Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/165 E. 2022/1066 K. 08.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/165
KARAR NO : 2022/1066

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/02/2022
KARAR TARİHİ : 08/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkili şirket ile borçlu davalı arasında borçlu – davalının reklamlarının müvekkili şirkete ait gazetede 2013 yıllında yayınlanması için anlaşmaya varıldığı, bu antlaşma gereği, imtiyaz sahibi olduğu gazetede davalı/ borçlu şirketin 05/10/2013 ve 06/10/2013 tarihlerinde reklamlarını yayınlayacağı, karşılığında ise verilen hizmetin bedelini davalı -borçludan tahsil edeceği, müvekkili şirket tarafından, davalı borçluya verilen hizmetlerin karşılığı olarak fatura tanzim edildiğini, tanzim edilen faturanın karşı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, müvekkili şirket tarafından tanzim edilen faturaların içeriğinin, hizmetin ifasına ilişkin olduğu ve faturanın temel fatura senaryosu ile karşı tarafa gönderildiği ve tebliğ edildiği, davalı tarafından 8 günlük yasal sürede faturaya herhangi bir itirazda bulunulmadığı, müvekkili şirketin, alacağının tahsili için davalı borçlu aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, başlatılan icra takibine, davalı şirket tarafından itiraz edildiği, takibin bu itiraz nedeniyle durduğu hususlarını belirterek davalı- borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalı-borçlunun %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûmiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davacının davaya dayanak gösterdiği faturaların …A.ş. ve ortaklarına kesildiğini, taraf ehliyeti olmadığından davanın husumetten reddi gerektiğini, müvekkili şirketin ünvanı … A.Ş. ve vergi kimlik numarası … olup, faturadaki ünvan ve vergi kimlik numarasının farklı olduğunu, söz konusu davanın müvekkili şirketin … A.ş. ve ortakları firmasının ortağı olduğundan müvekkili şirkete açıldığı düşünülecek olursa da, bu halde de haksız ve hukuka aykırı işbu davanın reddi gerektiğini, söz konusu davanın … ve ortaklarını temsilen ibaresi ile açılması ve … ve ortaklarını oluşturan şirketlerin tamamına davanın yöneltilmesi gerektiği, aksi kanaatte ise …. ve ortakları şirketinin bilgileri yazılı diğer ortaklarının davaya dahil edilmesi gerektiğini, (… Tic. Ltd. Şti. … Mah. … Sok. No:… Bakırköy/İstanbul – … A.Ş. … Mahallesi … Sokak … Apt. No:… Bakırköy/İstanbul – … A.Ş. … Caddesi No:.. Küçükçekmece/İstanbul) müvekkili şirketin veya ortaklıklarının davacıya belirtilen faturalar ve cari hesap kapsamında herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı tarafından verilen hizmetlerin karşılığında nakdi ödemeler ve barter yoluyla ödemeler yapıldığını, davacıya söz konusu cari hesap ilişkisine istinaden nakdi ödemeler ve barter yoluyla İstanbul İli, Başakşehir İlçesi …, … Kısım … Bulvarı … Ada … parsel … Blok … ve … nolu dairelerin tapu devirleri yapıldığını, zamanaşımının dolduğunu, faiz iddiasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davada inkar tazminatına ilişkin şartların oluşmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın icra takibine konu faturalar karşılığında davacı şirketin cari hesap alacağının bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 40.071,38 TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.

Mahkememizce yapılan yargılamada ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapmak üzere bilirkişiden rapor alınmıştır.
Alınan bilirkişi raporuyla davacı ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının cari hesap alacağının bulunduğu, alacak miktarının 40.071,38 TL asıl alacak olduğu belirtilmiştir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Mevcut olayımızda davalının kendisine verilen kesin süre içerisinde ticari defterlerini sunmadığı, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu anlaşılmakla davacı defterleri hükme esas alınmıştır.
Davalı şirketin bir kısım faturaları BA formunda kaydedildiği, buna göre içeriği kabul edildiği gibi resmi kuruma bildirilen beyannamenin delil niteliğini de haiz olduğu sabittir. BA/BS formları resmi makama bildirilen belge olup delil niteliğini haizdir. Kaldı ki davacı ticari defter ve belgeleriyle de alacak ispatlanmıştır. Takibe veya davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu Vergi Dairesi BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Y.19. HD. 2015/12329 Esas-2016/6138 Karar ve 2014/11846 Esas ve 15110 Karar sayılı ilamları da bu yöndedir.)
HMK’nin ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” düzenlemeleri mevcuttur. Buna göre; ödeme iddiasının davalı tarafça ispatı gerekmektedir. Barter yoluyla ödeme iddiası yönünden tapu kayıtları getirilmiş olup satış tarihi ile borcun doğumu tarihi örtüşmediği gibi davacı defterlerinde belirtilen hesaplama haricinde yapılan başkaca nakdi ödeme de bulunmamaktadır. Buna göre davalı tarafından ödeme yapıldığına ilişkin belge ibraz edilmediğinden ve yemin deliline başvurulmadığından ödeme iddiası ispatlanamamıştır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; asıl alacağın 40.071,38 TL olduğu, gerek icra aşamasında gerekse yargılama aşamasında söz konusu borcun ödenmediği anlaşılmakla davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının kabulü ile likit olan alacağa yapılan itirazdan dolayı davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmiştir ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının Bakırköy …….. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazının 40.071,38-TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %16,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına,
2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 8.014,27TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 2.737,27TL ilam harcından peşin alınan 294,30TL harcın mahsubu ile bakiye 2.442,97TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Arabuluculuk Asgari Ücret tarifesine göre alınan 1.360,00TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 1.000,00TL bilirkişi ücreti, 77,00TL posta masrafı, 80,70TL başvuru harcı, 294,30TL peşin harç olmak üzere toplam 1.452,00TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/11/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır