Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/264 E. 2023/246 K. 20.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/264 Esas
KARAR NO : 2023/246

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2017
KARAR TARİHİ : 20/03/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle;müvekkilince ithal edilip bayi olan davalıya gönderilen malların bedellerinin ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün ……. E. sayılı icra takibinin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; aynı alacağa ilişkin ikinci icra takibine itirazın iptali davasının usulden reddedilmesi üzerine, davacının ilk icra takibine itirazın iptali istemiyle bu davayı açtığını, icra takibinde mükerrerlik nedeniyle derdestlik itirazlarının mevcut olduğunu, ayrıca asıl davada davacının iş bu davaya konu ilk icra takibinden vazgeçtiğini beyan ettiğini, müvekkilinin davacıya borcunun olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
K.Çekmece …… İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasının celp ve tetkikinde davacı tarafından davalı aleyhine 60.712,57-TL cari hesap alacağından dolayı icra takibi yaptığı, davalının takibe itiraz etmesi nedeniyle mahkememizde iş bu davanın açıldığı; B.Çekmece …… İcra Müdürlüğünün ……. takip sayılı dosyasının celp ve tetkikinde davacı tarafından davalı aleyhine aynı alacakla ilgili(cari hesap alacağı) 60.712,57-TL üzerinden icra takibi yaptığı iş bu takibe itiraz edilmiş olması nedeniyle takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davacı tarafından davalı aleyhine cari hesap alacağına ilişkin olarak ilk önce B.Çekmece ….. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyası üzerinden 60.712,57-TL üzerinden icra takibi yaptığı, davalı borçlunun takibe itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verildiği, davacı tarafından itiraza uğrayan ilk takiple ilgili herhangi bir işlem yapılmadan yeniden aynı alacakla ilgili icra takibi yapılmayacağı (Yargıtay 23.HD 2016/7199-5394 EK sayılı ilamında da belirtildiği üzere) ve bu nedenlerle ikinci icra takibine yönelik açılan itirazın iptali davasının mükerrer takip nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, iş bu kararın istinaf edilmesi üzerine İBAM….. HD ….. esas ….. karar sayılı ilamıyla “İİK’ nun 67 inci maddesi gereğince, alacağın öncelikle icra takibine konu yapılması halinde, ardı sıra itirazın iptali davası şeklinde mahkemeye yansıtılması halinde; borçlu olduğunu bile bile takibe itiraz eden borçlu ile alacaklı olmadığını bildiği halde gereksiz yere takip başlatan alacaklı için % 20′ den aşağı olmamak üzere ilave tazminatlar öngörülmüştür.
İlk derece mahkemesince hüküm kısmında ve kısa kararda kötü niyet tazminatına hükmedilmesi yönünde olumlu yada olumsuz herhangi bir hüküm kurulmayarak HMK’nın 294 – 297. maddelerine aykırı davranıldığı ve bu durumun da istinaf sebebi olarak gösterildiği anlaşılmakla, davalının vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının bu sebeplerle kaldırılarak HMK’ nın 294 – 297. maddelerine uygun hüküm kurulmasının temini için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine” karar verilmiştir.
Davacı vekili Bakırköy ….. ATM’ye sunmuş olduğu 07/07/2018 tarihli dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında mevcut ticari ilişki kapsamında müvekkilinin 60.712,57-TL alacağının tahsil amacıyla Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ….. takip sayılı dosyası ile icra takibi yaptıklarını, davalı tarafın haklı bir neden olmaksızın takibe itiraz ettiğini, bu nedenlerle davalının haksız itirazının iptaline karar verilmeisini talep etmiştir.
Bakırköy …. ATM …… esas …… karar sayılı ilamıyla birleştirme kararı vererek dosyayı mahkememize göndermiş, yargılamaya mahkememizin ……. esas sayılı dava dosyası üzerinden devam olunmuştur.
Davalı vekili birleşen ve asıl dava yönünden müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili hakkında mükerrer icra takipleri yapıldığını, bu nedenlerle asıl dava yönünden müvekkili lehine %20 kötü niyet tazminatı kararı verilerek her iki davanın da usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasında İBAM ….. HD …. esas …… karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi daha önce borçlu aleyhine Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün …… esas sayılı dosyasında 60.712,57-TL alacak üzerinden icra takibi yapıldığı ve söz konusu takip derdestken davacı tarafından aynı miktar üzerinden Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. takip sayılı dosyası ile icra takibi yaptığı, bu bağlamda mükerrer takip nedeniyle asıl dava yönünden itirazın iptali istemli davanın usulden reddine; davacı alacakı taraf davalı borçlunun söz konusu takip yönünden borcu bulunmadığı halde kendisi aleyhine icra takibi yapmış olması nedeniyle davalı borçlu lehine İİK 67.md gereğince %20 kötü niyet tazminatına; birleşen dava yönünden, davacı vekili asıl davanın ön inceleme duruşmasının yapıldığı 25/09/2017 tarihli oturumda açıkça, Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ……. takip sayılı dosyasında borçlu tarafın borca itiraz ettiğini ve itiraz tarihinden itibaren 1 yıllık iptal davası açma süresinin geçmiş olması nedeniyle ve ayrıca söz konusu takipten vazgeçildiğinden dolayı iş bu davayı açtığını beyan ettiği, dolayısıyla asıl davanın açıldığı tarih olan 03/02/2017 tarihi itibariyle davacı tarafın Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ….. takip sayılı dosyasına yönelik itirazı öğrendiği ve bu itiraz yönünden 1 yıllık hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle asıl davayı açtığını duruşma sırasında açıkça beyan ettiği, bu bağlamda birleşen dava yönünden itirazın iptali davasının 03/02/2017 tarihinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre geçirildikten sonra 07/09/2018 tarihinde itirazın iptali davası açıldığı, bu bağlamda açılan birleşen davanın hak düşürücü süre yönünden reddine karar vermek gerektiği(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2018/13-602 esas 2019/218 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuş İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi’nin kararıyla birleşen dava yönünden verilen hüküm kaldırılarak mahkememize gönderilmiştir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya mali müşavir bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle;”Davacı şirketin yerinde inceleme talebi sonrası, incelenen 2015 ve 2016 yılı ticari defterleri incelenmiş olup, incelenen 2015 ve 2016 yılı ticari defterlerinin, Yasal zorunluluk arz eden noter tasdiklerinin yaptırıldığı, ticari defterlerin kayıtlarının bilgisayarlı kayıt ortamında işlenmiş olup, muhasebe standartları ve Tekdüzen Hesap Planı ilkelerine uygun tutulduğu, incelenen ticari defter kayıtlarının karşılıklı birbirini doğruladığı, 6102 sayılı TTK 64/3 ve HMK 222 madde hükümleri gereği sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu görülmüştür. davalı şirket tarafından, inceleme günü ve saatinde bilirkişi incelemesine ticari defter ve belge sunulmamıştır. Davalı vekiline 03/07/2022 tarihinde e-tebligat yapılarak “inceleme günü ve saatinin” bildirildiği Önemle belirtilmesi gerekmektedir ki, Davalı işletmenin faaliyet adresi …. mahallesi, …… Caddesi …. AVM No…… Fethiye /Muğla’ dır. davalı işletmede Sayın Mahkemece “Talimatla” inceleme yaptırılması ya da yukarıda izah edildiği üzere ticari defter ve belge sunulmayışı ile ilgili olarak defter ve belge ibrazından kaçınma olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, Sayın Mahkeme’nin takdir yetkisindedir. davacı şirketin ticari defter kayıtları, tarafların ba-bs bildirimleri, dayanak belgeler ile dava dosyası içeriği bilgi ve belgenin karşılaştırmalı incelenmesi sonucunda; Yukarıda ayrıntısı açıklanan tespitler doğrultusunda, davacı işletmenin kayıtlarına itibar edilerek 60.712,57-TL tutarında alacaklı olduğu …” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir. Bilirkişi raporunun denetime ve hükme esas almaya elverişli olduğu görülmüştür.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya mali müşavir bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle;” 11.02.2023 tarihinde icra edilen incelemede, davalı yanın ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, davalının muavin defter kayıtlarında bulunan 6 adet toplam 62.500,00 TL tutarındaki borçlandırma kaydını teşkil eden ödeme kayıtlarına ilişkin belgelerin sunulmadığı, neticeten borçlandırma kayıtlarının ortaya konulamadığı, Davalı muavin defter kayıtlarına göre, davacının Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü …… E. sayılı dosyası tahtında davalıdan 5.310,56 TL alacak talep edebileceği..” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir. Bilirkişi raporunun denetime ve hükme esas almaya elverişli olduğu görülmüştür.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Mevcut olayda her iki tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu anlaşılmakla tarafların ticari defterleri hükme esas alınmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; mahkememizce her iki tarafın ticari defterleri karşılaştırmalı olarak alınan 21/02/2021 tarihli bilirkişi raporu ile her iki tarafın defterlerinde doğrulanan ve tespit edilen toplam alacağın 5. 310,56 TL olduğu, gerek icra aşamasında gerekse yargılama aşamasında söz konusu borcun ödenmediği anlaşılmakla davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının kabulü ile likit olan alacağa yapılan itirazdan dolayı davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilm

¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır