Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/377 E. 2022/430 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/377 Esas
KARAR NO : 2022/430

DAVA : Alacak (Emanet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/01/2021
KARAR TARİHİ : 21/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/04/2022
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin …… Ayakkabıcılık A.Ş.’den alacağına karşılık Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü aracılığıyla ihtiyati haciz şerhi koydurduğu ayakkabı yapımında kullanılan 37 adet atom markalı hidrolik kesim pres makinesi, 4 adet ….. makinesi, 2 adet ….. model arka kapama makinesini ve 648 adet muhtelif renklerde zenne kısa hakiki deri botu yine Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğü aracılığıyla …… esas sayılı dosyasından icra yoluyla alacağına mahsuben satın aldığını, müvekkilinin icra yoluyla aldığı bu makineleri muhafaza edecek depo vs. bir yeri bulunmadığından yediemin deposundan alınan makinelerin müvekkili şirkete, bu makineleri muhafaza edecek yeri olduğunu bildiren müvekkili şirket sahibi ……’nın babasının arkadaşı …’na muhafaza etmesi için geçici olarak teslim edildiğini, …’nun makinelerin ve botların önce …… Sitesi ….. mahallesi …. sokak No:….. K:……Merter Güngören adresindeki iş yerine teslim edilebileceğini belirttiği makineler ve botlar araçlar ile getirilerek müvekkili tarafından geçici olarak …….’na teslim edildiğini, taşıma işlerinde birçok kişinin görev aldığını, taşıma işlemlerinde görev alan tüm bu personelin makinelerin teslim edildiğine şahit olduklarını daha sonra …’nun makineleri ve botları yetkilisi olduğu …… Kundura Sanayii ve Ticaret Ltd. Şti.’nin …. Mah., ….. Sk. ….. Apt, No:……. Küçükçekmece İstanbul adresindeki iş yerine götürdüğünün haricen öğrenildiğini, ancak müvekkili tarafından icra yoluyla satın alınan ve muhafaza etmesi için …’na teslim edilen makinelerin … tarafından müvekkiline iade edilmediğini, müvekkilinin makinelerin teslimi konusunda feri zilyet … tarafından sürekli oyalandığını, güveni kötüye kullandığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili şirket tarafından icra yoluyla satın alınan muhafaza etmesi için …….’na geçici olarak teslim edilen ancak geri istenildiğinde müvekkiline iade edilmeyen ve halen davalının yedinde bulunduğu Küçükçekmece ….. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce tespit edilen 2 adet ……. makinesi ve 2 adet …… marka ….. Makinesinin davalı tarafından haksız surette el atmasının önlenerek müvekkiline teslimine, makinelerin işbu dava sonuçlanıncaya kadar elden çıkarılmasının önlenmesi için makinelere ihtiyati tedbir konulmasına, bugüne kadar makineler elden çıkarılmışsa veya işbu dava süresince elden çıkarılırsa makinelerin bedeli olarak şimdilik 280.000 TL nin bilirkişi tarafından dava tarihindeki değeri belirlendiğinde arttırılmak üzere ihtarnamenin tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, davalının yaklaşık 2 yıldır bu makineleri üretiminde kullandığı anlaşıldığından 2 yıllık kullanım bedeli bilirkişi tarafından belirlendiğinde arttırılmak üzere şimdilik 1.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; zaman aşımı ve hak düşürücü süre itirazları olduğunu, yetki itirazları olduğunu, görev itirazları olduğunu, husumet itirazları olduğunu, esasa ilişkin olarak da, müvekkili ile davacı şirket yetkilisinin babası ….. ‘nın yazlık komşusu ve aynı sektörden iş arkadaşları olduğunu, müvekkilinin davacı şirket yetkilisi ……’yı ise küçük yaşından beri tanıdığını, davacı şirket yetkilisi ……’nın, müvekkiline, babasının hasta olduğunu, alacağının icradan tahsilinin ancak haczedilen eşyaların satışı ile mümkün olabileceğini, makineleri icradan satın alabilmesi için harç, KDV, yediemin ücretleri gibi ödemesi gereken nakdi paraya ihtiyacı olduğunu, gerekli parayı vermesi halinde makinelerin ortak olarak ihaleden alınabileceğini ifade ettiğini, bu makul teklifi alan müvekkilinin davacı şirket yetkilisi ……’ya gerekli ortaklığı kurabileceklerini ve bu teklifi kabul ettiğini bildirdiğini, bu ortaklık kapsamında müvekkilinin, kendi şirketinin çalışanı ……’e verdiği talimatla 26/12/2018 tarihinde 79.000 TL davacı ……’ya, Merter’deki iş yerinde elden ödeme yaptığını, müvekkilinden, davacının aldığı 79.000 TL nakit para ile 26/12/2018 tarihinde Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyaya ”satış bedeli tahsilatı, dosya alacağı dışında kalan ihale bedeli farkı ” açıklaması ile davacıya ödeme yaptığını, müvekkilinin …….’na ait ….. bank ……. Şubesindeki hesabından 16/01/2019 tarihinde 235.000,00 TL ‘nin yine ……’e verilen bankadan çekme talimatı ile 235.000 TL para çekilip aynı anda banka şubesi içerisinde yanında bulunan davacı ……’ya elden nakit olarak teslim edildiğini, bankanın görüntü kayıtları ile bu hususun sabit olduğunu, bu 235.000 TL’nin, haciz alacaklısı şirket, göndericinin ise davacı …… olduğundan ….. bank’tan gönderilemediğini, akabinde …. Bankası ….. Şubesi’nden davacıya ait …… Limited Şirketinin ticari hesabına …… ile birlikte davacı …… tarafından Küçükçekmece …… İcra Müdürlüğünün ….. e.sayılı icra müdürlüğü dosyasına gönderilmek üzere yatırıldığını, aynı gün …… Limited Şirketi ……. Bankası hesabından, Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ….. e.sayılı dosyasına 7.003 TL tellaliye, 53.763,46 TL tahsil harcı, 130.020,14 TL KDV, 9.882,99 TL cezaevi harcı yatırıldığını, kalan tutarın da ödenen yediemin ücreti için kullanıldığını, dolayısı ile taraflar arasında emanet anlamında sözleşmesel ilişki bulunmadığını, dava konusu makineler ile dava konusu edilmeyen ve toplamda 37 pres, 4 tane ön monte makinesi, 2 adet arka kapa makinesinin bu ödemelerden de anlaşılacağı üzere adi ortaklık şeklinde müvekkili ile davacı şirket arasında ortak mallar olduğunu, müvekkili ile davacı şirket arasında bu ihale süreci ve ihale konusu makinelere ilişkin bir adi ortaklığın söz konusu olduğunu, dolayısı ile taraflar arasındaki bu adi ortaklığın tasfiyesi ve adi ortaklıktaki hak ve yükümlülüklerin tespitinin ancak ticari bir dava kapsamında olup davanın çözüm yerinin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu belirterek, zaman aşımı, hak düşürücü süre, yetki, görev, husumet ve tefrik usulü itirazlarının kabulüne, davanın usulden reddine, davanın esastan külliyen reddine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; davalıya muhafaza amacıyla verildiği iddia olunan makinelere el atmanın önlenmesi ve davacıya iadesi, olmadığı takdirde bedel iadesi istemine ilişkindir.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin, diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce re’sen incelenir.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
HMK Madde 2’ye göre, “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk mahkemesidir.”
Davalının tacir sıfatının araştırılması için ilgili vergi dairesi müdürlüklerine yazılan müzekkerelere verilen cevapta; davalının gayrimenkul sermaye iradı mükellefi olduğu ve dava dışı ……. Ayakkabı Taban San. Ve Tic. Ltd. Şti. Şirket müdürü olduğunun bildirildiği, bir kişinin şirket ortağı ve/veya yetkilisi olması da tek başına tacir olmasını gerektirmeyeceği,(Yargıtay 19.Hukuk Dairesi’nin 30/09/2015 tarih 2015/944 E., 2015/11623 K. sayılı ve 27/03/2013 tarih 2013/1369 E., 2013/5358 K. sayılı emsal kararları), ayrıca davalının kazancının ticari faaliyet niteliğinde olduğuna dair dosya kapsamında bir bilgi belge yer almadığı, gayrimenkul sermaye iradı mükellefi olmanın tek başına tacir sayılmak için yeterli olmadığı, dolayısıyla davalının tacir sıfatının bulunduğundan söz edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Dava konusu uyuşmazlıkta her ne kadar davacı taraf tacir sıfatını haiz ise de yapılan araştırmada davalı tarafın tacir sıfatının bulunmadığının anlaşıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığından işbu dava açısından ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahsedilemeyeceği, bu durumda HMK’nın 2.maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde genel görevli mahkemeler olan asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla; davanın görev şartı yokluğundan reddi ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek gerektiği, dosyanın daha önce Küçükçekmece …..Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararı ile mahkememize gönderildiği ve iki mahkeme arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğu nazara alınarak dosyanın mercii tayini için İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-TTK’nun 4/1, 5/1 ve 19/2 maddeleri ile HMK’nun 114/1-c, 115/1-2 maddeleri gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle dava şartı yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Görevli ve yetkili mahkemenin Küçükçekmece …… Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Mahkememiz ile Küçükçekmece …… Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde görev hususunun değerlendirilmesi (MERCİİ TAYİNİ) için dosyanın ilgili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-HMK’nun 331/2.maddesi gereğince yargılama giderlerinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır