Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/180 E. 2022/386 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/180 Esas
KARAR NO : 2022/386

DAVALI : 2- … – …
DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/02/2022
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;Davalı firmadan 12/02/2022 tarihinde 2 günlüğüne , günlüğü 300TL den …… plaka sayılı araç kiraladığını, 2 günlük parasını peşin olarak ödediğini, kiralama esnasında gerekli olan sözleşmele imza attığını, ancak işyeri prosedürü gereği boş bir adet senede imza attırıldığını, “bu senet önemsiz. zaten aracımız sigortalı, sen kaza yaparsan muhakka tutanak tuttur. her hangi bir arıza söz konusu olur ise bu sorumluluk bizde” dediklerini, 14/02/2022 tarihinde telefon ile arayarak kiralama süresini 1 gün daha uzattığını, ancak 15/02/2022 tarihinde araç üst silindir kapak contasının yanması sebebi ile araç arıza yaptığını, bedeli ödenerek bir çekici ile davalının firmasına aracı gönderdiğini, aynı zamanda 1 günlük kiralama bedeli farkı olan 300TL’yi de EFT olarak … nun TR…… nolu hesabına gönderdiğini, izah edilen nedenlerle gerekli araştırma ve inceleme yapıldıktan sonra senedin iptaline, mahkeme masraf ve harçları ile davalı vekil ücretlerinin davalılar üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili arasında geçen konuşmalarda, müvekkilinin davacıyı firmasına çağırdığı ve aracın hasarını göstermek istediği, davacının ise buna gerek olmadığını söylemesi üzerine de müvekkilinin aracı tamir işlemlerine başladığı, bu süreç devam ederken kiralanan aracın 6 gün boyunca kullanım dışı kaldığı, müvekkilinin, sözleşmede yazan bu kullanım dışı kalan aracın çalışmamasından kaynaklı olarak uğradığı zararın tazminini de yine davacıdan talep ettiği, aracın kullanıma elverişsiz olması ve çıkan hasardan kaynaklı olarak 9580TL’lik bir masraf söz konusu olduğu, hasar tespiti sonrasında çıkartılan hesapların davacı tarafa whatsapp üzerinden gönderildiği, davacının haksız olduğunu bilmesinden kaynaklı olarak bu miktarı kabul ettiği, açılan bu tespit davasının kötü niyetli açıldığı, müvekkilinin bahse konu senetler hakkında herhangi bir işlem yapmadığı, aracın tamirine ait her türlü faturanın mevcut olduğunu belirterek davanın reddine, mahkeme masraf ve harçlarının ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılması hususunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan ve bu sözleşme kapsamında verilen senet nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerekmektedir.
Bilindiği üzere, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunun 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen ve inkar edilmeyen “Araç Kiralama Sözleşmesinin” bulunduğu, ihtilafın da işbu sözleşmeden kaynaklandığı, kira sözleşmesinden kaynaklı ihtilaflarda münhasıran HMK 4/1-a maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu (Yargıtay 3.HD 2017/2106-7547 EK sayılı; İBAM 13.HD 2017/780-733 EK sayılı ilamlarında ve benzer nitelikte İBAM 13. HD. 2021/577 Esas ve 2021/643 Karar sayılı ilamında, İBAM 36. HD. 2019/1953 Esas ve 2021/2216 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere), buna göre taraflar arasındaki ihtilafın kira ilişkisinden kaynaklanıyor olması nedeniyle davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşılmakla mahkememiz nezdinde açılan davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde HMK’nun 20. Maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı asil ve ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/04/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır