Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/752 E. 2023/39 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/752 Esas
KARAR NO : 2023/39

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/09/2021
KARAR TARİHİ : 17/01/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 20/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacının davalıdan alacaklı olduğunu, … ’nin sahibi olan davalıya mal tedarik etmiş olan davacının … numaralı 20.12.2018 tarihli 117.780,00-TL bedelli e-faturadan bakiye 74.304,15-TL alacağı bulunduğunu, her iki tarafın da tacir olması sebebiyle asıl alacak ile birlikte fatura tarihini takip eden 30 günlük süresinin sonundan itibaren davalının reeskont faizinden de sorumlu olduğunu beyan ederek netice ve talep olarak; bakiye 74.304,15-TL alacağın işleyecek reeskont faizi, yargılama giderleriyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Taraflar arasında imzalanan 01.01.2018 tarihli Tedarikçi Sözleşmesi’nden de görüleceği üzere alım satım ilişkisi bulunduğunu, bu sözleşmenin uygulanmasından doğan karşılıklı olarak birçok fatura düzenlendiğini, bu ilişki kapsamında tarafların cari hesap üzerinden mahsuplaşarak alım satım ilişkisine devam edeceğinin kararlaştırıldığını, davacının bakiye alacak olarak iddia ettiği tutarın iade, aktivite bedelleri ve satış ciro primine ilişkin miktarları ifade ettiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre davacının, davalıya her yıl 80.000,00-TL+KDV tutarında aktivite bedeli ödeyecek olup yapılan aktivitelere karşılık bu tutarın 10 eşit taksitle satıcıya yansıtılacağını, taraflar arasındaki sözleşmenin IV. Ödeme başlıklı bölümünde ödemenin nasıl yapılacağının belirlendiğini, buna göre davacının da alacağından prim, aktivite bedeli gibi miktarların mahsup ilişkisi içerisinde kesilmesini kabul ettiğini, taraflar arasında cari hesap ilişkisi içerisinde mahsup işlemi yapılarak alacağın tahsilinin yapılacağının açıkça kabul edildiğini beyan ederek davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın tedarikçi sözleşmesi kapsamında davacının alacağının bulunup bulunmadığı noktasında olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamada ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapmak üzere bilirkişiden rapor ev ek rapor alınmıştır.
Alınan bilirkişi raporuyla ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesabın bulunduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında, 01.01.20218 tarihli Tedarikçi Anlaşması temelinde, cari hesap şeklinde yürütülen bir ticari ilişki bulunmaktadır.
Alınan bilirkişi raporunda; usul yönünden incelenen, davacı ve davalıya ait 2018-2019-2020-2021 dönemi defter-i kebir ve yevmiye defterleri, e-defter olarak tutulmuş, beratları, zamanında ve usulüne uygun alınmıştır. Fiziki tutulan envanter defterinin açılış noter tasdiki, zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmıştır.Hesap ve kayıt yönünden incelenen davacı yasal defterlerine göre; davalı, dava tarihinde (01.09.2021) 74.304,15.TL tutarında borçludur. Hesap ve kayıt yönünden incelenen davalı yasal defterlerine göre ise; davacı dava tarihinde (01.09.2021) 11.023,69.TL tutarında borçludur. Her iki taraf yasal defterlerinin birbiriyle mukayesesi neticesinde, 85.327,84.TL (74.304,15.TL+11.023,69.TL) tutarında fark hesaplanmıştır. Farkın (0,12.TL) tutarındaki kısmı küsuratlardan kaynaklanmaktadır. Diğer, 85.328,02.TL tutarındaki kısmı ise, davalı tarafından, davacıya düzenlenen 15.08.2019 tarihli KDV dahil toplam 85.328,02.TL tutarındaki (5) adet faturadan kaynaklanmaktadır. Söz konusu faturalar, davalı yasal defterlerine kaydedilmiştir, buna mukabil, davacı yasal defterlerine kaydedilmeyerek, yasal süre içerisinde itiraz edilmiştir. Davacı taraf, … no.lu 20.12.2018 tarih 117.780,00.TL bedelli faturadan bakiye kalan 74.304,15.TL tutarında, davalıdan alacaklı olduğunu belirtmiş olmakla birlikte, davacı yasal defterlerinde tespit edilen 74.305,15.TL tutarındaki alacağın, cari hesap bakiyesi alacağı olduğu anlaşılmıştır. İhtilafa konu, davalı tarafından davacıya düzenlenen 15.08.2019 tarihli KDV dahil toplam 85.328,02.TL tutarındaki (5) adet faturanın, esas kaynağının, 31.12.2018 tarih … no.lu, “Satış Primi” açıklamalı 48.748,02.TL tutarlı, 31.12.2018 tarih … no.lu, “Aktivite Bedeli-5500.00TRY-ARALIK” açıklamalı 6.490,00.TL, 01.04.2019 tarih …. no.lu, “Aktivite Bedeli-8500.00TRY-ŞUBAT” açıklamalı 10.030,00.TL, 02.04.2019 tarih …. no.lu, “Aktivite Bedeli-8500.00TRY-MART” açıklamalı 10.030,00.TL, 03.04.2019 tarih … no.lu, “Aktivite Bedeli-8500.00TRY-NİSAN” açıklamalı 10.030,00.TL tutarlı, KDV Dahil Toplam 85.328,02.TL tutarındaki (5) adet fatura olduğu anlaşılmıştır. İhtilafın esas kaynağını oluşturan faturalara ve bu faturalara binaen düzenlenen diğer faturalara, davacı tarafından çeşitli tarihlerde itiraz edilerek iade faturası düzenlenmiştir. İhtilafın esas kaynağını oluşturan faturaların açıklamalarından da anlaşıldığı üzere, satış primi ve aktivite bedeli faturaları olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin 3. ve 4. maddeleri dikkate alındığında, davalının, bu hükümlere dayandırarak, davacıya düzenlemiş olduğu anlaşılmıştır.
Davalının, taraflar arasındaki sözleşmenin 3. ve 4. maddelerine dayandırarak düzenlemiş olduğu, ihtilafa konu aktivite bedelleri ve satış primi faturalarının kabulü ve yine sözleşmenin 7.maddesinde; “Satıcı uyuşmazlık hallerinde alıcının defter ve kayıtlarının geçerli olacağını şimdiden kabul etmiştir.” hükmü bulunmaktadır. Bu kapsamda davalının, davacıya herhangi bir borcunun olmadığı, davacı tarafça yemin deliline de başvurulmadığı anlaşılmıştır.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Mevcut olayımızda her iki taraf ticari defterleri de incelenmiş olup taraf ticari defterleri arasında farkın bulunduğu, bilirkişi tarafından da tespit edildiği üzere faturaların sözleşmenin 3. ve 4. maddelerine uygun olarak düzenlenmiş olduğu, davacı defterlerinin hükme esas alınamayacağı anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 179,90TL ilam harcından peşin alınan 1.268,93TL harcın mahsubu ile bakiye 1.089,03TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-6235 sayılı Hukuki Uyuşmazlıklarda Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 13. fıkrası uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve yargılama giderinden sayılan Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 11.888,66TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/01/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır