Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/810 E. 2021/842 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/810 Esas
KARAR NO : 2021/842

DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2020
KARAR TARİHİ : 08/11/2021
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02/12/2021
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davalının alacaklı olduğu Bakırköy ………. İcra Müdürlüğü ……… Esas sayılı dosyada borçlulardan biri olarak yer aldığını, ilgili icra dosyasına borçlu olmadığı halde borçlu olarak gösterilen ………. itiraz ettiğini ve itirazın iptali için Bakırköy ……… Asliye Ticaret Mahkemesi ……… Esas sayılı kararı ile kesin olmak üzere davanın reddine karar verildiğini, müvekkilinin ………’nın sehven itiraz süresini kaçırdığını, Bakırköy ……… Asliye Ticaret Mahkemesi ………. Esas sayılı dosyanın ………. ile birlikte müvekkil ………’nın da davalı olarak yer aldığı Bakırköy …….. Asliye Ticaret Mahkemesi ……… Esas sayılı dosya ile birleştirilerek hem asıl hem de birleşen dava için tüm davalılar bakımından kesin olmak üzere davanın reddine karar verildiğini, hem Bakırköy ………. Asliye Ticaret Mahkemesi hem de Bakırköy ……… Asliye Ticaret Mahkemesinde müvekkil ………. ile birlikte davalı olarak ……… bank A.Ş. ile karşı karşıya kaldığını, ilgili dava dosyalarının kesin kararına rağmen Bakırköy …….. İcra Müdürlüğü ………. Esas sayılı dosya kapsamında müvekkil ……… için davalı banka tarafından haciz sorgusu gerçekleştirildiğini, icra müdürlüğü tarafında da müvekkilin maaş haczi için için iş yerine İİK.m.89/1 gereğince müzekkere gönderildiğini, ilgili icra dairesine 07.04.2020 ve 03.06.2020 tarihinde hem birleşen hem de asıl dava kararları ek olarak sunularak hacizlerin fekki talep edildiğini, ancak icra dairesince talebinin 18.06.2020 tarihinde reddedildiğini, müvekkilinin de maaş kesintisi yaşamamak için tüm dosya borcunu ilgili icra dosyasına ödemek zorunda kaldığını, müvekkilinin davalı bankaya herhangi bir borcu yokken cebri icra tehdidi altında ilgili icra dosya borcunu ödemek zorunda kaldığını, müvekkili ve ………. hakkında Bakırköy …….. Asliye Ticaret Mahkemesi ……… E., ………K. Sayılı kararı ile kesin olmak üzere davalı banka aleyhine itirazın iptali davasının reddine karar verildiğini, müvekkilinin ve ………. için genel kredi sözleşmesinde yer alan bankanın çeklerin hamile ödenmek zorunda kalan yasal sorumluluk bedelleri ve mer’i teminat mektup bedelleri yönünden kefilden depo talebinde bulunması için açık hüküm olacağına ilişkin konulu takip gerçekleştiremeyeceğine kesin olarak karar verildiğini, müvekkilinin açıkça görüleceği üzere cebri icra tehdidi altında dosya borcuna ödeme gerçekleştirmek zorunda kaldığını, işbu sebepten dolayı istirdat dava açma zorunluluğu hasıl olduğunu, Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …….. Esas sayılı dosyasına 01/07/2020 tarihinde ödenen 5.010,00-TL’nin müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde belirtilen uyuşmazlığın ticari iş olup asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, davaya konu uyuşmazlığın ticari dava şartı arabuluculuk kapsamında olup arabulucuğa başvurulmadığını, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy ……… Asliye Hukuk Mahkemesi ……… Esas, ……. Karar sayılı ilamıyla görevsizlik kararı vererek dosyayı mahkememize göndermiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava; Bakırköy …….. İcra Müdürlüğü’nün ……… Esas sayılı dosyasına cebri icra tehdidi altında ödendiği belirtilen 5.010,00-TL’nin istirdatı istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde “Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın temelinin ticari kredi sözleşmesinden kaynaklandığı görülmekle bu hali ile davanın ticari dava niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.
Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesinde; “bu Kanunun 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü yer almaktadır.
6100 sayılı HMK’nın 114. maddesinde dava şartları düzenlenmiş ve maddenin 2. fıkrasında diğer kanunlarda düzenlenen dava şartları saklı tutulmuş, yine aynı kanunun 115/2 maddesinde dava şartı noksanlığının tespit edilmesi halinde davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari dava olduğu, Türk Ticaret Kanununun 5/A. maddesi gereğince 4. maddede ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak davaları hakkında dava açılmadan önce arabuluculuğa başvurulması gerektiği, davacı tarafa verilen kesin süre içerisinde arabuluculuk yoluna başvurulduğuna dair bir belge sunulmadığından açılan davanın dava şartı yokluğundan reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının zorunlu arabulucuk dava şartının yokluğu nedeni ile HMK.’nın 114/2. ve 7155 Sayılı Kanunun 20. ve 23. Maddeleri gereğince usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 59,30TL ilam harcından peşin alınan 85,56TL harcın mahsubu ile bakiye 26,26TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 4.080,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/11/2021

Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim ……..
¸e-imzalıdır