Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/408 E. 2023/67 K. 25.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/408 Esas
KARAR NO : 2023/67

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2018
KARAR TARİHİ : 25/01/2023
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 26/01/2023
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 21/09/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında mevcut ticari ilişki kapsamında tahakkuk eden 762.696,27-TL alacağın tahsili amacıyla davalı aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalı tarafın haklı bir neden olmaksızın takibe itiraz ettiğini, buna rağmen icra takibinden sonra kısmi ödemelerde bulunduğunu, bu bağlamda yapılan ödemelerin infaz aşamasında dikkate alınarak davalı tarafın haksız itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; davacının alacağına karşılık olarak kendilerine toplam 508.464,27-TL ödemede bulunduklarını, ayrıca icra takibinden sonra da ödemelerinin olduğunu; davacı tarafın sözleşmeye göre kendi edimlerini gereği gibi ve süresinde yerine getirmemiş olması nedeniyle yoksun kalınan gelir gözetilerek davacı tarafa 227.622,62-TL ceza uyguladıklarını, söz konusu ceza da dikkate alındığında davacı tarafa herhangi bir borçları bulunmadığından dolayı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasının celp ve tetkikinde davacı tarafından davalı aleyhine 06/09/2018 tarihi itibariyle 762.696,27-TL cari hesap alacağına dayalı olarak icra takibi yaptığı, davalı tarafın süresinde takibe itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmıştır.

Taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturalara ilişkin BA ve BS formları celp edilmek suretiyle her iki tarafın ticari defterleri üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılmış, bilirkişi … düzenlemiş olduğu 23/09/2019 tarihli raporunda davacı tarafın usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerine göre davalı tarafın icra takibinden sonra yapmış olduğu ödemeler de dikkate alındığında davacı tarafın dava tarihi olan 21/09/2019 tarihi itibariyle toplam alacağının 270.397,27-TL olduğunu; davalı tarafın ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde bilirkişi … tarafından düzenlenen 11/09/2019 tarihli raporunda davalının usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerine göre dava tarihi itibariyle davacı tarafa 270.397,27-TL borcu bulunduğunu teknik kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce de birbirini teyit eden bilirkişi raporları yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Her ne kadar davalı taraf cevap dilekçesinde davacı tarafın kendi edimlerini usulüne uygun ve süresinde yerine getirmediğinden bahisle davacıya yoksun kalınan gelir nedeniyle 227.622,62-TL ceza uygulandığını ve bu kapsamda borçları bulunmadığını iddia etmiş ise de; söz konusu cezayı uygulamayı gerektirir taraflar arasında bir sözleşmenin bulunmadığı, kaldı ki davalı tarafın kendi ticari defterlerine göre davacı tarafa dava tarihi itibariyle 270.397,27-TL borcu bulunduğu belirlenmiş olması nedeniyle HMK 222.maddesi gereğince davacı tarafın bu miktar alacağının bulunduğu mahkememizce değerlendirilmiştir.
Her ne kadar davacı taraf icra takibine konu edilen 762.696,27-TL alacak gösterilmek suretiyle mahkememiz nezdinde itirazın iptali davası açmış ve bu miktar üzerinden harç yatırılmış ise de; icra takibinden sonra davadan önce yapılan ödemeler kapsamında davacı tarafın dava tarihi itibariyle alacak miktarının 270.397,27-TL olduğu, bu miktar yönünden itirazın iptalinin istenebileceği, dava açılmadan önce icra aşamasında yapılan ödemelere ilişkin itirazın iptalini istemekte davacı tarafın hukuki yararı bulunmadığı (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2017/80-889 EK sayılı ilamında da belirtildiği üzere) dikkate alınarak, bu kısım yönünden istemin usulden reddine karar verilmesi gerektiği mahkememizce değerlendirilmiştir.
Yapılan yargılama sonunda taraflar arasında mevcut ticari ilişki kapsamında düzenlenen faturalara ilişkin BA ve BS formları ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonunda bilirkişiler tarafından düzenlenen iki ayrı raporda davacı tarafın dava tarihi itibariyle davalıdan 270.397,27-TL alacağı bulunduğu, söz konusu alacağın davalı tarafın ticari defterlerinde dahi kayıtlı olduğu, HMK 222.maddesi gereğince davalı borçlu tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olan iş bu alacağın varlığının davacı tarafından ispatlanmış sayılacağı, bu bağlamda davalının itirazının 270.397,27-TL alacak yönünden iptaline, davacı tarafın icra takibinden sonra yapılan ödemeleri de kapsar şekilde itirazın iptalini istemekte hukuki yararı bulunmadığı, dolayısıyla yapılan ödeme miktarı kadar itirazın iptaline ilişkin istemin usulden reddine, söz konusu istemin usulden reddedildiği dikkate alınarak bu kısım yönünden davalı lehine maktu vekalet ücreti ödenmesine karar verilmiş; iş bu kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine İBAM ….HD … esas … karar sayılı ilamıyla;
“TBK’nın 100. maddesinde; “Borçlu faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz,” hükmü düzenlenmiştir. Davaya konu takip talebinde de kısmi ödemelerin TBK’nın 100. maddesine göre öncelikle varsa işlemiş faiz ve masraf ve fer’ilere mahsup edileceği belirtilmiştir.
Bir başka anlatımla TBK’nun 100. maddesi gereğince ödemelerin öncelikle asıl alacaktan düşülebilmesi için, borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmemiş olması zorunludur. Buna göre, borçlu, faiz ve masrafları ödemedikçe kısmi ödemeler ana paradan mahsup edilemez. Anılan maddenin uygulanması için takip talebinde bu yönde ayrıca talepte bulunulması gerekli olmayıp, istek olmasa da memurlukça bu husus re’sen dikkate alınmalıdır (Hukuk Genel Kurulu’nun 09/10/2002 tarih ve 2002/12-709 Esas – 2002/781 Karar sayılı kararı). Şu halde, TBK’nun 100. maddesi uyarınca, borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmiş olması durumunda ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerekir.(Yargıtay 12 HD.nin 2018/7452 Esas,2019/9523 Karar sayılı içtihadı)

Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda TBK 100 madde hükmü dikkate alınmadan rapor düzenlenmiştir. Buna göre mahkemece bilirkişiden, TBK 100 hükmü uygulanmak suretiyle düzenlenecek rapor alınarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporu ve eksik inceleme ile karar verildiği” gerekçesiyle yerel mahkeme kararını kaldırmıştır
İBAM kaldırma kararı kapsamında dosya bilirkişi … ‘a tevdi edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 02/01/2023 tarihli raporunda özetle; davalı tarafından 06/09/2018 – 21/09/2018 tarihleri arasında yapmış olduğu ödemeler kapsamında TBK 100.maddesi gereğince yapılan hesaplama sonucunda davacı tarafın dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarının 327.411,73-TL olduğunu teknik kanaati olarak belirtmiş, mahkememizce düzenlenen bilirkişi raporu yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; İBAM kaldırma kararı kapsamında yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; bilirkişi tarafından düzenlenen 02/01/2023 tarihli raporda da belirtildiği üzere davalı tarafın dava açılmadan önce yapmış olduğu ödemelerin TBK 100.maddesi kapsamında değerlendirilmesi sonucunda davacı tarafın dava tarihi itibariyle talep edebileceği alacak miktarının 327.411,73-TL olduğu, bu miktar üzerinden icra takibine yönelik itirazın iptalini, bakiye alacak yönünden davacı tarafın dava açmasında hukuki yararı bulunmadığından fazlaya ilişkin talep yönünden istemin usulden reddine, likit olan alacağa yapılan itiraz nedeniyle davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, davalının, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … takip sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 327.411,73-TL alacak üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren %18,50’yi geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, dava açılmadan önce yapılan ödemeye ilişkin itirazın iptaline ilişkin talebin ise hukuki yarar bulunmadığından USULDEN REDDİNE,
2-Hükmedilen alacağın %20’si üzerinden hesaplanan 65.482-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 22.365,44-TL ilam harcından peşin alınan 9.211,47-TL harcın mahsubu ile bakiye 13.153,97-TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davalıya yükletildiği halde davacı tarafından davanın açıldığı tarihte peşin olarak yatırılan 9.211,47-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 2.503,00-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri, tebligat-posta gideri, bilirkişi ücreti “) yargılama giderinden, kabul-ret oranına göre 1.051,26-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 48.838,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı vekili için usulden reddedilen alacak yönünden AAÜT’ne göre belirlenen 9.200-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 25/01/2023
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.