Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/920 E. 2022/193 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/920
KARAR NO : 2022/193

DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 28/01/2021
KARAR TARİHİ : 17/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde müvekkilinin maliki olduğu İstanbul ili Küçükçekmece ilçesi ……… pafta ……… parselde kaim binadaki 3. Kat 18 numaralı mesken niteliğindeki taşınmazı ………. adlı kişiden ipotekle yüklü olarak satın aldığını, taşınmazın üzerinde daha önceden söz konusu taşınmazın maliki olan ……… tarafından dava konusu taşınmazda kurulan intifa hakkı üzerinde davalı banka lehine 1. Derece 1. Sırada intifa hakkı üzerinde olmak üzere anapara ipoteği tesis edildiğini, söz konusu ipoteğin 03/05/1999 tarihinde kurulduğunu, 3.500.000.000 TL (yeni para ile 3.500 Türk Lirası) olan tutarı teminen tesis edildiğini, ………’in davalı bankadan çekmiş olduğu krediye istinaden konulduğunu, ………’in de vefat etmiş olduğu ve intifa hakkının da ölümle sona erdiğini beyan etmiş, ipoteğin kurulmasına neden olan hukuki temelin ortadan kalkmış olduğunu, sebebe bağlılık ilkesinin de bir sonucu olarak kendisinin bağlı olduğu kurulma sebebinin ortadan kalktığını, davalı tarafça ipoteğin kaldırılmadığını, müvekkili açısından sorunlara yol açtığını belirterek taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı dava dilekçesinde husumet yöneltilen …….. Bank A.Ş. İle ilgili kayıt araştırması yapılmış, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 16/02/2021 tarihli yazısı ile 11/01/2002 tarihli tasfiyesiz infisah nedeniyle şirketin sicil kaydının terkin edildiği bilgisi verilmiş, şirketi devir alan firma olarak ……. Bank Anonim Şirketi unvan bilgisi cevabi yazıda yer almıştır.
Davalı sıfatıyla tebligat yapılan ……… Bank A.Ş. Vekilinin cevap dilekçesinde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yönünde görev itirazında bulunulduğu anlaşılmıştır.
Küçükçekmece ……… Asliye Hukuk Mahkemesi ………. EK sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verilmiş, dosya mahkememize tevzii edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davaya konu taşınmaz üzerine dava dışı ………’in intifa hakkına istinaden taşınmazı üzerinde davalı bankadan çektiği krediye istinaden davalı banka lehine konulan ipoteğin, ………’in vefat etmesi sebebiyle kaldırılıp kaldırılamayacağı konularındadır.
Yargıtay ……. Hukuk Dairesi”nin ……… esas, ……. karar sayılı ilamındaki” 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (TTK)’nın 3. maddesi hükmüne göre bu Kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir. Bir işin ticari veya adi olması, farklı kuralların uygulanmasını gerektirir. Bir işin ticari olup olmadığını kanunda öngörülen kurallar uyarınca saptamak gerekir. Eğer iş ticari ise özel ticari kuralların uygulanması zorunlu olur. Ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işler, yani, haklı veya haksız fiil yahut işletmeyi ilgilendiren her iş ayrık durumlar dışında, ticari iş sayılır. Bu işler, eğer bir ticari işletmeyi ilgilendirmiyorsa, ticari iş sayılmazlar (ERİŞ Gönen, Gerekçeli- Açıklamalı- İçtihatlı 6335 Sayılı Kanunla Güncellenmiş Yeni TTK Hükümlerine Göre Ticari İşletme ve Şirketler Ticaret Sicili Yönetmeliği ve İlgili Tebliğler, Seçkin Yayınevi, 1. Baskı, Mart 2013, 1. Cilt, Sh, 323).
Ticari davalar ise aynı Kanunun 4/1 maddesinde tanımlanmıştır. Bu maddeye göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ve tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969. maddelerinde, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde; fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta; borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde ve bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması veya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması veyahut da açılan davanın maddede altı bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.” şeklindeki gerekçesinden yola çıkılarak mevcut olayımızda mutlak ticari dava sayılan hallerin olmadığı, davacı ile davalı arasında herhangi bir ilişkinin bulunmadığı, uyuşmazlık konusu taşınmazın mesken, davacının gerçek kişi olduğu, bu sebeple asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğu , uyuşmazlığın da TTK’nın 4/2. maddesinin “a-f” bentlerindeki hususlara ilişkin olmadığı anlaşılmış olup, 6102 sayılı TTK’nın 6335 sayılı Kanunla değişik 5/3. maddesinde ise asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu düzenlemesine istinaden görevli mahkemenin Küçükçekmece …….. Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaatine varılarak, mahkememizin görevsizliğine ,mahkememiz ile Küçükçekmece ………. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde görev hususunun değerlendirilmesi (MERCİİ TAYİNİ) için dosyanın ilgili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-TTK’nun 4/1, 5/1 ve 19/2 maddeleri ile HMK’nun 114/1-c, 115/1-2 maddeleri gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle dava şartı yokluğundan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Görevli ve yetkili mahkemenin Küçükçekmece 1. Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
3-Mahkememiz ile Küçükçekmece ………. Asliye Hukuk Mahkemesi arasında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğundan kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde görev hususunun değerlendirilmesi (MERCİİ TAYİNİ) için dosyanın ilgili İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
Dair, davacı vekilinin, davalı vekilinin ve ihbar olunan Birleşim Varlık.. vekilinin yüzüne karşı diğer ihbar olunan vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/02/2022

Katip ……..
¸e-imzalıdır

Hakim ………..
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.