Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/162 E. 2022/186 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/162 Esas
KARAR NO : 2022/186

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/02/2022
KARAR TARİHİ : 17/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18702/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle;Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasından başlatılan takibe davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazının iptali ile takibin 79.662,71 TL tutar üzerinden devamı ve takip tarihinden itibaren işleyecek ticari reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile tarafımıza ödenmesine, borçlu tarafça takibe sırf alacağın tahsilini geciktirmek ve sürüncemede bırakmak amacıyla kötü niyetli olarak itiraz edildiğinden davalı/ borçlu aleyhine dava konusu miktarın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, araç kiralama sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gerekmektedir.
Bilindiği üzere, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunun 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen “Telsiz Cihazları Kiralama Sözleşmesi” bulunduğu, ihtilafın da işbu sözleşmenin uygulanmasından kaynaklandığı, kira sözleşmesinden kaynaklı ihtilaflarda münhasıran HMK 4/1-a maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu (Yargıtay 3.HD 2017/2106-7547 EK sayılı; İBAM 13.HD 2017/780-733 EK sayılı ilamlarında ve benzer nitelikte İBAM 13. HD. 2021/577 Esas ve 2021/643 Karar sayılı ilamında, İBAM 36. HD. 2019/1953 Esas ve 2021/2216 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere), buna göre taraflar arasındaki ihtilafın kira ilişkisinden kaynaklanıyor olması nedeniyle davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşılmakla mahkememiz nezdinde açılan davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca USULDEN REDDİNE,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderlerinin görevli mahkemede değerlendirilmesine,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde HMK’nun 20. maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır