Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/175 E. 2022/1101 K. 21.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/175 Esas
KARAR NO : 2022/1101

DAVA : Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 18/02/2022
KARAR TARİHİ : 21/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkilinin, ABD’de bulunan ”……..” isimli müşterisine içeriği ‘base plate’ (ayak pabucu) olarak adlandırılan ürünleri göndermek üzere davalı şirket ile uluslararası kargo taşımacılığı hususunda anlaştığını, 30.07.2021 tarihinde 4 adet paket (her bir pakette 45 adet ürün bulunmaktadır.) ABD’de bulunan müşteriye gönderilmesi için davalı şirkete teslim edildiğini ve 4 adet paket için toplamda 9.911,00 TL taşıma ücretinin peşinen davalı şirkete ödendiğini, davalıya gönderilmesi için teslim edilen paketlerin iki adedi müvekkilinin müşterisine davalı şirketten kaynaklanan sebepler nedeniyle teslim edilmediğini, diğer ikisinin ise 05.08.2021 ve 09.08.2021 tarihlerinde teslim edildiğini ve teslim edilmeyen paketlerle ilgili Davalı şirket ile telefon ve e-posta yoluyla iletişim kurulmaya çalışılmışsa da olumlu bir sonuç alınamadığını, ABD’de de bulunan müşteri şirket ile müvekkil şirketi arasında ciddi miktarda ürün satımı işlemi olduğu ancak Davalı şirketten kaynaklı sebepler nedeniyle teslim edilemeyen paketlerin içerisinde yer alan ‘…….’ isimli parça ürünlerin birleştirilmesinde kullanılan önemli bir parça olması nedeniyle ”……….” isimli müvekkilin müşterisi olan firmanın ABD’de bulunan montaj işinin tamamen durmasına sebep olduğunu ve bu durumun Müvekkilinin müşterisi ile olan ilişkilerini olumsuz etkileyip müşterisi nezdindeki ticari itibarına oldukça zarar verdiğini, Müvekkil şirketin müşterisi ile ilişkilerinin daha fazla zarar görmemesi adına gönderilemeyen paketler için yeniden başka bir kargo şirketi ile anlaşıldığı ve 324 Euro karşılığında aynı ürünleri yeniden hazırlayarak müşterisine 13.09.2021 tarihinde göndermek zorunda kaldığını, Müvekkilinin taşınması için davalı şirkete teslim ettiği iki paket içerisindeki ürün bedeli toplamda 50 Dolar olmakla birlikte iki paket için ödediği taşıma ücreti 4.955,00 TL olup bu paketlerin müşteriye teslim edilememiş olması nedeniyle müvekkil tarafından aynı ürünler yeniden paketlenerek bu sefer başka bir kargo şirketiyle anlaşılıp 324 Euro taşıma ücreti ödendiğini, Müvekkilinin zararının tazmini için Kadıköy …… Noterliği’nin …….. yevmiye nolu 05.10.2021 tarihli ihtarnamesi ile davalı şirketten istemişse de davalı şirketçe işbu zararın karşılanmadığını, arabuluculuk görüşmelerinin de olumsuz sonuçlandığını ileri sürerek, Müvekkili tarafından davalı şirkete iki paket için ödenen 4.955,00 TL, paket içerisindeki ürün bedeli olan 50 Dolar, davalı şirketten kaynaklanan sebepler nedeniyle teslim edilmeyen ürünlerin gönderilmesi için başka bir kargo şirketine ödenen 324 Euro ve davalı şirketçe müvekkilin ticari itibarının kaybına sebep olunması nedeniyle 20.000,00 TL tazminat bedelinin avans faiziyle davalıdan alınarak Davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacıya ait gönderinin, taşınmak üzere müvekkiline teslim edildiğini, daha sonrasında ise müvekkili tarafından da UPS’ e tevdi edildiğini ve fiili taşımanın ……. ve …… numaralı konişmentolar tahtında …….. tarafından gerçekleştirildiğinden, davacının iddia ettiği zarar, fiili taşıyan ……..’ in hakimiyetindeyken meydana gelmiş olduğundan davanın ihbarına karar verilmesini,s Dava konusu uyuşmazlıkta, taşımanın yapıldığı ülkelerin (Türkiye ve ABD) her ikisi de Montreal Konvansiyonu’ na üye olduğundan (Anayasa madde 90 hükmü gereği), huzurdaki uyuşmazlığın da Montreal Konvansiyonu kapsamında dikkate alınması gerektiğini, Montreal Konvansiyonu madde 22/3 hükmü uyarınca: “Kargo taşımacılığında, kontrol edilmiş kargonun taşıyıcının sorumluluğuna verildiği anda gönderen kargonun ulaşacağı yerde teslimi ile ilgili özel bir fayda beyanında bulunmadığı ve durumun gerektirmesi halinde ilave bir ödeme yapmadığı müddetçe, taşıyıcının kargonun tahrip olması, kaybolması ya da kargoya hasar gelmesi halinde her kilogram için sorumluluğu 17 Özel Çekme Hakkı ile sınırlıdır. Diğer durumda, ödenecek toplamın, gönderenin varıştaki teslimatta sağlayacağı gerçek faydadan fazla olduğunu ispatlamadığı müddetçe, taşıyıcı beyan edilen toplamı aşmayan bir miktar ödemekle sorumlu olacaktır” hükmü yer aldığını ve 2022 yılı için 17 ÖÇH’ lik sınır, Kg başına 22 ÖÇH (Özel Çekme Hakkı) olarak revize edildiğini, Dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davacıya ait kaybolan gönderinin toplam değeri 50 USD olmakla, müvekkil şirketin de 50 USD’ yi aşan zarar için sorumlu olmayacağını çünkü Davacı tarafından müvekkiline, taşıma konusu gönderiye ilişkin beyan edilen toplam değerin (kaybolan gönderiler yönünden) 50 USD olduğu ve Montreal Konvansiyonu ile taşıyanın sorumluluğu sınırlandırıldığını, Taşıyanın veya çalışanlarının kasti bir eylemi neticesinde gönderinin kaybolduğuna dair dosya kapsamında herhangi bir iddia ve/veya delil de bulunmadığından, müvekkilinin 50 USD’ yi aşan değer için sorumluluğuna gidilemeyeceğini, Taşıyanın “sınırlı sorumluluk” ilkesi kapsamında, davacının müvekkilinden talep ettiği taşıma bedeli iadesi, başka bir firmaya taşıma yaptırmış olması nedeniyle bu taşıma bedeli ve itibar kaybına dayalı tazminat talebinin, Montreal Konvansiyonu hükümleri kapsamında dikkate alınma ihtimali bulunmadığı, Her ne kadar davacı tarafından 324 Euro olarak başka bir taşıma firmasına verilen taşıma bedeli müvekkil şirketten talep edilmekteyse de, bu iddiasını somutlaştırmaya yarar herhangi bir navlun faturası ve/veya konişmento sunamadığı, Salt soyut bir talepten ibaret tazminat talebinin kabulünün mümkün olmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya uluslararası taşımacılık konusunda uzman bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle ; Dava konusu kayıp 2 parça yüke ilişkin sorumluluğa esas alınacak brüt ağırlık 55 kg olduğundan Taşıyıcının, fiili taşıyıcıyla müteselsilen sorumlu olacağı azami tutarın 55 x 22 SDR = 1210 SDR olacağı ve talep edilen tazminat tutarının bu limiti aşıp aşmadığı belirlenirken hüküm tarihindeki kur değerinin dikkate alınacağı, Davacının …….. Sistemleri A.ş.’ye ödediği 324 Euro yeni taşıma bedeli, Davalı şirkete iki paket için ödenen 4.955 TL, iki parça ürün bedeli olan 50 Dolar meblağının toplam maddi zarar tutarı olarak (27.648,5 Türk Lirası azami eşiğinin altında kaldığından ve belgelerle bu zararlar sabit olduğundan dolayı) Davalı tarafça Montreal Sözleşmesi madde 22/f.3 uyarınca tazmin edilmesi gerektiği, Davalı şirketçe müvekkilinin ticari itibarının kaybına sebep olunması nedeniyle 20.000,00 TL tazminat bedelinin avans faiziyle Davalıdan tahsili talebinde gerek Montreal Sözleşmesi uygulaması gerek Yargıtay uygulaması bakımından bir sakınca olmadığı ancak bu konudaki nihai meblağın takdirinin Sayın Mahkeme’ye bırakıldığı.. şeklinde tespit ve rapor edilmiştir. Bilirkişi raporunun denetime ve hükme esas almaya elverişli olduğu görülmüştür.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; mahkememizce dosya kapsamına ve denetime uygun alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere dava konusu uyuşmazlığa uygulanacak Montreal Sözleşmesinin 18/1. maddesi uyarınca taşıyıcı, kayıtlı bagajın tahribi, kaybı veya hasara uğraması halinde doğan zarardan ve 19. maddesi uyarınca hava taşımasındaki yolcu, bagaj veya eşyanın gecikmesinden doğan zarardan, sorumlu olacaktır. Taşıyıcının sorumluluğu gerçek zarar miktarı kadar olmakla birlikte sorumluluk tutarı sözleşmenin 22. maddesinde belirtilen meblağla sınırlıdır.Montreal Konv. m. 22/3.fıkra gereği yüke ilişkin özel menfaat belirtilmemiş ise taşıyıcının bagaj ve yük taşımasında sorumluluğu zayi olan veya hasarlı emtianın bürüt kg basına 22 SDR ile sınırlıdır. Sınırlı sorumluluğun bagaj veya yük taşıması bakımından sınırsız hale gelmesi söz konusu değildir. Taşıma sürecine tam ve sağlam olarak alınan emtianın varma yerinde hasarlı olduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmış olup Montreal Sözleşmesi çerçevesinde davacınınbase plate’ (ayak pabucu) olarak adlandırılan ürünleri davalının sorumluluğu esnasında zayi olduğu sabittir. Ancak davacının maddi Montreal Konv.m 22/2 gereği bagajın taşıyıcının sorumluluğuna verildiği anda yolcu, bagajın ulaşacağı yerde teslimi ile ilgili özel bir fayda beyanında bulunmadığı ve durumun gerektirmesi halinde ilave bir ödeme yapmadığı müddetçe , taşıyıcının bagajın zayii veya hasarı halinde her yolcu için havayolu taşıyıcısının bagaj zayi ve hasarında sorumlu tutulacağı zararın 1210 SDR ile sınırlı olduğu dikkate alındığında davacının maddi zarar kalemleri bakımından talep ettiği sınırlı sorumluluk halini aşan maddi zarar kazanç kaybı gibi talepleri yerinde görülmeyerek davalının sınırı sorumluluk ilkesi kapsamında 1210 SDR ile sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda ise hesaplanan tazminat SDR kuru esas alınarak karşılığı 27.648,5 TL olmakla; tamamını davalının tazmin etmesi gerektiği açıktır, Sonuç olarak yukarıda açıklanan gerekçelerle davasının kabulüne Montreal Konvansiyonu’nun 22/2 maddesinde düzenlenen sınırlı sorumluluk ilkesi gereği SDR baz alınarak hesaplanan tutarındaki zararın karar tarihindeki karşılığını tazmin etmekle yükümlü bulunduğu kanaatine varılarak maddi tazminat yönünden davanının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacının olayla ilgili manevi tazminat talebi yönünden ise manevi zarar mal varlığında bir azalmayı değil ve fakat kişilik haklarına vaki tecavüz nedeniyle bir kimsenin duyduğu cismani ve manevi acı ve ızdırabı, elemi ve böylece yaşama zevkinde bir azalmayı ifade eder. TBK 58. maddesine göre, şahsiyet hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla bir miktar para ödenmesini dava edebilir denilmiştir. Şahsiyet haklarına saldırıda, manevi tazminat istenebilmesi için TBK 58. maddede belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Bu şartlar ise şahsiyet haklarına saldırı olması, saldırının haksız olması, manevi zarara uğranılması, kusurlu olunması ve illiyet bağı bulunmasıdır. Somut olayda davacının meslek olarak meydana getirdiği ürünlerin hasar nedeniyle talep ettiği manevi tazminatın TMK’nın 24 ve TBK 58 maddeleri anlamında kişilik haklarının ihlaline neden olacağının kabulü mümkün değildir. Her sözleşmeye aykırılık manevi tazminat gerektirmeyeceği gibi, davacı tarafça da meydana gelen olay nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiği ispat edilememiştir. Bu itibarla, davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığı, TBK 58. maddesinde öngörülen manevi tazminat şartlarının oluşmadığında bu kısım yönünden davanın reddine dair karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın maddi tazminat talebinin KABULÜ ile;
A-Anlaşılan yeni kargo şirketine ödenen taşıma ücreti 324,00 Euro’nun temerrüt tarihi olan 06/10/2021 tarihinden itibaren işletilecek ve 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının bir yıl vadeli Euro mevduat hesaplarına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru TL karşılığının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
B-Teslim edilemeyen ürün ücreti 50,00 USD’ın temerrüt tarihi olan 06/10/2021 tarihinden itibaren işletilecek ve 3095 sayılı Yasa’nın 4/a maddesi uyarınca kamu bankalarının bir yıl vadeli USD mevduat hesaplarına uyguladıkları en yüksek faizi ile birlikte fiili ödeme günündeki TCMB efektif satış kuru TL karşılığının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
C-Teslim edilemeyen iki paket için ödenen taşıma ücreti 4.955,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 06/10/2021 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
2-)Manevi tazminat talebinin REDDİNE,
3-)Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 725,54-TL ilam harcından peşin alınan 522,94-TL harcın mahsubu ile bakiye 202,60-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4-)Davacı tarafından sarf edilen 80,70-TL Başvuru Harcı, 522,94-TL Peşin Harç, olmak üzere toplam 603,64-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 457,856711785499 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye İrat kaydedilmesine,
6-)6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 862,14-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye İrat kaydedilmesine,
7-)Davacı tarafından sarf edilen 1.200,00-TL bilirkişi ücreti, 111,00-TL posta masrafı, 1.311,00-TL den kabul red oranına göre hesaplanan 454,73-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın iş bu davacı üzerine bırakılmasına,
Maddi tazminat talebi yönünden;
8-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
Manevi Tazminat talebi yönünden;
9-)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
10-)HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/11/2022
Katip ,……..
¸e-imzalıdır

Hakim …….
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.