Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/845 E. 2022/849 K. 20.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/845 Esas
KARAR NO : 2022/849

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/09/2021
KARAR TARİHİ : 20/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Müvekkil şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişkiden kaynaklı yağ satım alımı yapılmaktadır. Davalı şirket 13.07.2020 tarihli fatura ile de görüleceği üzere müvekkil şirketten …. ürün kodlu birim fiyatı 6,35 USD olan 180 adet 30 kilogram ….. ürün ve ….. ürün kodlu birim fiyatı 0,182609 USD olan 12.500 kilogram …. ürün satın almıştır. Bu ürünleri satın almasına rağmen ürün bedelleri olan kdv dahil 4.043,94 USD yi ödememiştir.(EK- 13.07.2020 tarih ve …… nolu E-Fatura) Müvekkil şirket üstüne düşen edimi yerine getirmesine rağmen davalı taraf üstüne düşen yükümlülüğü yerine getirmemiştir. Müvekkil şirket her ne kadar davalı yan ile harici olarak bedelin ödenmesi konusunda görüşmüş ise de davalı yan bu bedeli ödememiştir. ” şeklinde beyanda bulunarak Küçükçekmece … İcra Dairesinin …. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ve kötüniyetli yapılan itiraz olması sebebiyle kötüniyet tazminatına karar verilmesi ve yargılama sonuna kadar alacak müvekkilinin hakkının zayi olmaması adına öncelikle teminatsız aksi halde uygun teminat karşılığında davalıların taşınır ve taşınmaz malvarlığı hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davacı, davalı müvekkile verilen hizmet karşılığında 33.154,96-TL alacağı bulunduğunu iddia etmiştir. Davacının iddiaları haksız ve mesnetsiz olup dosyaya sunulan fatura ve hesap ekstrelerinin geçerliliği bulunmadığından davanın reddini talep etme zarureti hasıl olmuştur. Şöyle ki; Davacı yan, sunmayı vaat ettiği hizmeti ayıplı ifa ederek müvekkili mağdur ettiğinden, müvekkilin maddi zararına karşılık takasmahsup talebinde bulunuyoruz. Davacı yan …… isimli kimyasal malzemenin satımı konusunda hizmet vermektedir. ……, Dizel motorlu araçların emisyon değerlerini düşürmek için kullanılır. …… içerisinde, %32,5 oranında temizlenmiş üre ile %67,5 oranında saf su bulunması gerekir. Anılan malzeme oranlarının değiştirilmesi, araç hasarına yol açar. Bu oluşabilecek zararın, kimyasal maddenin alımı sırasında bilinmesi mümkün değildir. Davacı müvekkile …… isimli kimyasal maddeyi sattığını iddia etmekte ise de, müvekkile su satmış, müvekkil başına geleceklerden habersiz araçlarına satın aldığı …… malzemeyi ekleyerek kullanmaya devam etmiştir. Ancak, yukarıda anlatıldığı üzere …… içerisinde bulunması gereken su oranı %67,5’tir. Özetlemek gerekirse …… karışımına bu oranı aşacak şekilde su eklemek, araç katalizörünün hasar görmesine sebebiyet verecek, aracın çalışmasını engelleyecektir. Nitekim, davacının satmış olduğu …… kullanımının akabinde müvekkilin de araçları katalizatör arızaları sebebi ile defalarca servise götürülmüş, müvekkil maddi olarak zarara uğramıştır. (EK-1:Servis Formları) (EK-2:Faturalar) Bu anlatımlarda görüldüğü üzere, davacının satmış olduğu ürünlerin taahhüt edilen ‘üst kalite’de olmadığı, tam aksine son derece kalitesiz olduğu ve bu durumun gizli ayıp mahiyetinde olduğu aşikardır. Zira müvekkilin satın aldığı ürünlerin yüzde kaçının su olduğunu bilebilmesi ilk bakışta mümkün olmayıp detaylı labarotuvar incelemesi gerektirmektedir. Bu sebeple malların ihtirazi kayıtsız teslim alındığı iddialarına, ayıbın gizli ayıp olması sebebiyle peşinen itiraz ediyoruz. Müvekkil bu durumu şifahen davacıya bildirmişse de kendisinden yalnızca hakaretler işitmiş olup bu hususta şikayet hakkımızı saklı tuttuğumuzu beyan ederiz. Davacı yan her ne kadar ticari defterlere dayanmışsa da, cari hesabın geçerli olabilmesi için karşılıklı mutabakat gerekmektedir. Davacının kendi düzenlediği ve müvekkilin kabul veya imzasını taşımayan hiçbir kayıt müvekkil aleyhine değerlendirilemez. Aynı şekilde davacı yanın mahkemeye sunduğu faturalar gerçeği yansıtmamakta olup yalnızca bir tarafın hesap ekstresi, alacağın sübutuna yeterli değildir. Davacının iddiaları asılsız olup bu durumun kabulü mümkün değildir. Davanın kabulü halinde davacı yan sebepsiz zenginleşmiş olacak ve müvekkilin adalete olan inancı zedelenecektir.” şeklinde beyanda bulunarak davanın reddini aksi kanaatte ise takas-mahsup defii gereği müvekkilinin zararı hesaplanarak borçtan mahsubunu talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın icra takibine konu faturalar karşılığında davacı şirketin alacağının bulunup bulunmadığı, davalının ayıp iddiasının yerinde olup olmadığı, ayıp ihbarının bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 4.043,94 USD asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.

Mahkememizce yapılan yargılamada ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapmak üzere bilirkişiden rapor alınmıştır.
Alınan bilirkişi raporuyla davacı ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının cari hesap alacağının bulunduğu, alacak miktarının 4.043,94 USD asıl alacak olduğu belirtilmiştir. Bilirkişi incelemesi için bilirkişiye yerinde inceleme yetkisi verilmiş olup davacı tarafın defterlerinin incelenmesinin süresinde olduğu, davalı tarafça defter ibraz edilmediği, faturaya itiraz edilmediği, davalı tarafın malların teslim edilmediğine ilişkin itirazının da BS formlarının incelenmesi sonucu yerinde olmadığı değerlendirilmekle davalı itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Mevcut olayımızda davalının kendisine verilen kesin süre içerisinde ticari defterlerini sunmadığı, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu anlaşılmakla davacı defterleri hükme esas alınmıştır.
Davalı şirketin BA/BS formalarında da faturaların kaydedildiği, buna göre içeriği kabul edildiği gibi resmi kuruma bildirilen beyannamenin delil niteliğini de haiz olduğu sabittir. BA/BS formları resmi makama bildirilen belge olup delil niteliğini haizdir. Kaldı ki davacı ticari defter ve belgeleriyle de alacak ispatlanmıştır. Takibe veya davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu Vergi Dairesi BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Y.19. HD. 2015/12329 Esas-2016/6138 Karar ve 2014/11846 Esas ve 15110 Karar sayılı ilamları da bu yöndedir.)
Davalı taraf ayıp iddiasında bulunmuş ise de süresinde ayıp ihbarında bulunulduğuna dair herhangi bir delil bulunmamaktadır.
Ayıp, aynı cins ve kategoriye giren eşyaya nispetle satılan maldaki değer ve elverişliliği kaldıran veya azaltan noksanlıktır (TBK.m.219). TTK.m.23/c hükmünde ticari satışta maldaki ayıpla ilgili ayıbı ihbar süresi düzenlenmiştir. Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise (aşikar ayıp), alıcı 2 gün içinde ayıbı satıcıya bildirmelidir. Maldaki ayıp açıkça belli değilse (açık ayıp), alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde malı incelemeli veya incelettirmeli ve bu inceleme sonunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, bu sürede satıcıya bildirmelidir. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. TBK m. 223’e göre, alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde (gizli ayıp), bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. Maddede belirtilen “hemen” ifadesi dürüstlük kuralı ve halin icapları göz önünde bulundurularak yorumlanmalıdır. Herhalde ayıp ortaya çıkınca fazla vakit geçirmeden ihbar yapılmalıdır. Ayıp ihbarının ayıba karşı sorumluluktan doğan dava için öngörülmüş olan zamanaşımı süresi geçmeden önce yapılmış olması gerekir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; asıl alacağın 4.043,94 USD olduğu, gerek icra aşamasında gerekse yargılama aşamasında söz konusu borcun ödenmediği anlaşılmakla davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının kabulü ile likit olan alacağa yapılan itirazdan dolayı davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmiştir ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Takipten önce temerrüt olgusu gerçekleşmediğinden işlemiş faize yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;davalının Küçükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 4.043,94-USD asıl alacak üzerinden İPTALİNE, 4.043,94-USD asıl alacak yönünden takip tarihinden itibaren 3095 sayılı kanunun 4/a maddesi gereğince devlet bankalarınca 1 yıl vadeli USD cinsi mevduatlara uygulanan en yüksek mevduat faizi uygulanarak takip talebindeki diğer koşullar ile devamına DEVAMINA, işlemiş faize yönelik istemin REDDİNE,
2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 6.630,99TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 2.264,81TL ilam harcından peşin alınan 566,21TL harcın mahsubu ile bakiye 1.698,60TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
4-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 900,00TL bilirkişi ücreti, 37,50TL posta masrafı, 59,30TL başvuru harcı, 566,21TL peşin harç olmak üzere toplam 1.563,01TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır