Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/170 E. 2022/484 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/170 Esas
KARAR NO : 2022/484

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 13/01/2012
KARAR TARİHİ : 17/05/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin faturadan kaynaklı alacağının tahsili amacıyla davalı hakkında icra takibi yapıldığını, ancak takibe haksız olarak itiraz edildiğini, itiraz dilekçesinde şirket kayıtlarında borcun olmadığı belirtilmiş ise de, tarafların defter kayıtları incelendiğinde borcun varlığının ortaya çıkacağını ileri sürerek itirazın iptali ile asıl alacağın %40’ı oranından az olmamak üzere icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin kayıtlarının incelenmesi neticesinde taraflar arasında icra takibine dayanak faturaya dayalı akdi ilişkinin bulunmaması nedeniyle borca ve fer’îlerine itiraz edildiğini belirterek davanın reddini savunmuş; takip konusu alacağın %40’ı oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkememizce deliller toplanmış, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. E sayılı dosyası celp edilmiş ,tarafların sunmuş oldukları faturalar dosyamız arasına alınmış ,tarafların tacir olması sebebiyle taraf defterleri talimat mahkemesinde ve mahkememizde bilirkişiye inceletilmiştir. Talimat yazılan Sivas’ta davacı defterleri yönünden bilirkişi incelemesi yapılmış, bilirkişi tarafından 22/05/2013 tarihli raporun dosyaya sunulmuş aynı bilirkişiden 10/04/2014 tarihli ek rapor alınmış, davalı defterleri yönünden de mahkememizce seçilen bilirkişi … marifetiyle inceleme yapılmış, bilirkişi 18/08/2014 tarihli raporunu dosyamıza sunmuştur.
Tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde incelenen Bakırköy ……. Icra Müdürlüğünün …. E sayılı dosyasında fatura alacağına dayalı 94.163,76TL alacağın tahsili amacıyla takip yapıldığı, davalının süresi içerisinde itiraz ettiği davacının itiraz ile duran takibin devamı amacıyla İİK m. 67 hükmüne dayalı itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır. Tarafların dosyadaki iddia ve savunmaları, mahkememizce tespit edilen uyuşmazlık konuları nazara alındığında taraflar arasındaki uyuşmazlığın, 08/11/2008 tarihli faturadan kaynaklı olarak, davacının alacağının mevcut olup olmadığı, miktarı ve faiz oranı hususunda olduğu anlaşılmıştır. Taraf defterleri, önce talimat mahkemesinde ve sonradan mahkememizde yapılan bilirkişi incelemesi ile irdelenmiştir. Talimatla Sivas’ta davacı defterleri yönünden yapılan bilirkişi incelemesinde bilirkişi …… 22/05/2013 tarihli raporunu dosyamıza sunmuş bu raporda özetle :”…taraflar arasında ticari ilişkinin bulunduğunu, davacının dava konusu faturaya vadeli satış olarak kayıtlarına yazdığını ve 94.163,76 TL defter ve kayıtlarına göre alacaklı olduğun bildirmiş, bu rapora yapılan itiraz üzerine, aynı bilirkişiden 10/04/2014 tarihli ek rapor alınmış, davacı şirketin davalı şirket hakkında yapmış olduğu, icra takibin takip tarihi 15/10/2009 tarihinin yıl sonu kapanış maddesi olan 31/10/2009 tarihinde de davalı ……. Büro A.Ş.ne ait her hangi bir muhasebe alacak kaydının bulunmadığını …” belirtmiştir. Davalı defterleri yönünden de, mahkememizce seçilen bilirkişi … marifetiyle inceleme yapılmış, bilirkişi 18/08/2014 tarihli raporunu dosyaya sunmuştur. Davalı defterleri yönünden yapılan bilirkişi incelemesinde özetle, “davalı şirkete kayıtlarında davalı şirketin 15/10/2009 icra takip tarihi itibariyle davacı şirkete 53.889,50 TL borcunun bulunduğu ancak bu borcun 28/10/2009 tarihinde ödendiği, dolayısıyla 06/02/2012 dava tarihi itibariyle her hangi bir borcunun olmadığı” belirtilmiş, dosya kapsamında alınan her iki bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, itirazdan sonra itirazın iptali davası açılmadan önce takip konusu borcun 53.899,50 TL sinin ödenmiş olması sebebiyle bu miktar yönünden, açılan itirazın iptali davasının HMK 114/h maddesi gereği davacının dava açmada hukuki menfaati bulunmadığından reddine karar verilmiştir, Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararının 2012/19-780 E – 2013/258 ,K 20/02/2013 tarihli kararı da bu yöndedir. Takipteki toplam miktar göz önünde bulundurulduğunda 40.279,26 TL yönünden ise davacının alacağının kendi ve davalı defterleri kapsamında ispatlayamadığından reddine karar verilmiştir. Alacağın faturaya davalı olması itirazın alınan bilirkişi raporuna göre gerek takip gerek dava tarihi itibariyle yerinde olması davalının kendi defter ve kayıtlarına göre borçlu olmamasına rağmen hem takip yapması, hem de ödenen miktar lar nazara alınmadan dava açılması göz önünde bulundurulduğunda davalı yönünden % 40 kötü niyet tazminat şartlarının lehine oluştuğu kabul edilerek ,davalı lehine %40 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ilişkin mahkememizin 21/11/2014 tarihli kararı Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2015/1337 esas- 2015/16952 karar sayılı 15/12/2015 tarihli ilamı ile “İcra iflas Kanunu’nun 67/2 maddesi uyarınca itirazın iptali davasında, alacaklı takibinde haksız ve kötüniyetli görülürse diğer tarafın istemi üzerine takip tarihi itibariyle %40’dan aşağı olmamak üzere tazminatla mahkum edilir. Somut olayda takip konusu faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, takipten sonra davalının takip konusu borcun bir miktarını da ödediği anlaşılmakla davacı alacaklının icra takibi yapmakta ve dava açmakta kötüniyetli olduğu kabul edilemeyeceğinden yazılı gerekçe ile davalı yararına İİK’nun 67/2 maddesine aykırı olarak tazminata hükmolunması doğru görülmemiştir. …” şeklindeki gerekçe ile bozulmuştur.
Bozma ilamı taraflara tebliğ edilmiş, duruşma günü verilmiş Mahkememizin 03/05/2016 tarihli celsesinde kısmen uyulmuş kısmen ise direnilmesine karar verilmiştir.
Mahkememizce; önceki gerekçeler yanında davalı borçlu tarafından itirazın iptali davası açılmadan önce takip konusu borcun 53.899,50TL’sinin ödenmiş olması nedeniyle davacı alacaklının icra takibi yapmakta ve dava açmakta kötü niyetli olduğunun kabul edilemeyeceği, bu tutar yönünden davalı yararına tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığına dair kısım yönünden bozma ilamına uyulduğu, ancak davacının takip ve dava konusu ettiği 40.279,26TL yönünden ise, davacının alacağını ispatlayamadığı, alacağın faturaya dayalı olması, itirazın gerek takip gerekse dava tarihi itibariyle yerinde olması, davacının kendi defter ve kayıtlarına göre davalının borçlu olmamasına rağmen hem takip yapıp hem de ödenen miktarlar nazara alınmadan dava açması dikkâte alındığında, 40.279,26TL yönünden davalı lehine kötüniyet tazminat şartlarının oluştuğu gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; somut olayda davacı tarafından yapılan icra takibinde davacının kötü niyetli olup olmadığı, buradan varılacak sonuca mahkemece esastan reddine karar verilen miktar yönünden davalı lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından “…tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.” gerekçesiyle hüküm bozulmuş olup mahkememizce bozma ilamına uyulmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Bakırköy …… İcra Dairesinin ….. E. sayılı takip dosyasında; davacı tarafından davalı borçlu aleyhine 08.11.2008 tarihli ve 94.163,76TL bedelli faturaya dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatılmış, icra takibine dayanak fatura örneği de takip talebi ekinde sunulmuştur. Ödeme emri davalıya 14.03.2011 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı borçlu vekilince 16.03.2011 tarihinde müvekkili şirketin alacaklıya borcunun bulunmadığı belirtilerek takibe itiraz edilmiş ve takip durmuştur.
Mahkememizce tarafların ticarî defterleri bilirkişi aracılığı ile incelenmiş olup, davacının ticarî defterlerinin incelenmesi sonucu düzenlenen 22.05.2013 tarihli asıl ve 10.04.2014 tarihli ek bilirkişi raporunda; icra takibine dayanak faturanın davacı şirketin usulüne uygun tutulmayan ticarî defterlerinde, 15.10.2009 takip tarihi itibariyle vadeli satış olarak kayıtlı olduğu, ancak yıl sonu kapanışı olan 31.12.2009 tarihinde ise davalı şirketin davacıya borcunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davalı şirketin ticarî defterlerinin incelenmesi sonucunda düzenlenen 18.08.2014 tarihli bilirkişi raporunda ise; icra takibine dayanak faturanın davalı kayıtlarında yer aldığı, icra takip tarihi itibariyle davalı şirketin davacıya 53.899,50TL borçlu olduğu, ancak 28.10.2009 tarihinde 53.899,50TL bedelli havale ile borcun tasfiye edildiği dava tarihi itibariyle davalı şirketin davacıya borcunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporları da dikkate alındığında, davacı şirketin takip tarihi itibariyle davalı şirketten 08.11.2008 tarihli faturadan kaynaklı olarak 53.899,50TL alacaklı olduğu, ancak borcun takip tarihinden sonra itirazın iptali davası açılmadan önce ödendiği anlaşılmakla, itirazdan sonra itirazın iptali davası açılmadan önce takip konusu borcun 53.899,50 TL sinin ödenmiş olması sebebiyle bu miktar yönünden, açılan itirazın iptali davasının HMK 114/h maddesi gereği davacının dava açmada hukuki menfaati bulunmadığından reddine karar verilmiştir, davacı şirketin takip tarihi itibariyle faturaya dayalı olarak icra takibi başlatmasında kötü niyetli olduğundan söz edilemeyeceğinden, davalı yararına İİK’nın 67/2. maddesine aykırı olarak kötü niyet tazminatına hükmedilmemiştir.
Buna göre aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Takipten sonra itirazın iptali davası açılmadan önce takip konusu borcun 53.899,50TL sinin ödenmiş olması sebebiyle bu miktar yönünden, açılan itirazın iptali davasının HMK 114/h maddesi gereği davacının dava açmada hukuki menfaait bulunmadığından REDDİNE, takipteki 40.279,26 TL yönünden ise davanın esastan REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70TL ilam harcından peşin alınan 1.398,35TL harcın mahsubu ile bakiye 1.317,65 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen 50,00TL posta giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 7.806,93TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Yargıtay nezdinde Temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/05/2022
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır