Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/719 E. 2022/203 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/719 Esas
KARAR NO : 2022/203

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2021
KARAR TARİHİ : 21/02/2022
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/03/2022
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı … tarafından, Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün ….. E. Sayılı icra takip dosyası ile müvekkili aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibi başlatıldığını, takipten ödeme emrinin taraflarına tebliği ile haberdar olunduğunu, müvekkili şirketin takip alacaklısı olarak görülen davalı ile hiçbir ticari ilişkisi ve dolayısıyla da borcu bulunmadığını, takibe dayanak gösterilen senetlerle şirketlerinin ilgisi bulunmadığını, sahte olarak üretilmiş kaşeler basılarak dayanak senet üzerinde tahrifat yapılarak şirketlerinin senede bu şekilde eklenerek borçlu gibi gösterildiğini, bu nedenlerle öncelikle tedbir taleplerinin kabulü ile sahte senede dayanarak yapılan takip için davacının uğrayabileceği zararların önlenebilmesi için HMK 209 maddesi gereği takibin teminatsız olarak durdurulmasına, davanın kabulü ile sahte senede dayanarak yapılan takip dolayısı ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, takip dayanağı senetlerin ve Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. Esas sayılı takibinin iptaline, İİK 67. maddesi gereği davalı taraf haksız ve kötü niyetli olarak müvekkili aleyhine takip başlattığından davalının icra takibine konu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra kötüniyet tazminatı ödemesine hükmedilmesine ve dava masrafları ile yasal vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket yetkilisinin, hem borçlu hem kefil olarak bonodaki imzaları bizzat kendisinin attığını, Türk Ticaret Kanunu’nda bono üzerine kefalet imzasının keşideci imza atarken atılması gibi bir zorunluluk olmadığını, davacının keşide ettiği bonolara ikinci kefil imzalarını sonradan atmış olmasının senedi geçersiz kılamayacağını, bono üzerinde kefil imzasının … kaşesi üzerinde net şekilde var olduğunu, imzanın şirket yetkilisine ait olduğunun ikrar edildiğini, davacının kendi iradesi ile kendine ait iki şirketi de bonodan sorumlu kılmak için bonoya sonradan kefil anlamında ikinci bir kaşe ve imza atarak iki şirketini de bonoda borçlu pozisyonuna soktuğunu, ortada sahtecilik veya sahte imzanın mevcut olmadığını, davacının kötü niyetli şekilde imza ettiği bonoların sorumluluğundan kurtulma çabası içinde olduğunu, bu nedenlerle davanın reddini, davacının %20 tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasına dayanak senet nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün …… E. Sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, 20.000,00-TL bedelli 30/06/2021 vadeli bonoya dayalı olarak toplam 20.250,00-TL üzerinden başlatılan icra takibi olduğu anlaşılmaktadır.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72. maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir. Kural olarak, bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran/iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur (TMK m. 6).
İcra takibine dayanak gösterilen bononun incelenmesinde; senedin ön yüzünde dava dışı ….. İthalat ve İhracat Ltd. Şti ile davacı şirketin isimlerinin yer aldığı kaşelerin bulunduğu, ayrıca borçlu kısmında …… isminin yer aldığı fakat adının altında imzasının yer almadığı görülmektedir.
Davalı taraf; bono üzerinde ismi yer alan her iki şirketin temsilcisinin aynı olduğunu, her iki şirketin de sorumlu olması için düzenleme tarihinden sonraki bir tarihte kaşe ve imza atıldığını beyan etmiş ise de davacı şirket yönünden yapılan incelemede bononun düzenlendiği tarihte davacı şirketin henüz kurulmamış olduğu, davalı tarafından kaşenin ve imzanın daha sonraki bir tarihte atıldığı iddiasında bulunulmuş ise de bu iddiayı destekler bir delil ortaya konulamadığı görülmektedir. Bononun ön yüzüne keşideci dışındaki şahıslar tarafından atılan imzalar aval hükmünde olup, avalin geçerli olabilmesi için senedin düzenleme tarihinde veya düzenleme tarihinden sonraki bir tarihte verilmiş olması gerekmektedir. Davacı şirketin düzenleme tarihinden sonraki bir tarihte aval verildiği iddiasının davalı tarafça ispatlanması gerekmekte olup davalı taraf mahkemede kanaat uyandırmaya yeterli düzeyde delil sunamadığı gibi, yemin deliline de açıkça başvurmadığı görülmektedir. Aval tarihi açıkça belirtilmediğinden düzenleme tarihinde verildiğinin kabulü gerekmekte olup, düzenleme tarihi itibariyle avalist olduğu iddia edilen davacı şirketin henüz kurulmadığı göz önünde bulundurulduğunda davacının takibe konu senet dolayısıyla borçlu olmadığının kabulü gerekmektedir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacının Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün …… E. Sayılı icra takip dosyası nedeni ile borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, davacının takibe konu bonoda yer alan kaşesinin sahte olarak düzenlendiğini ve taraflarına ait olmadığını iddia ettiği, davacı şirketin ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde ana sözleşme tescil tarihinin 07/09/2020 tarihi olduğu, takibe dayanak gösterilen bononun düzenleme tarihinin ise 13/08/2020 tarihi olduğu, davacı şirketin kurulmadan yaklaşık 1 ay öncesinde mevcut olmayan şirketi borçlandırıcı bir işlem yapmasının hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiği, bono altında yer alan kaşenin bononun düzenlenme tarihi itibari ile geçerliliğinin bulunmadığı, davalı tarafça davacı şirket kaşesinin düzenleme tarihinden sonraki bir tarihte verildiği hususunun da ispatlanamadığı anlaşılmakla, kaşelerin sahteliğine ilişkin ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek olmaksızın davacının icra takibine konu senet yönünden borçlu olmadığından davanın kabulü ile davacının Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. E. Sayılı icra takibine konu edilen 13/08/2020 tanzim, 30/06/2021 vade tarihli, 20.000,00-TL bedelli bonodan kaynaklı borçlu olmadığının tespitine karar vermek gerekmiştir.
İİK’nın 72/5 maddesi; borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa talebi üzerine borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz hükmünü amir olup, davacının kötü niyet tazminatı istemine ilişkin değerlendirmede, yapılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu kanaati hasıl olmakla kötü niyet tazminatı talebinin kabulü ile dava konusu bono bedelinin %20’si oranında kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş, netice itibariyle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ ile; davacının Bakırköy …… İcra Müdürlüğünün ……. E. Sayılı icra takibine konu edilen 13/08/2020 tanzim, 30/06/2021 vade tarihli, 20.000,00-TL bedelli bonodan kaynaklı BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
2-İİK’nın 72/5 maddesi gereğince bono bedelinin %20’si üzerinden hesaplanan 4.000,00TL kötüniyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 1.383,27-TL ilam harcından peşin alınan 345,82-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.037,45-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarf edilen 101,70-TL posta masrafı, 59,30-TL başvuru harcı, 345,82-TL peşin harç ücreti olmak üzere toplam 506,82-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın tarafına iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır