Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/15 E. 2023/97 K. 31.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/15 Esas
KARAR NO : 2023/97

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2022
KARAR TARİHİ : 31/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;“ Müvekkil … Sanayi Ve Ticaret A.Ş. kendi adına kayıtlı olan … motor, … şase numaralı, … plakalı, … model … marka kamyonet cinsi aracı başta motor değişimi olmak üzere, diğer bakımlarının yapılması için 13.07.2021 tarihinde davalının iş yerine getirdiği, çatlak olan motorun değiştirilerek araca yeni bir motor takılması, bir takım parça değişimleri ve bakımları davalı tarafından taahhüt edilmiş devamında da kalem kalem belirtilecek şekilde servis formu düzenlendiği, bu hizmet neticesinde müvekkilin, davalı şirkete 43.483,00 TL ödeme yaptığı, davalı tarafından araca yeni bir motor takıldığı ve bakımlarının yapıldığının belirtildiği, servis formuna da motor bedeli 35.000,00TL olarak yansıtıldığı, müvekkilin de davalının anlaşmaya uygun olarak araca yeni motor taktığını düşünerek fatura bedelini tam olarak ödediği, müvekkil şirketin bir süre sonra aracı arıza nedeniyle başka bir servise götürdüğünde ise araçtaki motorun değişmediğini, eski motor üzerinde bakım ve onarım yapılmak suretiyle tekrar araca takıldığını öğrendiği, ruhsattaki motor numarası ile araçtaki motor numarası kontrol edildiğinde numaraların aynı olduğu yani araca yeni bir motor takılmadığı, davalının dava konusu araca yeni bir motor takmayı taahhüt ettiği ve motor bedelini müvekkilden tahsil ettiği halde eski motoru tekrar araca takarak yeni bir motor takmış gibi müvekkiline teslim ettiği, davalının kusurlu davranarak ayıplı ifada bulunduğu, bu motorun kısa süre içinde tekrar arızalanmış ve müvekkilin bu surette mağduriyet yaşadığı, davalının hileli davranarak müvekkili aldattığı, yeni bir motor takmayı taahhüt ettiği halde eskisini araca tekrar taktığı, 35.000,00 TL motor bedelinin müvekkilinden tahsil edilmiş olup: iş bu bedelin iadesi için arabulucuk yoluna başvurulsa da müspet bir sonuç alınamadığı, müvekkilinden fazla tahsil edilen 35.000,00 TL’nin iadesi için iş bu davayı açma gereği hâsıl olduğu, bu sebeple davanın kabulü ile müvekkilinden fazla tahsil edilen 35.000,00 TL motor bedelinin dava tarihininden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile verilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı her ne kadar davanın konusunu ayıplı ifadan kaynaklanan fazla tahsil edilen fatura bedelinin iadesi istemi olarak belirtmiş ise de, 6102 Sayılı TTK.’nın 23/1-c “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlü olduğunu, diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” bendi gereğince kanunda belirtilen yasal sürede ayıp ihbarında bulunmadığını, ayrıca bu hususa ilişkin davacı tarafından herhangi bir ihtarname gönderilmediğini, davacı ayıp ihbarında bulunmadığından ayıba karşı tekeffül hükümlerinin yerine getirilmemiş olması sebebiyle davanın usulden reddi gerektiğini, öyle ki davacının iddia ettiği şekilde motorun değiştirilmesi halinde ruhsat bilgilerininde yenilenmesi gerektiğini, aracın ruhsatında herhangi bir değişiklik yapılmadığı davacının bilgisi dahilinde olduğunu, bu sebeple kabul anlamına gelmemek şartıyla bir an için davacının haklı olduğu düşünüldüğünde ruhsatta motor numarasının değiştirilmemiş olması sebebiyle açık bir ayıptan bahsedilmesi gerektiğini, bu durumda aracın teslimi tarihinden itibaren 2 gün ve her halükarda 8 gün içerisinde davacının müvekkile ayıp ihbarında bulunması gerektiğini, davacı, “müvekkil şirket kendi adına kayıtlı olan … Motor, … Şase numaralı, … plakalı, 2016 model … marka kamyonet cinsi aracı başta motor değişimi olmak üzere, diğer bakımlarının yapılması için 13.07.2021 tarihinde davalının iş yerine getirdiğini, çatlak olan motorun değiştirilerek araca yeni bir motor takılması, bir takım parça değişimleri ve bakımları davalı tarafından taahhüt edilmiş devamında da kalem kalem belirtilecek şekilde servis formu düzenlendiğini, bir sureti ekte sunulu servis formunun davalı tarafından elektronik imzalanmış hali şirket kayıtlarında mübrez olduğunu, iddialarında bulunulmuş olsa da söz konusu iddiaların tamamı gerçek dışı ve asılsız olup motorun değiştirilmesi ile ilgili davacı ile yapılan bir anlaşma mevcut olmadığı, ayrıca ekte dayanak olarak gösterilen servis formunda müvekkilin herhangi bir elektronik imzası mevcut olmadığı gibi servis formunda müvekkile ait kaşe ve imzanın da mevcut olmadığı, davacı aracını motorun onarılması başta olmak üzere genel ağır bakımlarının yapılması için müvekkilin işyerine getirdiğini, müvekkilin hiçbir şekilde motorun değiştirileceği konusunda bir taahhüdü olmadığını, bu iddiayı ispat edecek bir belge de zaten mevcut olmadığını, davacının motorunda olan hasarın müvekkil tarafından baştan aşağı onarıldığı, davacıya araç onarılmış, ağır bakımları yapılmış haliyle eksiksiz ve hatasız çalışır şekilde teslim edildiğini, davacı da onarım ve bakımlara karşılık ödeme yaptığını, ödemeye istinaden de müvekkil tarafından araç tamir ve bakım bedeli olarak KDV dahil 43.483,00-TL fatura düzenlendiği, bu faturaya 8 günlük yasal süre içerisinde de herhangi bir itiraz edilmediği, hem müvekkilin ticari defter ve kayıtlarına bu fatura işlendiği, hem de davacının ticari defter ve kayıtlarına bu faturanın işlendiği, faturanın içeriğine veyahut başka bir hususa itiraz edilmediğinden yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunun iş bu dava ile iddia edilemeyeceği, davacı aracını onarım ve bakım için servise çekici vasıtasıyla yürümez ve çalışmaz halde getirdiğinde, motorun arızalı olduğunun tespit edildiği, motor blokunda çatlaklar olduğunun anlaşıldığı bu sebeple onarımının gerçekleştirilmesi amacıyla motor blokundaki çatlaklara kaynak yapılıp motor içerisindeki tüm aksamlar ve parçaların yenilendiği, motor baştan aşağıya revizyon gördüğü, Bu hususun onarımı yapan müvekkil çalışanları tarafından tanık anlatımlarıyla ispat edileceği, diğer taraftan müvekkilin herhangi bir şekilde yeni bir motor takılması konusunda bir taahhüdünün olmadığı, keza yeni bir motorun takılması halinde yeni motor numarasının ruhsata işlenmesi gerekmekte olup, araç ruhsatının yenilenmediği aracın teslimi tarihinde davacı tarafından bilinmekte olduğunu, davacının iddia ettiği şekilde motorun değiştirilmesi halinde ruhsat bilgilerininde yenilenmesi gerektiği, aracın ruhsatında herhangi bir değişiklik yapılmadığının davacının bilgisi dâhilinde olduğu, bu sebeple kabul anlamına gelmemek şartıyla bir an için davacının haklı olduğu
düşünüldüğünde ruhsatta motor numarasının değiştirilmemiş olması sebebiyle açık bir ayıptan bahsedilmesi gerekmekte olduğu, bu durumda aracın teslimi tarihinden itibaren 2 gün ve her halükarda 8 gün içerisinde davacının müvekkile ayıp ihbarında bulunması gerekmekte olduğu halde davacı tarafından herhangi bir ihbarda bulunulmadığı, davacının yasal süre içerisinde ayıp ihbarında bulunmayıp, faturaya itiraz etmediğinden müvekkilin vermiş olduğu hizmeti kabul etmiş sayıldığı, davacı iddiasını ispat etmek için aracı teslim aldığında delil tespiti yaptırmadığı, delillerin korunması için hiçbir çaba harcamadığı, aracın tesliminin üzerinden 1 aydan fazla bir süre geçtikten sonra davacının arabuluculuk başvurusunda bulunup ve bu süreçte aracı kullanmaya devam etmiş olduğu, 03/11/2021 tarihinde son bulan arabuluculuk sürecine rağmen üzerinden 2 ay geçtikten sonra davanın ikame edildiği, toplamda 4 aydan fazla süredir araç davacı tarafından kullanılmaya devam ettiğinden, müvekkilin yapmış olduğu tüm işçilik hizmetinin karşılığı davacı tarafından alındığı, araç üzerinde bu tarih itibariyle bir inceleme yapılsa dahi aradan geçen sürede aracın yıpranmış olması veyahut araç tesliminden sonra başka bir onarım görüp görmediğinin anlaşılamayacak olması, teslimden sonra bir kullanıcı hatasına uğrayıp uğramadığının tespit edilemeyecek olması sebebiyle, araçta hâlihazırda bulunan arıza ve kusurlardan müvekkilin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, nitekim Yargıtay 15.HD, 4.3.2008 t.li, E. 2007/2157, K.2008/1382 sayılı içtihadına göre “Ayıp, bir malda sözleşme ve yasa hükümlerine göre, normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunması olarak tanımlanabildiğini, yüklenicinin iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak imalini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda, açık ayıplarda Borçlar Kanunu’nun 359; gizli ayıplarda ise 362. Maddeleri hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunulduğu takdirde iş sahibi, Borçlar Kanunu’nun 360. maddesinde tanınan hakları kullanabilir. Eserin tesliminden sonra işlerin olağan gidişine göre imkân
bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve kusurları varsa açık ayıpları yükleniciye derhal bildirmek zorunda olduğu, tersi durumunda yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulmuş olur ( BK M. 359). yüklenicinin kasten sakladığı ayıplarla usulüne uygun yapılan gözden geçirmede fark edilemeyecek ayıplar için yüklenicinin sorumluluğu devam eder. Eğer meydana getirilen eserin teslim alındığı sırada usulüne uygun yapılan gözden geçirme ile var olan kusurları görülmemişse, ortada gizli bir ayıbın olduğu kabul edildiği, ayıp, sonradan ortaya çıkarsa, yükleniciye derhal bildirmek zorundadır. İş sahibi bu yükümlülüğünü yerine getirmemişse, eseri zımnen kabul etmiş sayılır ( BK M. 362 ). açıklanan hukuksal çerçeve dâhilinde somut olayın değerlendirilmesine gelince; ayıplı olduğu ileri sürülen imalat, 09.07.2002 ve 17.07.2002 tarihlerinde davalı iş sahibine teslim edilmiş ve davalı tarafından Bakırköy Yirmi ikinci Noterliği aracılığıyla gönderilen 28.08.2002 tarihli ihtarda ayıbın sözleşmede kararlaştırılan standartlara uygun olmaması niteliğinde olduğu açıklanarak, ihtarname 06.09.2002 tarihinde yükleniciye tebliğ olunmuştur. Bilirkişi Kurulu raporları incelendiğinde de; ayıplı olarak nitelendirilen imalatın yanlar arası sözleşmede belirtilen tabela ölçü değerlerine uymadığının ve üst yüzeyde sayma kusurunun bulunduğunun “ayıp” olarak tespit edildiği, belirtilen bu kusurların niteliğince, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi “açık ayıp” olduğu sonucuna varıldığını, ayıpların “gizli” olduğu kabul edilse dahi, 06.09.2002 tarihinde yükleniciye bildirilen ayıbın yasal süre içinde olduğu kabul edilemez. O halde, davacı yüklenici, tutarında uyuşmazlık bulunmayan dava konusu iş bedelinin tümünü davalıdan istenebildiği, mahkemece, davanın kabulü yerine, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bozulması gerektiğini, diğer yandan, ayıplı ürünlerin kabul edilmeyecek derecede ayıplı olması sebebiyle bedelinin istenemeyeceği mahkemece kabul edildiği halde; ayıplı ürünlerin yükleniciye iadesine karar verilmemiş olması da kabul şekli bakımından yanlış olduğundan, bozma nedenidir ” şeklinde karar verildiğini, izah edilen sebeplerle haksız ve hukuka aykırı olarak açılan davanın öncelikle usulden, aksi kanaatte olunması halinde davanın esastan reddine, yargılama gideri ve ücret vekâletinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir.
Söz konusu araçta motor değişimi yapılıp yapılmadığı, aradaki anlaşma gereğince ayıplı ifanın bulunup bulunmadığı, süresinde ayıp ihbarında bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce davacı tanıkları dinlenmiş olup bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Davalı tanıklarının adreslerinin iade gelmesi üzerine adres bildirmek üzere davalı tarafa kesin süre verilmişse de süresinde tanıkların adreslerinin bildirilmemiş olması nedeniyle HMK’nun 240/3 maddesi gereğince davalı tanıklarının dinlenilmesinden vazgeçilmiş sayılmasına karar verilmiştir ve davalı vekilinin bu yöndeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Araç bakım ve onarımı için kesilen fatura içeriğine göre davacının iddia ettiği hususlara göre motor değişimi halinde veya bakımı halinde ödenmesi gereken bedelin ne kadar olduğu, ayıplı ifanın bulunup bulunmadığı, buna göre davalının sebepsiz zenginleşip zenginleşmediği gibi hususların tespit edilmesi gerekmektedir.
Davacı tanıklarının ifadesinden ve dosyaya sunulmuş olan Servis Formu ve e-Arşiv Faturadan anlaşıldığı üzere motorun değiştirilmesi gerektiği halde sadece bahse konu araç üzerinde bulunan çatlak motor blokunun kaynak yapılmış olduğu, araç tamir ve bakım bedeli olarak KDV dahil 43.483,00-TL fatura kesilip detayı verilmediği, bu tamir ve bakım bedelinin içinde sadece bakım yapılması durumunda yapılan işlemler toplamı bilirkişi tarafından 14.254,40-TL olarak hesaplandığı, buna göre motor bedelinin birlikte olacağı değerlendirilmiş olup davalı tarafın ayıplı ifada bulunduğu tespit edilmiştir.
Davacı taraf araçta bakım yapıldığını kabul etmiş olup bu kapsamda ödenmesi gereken bedel 14.254,40 TL olduğu halde davacı tarafça 43.483,00 TL ödeme yapıldığı, fazladan yapılan ödeme miktarının (43.483,00-14.254,40 TL=29.228,60 TL)olduğu anlaşılmakla dosyada mevcut tanık beyanları ve bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın 29.228,60 TL üzerinden kısmen kabulüne karar verilmiştir ve aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; 29.228,60TL’nin dava tarihi olan 06/01/2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 1.996,60TL ilam harcından peşin alınan 597,72TL harcın mahsubu ile bakiye 1.398,88TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 80,70TL Başvuru Harcı, 597,72TL Peşin Harç olmak üzere toplam 678,42TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Arabuluculuk Asgari Ücret tarifesine göre alınan 1.560,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.302,76TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Arabuluculuk Asgari Ücret tarifesine göre alınan 1.560,00TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 257,23TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
6-Davacı tarafından sarf edilen 1.500,00TL bilirkişi ücreti, 181,20TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.681,20TL den kabul red oranına göre hesaplanan 1.403,97TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın iş bu davacı üzerine bırakılmasına,
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.771,40TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
9-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/01/2023
Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır