Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/214 E. 2023/28 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/214 Esas
KARAR NO : 2023/28

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/06/2017
KARAR TARİHİ : 16/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Ankara ATM’ye sunmuş olduğu 25/07/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında mevcut sözleşme kapsamında promosyon olarak dağıtılacak kalemlerin üzerinde AB ve Avrupa Konseyi logosu bulunmak suretiyle üretilmesine karar verildiği, üretilen iki farklı kalemle ilgili toplam KDV dahil 13.688-TL ödeme bulunduklarını, ancak üretilen kalemlerin sözleşmeye uygun olarak üretilmediği, kalemler üzerinde bulunması gereken yazı ve logoların görülemeyecek derecede silik ve karışık olduğunu, bu nedenlerle ayıplı olan ürünlerle ilgili yapılan ödemenin davalıdan tahsiline ve davaya konu kalemlerin de davacı tarafa iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Ankara ….ATM … EK sayılı ilamıyla yetkisizlik kararı vererek dosyayı mahkememize göndermiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde ve yargılama aşamasındaki beyanlarında özetle; davacı tarafın iddialarının doğru olmadığını, sözleşme gereğince kalemlerin üretilip davacı tarafa teslim edildiğini, ayıplı imalatın söz konusu olmadığını, bu nedenlerle yasal dayanağı bulunmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi heyeti … ile …’ye tevdii edilmiş, davacı adına üretilen kalemlerin ayıplı olarak üretildiğinin kabulü halinde her iki tarafın zarara eşit oranda katlanarak sonuç itibariyle davacı tarafın 6.844-TL talep edebileceğini teknik kanaatleri olarak belirtmişler; davacı tarafından dosyaya sunulan … tarafından düzenlenen uzman görüşündeki tespitler kapsamında rapora yönelik itirazların değerlendirilmesi için bu kerre dosya bilirkişi Prof. Dr. …. ‘e tevdii edilmiş, bilirkişi düzenlemiş olduğu 04/02/2019 tarihli raporunda “sonuç itibariyle davalı tarafından üretilen ve davacıya teslim edilen ürünlerin sözleşmeye uygun olarak ve ürünlerin kullanış amacına uygun üretilmediğinin ve bu bağlamda ürünlerin ayıplı olduğunu, ancak davalının uyarısına rağmen üretime devam etme kararı veren davacının da süreci yanlış yönettiği ve yetkin olmadığı bir alanda risk aldığını teknik kanaati olarak belirtmiş, mahkememizce düzenlenen son rapor uzman görüşüyle de örtüşüyor olması nedeniyle yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre davalı şirket tarafından davacı adına üretilen ürünlerin üzerinde yer alan görsellerin ve yazıların silik ve karışık olması nedeniyle ayıplı olarak üretildiği, ayıplı olan ürünlerin davalı tarafa iade edilmek suretiyle bedelinin talep edilebileceği, ancak taraflar arasındaki mail yazışmalarında görsellerin küçük kalacağı davacıya bildirildiği halde davacı tarafın bu konuda gerekli araştırma ve inceleme yapmaksızın üretime devam edilmesini istediği, bu bağlamda davacı tarafın basiretli iş adamı gibi hareket edip ürünlerin sözleşmeye aykırı şekilde üretilmesini engellemediği dikkate alınarak TBK 114/2 ve 51/1 maddesi gereğince iadeye konu kalemlerin bedelinde hakkaniyet gereği %20 oranında indirim yapılarak sonuç itibariyle birlikte ifa koşuluyla 10.950-TL’nin temerrüt tarihi olan 05/06/2017 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, dava konusu kalemlerden davacının uhdesinde kalan bölümünün davalı tarafa iadesine, ancak hüküm altına alınan bedelin hakkaniyet gereği mahkeme hakimi tarafından taktir edildiği dikkate alınarak indirim miktarı kapsamında ve reddedilen kısım yönünden davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği(Yargıtay …. HD …Esas, … Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) kararı verilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi … Esas … Karar sayılı ilamı ile bozularak yeniden bir karar verilmek üzere mahkememize gönderilmiştir.
Bozma ilamı dikkate alınarak dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen raporda özetle: ”Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin eser sözleşmesi niteliğinde olduğu,
taraflar arasındaki sözleşme gereği davalı yüklenicinin işin görülmesinde özen borcunun bulunduğu ve bu bağlamda eserin ayıplı olarak meydana getirilmesi halinde davalının ayıptan sorumlu olduğu, ancak iş sahibinin talimatı sonucu ayıp meydana gelmişse, yüklenicinin bu durumu önceden ihtar etmesi halinde sorumluluğunun ortadan kalkacağı ve mevcut dosya kapsamında davalı tarafça bu ihtar yükümlülüğünün yerine getirilmesine rağmen davacı tarafça yapılan malzeme ve tasarım seçimi nedeniyle ayıbın meydana geldiği, belirttiğimiz bu sebeplerle davalı tarafın ayıptan sorumluluğunun bulunmadığı.. ”şeklinde tespit ve rapor edilmiştir. Bilirkişi raporunun denetime ve hükme esas almaya elverişli olduğu görülmüştür. 19/12/2022 tarihli bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ek bilirkişi raporundan özetle: ”Her ne kadar kök raporumuzda Davalının ayıptan sorumluluğunun bulunmadığı ve aydınlatma yükümlüğünü yerine getirdiği kanaatine ulaşılmışsa da dosyaya yeni sunulan uzman mütalaası, bilgi ve belgeler dikkate alındığında; Davalının tasarım formunda standart uyarılara yer verdiği, dava konusu üretim için detayların küçük de olsa gözükeceği taahhüdünde bulunduğu, ancak basılan kalemlerde bayraklar içinde yer alan yıldız vb. detayların küçük olarak gözükmesi yerine hiç gözükmediği tespit edilmiş, dava konusu ürünlerin ayıplı olduğu kanaati hasıl olmuştur.
SONUÇ;
Dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi ve yukarıda yapılan tespitler sektör teamülleri çerçevesinde yapılan değerlendirmeler neticesinde; Davalının ürettiği kalemlerde bayraklarda bulunması gereken ay, yıldız vb. tasarım detaylarının bulunmadığı, sipariş formlarında bulunan uyarıların dava konusu tasarıma özel olmadığı standart olduğu, Davalının detayların küçük olacağını taahhüt ettiği ancak bu taahhüdünü yerine getirmediği, Dava konusu ürünlerin ayıplı olarak üretildiği, Kanaatine varılmıştır.”Bilirkişi raporunun denetime ve hükme esas almaya elverişli olduğu görülmüştür. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında yapılan sözleşmeye göre davalı şirket tarafından davacı adına üretilen ürünlerin üzerinde yer alan görsellerin mahkememizce bozma ilamından sonra alınan bilirkişi kök raporuna itiraz sonucu alınan ek raporda belirtildiği üzere davalının tasarım formunda standart uyarılara yer verdiği, dava konusu üretim için detayların küçük de olsa gözükeceği taahhüdünde bulunduğu, ancak basılan kalemlerde bayraklar içinde yer alan yıldız vb. detayların küçük olarak gözükmesi yerine hiç gözükmediği tespit edildiği, davalının ürettiği kalemlerde bayraklarda bulunması gereken ay, yıldız vb. tasarım detaylarının bulunmadığı, sipariş formlarında bulunan uyarıların dava konusu tasarıma özel olmadığı standart olduğu, davalının detayların küçük olacağını
taahhüt ettiği ancak bu taahhüdünü yerine getirmediği, dava konusu ürünlerin ayıplı olarak üretildiği, ayıplı olan ürünlerin davalı tarafa iade edilmek suretiyle bedelinin talep edilebileceği, ancak taraflar arasındaki mail yazışmalarında görsellerin küçük kalacağı davacıya bildirildiği halde davacı tarafın bu konuda gerekli araştırma ve inceleme yapmaksızın üretime devam edilmesini istediği, bu bağlamda davacı tarafın basiretli iş adamı gibi hareket edip ürünlerin sözleşmeye aykırı şekilde üretilmesini engellemediği dikkate alınarak TBK 114/2 ve 51/1 maddesi gereğince iadeye konu kalemlerin bedelinde hakkaniyet gereği %20 oranında indirim yapılarak sonuç itibariyle birlikte ifa koşuluyla 10.950-TL’nin temerrüt tarihi olan 05/06/2017 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, dava konusu kalemlerden davacının uhdesinde kalan bölümünün davalı tarafa iadesine, ancak hüküm altına alınan bedelin hakkaniyet gereği mahkeme hakimi tarafından taktir edildiği dikkate alınarak indirim miktarı kapsamında ve reddedilen kısım yönünden davalı lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesi gerektiği(Yargıtay 17. HD 2014/14866 Esas, 2016/11906 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) kanaatiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Birlikte ifa koşulu ile;
a-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE, 10.950-TL’nin temerrüt tarihi olan 05/06/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,

2-)Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 747,99-TL ilam harcından peşin alınan 233,76-TL harcın mahsubu ile bakiye 514,23-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-)Davacı tarafından sarf edilen bilirkişi ücreti ve posta masrafı toplamı olan 3.761-TL, 31,40-TL başvuru harcı, 233,76-TL peşin harç olmak üzere toplam 4.026,16-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-)HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,

Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.