Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/507 E. 2022/262 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/507 Esas
KARAR NO : 2022/262

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 06/10/2020
KARAR TARİHİ : 07/03/2022
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 31/03/2022
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunulan dava dilekçesinde özetle; 28.04.2018 tarihinde meydana gelen trafik kazasında, müvekkili Şirkete …….. numaralı Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi ile olan sigortalı olan ……… plakalı çekici römork içerisinde inşaat demirlerim inşaat alanına indiren …….. sevk ve idaresindeki Hidromek marka iş makinasının ekskavatör kovasının çarpması nedeni ile maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, kaza sonrası düzenlenen Olay Yeri Görgü ve Tespit Tutanağında ki tespit ve açıklamalara göre, kazanın oluşunda park halinde duran müvekkili şirket sigortalı ……… plakalı çekici römork içerisinde inşaat demirlerini inşaat alanına indiren …….. sevk ve idaresindeki aracın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek, ekskavatör kovasını müvekkili şirkete sigortalı araca çarpması neticesinde meydana geldiğinin belirtildiğini, bu nedenle meydana gelen kazada Hidromek marka iş makinası sürücü ……..’ın meydana gelen kazada tam ve asli kusurlu olduğunu, hasarın ardından Müvekkili tarafından tayin olunan bağımsız Sigorta Eksperinin vuku bulan olayın sonucunda müvekkili şirkete kasko sigortalı ……… plakalı araç üzerinde oluşan hasarların değerlendirildiğini, sigorta muafiyet ve tenzil bedelleri düşüldükten sonra 3.009.00-TL hasar bedelinin tazmin edilmesi gerektiğinin bildirildiğini, bu bedel Müvekkili Şirketin sigortalısına ödendiğini, müvekkili Sigorta Şirketi’nin, sigortalısına yaptığı ödeme sonucunda, sigortalısının hak ve alacaklarını temlik aldığını ve TIK. 1472 vd. maddelerinde düzenlenen halefıyet hükümleri gereğince haklarına halef olduğunu, sorumluluk sigortaları hakkında halefiyet hususunun TTK m.l481’de düzenlendiğini, davalıdan sigortalıya yapılan ödemenin tahsili amacıyla îstanbul ………. İcra Müdürlüğü’nün ……… E. sayılı dosyasından ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, tebliğ edilen ödeme emrine karşı davalının itiraz ettiğini ve icra takibinin durduğunu, bunun üzerine, taraflarınca dava şartı arabuluculuk yoluna başvurulduğunu, görüşme sonucunda anlaşma sağlanamadığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; öncelikle davanın kabulü ile, 3.009.00- TL tutarındaki tazminat alacağının ödeme yapılan 15.08.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi oranında birlikte (değişmesi halinde değişen oranlarda kademeli olarak hesaplanacak) ile birlikte tahsiline, hidromek marka ……… motor seri numaralı iş makinasının trafik kaydı üzerinde üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi için HMK. 389 ve 392 maddelerine göre ve müvekkili sigorta şirketinin 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’na tabi olması sebebiyle, anılana Kanun’un 17/7 maddesi uyarınca Hazine Müsteşarlığı aleyhine nakdi ve gayri nakdi teminatlar tesisi etmiş bulunduğundan teminatsız olarak ihtiyati tedbir konulması, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın İstanbul ……… İcra Müdürlüğü’nün ………. E sayılı dosyasında icra takibi başlattığını, taraflarınca süresinde itiraz ettiklerini, takibin durduğunu ancak davacı tarafın itirazın iptali davası değil alacak davası açtığını, 6100 sayılı hukuk muhakemeleri kanunun 6. maddesinde genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olarak belirlendiğini, hmk’nın 7. maddesinde de davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir düzenlemesinin olduğunu, bu durumda davacı tarafın davasını tokat asliye ticaret mahkemesinde ya da nöbetçi Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinde açması gerektiğini, mahkememizin yetkisine itiraz ederek davanın nöbetçi bakırköy asliye ticaret mahkemesinde görülmesini talep ettiğini, iş bu dava için zorunlu arabuluculuk yoluna davacı taraf başvurmadığından, dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, dava tarihi 06.10.2020, kaza tarihinin ise 28.04.2018 olduğunu, uyuşmazlık haksız fiil sorumluluğu kapsamında çözüme kavuşturulması gerektiğini, 6098 Sayılı Türk Borçlar kanunun 72. Maddesine göre, kaza tarihinden itibaren 2 yıl geçmiş olmakla, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davanın zamanaşımı def’i nedeni ile usulden reddine karar verilmesini, müvekkili şirketin araç maliki olmadığını, bnp paribas finansal kiralama a.ş. firmasından kazaya karışan aracın kiralandığını, davacının, öncelikle zorunlu trafik sigortacısına müracaat edilmesi gerektiğini, delileri toplandıktan sonra kusur ve hasar tespiti yaptırılması gerektiğini, müvekkil şirketin, adam seçmeden özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini, davacı taraf yaklaşık ispat hususunda hiç bir delilde sunmadığını, kazaya karışan aracın zorunlu trafik sigortasının mevcut olduğunu, koşulları oluşmayan davacı tarafın ihtiyati tedbir talebinin reddinin gerektiğini belirterek, sonuç olarak; davanın …….. Sigorta A.Ş. ‘ye ihbar edilmesine, yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı verilerek davanın reddine, Zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulup anlaşamama tutanak aslı dosyaya sunulmadığından, davanın dava şartı yokluğundan reddine, zaman aşımı def’inin kabulü ile davanın usulden reddine, usulü itirazları mahkemece kabul görmez ise, yersiz, haksız ve hukuksuz davanın esastan reddine, davacı tarafın ücreti vekalet dahil tüm yargılama giderlerine mahkumiyetine karar verilmesini savunmuştur.
İstanbul …….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …….. E. Sayılı dosyasında davalı ……… İnş. San. Ve tic. Ltd. Şti yönünden dosyanın tefriki ile yeni bir esasa kaydedilmesine karar verilmiş olup, tefrik edilen dosya mahkemenin ……… esasına kaydedilmiştir. Mahkemece yetki itirazının kabulü ile yetkisizlik kararı verilmiş, dosya mahkememizin ……. esasına kaydedilmiştir.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 29/11/2021 tarihli davanın ……. Sigorta A.Ş.’ye ihbarını talep ettiği, ihbar olunan …….. Sigorta A.Ş.’nin dilekçesinde özetle; …….. Plakalı iş mahkinesinin …….. numaralı “Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi”nin mevcut olduğundan bahisle müvekkili şirkete ihbar edilmiş olduğunu, müvekkili şirketin davada taraf sıfatının haiz olmadığından müvekkili şirket aleyhine hüküm kurulmamasını, davanın ve ihbar talebinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, bu nedenlerle reddini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, sigorta şirketinin TTK’nın 1472. Maddesi uyarınca halefiyet esasına dayalı olarak 3.009,00-TL tazminat alacağının tahsili istemine ilişkindir.
Bilirkişi heyeti tarafından İstanbul ………. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne sunulan 25/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; ” …….. tescil plakalı ……… marka …….. Motor seri nolu …….. Ekskavatör iş makinasının sürücüsü ……..’ın; meydana gelen trafik kazasında %100(YÜZDE YÜZ) ORANINDA KUSURLU OLDUĞU, Park halinde bulunan ……… plakalı tenteli yarı römorkun sürücüsü ………. ‘in, meydana gelen trafik kazasında KUSURUNUN OLMADIĞI, İş bu Raporla %100 kusurlu olduğu belirtilen, …….. tescil plakalı …….. marka ……. Motor seri nolu …….. iş makinasının operatörü ……..’ın, sevk ve idaresindeyken, oluşan kaza nedeniyle ……… plakalı tenteli römorkta meydana gelen hasarın bedelinin 3.009,00TL olduğu ve bedelin oluşan kaza ve hasar karşılığı olarak piyasa koşullarında kadir maruf olduğunu ” tespit ve rapor edilmiş, alınan rapor olaya uygun ve denetime elverişli görülmekle dosyamız içerisine alınmış ve taraflara tebliğ edilmiştir.
TTK 1472 maddesi; “(1)Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Kural olarak bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf o vakıayı ispat etmeye mecburdur.
2918 sayılı KTK hükümlerine göre, “İşleten: Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya uzun süreli kiralama, ariyet veya rehin gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak, ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Dosya kapsamında yer alan finansal kiralama sözleşmesinin incelenmesinde davalı ………. İnşaat Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi’nin …….. tescil plakalı …….. marka …….. Motor seri nolu ……. iş makinesini…….. Kiralama A.Ş.den 24 ay süre ile kiralandığı, davaya konu kazanın kira sözleşmesinin devam ettiği süre içerisinde meydana geldiği, bu durumda davalı şirketin uzun süreli kiralayan olması nedeni ile iş makinesinin işleteni olduğu ve zarardan sürücü ile birlikte sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
HMK’nin ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince de, “Kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.” düzenlemeleri mevcuttur. Buna göre; kusur iddiasının davacı tarafça ispatı gerekmektedir. Tarafların kusur durumuna yönelik olarak yapılan değerlendirmede; davalı şirketin işleteni olduğu iş makinesi sürücüsünün kusuru nedeniyle tam kusurlu olduğu, TTK’nın 1472.maddesi uyarınca davacının sigortalısına ödediği bedeli davalı şirkete rücu edebileceği, alınan bilirkişi raporunun gerek kusur tespiti gerek hasar tespiti yönünden olayın oluş şekline uygun, denetime elverişli ve hükme esas alınabilecek nitelikte olduğu anlaşılmakla davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, aynı kazaya ilişkin İstanbul ……….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen kararda tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM-Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın KABULÜ ile, 3.009,00-TL’nin 15/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,(İstanbul ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ………. E. Sayılı dosyasında verilen karar ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla)
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 205,54-TL ilam harcından peşin alınan 54,40-TL harcın mahsubu ile bakiye 151,14-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
3-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa göre alınan 1.320,00-TL arabulucu ücretinin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına(İstanbul ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …….. E. Sayılı dosyası yönünden tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla)
4-Davacı tarafından sarf edilen 38,50-TL posta masrafı, 54,40-TL başvuru harcı, 54,40-TL peşin harç ücreti olmak üzere toplam 147,30-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 3.009,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, miktar itibariyle KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/03/2022

Katip ……..
¸e-imzalıdır

Hakim ……..
¸e-imzalıdır