hukuka aykırı bir şekilde Ticaret Bakanlığı Tareks bilgi sisteminde kaydı bulunan işlemler yaparak belgeler düzenlendiğini, davalı firma tarafından müvekkilinin bilgisi dışında müvekkilinin davalı taraf nezdinde çalışmadığı dönemlerde yapılan bu işlemler ve düzenlenen belgeler nedeni ile firmaya ceza kesildiğini ileri sürerek kesilen ceza bedelinin müvekkili tarafından ödenmesini talep ettiğini, davalı tarafın müvekkiline bu talebini içerir mail ve ihtarnameler gönderdiğini, bu nedenle müvekkilinin manevi olarak zarar gördüğünü, tüm bu nedenlerle davacı müvekkilinin mevcut hak ve alacakları ile doğacak diğer tüm hak ve alacaklarının tahsilini sağlamak ve davalıların müvekkilinin hak ve alacaklarının tahsilini önlemek ve mal kaçırmak için malvalıklarının üçüncü kişilere devrine engel olunması amacı ile, davalı tarafa ait menkul, gayrimenkul malvarlıklarının sorgulanarak işbu malvarlıklarına ihtiyati tedbir/haciz konulmasına, davalı tarafın müvekkiline ait kişisel verileri KVKK hükümlerine aykırı olarak 3. Kişi ve kurumlarla paylaşması nedeni ile KVKK ve BK hükümleri çerçevesinde, davalı taraftan tahsil edilmek üzere müvekkili lehine 20.000,00-TL manevi tazminata karar verilmesi ile yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Şirket vekilinin cevap dilekçesine özetle; davacının iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkilinin eyleminde yasaya aykırılık bulunmadığını, davacının iş akdi sona erdikten sonra da müvekkil adına tareks belgesi alma işlerine devam etmiş olup dolayısıyla bu işlemler neticesinde doğmuş/doğacak hukuki taleplerden bizzat sorumlu olduğunu, davacının dava dilekçesi ile kişisel verilerinin rızası dışında ve “kendisi ile ilgisi bulunmayan haksız talepler sebebiyle” 3. Kişilerle paylaşıldığı iddiasında bulunarak manevi tazminat talebinde bulunduğunu, davacının iletişim bilgisinin kendisiyle ilgisi olmayan bir sebeple paylaşıldığı iddiasının tamamen gerçek dışı olduğunu, davacının Bakırköy ….. İş Mahkemesinin ……. E. Sayılı dosyası kapsamında 01.11.2013-29.11.2019 tarihleri arasında müvekkili şirket bünyesinde çalıştığından bahisle işçilik alacakları talebinde bulunduğunu, davacının eş zamanlı açılan 2 ayrı davada bambaşka beyan ve iddialarda bulunduğunu, davacının haksız kazanç elde etmek için kendi açtığı davalarda dahi birbirinden farklı ve çelişen ve gerçekle bağdaşmayan beyanlarda bulunabildiğini, davacının bilgisi dışında e-imzası kullanılarak gerçekleştirildiğini iddia ettiği işlerin Tareks belgesi alınması işlemleri olduğunu, davacının müvekkil şirketten ayrıldıktan sonra yaptığı işlemlerin de bilgisi ve onayı dahilinde olup bu işlemleri bizzat davacının yaptığını veya bilgisi dahilinde yapıldığını, Tareks işlemlerinin bizzat davacı tarafından onayı ile gerçekleştirildiğini, tüm bu nedenlerle faiz türüne ve tüm ferileriyle birlikte faiz talebine de açıkça itiraz ettiklerini, davacının davaya konu taleplerinin dava şartı arabuluculuğa tabi olup olmadığının, davanın görevli ve yetkili mahkemede açılıp açılmadığının araştırılması gerektiğini, davanın dava şartı arabuluculuğa tabi olması durumunda davanın dava şartı yokluğundan reddine, olmadığı takdirde görevsizlik yönünden reddine, aksi halde davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Küçükçekmece ….. Asliye Hukuk Mahkemesi …. Esas, …… Karar sayılı ilamıyla görevsizlik kararı vererek dosyayı mahkememize göndermiştir.
7155 Sayılı Kanun ile 6102 TTK.’nın 5. Maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 5/a maddesi uyarınca bu kanunun 4. Maddesinde belirtilen ticari davalardan konusu bir miktar paranın alacak ve tazminatları hakkında dava açılmadan önce arabuluculağa başvurmuş olması dava şartıdır. Belirtilen kanunun 23. Maddesi ile 6325 Sayılı Kanunun eklenen 18a/2. Madde de ise arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması durumunda bir işlem yapılmaksızın usulden reddine karar verilir düzenlemesi bulunmaktadır.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesine göre, ilgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak kabul edilmiş olması durumunda, davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olduğu, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiyenin gönderilmesi gerektiği düzenlenmiştir. Yine mahkemece gönderilen ihtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi ayrıca arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır.
Dava açılmadan önce arabulucuya hiç başvurulmamış olması dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddini gerektiren bir husus olup, arabulucuya başvurulmuş olmakla birlikte anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslının veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin mahkemece verilen kesin süre içerisinde sunulmamış olması da davanın usulden reddi yaptırımına bağlanmıştır.
Davanın 16/07/2021 tarihinde harcı ödenerek Küçükçekmece ….. Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, Küçükçekmece ….. Asliye Hukuk Mahkemesi …… Esas, …… Karar sayılı ilamıyla görevsizlik kararı vererek dosyayı mahkememize gönderdiği, mahkememizin 28/04/2022 tarihli tensip tutanağı 1 nolu ara kararı ile “Davacı vekiline mahkememize görevsizlik ile gelen dosyanın mahkememizce esasa girmeden önceye kadar arabuluculuğa başvurulmuş ise arabuluculuk son tutanağını sunması için iki haftalık kesin süre verilmesine, sunulmadığı takdirde davanın dava şartı yokluğundan reddedileceğinin ihtarına” karar verildiği, arabuluculuğa başvurmanın zorunlu olduğu buna rağmen davacı tarafça belirtilen yükümlülüğünün yerine getirilmeden davanın açılmış olduğu, tarafların arabulucu prosedürü içerisinde bir miktar paradan kaynaklanan olumsuz durum nedeniyle anlaşma sağlanması halinde iş bu davanın açılmayacak olması olgusu karşısında çözüme ulaşılabilecek bu yolun denenmediği görüldüğünden bu durumun zorunlu arabuluculuk kapsamında kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmış, olup açılanan davanın dava şartı yokluğundan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğundan reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70TL ilam harcından peşin alınan 341,55TL harcın mahsubu ile bakiye 260,85TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.