Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/831 E. 2022/695 K. 04.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/831 Esas
KARAR NO : 2022/695

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2021
KARAR TARİHİ : 04/07/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 18/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili Büyükçekmece ….. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalılardan … arasında “düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi” yapıldığını, sözleşmeye istinaden daire paylaşımının yapıldığını, imar durumundaki değişiklik nedeni ile müteahhitin kendisine kalacağı kararlaştırılan 1. Bodrum kattaki 1 adet bağımsız bölümün yarı hissesini ve 1 adet bağımsız bölümün de tamamını 140.00,00 TL bedel karşılığında arsa sahibi olan davacıya devredileceğinin kararlaştırıldığı, bu anlaşma karşılığında anlaşma metninde yer alan 04/05/2017 düzenleme tarihli, 140.000,00-TL bedelli bononun davacı tarafından davalı …’a verildiğini, davalı …’un anlaşma doğrultusunda tapularını devretmediği gibi bonoyu sözleşme metninden ayırmak sureti ile tedavüle koyarak davacıyı dolandırdığını, davacıya devredilecek bağımsız bölümler üzerine 3.kişilere danışıklı olarak ihtiyati haciz koydurduğunu, bono lehtarı ve cirantaları olan davalılar arasında davacıdan bono bedelini tahsil etmek için mizansen oluşturulduğunu, bononun vade tarihinin sonradan doldurulduğunu, bononun yasada belirtilen süre zarfında ibraz edildiğinden bahsedilemeyeceğini, bononun anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğunu, aralarında nakdi bir alışveriş olmamasına rağmen “nakden” ifadesinin sonradan eklendiğini beyanla, öncelikle Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün …… E. Sayılı icra takip dosyası ile başlatılan icra takibinin durdurulmasına, icra takibine konu bono nedeni ile davacının borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, kötü niyetli davalılar aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığını, kendisi yönünden husumet yoklu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı vekilinin senedin teminat amacı ile …’a verildiği ve …’un üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği iddialarının asılsız ve mesnetsiz olduğunu, senet üzerinde teminat olduğuna ilişkin bir ibare bulunmadığını, dava ve takip konusu senetten dolayı borçlu olduğu halde dava açan davacının kötü niyetli olduğundan bahisle kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle;Davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, müvekkilin … alacaklı olduğu …’un lehtar olduğu takibe konu bonoyu teslim aldığını, müvekkili ile diğer davalı … ile her hangi bir akrabalık bağı bulunmadığını davaya konu bono üzerinde iddia edildiği gibi bono üzerinde teminat olduğuna dair herhangi bir ibare olmadığını, müvekkili …’nin de iyi niyetli olarak bu senedi aldığını, davacının kötü niyetli olarak ve elinde hiçbir kanıt olmadan sadece müvekkilini zarara uğratmak için danışıklı iddiasında bulunduğunu, iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Büyükçekmece …. Asliye Hukuk Mahkemesinin….. E.,…. k. Sayılı ilamı ile işbu davaya bakmakla görevli mahkemelerin asliye ticaret mahkemeleri olduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmiş, dosya mahkememize tevzi edilerek işbu esasa kaydedilmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyasına dayanak senet nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; davalı … tarafından davalılar …, … ve davacı … aleyhine 140.000,00-TL bedelli senet nedeni ile ilamsız takip başlatıldığı anlaşılmıştır.
Davacı ile davalı … arasında 31/08/2016 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi akdedilmiş olup, taraflar arasında yapılan ikinci bir sözleşme ile asıl sözleşmede kararlaştırılan taşınmazlar yerine davalı müteahhit …’a ait 2. Bodrumdaki 1 tam daire ve 1 tam dairenin %50 hissesinin 140.000,00-TL bedelle arsa sahibi davacı …’e satıldığı, ayrıca kat irtifakı aşamasında tapu devri yapılıp senet bedelinin müteahhite ödeneceğinin kararlaştırıldığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda uyuşmazlığa konu bononun düzenleme tarihi 04/05/2017 olup, vade tarihinin 05/12/2018 olduğu, bahsi geçen bono dayanak gösterilerek 08/12/2020 tarihinde davacı aleyhine icra takibi başlatıldığı görülmektedir.
Kambiyo ilişkisinin altında esas itibariyle bir asıl/temel borç ilişkisi vardır. Kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsızdır. Kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanır. Bu genel açıklamadan sonra, hemen belirtmelidir ki, bono, ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedi olup, bonoyu düzenleyen, asıl borçlu durumundadır. Bono, bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir. Bu nedenle bir illete bağlı olması gerekmez ve kural olarak ispat yükü senedin bedelsiz olduğunu iddia eden tarafa aittir.
Davacı tarafından dava konusu senedin altındaki imzanın kendisine ait olduğu ve davalıya kendisi tarafından verildiği tarafların kabulündedir. İş bu davada, dava konusu icra takibine dayanak senedin teminat senedi olduğunu, davalı …’a verildiği anda boş olan vade ve tanzim tarihinin sonradan anlaşmaya aykırı doldurulduğunu, senet nedeniyle borçlu olmadığını ispat yükü davacı üzerinde olup, davacı iddialarını usulüne uygun yazılı delillerle ispatlamakla yükümlüdür.

Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde; davacı tarafın Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ….. E. Sayılı icra takibine dayanak gösterilen bono nedeni ile bononun teminat senedi niteliğinde olduğu ve iradesi dışında doldurulduğundan bahisle borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davacı vekilinin takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı bir belge ile ispatlanması gerektiği(HGK.nın 06/03/2013 tarih ve 2012/12-768 E., 2013/312 K. sayılı ve yine HGK.nın 20/06/2001 tarih ve 2001/12-496 E. sayılı kararları), icra takibine konu senet üzerinde yapılan incelemede teminat senedi olarak verildiğine dair bir ibarenin bulunmadığı, yine takibe konu senedin davalılara teminat senedi olarak verildiğine dair taraflar arasında akdedilen sözleşmede bir ibare bulunmadığı gibi senedin teminat senedi olarak verildiğine dair başkaca sözleşme veya belgenin dosya içerisinde olmadığı hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde takip dayanağı senedin teminat senedi olarak verildiği iddiasının ispatlanamadığının kabulü gerektiği, davacının bonodaki vadenin iradesi dışında doldurulduğu yönündeki iddiasına yönelik yapılan değerlendirmede, TTK’nın 690. maddesi göndermesi ile TTK’nın 592. maddesi uyarınca açık bono düzenlenmesinin mümkün olduğu, tamamen doldurulmamış bono tedavüle çıkarken anlaşmalara aykırı olarak doldurulduğu yazılı belge ile kanıtlanmadığı sürece, bono üzerinde yazılı vade, tanzim gibi tarihler gerçekliğini ve varlığını koruyacağı, bu durumda davacının senedin iradesi dışında doldurulduğu iddiasını da usulüne uygun deliller ile ispat edemediği, HMK’nın 226/1-c maddesi gereğince yemin delilinin hatırlatılamayacağı, kaldı ki sözleşmeye konu edimin davalı-alacaklı tarafça yerine getirilerek devri gereken taşınmazların davacı adına tescil edildiği anlaşılmakla, davacının takibe konu senet nedeni ile borçlu olmadığı yönündeki iddiaları ispat edilemediğinden davacı tarafça açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Ayrıca 31/05/2021 tarihli ara karar ile İİK 72/3 maddesi uyarınca teminat karşılığında icra veznesine yatacak paranın tedbiren alacaklıya ödenmemesine karar verildiği anlaşıldığından davacı taraf aleyhine İİK 72/4 maddesi uyarınca tazminata hükmetmek gerekmiş, neticeten aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından açılan davanın REDDİNE,
2-İİK 72/4. Maddesi uyarınca dava değerinin %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70-TL ilam harcından peşin alınan 2.822,98-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.742,28-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 19.653,84-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren … ve …’ye verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
04/07/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.