Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/569 E. 2021/925 K. 29.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/569 Esas
KARAR NO : 2021/925

DAVA : İtirazın İptali (Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/06/2021
KARAR TARİHİ : 29/11/2021
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/12/2021

Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; Davalı borçlu firmanın müvekkiline borcu bulunmakta olduğunu, bu sebeple müvekkilinin alacağının tahsili için Bakırköy …….. İcra Müdürlüğünün ……… Esas sayılı dosyası nezdinde icra takibi başlatmış olduğunu, davalının haksız itirazı üzerine takibin durşmuş olduğunu, davalı/borçlu firmanın icra dosyasına itiraz etmesinin müvekkilinin alacağını tahsil etmesini engellemeye yönelik, tamamı ile haksız ve kötü niyetle olduğunu, davalı ile müvekkili şirket arasında Operasyonel Kiralama Sözleşmesi imzalandığını, müvekkili ile davalı şirket arasında bu sözleşmeye istinaden ek protokol ile araçlar kiralanmakta olduğunu, ticari ilişki devam ederken Covid-19 küresel salgını nedeniyle müvekkilinin faaliyetinin durma noktasına gelmiş olduğunu ve buna bağlı olarak da kiralanan bazı araçlara ihtiyacın kalmamış olduğunu, ……. ve ……… plakalı araçların davalı şirkete mücbir sebep gereği erken iade edileceğini, buna bağlı olarak sözleşmenin cezai şartlarının mücbir sebep nedeniyle uygulanmaması gerektiğinin e-posta üzerinden davalı tarafa bildirildiğini, ancak davalı şirket tarafından olumsuz cevap verildiğini, bunun üzerine taraflar arasında akdedilen 25.07.2018 ve 31.01.2019 tarihli araç kiralama sözleşmeleri ve buna bağlı imzalanan 06.08.2019 tarihli Ek Protokoller ile,………. ve ……… plakalı araçların kiralanmasına ilişkin sözleşmelerin salgın hastalığa bağlı mücbir sebep nedeniyle feshedildiğini ve feshe konu sözleşme ile kiralanan 2 adet aracı müvekkilinin derhal teslim etmeye amade olduğunun davalı tarafa bildirildiğini, fakat her ne kadar sözleşme taraflarınca haklı nedenle feshedilmiş olsa da davalı şirket tarafından iki araç için 22.04.2020 tarih ve ………. Fatura Nolu, 6.004,16 TL bedelli ve 22.04.2020 tarih ve ………… Fatura Nolu 5.128,11 TL bedelli fatura kesilmiş olduğunu beyan ettiği, iki adet faturaya ilişkin davalı tarafından erken fesih nedeniyle cezai şart bedeli talep edilmesi hukuka aykırı olduğundan Bakırköy ……… Noterliği’nin 30.04.2020 tarihli …….. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile her iki faturaya itiraz edildiğini, davalı tarafça tüm bu beyan ve itirazlar dikkate alınmadığından taraflar arasındaki ilişkinin zarar görmemesi adına ödemeler yapıldığını, yapılan ödemelerin haksız olması nedeni ile davalı aleyhine başlatılan icra takibine davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile Bakırköy ……. İcra Müdürlüğünün ……… Esas sayılı dosyası icra dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı/borçlu tarafından yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunun tespiti ile müvekkiline bakiye alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatı ödenmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı adına duruşma gün ve saatini bildirir davetiye usulüne uygun olarak tebliğ edildiği halde duruşmalara katılmamış, böylece yokluğunda yargılama yapılarak karar verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ ve GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında akdedilen kira sözleşmesi nedeni ile yapılan ödemenin iadesi için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin devamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı Kanunun 5/3. maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’da ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına veya bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nin 4/1. maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında ve özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler. Gerek mutlak ve gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında düzenlenen ve inkar edilmeyen “Operasyonel Kiralama Sözleşmesi” bulunduğu, ihtilafın da iş bu sözleşmenin uygulanmasından kaynaklandığı, kira sözleşmesinden kaynaklı ihtilaflarda münhasıran HMK 4/1-a maddesi gereğince Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu (Yargıtay 3.HD 2017/2106-7547 EK sayılı; İBAM 13.HD 2017/780-733 EK sayılı ilamlarında ve benzer nitelikte İBAM 13. HD. 2021/577 Esas ve 2021/643 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere), buna göre taraflar arasındaki ihtilafın kira ilişkisinden kaynaklanıyor olması nedeniyle davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşılmakla mahkememiz nezdinde açılan davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-HMK 4/1-a maddesi uyarınca Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ SULH HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,

4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde HMK’nun 20. Maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/11/2021

Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim ……..
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır