Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/958 E. 2022/807 K. 12.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/958 Esas
KARAR NO : 2022/807

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/11/2021
KARAR TARİHİ : 12/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkil Şirket tarafından davalı …… Bilgisayar San. Ve Tic. A.Ş. …….. Şubesi’nden satın alınan ……… marka bilgisayarın kullanımdan kısa bir süre sonra üretim hatasından kaynaklanan arıza meydana geldiğini, ürünün kullanılmaz hale geldiğini, ürünün gizli ayıplı olduğunu, davalı şirkete ayıp ihbarı yapılarak ……… marka bilgisayarların yetkili servisi olarak hizmet vermekte olan dava dışı ……. Sistem Bilgi Ve İletişim Hizmetleri A.Ş. isimli yetkili servise başvurularak bilgisayarın teslim edildiğini, arızanın 22/04/2020 tarihinde yapıldığını, ürünün tekrar aynı arızayı vermesi üzerine sırasıyla 01/09/2020 tarihinde ve 26/04/2021 tarihinde yetkili servise başvurulduğunu, ürünün sürekli aynı arızayı verdiğini ve yetkililerce hiç bir çözüm üretilemediğni belirterek, ürün için ödenmiş olan 8.750,00 TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işletilecek ticari temerrüd faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından dava konusu ürünün yetkili servise teslim edildiğini ve üründe gerekli onarımlar yapılarak davacıya teslim edildiğini, Davacı, 09.03.2019 tarihinde ürünü mağazadan satın aldığını, davacı tarafından ilk olarak 22.04.2020 tarihinde ürünün fanında arıza bulunduğu gerekçesiyle ürün yetkili teknik servise teslim edildiğini, teknik servis tarafından üründe heatsink (soğutucu) değişimi yapıldığını cihazda genel kontrol ve bakımlar yapılarak ürün davacı yana sorunsuz ve çalışır şekilde teslim edildiğini, belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce delillerin değerlendirilmesi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişiden 01/04/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda; ”Dava konusu bilgisayarla ilgili sorunun ilk defa bilgisayar satın alındıktan yaklaşık 13 ay sonra satıcıya aktarılmış olduğu, 09 Mart 2019 tarihli satın alma tarihine göre garanti süresinin normal şartlar altında 08 Mart 2021 dolduğu, ilk iletilen sorunun daha sonraki süreçte çözüme ulaştırılmadığı, bilgisayarın aşırı ısınma ve bu ısınma neticesinde meydana gelen sorunlar dolayısıyla verimli ve istenen şekilde kullanılamadığını, satıcının mevcut sorun karşısında daha sonra uyguladığı çözümlerin de işe yaramadığını, dolayısıyla ürünün ayıplı olduğunu, bu ayıbın satıcı kaynaklı olduğu…..” ve 15/06/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda; ” Ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu” belirtilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı şirketin davalıdan teslim aldığı malların ayıplı olup olmadığı, davalının ayıplı ve kusurlu hizmet verip vermediği, davacının maddi zarara uğrayıp uğramadığı, davalının sorumluğunun olup olmadığıdır.
6102 Sayılı TTK. 23. maddesinde; “Bu maddedeki özel hükümler saklı kalmak şartıyla, tacirler arasındaki satış ve mal değişimlerinde de Türk Borçlar Kanunu’nun satış sözleşmesi ile mal değişim sözleşmesine ilişkin hükümleri uygulanır.
a) Sözleşmenin niteliğine, tarafların amacına ve malın cinsine göre, satış sözleşmesinin kısım kısım yerine getirilmesi mümkün ise veya bu şartların bulunmamasına rağmen alıcı, çekince ileri sürmeksizin kısmi teslimi kabul etmişse; sözleşmenin bir kısmının yerine getirilmemesi durumunda alıcı haklarını sadece teslim edilmemiş olan kısım hakkında kullanabilir. Ancak, o kısmın teslim edilmemesi dolayısıyla sözleşmeden beklenen yararın elde edilmesi veya izlenen amaca ulaşılması imkanı ortadan kalkıyor veya zayıflıyorsa ya da durumdan ve şartlardan, sözleşmenin kalan kısmının tam veya gereği gibi yerine getirilemeyeceği anlaşılıyorsa alıcı sözleşmeyi feshedebilir.
b) Alıcı mütemerrit olduğu takdirde satıcı, malın satışına izin verilmesini mahkemeden isteyebilir. Mahkeme, satışın açık artırma yoluyla veya bu işle yetkilendirilen bir kişi aracılığıyla yapılmasına karar verir. Satıcı isterse satış için yetkilendirilen kişi, satışa çıkarılacak malın niteliklerini bir uzmana tespit ettirir. Satış giderleri satış bedelinden çıkarıldıktan sonra artan para, satıcının takas hakkı saklı kalmak şartıyla, satıcı tarafından alıcı adına bir bankaya ve banka bulunmadığı takdirde notere bırakılır ve durum hemen alıcıya ihbar edilir.
c) Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”
6098 Sayılı TBK. 223. Maddesinde de; ” Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkan bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” düzenlemesi mevcuttur.
TBK.nın “Gözden Geçirme ve Satıcıya Bildirme” başlıklı 223 maddesine göre;
Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
Alıcının seçimlik hakları ise TBK 227.maddesinde “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.”şeklinde düzenlenmiştir. Bu maddeye Tüketici Kanunundan farklı olarak göre ayıptan sorumlu olan satıcıdır. Hukuk Genel Kurulu’nun 2011/19-505-636 E-K) sayılı kararında; ticari alım satımların garanti belgesinin olup olmayacağı tartışılmış, Tüketici Kanununa göre garanti belgesindeki hükümlerin uygulanamayacağı ancak, genel hükümlere göre (Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu) ticari alım satımlarda da garanti sözleşmesinin uygulanacağı çoğunluk tarafından benimsemiştir.
Davanın tarafları tacir olup, uyuşmazlık ticari satışa konu aracın ayıplı olduğu iddiasından kaynaklanmakta okup, davaya konu somut olayda 6102 sayılı TTK’nun 23. maddesindeki ayıplı mal satışına ilişkin özel hükümlerin uygulanması gerekmektedir. TTK 23/3 uyarınca ticari satışa konu olan malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbar etmekle yükümlüdür. Diğer durumlarda Borçlar Kanunu’nun 223/2 maddesi uygulanır.
TBK’nun 223/2 maddesine göre alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
TBK’nun 231. maddesine göre satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
Yargıtay …… HD …… Esas, …… Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; ”Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, dava konusu aracın 2009 yılında satılıp davacıya teslim edildiği, davanın ise 12/11/2018 tarihinde açıldığı, TTK’daki 6 aylık zamanaşımı ve TBK’daki 2 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğu, 2013 yılındaki garanti kapsamındaki tamiratın da garanti süresinin dolduğu, bu nedenlerle açılan davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın zamanaşımı (süre) yönünden reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince; yargılamanın HMK’da düzenlenen usul kurallarına uygun olarak yapıldığı, kamu düzenine aykırılık hallerinin bulunmadığı, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığı ve özellikle TTK ve Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde davanın açılmamış olduğu, satılanın ayıplı olarak satılmasında davalının ağır kusurlu olduğunun iddia ve ispat edilememiş olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1.maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir. SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA” şeklinde karar verilmiştir.
Yargıtay …… HD …… Esas, ……. Karar sayılı kararında belirtildiği üzere ”İlk derece mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre, araçta oluşan motor arızasının üretim ve imalat kaynaklı açığa çıkan gizli ayıp olarak nitelendirildiği gerekçesiyle davanın kabulü ile …….. plakalı 2013 model bayi çıkışlı ….. marka …… model aracın aynı model ve marka ayıpsız olanı ile davalı tarafından değiştirilerek davacıya verilmesine karar verilmiştir.Bölge adliye mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, TBK 231. Maddesine göre ayıptan doğan hakların kullanılması daha uzun süre üstlenilmemişse satılanın devrinden itibaren 2 yıl içinde zaman aşımına uğrayacağı, davacının satın aldığı tarih ile dava açtığı tarih arasında 2 yıllık sürenin geçtiği, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile satılanın alıcıya devrinden başlayarak 2 yıl geçmekle dava zaman aşımı süresi dolacağı, TBK 231/son maddesi gereğince satıcının ağır kusurlu olduğu ispatlanmadığı gerekçesiyle davalıların istinaf taleplerinin kabulü ile kararın kaldırılarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK’nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA,” şeklinde karar verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, dava ve cevap dilekçeleri, taraf vekillerinin mahkememiz huzurundaki beyanları, bilirkişi kök ve ek raporları ile Yargıtay 11 HD kararları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; Dava konusu bilgisayarın 09/03/2019 tarihinde satılıp davacıya teslim edildiği, bilgisayarın bir kaç kez arıza sebebiyle servise gittiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda bilgisayarda bulunan ayıbın zamanla kullanımla ortaya çıkacak gizli ayıp niteliğinde olduğu, davanın ise 06/11/2021 tarihinde açıldığı, TTK’daki 6 aylık zamanaşımı ve TBK’daki 2 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolduğu, satılanın ayıplı olarak satılmasında davalının ağır kusurlu olduğunun iddia ve ispat edilememiş olduğu bu nedenlerle açılan davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davacının davasının zamanaşımı nedeniyle REDDİNE,
2-)Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70-TL ilam harcından peşin alınan 149,43-TL harçtan mahsubu ile bakiye 68,73-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-) 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.360,00-TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-) Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-) Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 8.750,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/09/2022
Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim ……
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.