Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/294 E. 2022/340 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/294 Esas
KARAR NO : 2022/340

DAVA : Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin)
DAVA TARİHİ : 25/03/2022
KARAR TARİHİ : 29/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil davacıların murisi olan ……’nın 21/08/2017 tarihinde vefat ettiğini, geriye mirasçı olarak, eşi …, kızı …, kızı …, kızı ….., kızı ……, kızı …. kaldığını, muris ……’nın 1986 yılında ”…… ve Ortakları Kollektif Şirketi” ünvanı ile kollektif bir şirket kurduğunu, daha sonra ise İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü …… sicil numarası ile kayıtlı …’ni kurduğunu, şirketin yönetimi ve idaresinin her zaman muris …… tarafından icra edildiğini, alınacak kararlarda son sözün her zaman ……’da olduğunu, vefatına kadar da fiilen şirket yönetimininde kalmaya devam ettiğini, muris ……’nın 21/10/2003 tarihinde şirketin diğer ortakları ile yapmış olduğu hisse devri sözleşmesinin muvazaalı olarak yapıldığını, tarafların gerçek iradesinin bağışlama olduğunu, hisse devir bedelinin muris ……’ya hiç bir zaman ödenmediğini, hisse devri sözleşmesinin şeklen de geçersiz olduğunu, muris tarafından devredilen taşınmazlarla ilgili ayrıca görülmekte olan muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davaları bulunduğunu, hisse devri işleminin TBK 19 maddesi uyarınca iptalinin gerektiğini, ayrıca davalıların mirasçılar tarafından davalar açılması üzerine şirket adına kayıtlı taşınmazlar üzerinde muvazaalı haciz icra ettiğini ve taşınmazlarını üçüncü kişilere devrettiğini, mal kaçırma saikiyle hareket ettiklerini ve kötü niyetlerini ortaya koyduklarını savunarak davanın sonunda husule gelecek ilamın bahşettiği icra ve infaz etkisini temin etmek üzere dava konusu şirket hisselerin devir ve temlikinin önlenmesine, davalı şirketin menkul ve gayrimenkullerine yönelik tasarruf işlemlerinin durdurulmasına, davalı şirket işlemelerinin denetlenmesini teminen denetim kayyımı atanmasına yönelik ihtiyati tedbir kararı ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Davacı taraf, murisin mal kaçırma amacıyla davalı şirketteki hissesini davalı ortaklara devrettiğini, devrin gerçek bir devir olmadığı mirastan mal kaçırma amacına dayandığını ileri sürerek hisse devrinin miras payı oranında iptali, olmadığı takdirde hisselerin rayiç değerinin davacılara miras payları oranında ödenmesi, olmadığı takdirde davacıların saklı payı nedeniyle tenkisini istemektedir.
Muvazaa, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK’nın ise 19. maddesinde düzenlenmiştir. Miras payına dahil olduğu ve muvazaalı olarak devredildiği öne sürülen ticari şirket hisse devrinin 6102 sayılı TTK’da tanımlanmış olması, davanın ticari dava olduğunun kabulüne olanak vermez. Zira davacı taraf, hisse devrinin muvazaalı olması nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürmekte olup, davanın temeli muris muvazaasına dayanmaktadır. Yapılacak yargılama faaliyeti ile çözüme kavuşturulması gereken murisin davalıya yaptığı hisse devrindeki gerçek amacının ortaya çıkarılmasıdır. Başka bir anlatımla uyuşmazlık, murisin mirasçılarının hukukunu zedeleyen malvarlığı haklarına yönelik muvazaalı bir işlemi olup olmadığına ilişkindir.
Bir davanın ticari dava olarak kabul edilebilmesi için davada her iki tarafın tacir olması ve ihtilafın ticari işletmeleri ile ilgili olması yahut uyuşmazlık konusunun Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş olması gerekir. Tarafların tacir olmadığı, aksi yönde bir iddia da sürülmediğine göre, davanın nispi ticari dava olmadığı tartışmasızdır. Diğer taraftan muvazaalı olduğu iddia edilen hukuki işlem şirket hisse devri olmakla birlikte devrin geçersizliğinin, murisin gerçek iradesini yansıtmadığı ve diğer mirasçılardan mal kaçırma amacını taşıdığı iddiasına dayandırılmasına göre, ticari şirketlerin ve bu şirketlerdeki hisse devirlerinin Ticaret Kanununda düzenlemiş olması TTK 4. maddesi uyarınca davayı mutlak ticari dava haline getirmez. (İstanbul BAM 43.HD 2021/1889 E., 2021/1582 K. Sayılı ilamı)
Dava, muris muvazaasına dayalı hisse devrinin iptali veya tenkisi davası olup, 6102 sayılı kanunun 4.maddesinde yazılmış mutlak ticari davalardan olmadığı gibi aynı kanunun 5.maddesinde yazılı olduğu gibi nispi ticari davalardan da olmadığı, bu itibarla ticari dava mahiyetinde olmayan davaya bakma görevinin HMK’nın 2.maddesi uyarınca genel görevli mahkemeler olan asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla; davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde HMK’nun 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.