Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/987 E. 2022/25 K. 11.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/987 Esas
KARAR NO : 2022/25

DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 16/11/2021
KARAR TARİHİ : 11/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tam ve kesin olarak belirlenebilir olduğu anda artırılmak üzere HMK. 109 maddesi uyarınca kısmi olarak; DASK poliçesi kapsamında teminat altına alınan tazminat tutarının şimdilik 1.000,00 TL sinin davalıdan tahsiline; yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;dava dilekçesi ekinde belirtilen delillerin tarafımıza tebliğ edilmesi halinde bu hususlarda cevap ve karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak üzere, söz konusu istemlerin zamanaşımına uğramış olması sebebi ile usulden reddine, aksi kanaatte olunması halinde davada görevli Mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olması, aksi kanaatte olunması halinde Asliye Hukuk Mahkemeleri olması sebebi ile görevsizlik nedeni usulden reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, zorunlu deprem sigortası poliçesinden kaynaklı tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 114 ve 115. maddelerinde dava şartları düzenlenmiş olup, açılan bir davada öncelikle dava şartlarının kanundaki düzenleme sırasına göre incelenip, değerlendirilmesi gerekmektedir.
Ticari dava ile ilgili düzenleme TTK’nun 4. maddesinde yapılmıştır. TTK’nun 4/1 maddesine göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın bu Kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’nun “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra “Kapsam” başlıklı ikinci maddesinde: “Bu kanun her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanun’un 3. maddesinde “Tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, mal; alışverişe konu olan taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü vb. her türlü gayri maddi malları, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır.
6502 Sayılı Kanun’un 73. maddesinde, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağı öngörmüştür. Bir hukuki işlemin 6502 Sayılı Kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması ve işlemin tüketici işlemi sayılması gereklidir.
Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında mesken niteliğindeki taşınmaz nedeniyle düzenlenen zorunlu deprem sigortası poliçesinden kaynaklı hukuki ilişki bulunduğu, bu hukuki ilişki uyarınca davacının tüketici, taraflar arasındaki sigorta ilişkisinin de tüketici işlemi sayılacağı ve davacı tarafça zorunlu deprem sigortası poliçesinden kaynaklı tazminat talebinde bulunulduğu gözetildiğinde, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu’nun 73. maddesi uyarınca taraflar arasındaki uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu nedenle, somut uyuşmazlıkta Tüketici Mahkemeleri görevli olduğu anlaşılmakla davanın görev şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca usulden reddine,
2-HMK 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde ve talep halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır