Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/555 E. 2022/244 K. 28.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/555 Esas
KARAR NO : 2022/244

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 18/06/2021
KARAR TARİHİ : 28/02/2022
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 18/03/2022
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davaya konu alacaktan dolayı Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatmış olduğunu, davalının takibe haksız itiraz ederek takibi durdurmuş olduğunu, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki mevcut olduğunu, davalının bu ticari ilişkiden kaynaklı olarak müvekkil şirkete 23.11.2016 tarih ……. fiş no 7.814,31 tl, 29.11.2016 tarih e …… fiş no 7.948,39 tl, 03.12.2016 tarih e…… fiş no 5.975,99 tl, 22.12.2016 tarih e……. fiş no 6.337,72 tl, 27.12.2016 tarih e ……. fiş no 8.943,33 tl faturalara dayalı fatura borcu bulunmakta olduğunu, davalı ilgili fatura alacaklarını ödememiş olduğunu, ödemeye de niyeti olmadığının açık olduğunu, alacaklarının ticari defter ve faturalarla sabit olduğunu, bu nedenlerle haklı davanın kabulüne, 22.319,74 – TL’ nin dava tarihi itibariyle ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve yasal vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELLİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine konu fatura nedeniyle davacının alacaklı olup olmadığı, davalı tarafın icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığı istemine ilişkindir.
Bakırköy ….. İcra Müdürlüğü’nün ……. esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 22.319,74-TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2 maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin, diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır.Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce re’sen incelenir.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur.
HMK Madde 2’ye göre, “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk mahkemesidir.”
Dava konusu uyuşmazlıkta her ne kadar davacı taraf tacir sıfatını haiz ise de yapılan araştırmada davalı tarafın tacir sıfatının bulunmadığının anlaşıldığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın ticari nitelikte olmadığından işbu dava açısından ticaret mahkemelerinin görevli olduğundan bahsedilemeyeceği, bu durumda HMK’nın 2.maddesi uyarınca uyuşmazlığın çözümünde genel görevli mahkemeler olan asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla; davanın görev şartı yokluğundan reddi ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğuna karar vermek gerektiği anlaşılmakla, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde HMK’nun 20. Maddesi gereğince mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.28/02/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır