Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/177 E. 2022/470 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/177
KARAR NO : 2022/470

DAVA : İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/02/2022
KARAR TARİHİ : 12/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalının sahibi olduğu iş yeri için davalı ve eşi ile görüşmelere başladığı ve iş yerinin devri konusunda anlaştıklarını, anlaşma geri iş yerinin devri için ödenecek ana paradan indirilmek üzere davalının adına toplam 74.000,00TL ana para gönderildiğini, ödemeler yapıldıktan sonra davalı taraf hiçbir gerekçe göstermeden iş yerini devretmekten vazgeçtiğini, davalı tarafın sözleşmeden vazgeçmesine rağmen parayı iade etmediğini, davalıya verilen paranın iadesi için Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı takip dosyası ile davalı hakkında icra takibi başlattıklarını, davalının söz konusu takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve usule aykırı olduğunu ve iptaline karar verilmesini, %20 den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı adına duruşma gün ve saatini bildirir davetiye usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde duruşmalara katılmamış, böylece yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmiştir.
Mahkememizce Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası incelenmiş, incelenmesinde alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, 30.000,00TL dükkan kaporası için ödenen ana para, 44.000,00TL dükkan kaporası için ödenen ana para, 8.936,75TL geçmiş gün faizi, 12.905,00TL geçmiş gün faizi olmak üzere toplam 95.841,75TL üzerinden icra dairesinde ilamsız icra takibi açıldığı, davacının davasını açmasında hukuki yararının olduğu, ödeme emrinin borçluya usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlunun süresinde itiraz etmesi sonucu takibin durduğu anlaşılmıştır. Davacının itirazın iptali davasını 1 yıllık hak düşürücü sürede açtığı anlaşılmıştır.
Dava, İİK’nun 67. Maddesi gereğince itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama, dava dilekçesi, dosya arasına alınan Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı takip dosyası ve tüm kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi ….. Hukuk Dairesi’nin ….. esas, …… karar sayılı ilamında; ” SMMM’nin 23/02/2021 tarihli ek raporundan : davacının ikinci sınıf tacir olduğu ve dava konusu işyeri ile ilgili işletme defteri tuttuğu ,uyuşmazlık dönemi olan 2014,2015 ve 2016 yılında gelir vergisi beyanında zarar bildirdiği belirtilmiştir. Bu tespite göre ; davacının 2. Sınıf tacir olduğu, ticari nitelik arz etmeyen davada Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevli olduğu tespit edilmiştir. “denmektedir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …… Hukuk Dairesi’nin ….. esas, …. karar sayılı ilamında; “Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu Kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 3. maddesinde, “Bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.” düzenlemesi getirilmiştir.
TTK’nın 14. maddesine göre “Bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten kimseye tacir denir.” Aynı Kanunun 17. maddesi hükmünce de; “iktisadi faaliyeti nakdi sermayesinden ziyade bedeni çalışmasına dayanan ve kazancı ancak geçimini sağlamaya yetecek derecede az olan sanat ve ticaret sahipleri tacir değildir.” düzenlemesi yer almaktadır.
5362 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanununun 3’üncü maddesinde, Esnaf ve sanatkâr, ister gezici ister sabit bir mekânda bulunsun, Esnaf ve Sanatkâr ile Tacir ve Sanayiciyi Belirleme Koordinasyon Kurulunca belirlenen esnaf ve sanatkâr meslek kollarına dahil olup, ekonomik faaliyetini sermayesi ile birlikte bedenî çalışmasına dayandıran ve kazancı tacir veya sanayici niteliğini kazandırmayacak miktarda olan, basit usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabı esasına göre deftere tâbi olanlar ile vergiden muaf bulunan meslek ve sanat sahibi kimseler olarak ifade edilmiştir. Ayrıca TTK’nın 1463. maddesinde de, önce 17. maddeye gönderme yapılarak, Bakanlar Kurulunun bu konuda kararname çıkarması halinde onlarda gösterilen miktardan aşağı gayrisafi geliri bulunan sanat ve ticaret erbabından başka hiç kimse kanunun 17. maddesinde tarif edilen esnaftan sayılamaz denmek suretiyle tacir veya esnafın hangi kriterlere göre saptanacağı açık bir biçimde gösterilmiştir.
19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK’nın 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre; 1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre, defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar, 2- Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinde “Birinci Sınıf Tüccarlar” sayılmış olup bu maddedeki birinci sınıf tacirlerle ilgili şartları taşımayanlar ise ikinci sınıf tacir sayılırlar. İkinci sınıf tacirler ise ticari işletme hesabına göre defter tutarlar.
Bir hukukî işlemin veya fiilin TTK’nın kapsamında kaldığının kabul edilmesi için kanunun amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen bu kanunda düzenlenen hususlar ile bir ticari işletmeyi ilgilendiren bir hukukî işlemin veya fiilin olması gerekir. Somut olayda, her ne kadar davacı tarafça cari hesap ve fatura alacağına dayalı olarak ilamsız takip başlatılmış olup, Başkent Vergi Dairesi Müdürlüğünün 27/11/2020 tarihli cevabi yazısından, davalının işletme hesabına göre defter tuttuğu bildirilmiş olup, mahkemelerce usulüne uygun şekilde oda ve sicil kaydı ilişkin yeterli araştırmanının yapılmadığı, vergi müdürlüğünce müzekkere ekinde gönderilen vergi beyannamelerine göre davalıların birinci sınıf tüccar olmasını gerektirecek tutarda alım ve satımının bulunmadığı tespit edilmiş olup, bu haliyle davalıların tacir olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı ve esnaf olarak kabulü gerektiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın da mutlak ticari dava niteliğinde bulunmadığı anlaşılmakla, takibinin cari hesap ekstresine dayalı ilamsız takip olmasına göre uyuşmazlığın, asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” denmektedir.
Mevcut olayımızda; Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere yanıtında; tarafların tacir kaydının bulunmadığının belirtildiği, Vergi Dairesi yanıtına göre davacı …’ın ikinci sınıf tüccar sayıldığı, 27/06/2019 tarihinde faaliyetinin başladığı ve 05/11/2019 tarihinde faaliyetini terk ettiği, basit usulde defter tuttuğunun belirtildiği, davalı …….’nin de ikinci sınıf tüccar olduğu ve ticari işletme hesabına göre defter tuttuğunun belirtildiği, davayı konu alacağın davacının ticari faaliyetini terk ettiği dönemden sonra gerçekleştiği, davacının davasına konu alacağının tarafların ticari işletmesi ile ilgili olmadığı ve uyuşmazlığın da TTK’nın 4/2. maddesinin “a-f” bentlerindeki hususlara ilişkin olmadığı anlaşılmış olup, 6102 sayılı TTK’nın 6335 sayılı Kanunla değişik 5/3. maddesinde ise asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlemesine istinaden görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, görevsizlik nedeniyle davanın usulden REDDİNE,
2- Görevli mahkemenin Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine, HMK. 20 madde gereği süresi içerisinde kararın kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde kararın kesinleştiği tarihten itibaren, kanun yoluna başvurulmuş ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde ve taraflardan birinin kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dava dosyasının görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde mahkemece davanın açılmamış sayılacağına karar verileceğinin ihtarına,
3-Yargılama, harç ve giderleri konusunda HMK. 331/2 madde gereğince görevli mahkemece değerlendirme yapılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın hükmün kesinleşmesinden sonra görevli mahkemeye aktarılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/05/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.