Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/475 E. 2022/630 K. 20.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/475 Esas
KARAR NO : 2022/630

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/05/2021
KARAR TARİHİ : 20/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 05/07/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin müşterilerine hazır yemek sunan bir firma olduğunu, davalı şirketin muhtelif zamanlarda kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeği siparişleri verdiğini, müvekkil şirket tarafından davalıya yemek hizmetinin verildiğini ve faturalar düzenlendiğini, davalı şirket tarafından fatura bedellerinin ödenmediğini, müvekkil tarafından Bakırköy …… İcra Müdürlüğü …… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı neticesinde takibin durduğunu, borçlu şirket tarafından faturaların ödenmemesi nedeni ile temerrüde düştüğünü, ileri sürerek, itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranında icra inkarı tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Bakırköy ……. İcra Müdürlüğü’nün …… Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 38.124,00-TL fatura alacağı ve işlemiş faizi ile birlikte toplam 40.454,36-TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalı ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılması için 31/01/2022 tarihli celsede verilen ara karar uyarınca davalı şirketin inceleme gün ve saatinde hazır bulunmadığı gibi yerinde inceleme talebinde de bulunmadığı görülmüştür.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya mali müşavir bilirkişisine tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle; ”… davacının 2020 yılı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, bu itibarla HMK 222. Md. Ve 6102 sayılı TTK. Md. 64/3 gereğince mevcut haliyle davacı defterlerinin lehine delil olma niteliğinin bulunduğu, davalı ticari defter ve belgelerinin incelemeye ibraz edilmediği, işbu sebepten davalı ticari defter ve belgeleri üzerinden gerekli tespit, karşılaştırma ve incelemelerin yapılamadığı, davacının 2020 yılı cari hesap hareketleri, düzenlenen faturalara ilişkin bilgilere yer verildiği, anlaşılacağı üzere davacı tarafın satış faturalarına istinaden sevk irsaliyelerinin düzenlendiği, teslim alan imzasının yer aldığı, faturalara davalı tarafından 8 gün içerisinde itiraz edilmediği, davacının davalıyı takip öncesi temerrüde düşürdüğüne ilişkin dosyada bilgi belge bulunmadığı, taraflar arasında ödeme tarihleri ve temerrüde ilişkin herhangi bir sözleşme veya davacı tarafından davalı tarafa gönderilmiş borç ihtarnamesi bulunmadığı, davacı yanın davalı yandan 22.01.2021 takip tarihi itibariyle 38.124,00 TL cari hesaptan asıl alacaklı olduğu, davacının takip tarihi olan 22.01.2021 tarihi itibariyle davalıdan olan asıl alacağına talebi ile bağlı kalarak faiz talep edebileceği,….” şeklinde tespit ve rapor edilmiştir. Bilirkişi raporunun denetime ve hükme esas almaya elverişli olduğu görülmüştür.
Davalı vekili tarafından mahkememize sunulan 20/12/2021 tarihli beyan dilekçesinde; fatura üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, bu hususun araştırılması gerektiğini, faturanın tek başına alacağın kanıtı olmadığını, faturanın dayanağı temel ilişkinin ispatının gerektiğini, tek yanlı düzenlenen faturanın faturayı düzenleyen davacının kendi ticari defterlerine kayıt edilmiş olmasının da alacağın varlığını ispatlamayacağını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Davalı vekili her ne kadar takibe dayanak gösterilen fatura altındaki imzaya itiraz etmiş ise de; ilgili vergi dairesinden davalıya ait BA formları celp edilmiş olup incelenmesinde, davalı şirketin faturaya konu malları satın aldığını vergi dairesine bildirdiği anlaşılmıştır. BA formunda davacıdan mal aldığını vergi dairesine bildiren davalının faturaya konu malı teslim aldığının da kabulü gerekmektedir. (İstanbul BAM 12. HD 2021/340 E, 2021/283 K. Sayılı ilamı) Davalının tebliğ aldığı sabit olan faturalar muhteviyatı malları teslim aldığının kabulü gerektiğinden teslim alınan malların bedelini de ödemekle yükümlüdür. Bu nedenlerle davalının imza itirazı yerinde görülmeyerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamının bir bütün olarak değerlendirilmesinde; davalı tarafın yapılan ihtarata rağmen ticari defter ve kayıtlarını inceleme gün ve saatinde hazır bulundurmadığı, davacının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı ticari defterleri ve tarafların BA/BS formlarına göre de davalıdan 38.124,00-TL asıl alacağı olduğunun sabit olduğu, icra takibi başlatılmadan önce davalı tarafın usulüne uygun şekilde temerrüde düşürüldüğüne ilişkin dosya kapsamında bir bilgi belge bulunmadığından davacı vekilinin işlemiş faiz talep edemeyeceği, gerek icra aşamasında gerekse yargılama aşamasında söz konusu borcun ödendiğine ilişkin davalı tarafça dosyaya herhangi bir delil sunulmadığı, fatura altındaki imzaya itirazının, BA bildirimleri göz önünde bulundurularak dikkate alınamayacağı anlaşılmakla, davacı tarafından davalı aleyhine açılan itirazın iptali davasının kısmen kabulü ile İİK 67/2 maddesi uyarınca likit olan alacağa yapılan itirazdan dolayı davacı lehine %20 icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalının Bakırköy …… İcra Müdürlüğü’nün ….. Esas sayılı dosyasına yapılan itirazının 38.124,00-TL asıl alacak üzerinden İPTALİNE, asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Hükmedilen alacağın %20’i olan 7.624,80-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 2.604,25-TL ilam harcından peşin alınan 488,59-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.115,66-TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 59,30-TL Başvuru Harcı, 488,59-TL Peşin Harç olmak üzere toplam 547,89-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14 maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 1.243,96-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye İrat kaydedilmesine,
6-6235 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-14 maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife Hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabulucu ücretinin kabul red oranına göre hesaplanan 76,04-TL’nin davacıdan alınarak Hazineye İrat kaydedilmesine,
7-Davacı tarafından sarf edilen 800,00-TL bilirkişi ücreti, 94,6 TL posta masrafı, olmak üzere toplam 894,60-TL den kabul red oranına göre hesaplanan 843,06-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın iş bu davacı üzerine bırakılmasına,
8-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.718,60-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
9-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 2.330,36 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
10-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine
Dair, tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
20/06/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.