Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/71 E. 2022/53 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/71 Esas
KARAR NO : 2022/53

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/01/2021
KARAR TARİHİ : 18/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 19/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı vekilinin 21.01.2021 harç makbuz tarihli dava dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin davalı şirket ile arasında ticari iş ilişkisi bulunduğunu, davalı şirketin, müvekkili şirketten konaklama ve yemek hizmeti aldığını, bu ticari ilişki nedeniyle davalının aldığı hizmete istinaden kesilen faturaların ödenmediğini, davalıya fiyat yazışmasında kararlaştırılan şekilde konaklama ve yemek hizmet sağlandığını, işbu hizmetlerden kaynaklanan hizmet bedelleri müvekkili şirket tarafından davalı şirket adına faturalandırıldığını, işbu ticari ilişki çerçevesinde davalının, müvekkili şirkete cari hesap ilişkisinden kaynaklı 16.909,43TL borcu olduğunu, davalı tarafından müvekkili şirkete ödemede bulunulmaması üzerine, davalı aleyhine Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyası ile alacağın tahsili için icra takibine geçildiğini, davalının takibe itirazı sonucu takibin durduğunu, müvekkili şirketin alacağın her türlü ticari kayıt, belge ve fatura ile sabit olduğunu, beyan ederek; a) İtirazının iptali ile takibin devamına, b) Davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, c) Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Müvekkili şirketin; davacı şirketle olan iş ilişkisi kapsamında karşı tarafa olan tüm borçlarını tam ve zamanında ifa ettiğini, dava konusu icra dosyasına sunulan itiraz dilekçesinde de belirtildiği gibi müvekkil şirketin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığı, dava konusu icra dosyası, davacı şirket tarafından müvekkili şirket unvanına tanzim edilen birtakım faturalar dayanak gösterilerek açıldığını, bilindiği üzere fatura tanzim edilmiş olması, alacağın varlığının kabul edilebilmesi için tek başına yeterli olmadığını, bunun için Yargıtay’ın yerleşiklik kazanmış içtihatlarında da kabul edildiği üzere, alacak iddiasına dayanak gösterilen fatura içeriğindeki hizmetin sağlandığının, davacı tarafından ispat edilmesi gerektiğini, beyan ederek; a) Davanın reddi ile takibin iptaline, b) Davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, c) Yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın icra takibine konu faturalar karşılığında davacı şirketin cari hesap alacağının bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 16.909,43-TL asıl alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.

Mahkememizce yapılan yargılamada ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapmak üzere bilirkişiden rapor alınmıştır.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4). Mevcut olayımızda davalının kendisine verilen kesin süre içerisinde ticari defterlerini sunmadığı, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu anlaşılmıştır.

Alınan bilirkişi raporuyla davacı ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının cari hesap alacağının bulunduğu, alacak miktarının 16.909,43-TL asıl alacak olduğu belirtilmiştir. Davacı tarafın defterlerinin incelenmesinin süresinde olduğu, davalı tarafça defter ibraz edilmediği, ticari defter ve belgelerin hazır bulundurulmadığı, davalı tarafın faturaların tebliğ edilmediğine ilişkin itirazının da BS formlarının incelenmesi sonucu yerinde olmadığı değerlendirilmekle davalı itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Davalı şirketin BA formunda da faturaların kaydedildiği, buna göre içeriği kabul edildiği gibi resmi kuruma bildirilen beyannamenin delil niteliğini de haiz olduğu sabittir. BA/BS formları resmi makama bildirilen belge olup delil niteliğini haizdir. Kaldı ki davacı ticari defter ve belgeleriyle de alacak ispatlanmıştır. Takibe veya davaya konu faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olması halinde veya davalının bağlı olduğu Vergi Dairesi BA formları ile bildirilmiş olması halinde fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekir. (Y.19. HD. 2015/12329 Esas-2016/6138 Karar ve 2014/11846 Esas ve 15110 Karar sayılı ilamları da bu yöndedir.)
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; asıl alacağın 16.909,43-TL olduğu, gerek icra aşamasında gerekse yargılama aşamasında söz konusu borcun ödendiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmadığından davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının kabulü ile likit olan alacağa yapılan itirazdan dolayı davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün ……. Esas sayılı dosyasına vaki itirazının 16.909,43-TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 yasal faiz ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına,
2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 3.381,88TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 1.155,08TL ilam harcından peşin alınan 196,83TL harcın mahsubu ile bakiye 958,25TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 800,00TL bilirkişi ücreti, 52,50TL posta masrafı, 59,30TL başvuru harcı, 196,83TL peşin harç, olmak üzere toplam 1.108,63TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır