Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/407 Esas
KARAR NO : 2023/184
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 06/08/2010
KARAR TARİHİ : 28/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … ile davalı arasında düzenlenen 01/11/2006 tarihli protokole göre müvekkilinin getirmiş olduğu işlerin davalı tarafından faturalandırılarak tahsilatının yapılacağı tarafların her ay sonu yapılmış olan ortak işlerin hesabını yaparak hak edişi düzenleyip müvekkili tarafından açılacak hesaba hak edişlerin ödeneceğini, ayrıca muhatap tarafından sabit ödeme yapılacağının ancak ödenmesi gereken miktarların ödenmemesi nedeniyle keşide edilen Beyoğlu …. Noterliğinin 31/05/2010 tarihli ihtarnamesi ile borcun ödenmemesi üzerine Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında başlatılan takibe vaki itirazın haksız olduğunu alacağın 200.000,00TL’lik kısmının 09/07/2010 tarihli Beyoğlu ….. Noterliğinin ….. yevmiye nolu temliknamesi ile …’a temlik edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakkın saklı tutulması koşulu ile takip dosyasında borca yönelik itirazın şimdilik 250.000,00TL’lik kısmının iptaline, alacağın %40 oranında az olmamak üzere davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; Kısmi itirazın iptali davası açılamayacağını davanın bu nedenle reddi gerektiğini davacılar arasındaki temlik ilişkisinin müvekkilinin bağlamaması nedeniyle davacı …’ın aktif dava ehliyetinin bulunmadığını, 01/11/2006 tarihli protokol gereğince davacıya 600.000,00TL ödeme yapıldığını başka alacağının bulunmadığını, dava dilekçesinde her ay sabit ödeme yapılacağının iddia edilmesine rağmen protokolün 5. Maddesinde sabit ödeme olan 2.000,00TL’nin …..’ın hesabına borç olarak işletileceğinin belirtildiğini protokolün 7. Maddesi gereğince davacının sigorta primlerinin ödendiği gibi kendisine yardımcı olarak aldığı kardeşi ….. ‘nın da primlerinin ödendiğini, ayrıca davacının kredi ödemelerini mazot ödemelerinin müvekkilince cari hesaba işlenerek davacıya ödendiğini, davacının sözleşmeye aykırı şekilde müşteri tarafından iade edilen ürünleri kabul ederek müvekkilinin zararına neden olduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Taraflar arasında düzenlenen protokol başlıklı 01/11/2006 tarihli belgede davacı … tarafından getirilen işlerin davalı tarafından faturalandırılarak tahsilatının yapılacağı fiyatlamanın sözleşmede belirtilen şekilde yapılacağı yapılacak hesaplama sonucu ortaya çıkan fiyat ile satış fiyatının 1/2sinin kesintisiz olarak KDV, Gelir vergisi vb vergiler tahsil edilmeksizin davacıya verileceği, yapılan tahsilat oranında davacıya ödeme yapılacağı düzenlenmiştir. Sözleşmenin 5. Maddesinde davalının her ay sonunda davacıya sabit ödeme yapacağı ve bu rakamın davacı hesabına borç olarak kaydedileceği miktarın 2.000,00TL olacağı düzenlendikten sonra 7. Madde de davacının SSK ödemelerinin yapılacağı ve hesabına borç kaydedileceği belirlenmiştir. 6. Maddede ise davacının aracına ait aylık yakıt giderleri bakım masraflarının davalıya fatura edileceği bu miktarın davacı hesabına borç kaydedileceği belirlenmiştir. Fiyatlandırma şekli sözleşmenin 10. Maddesinden sonra düzenlenmiştir.
Davacı tarafından keşide edilen Beyoğlu …. Noterliğinin 31/05/2010 tarihli ihtarı ile sözleşme gereğince ödenmeyen 832.702,00TL’nin 3 gün içerisinde ödenmesi talep edilmiş ihtar 07/06/2010 tarihinde tebliğ edilmiştir. Beyoğlu …. Noterliğinin 05/08/2010 tarihli ihtarında ise alacağın 200.000,00TL2lik kısmının Beyoğlu ….. Noterliğinin 09/07/2010 tarih ….. yevmiye sayılı ihtarı ile …’a temlik edildiği bildirilmiştir.
Her iki davacı arasında takip dosyasına konu alacağın 200.000,00TL’lik kısmının temlikine ilişkin sözleşmenin yazılı şekilde yapılması nedeniyle temliğin geçerli olduğu anlaşılmıştır.
Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı dosyasında 833.67,02TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı ödeme emrinin 22/06/2010 tarihinde tebliğ itirazı üzerine icra dairesinin yetkisi borç ve ferilerine itiraz edildiği, dosyanın gönderildiği Büyükçekmece İcra Müdürlüğünce ödeme emrinin tebliği üzerine süresinde borca itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu, dava ve itirazın süresinde olduğu, takip dosyasında da alacağın temlik edildiğinin yazılı olduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmede davacı tarafından davalı temin edilecek işlerin davalı tarafından faturalandırılacağı bedelinin tahsil edilmesinden sonra yapılacak tahsilatlar herhangi bir kesinti yapılmaksızın 1/2 oranında davalıya ödeneceği kararlaştırılmıştır. Bunun yanı sıra sözleşmenin 5. Maddesi ile aylık 2.000,00Tl sabit ödeme kararlaştırılmış ise de bu ödemenin davacı hesabına borç kaydedileceğinin belirtildiğinden yapılacak ödemenin sözleşmenin 7. Maddesindeki msaraflara ilişkin madde de birlikte değerlendirildiğinde getirilen işlerden ayrıca ve farklı alınacak bir miktar olmadığı, aylık sabit ödemenin borç kaydedilerek davacının hak edişlerinden mahsup edileceği bu nedenle davacıdan gerçek alacğının ancak getiridği işlerin tespiti ve yapılan aylık 2.000,00TL ödemeler ile sigorta primleri yakıt masrafı ve davacı adına yapılan diğer ödemelerin mahsubu sonrası belirlenebileceği anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişki yukarıda belirtilen sözleşme ile belirilenmiş olup davacı tarafından davalıya getirilen işlerin tespiti taraflarca muntazaman yapılmamıştır. Bu nedenle alacağın belirlenebilmesi için mahkememizce davacı tarafından getirilen işler belirlenmiş bu kapsamda davacı tarafından bildirilen yerlere müzekkereler yazılmış, davacı tarafından getirildiği ileri usulen bir kısım işlerin aslında davacı tarafından getirilmediği sonucuna varılmıştır. Bu kapsamda davacı vekili yapılan ödemeler ve tutulan hesaplara ilişkin 09/10/2010 tarihli dilekçe sunarak davacıya yapılan ödemeler, kredi ödemeleri SGK ve yakıt ödemeleri ile davacı adına annesi ve kardeşinin SGK ödemelerine ilişkin dekontlar sunmuştur.
Davacı tarafından getirildiği ileri sürülen işlere ilişkin olarak dava dışı şirketlere yazılan yazı cevapları getirtilerek dosyaya konmuş, bir kısım işlerin davacı tarafından getirilmediği, davalının paraları ile getirildiği bir kısım işlerin ise aracısız olarak dava dışı şirketler tarafından davalıya verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacının alacağının belirlenmesi amacıyla Mali müşavir bilirkişiden alınan 14/05/2013 tarihli raporun incelenmesinde, dava dışı şirketlerce dosyaya sunulan belgelerin incelenmesinde, davacı tarafından getirildiği iddia edilen işlerin 2.481,123,62TL olarak gerçekleştiği, diğer şirketlerin davacı ile bağlantısının sağlanmadığı, protokolün 2. Maddesi gereğince hak edişlerin davacının cari hesabına ödeneceğini kararlaştırılmasına rağmen davalı şirketlerin yasal defterlerinden düzenli bir kaybın bulunmadığı hesaplama yapılabilmesi için tarafların hesaplama tabloların dayanak belgeleri ile birlikte fatura bazında dosyaya sunmaları, bundan sonra hak edişlerde sözleşme gereğince yapılan ödemelerin mahsubundan sonra hesaplama yapılabileceği bildirilmiştir.
Rapor üzerine taraf vekillerince getirilen işlere ilişkin hesaplama tabloları sunulmuş olup teknik bilirkişi tarafından ibraz edilen 05/11/2013 tarihli rapor ibraz edilmiştir.
Bilirkişi kurulunca itirazlar üzerine ibraz edilen 15/05/2014 tarihli raporda, davacı tarafın alacağının hesaplanabilmesi için davalı şirketin ….. şirketi ile ….. şirketine KDV hariç olmak üzere kestiği faturaların toplamı olan 2.481.123,62TL’nin faturalarının dosyaya sunulması bundan sonra rapor düzenlenebileceği bildirilmiştir.
Belgelerin sunulması üzerine bilirkişi kurulundan alınan 07/08/2015 tarihli raporda, bir kısım şirketler ile ilgili belgelerin dosyaya sunulmaması nedeniyle alacak miktarının hesaplanamadığı belirtilmiştir.
İtiraz üzerine başka bir mali müşavir bilirkişi eklenmek suretiyle 02/02/2016 tarihinde alınan bilirkişi kurulu 3. Ek raporunda davacının 10.261,27TL alacağı bulunduğu tespit edilmiştir.
Bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağı anlaşıldığından mahkememizce matbaa konusunda uzman bilirkişi mali müşavir kişi ve hukukçu bilirkişi oluşturularak ilk alınan raporların değerlendirilerek rapor düzenlenmesi talep edilmiş, bilirkişi kurulunca 10/11/2017 tarihli 2. Bilirkişi kurulu raporu dosyaya sunulmuştur. Bilirkişi raporunda özetle, davacı tarafından getirilen işler dikkate alındığında davacının avans olarak aldığı tutarın 429.446,74TL olduğu davacının beyan ettiği firmalara yapılan satışların 3.027.010,98TL , tablolara göre maliyetinin 2.698.328,48TL olduğu satış dan elde edilen karın 328.682,50TL olduğu davacının payına düşen miktarın 164.341,25TL olması karşısında yapılan ve davacı kabulünde olan avans ödemesi mahsubu sonrası davacının alacağının bulunmadığı bildirilmiştir.
İlk iki bilirkişi raporu arasında çelişki olması nedeniyle mahkememizce çelişkinin giderilmesi için matbaa konusunda uzman kişi ile mali müşavir birikişi kurlundan oluşturulan 25/05/2018 tarihli rapor alınmıştır. Raporda önceki raporlarda değerlendirilmek suretiyle davacının yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra bakiye alacağının 162.057,65TL olduğu kar marjına göre belirlenmiştir.
Davalının bir kısım ödemeleri sunması üzerine mahkememizce dosya yeniden bilirkişi kuruluna verilmiş, ibraz edilen 09/10/2018 tarihli raporda bilirkişi kurulu önceki görüşlerini muhafaza etmiştir.
Davacının çek ve benzeri ödemeleri ileri sürmesi üzerine alınan 11/02/2019 tarihli raporda da bilirkişi kurulu önceki raporunda ısrar etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılamada; “Davalı delil listesinde davacıya çekle ödeme yaptığını ayrıca davacı adına bir kısım ödemeleri davacının kardeşinin ve annesinin SGK’larını ödemek suretiyle bir kısım ödemeleri ise aracına mazot almak suretiyle yaptığını beyan etmiş olup mahkememizce tespit edilen çeklerin ödenip ödenmediği sorulmuştur. 21/06/2019 tarihli yazıda … Bankasınca bildirilen ……. nolu çeklerin ödendiği anlaşılmakla yeniden bilirkişi raporu alınmasına gerek bulunmaksızın davacı tarafından yapılıp bilirkişi raporlarında dikkate alınmayan bu tür ödemeler mahkememizce yargılamanın daha fazla uzamaması adına belirlenen miktarda düşürerek dikkate alınmıştır. Bunun yanı sıra taraflar arasındaki sözleşmede bir kısım ödemelerin masraf şeklinde ödeneceği belirtildiğinden davalının 01/04/2019 tarihli dilekçesi ekinde gösterilen ve mutabakat bulunmadığı anlaşılan 2009 yılına ilişkin mazot giderleri, kardeşi ve annesine ait SGK ödemeleri mahkememizce dikkate alınmış bu miktarlarla davacı alacağından ek rapor alınmaksızın mahsup edilmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında 01/10/2006 tarihli protokol ile başlayan hizmet sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu sözleşmeye göre davacının davalıya müşteri temin edeceği, davalının da getirilen müşteri ile yapılan işlerden elde edilecek brüt karın 1/2sini davacıya ödeyeceği, bu kapsamda ödemelerin masraf olarak da ödenebileceği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki ticari ilişkide davacı tarafından davalıya getirdiği ileri sürülen işler usulüne uygun şekilde zamanında belirlenmemiş, yapılan ödemeler zamanında kayıt altına alınmamıştır. Bu durumda mahkememizce davacıya, getirmiş olduğu işlere ilişkin deliller sunması istenmiş, davacı tarafından sözleşme bağlantısı kurulduğu ileri sürülen şirketlere yazılar yazılmıştır, davacı tarafından sözleşmeye aracılık ettiği kesin olarak belirlenen şirketlere yapılan işler üzerinde hükme esas alınan son bilirkişi kurulu raporunda belirtildiği üzere işler yapılmış olup yapılan işlerin kar durumu da dikkate alındığında davacıya yapılan ödemeler ve davalı tarafından masraf olarak yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra davacının 162.000,00TL alacağının bulunduğu anlaşılmıştır. Ancak bilirkişi kurulunca düzenlenen rapor ve ek raporda davalının bir kısım yakıt ve sigorta ödemeleri dikkate alınmadığından mahkemece yukarıda gerekçe kısmında açıklanan ve davalı vekilinin önceki dilekçelerinde de belirtilen ancak son olarak 01/04/2019 tarihli dilekçe ekinde sunulan ve ….. Bankasında ödendiği bildirilen çek ödemeleri ile mazot ve sgk ödemelerinin mahsubu sonrası davacının 99.557,65TL alacağının bulunduğu anlaşılmakla bu miktar üzerinde davanın kısmen kabulüne davalı itirazının iptaline, fazlaya ilişkin talebin reddine alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirir olması nedeniyle icra inkar talebinin reddine” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen işbu karar İBAM …. HD. ….. Esas ve ….. Karar sayılı ilamıyla “…Mahkemece yapılan yargılamada bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmediği, mahkemece son alınan bilirkişi raporunun diğer bilirkişi raporları değerlendirilmek suretiyle hazırlandığı belirtilerek hükme esas alındığı, ancak hükme esas alınması ve önceki raporlara üstünlük tanınması gerekçesinin belirtilmediği, bunun yanısıra “21/06/2019 tarihli yazıda …. Bankasınca bildirilen ….. nolu çeklerin ödendiği anlaşılmakla yeniden bilirkişi raporu alınmasına gerek bulunmaksızın davacı tarafından yapılıp bilirkişi raporlarında dikkate alınmayan bu tür ödemeler mahkememizce yargılamanın daha fazla uzamaması adına belirlenen miktarda düşürerek dikkate alınmıştır. Bunun yanı sıra taraflar arasındaki sözleşmede bir kısım ödemelerin masraf şeklinde ödeneceği belirtildiğinden davalının 01/04/2019 tarihli dilekçesi ekinde gösterilen ve mutabakat bulunmadığı anlaşılan 2009 yılına ilişkin mazot giderleri, kardeşi ve annesine ait SGK ödemeleri mahkememizce dikkate alınmış bu miktarlarla davacı alacağından ek rapor alınmaksızın mahsup edilmiştir.” gerekçesiyle resen mahsup işlemi yapılmış ise de gerekçeli kararda mahsubu yapılan rakamların yargısal denetime elverir şekilde gösterilmediği, çeklerin kime karşı ve ne kadar bedelle ödendiğinin gösterilmediği görülmüştür…” gerekçesiyle kaldırılmıştır.
Mahkememizce İBAM kararı doğrultusunda gerekli araştırmalar yapılmış çek ödemelerine ilişkin ilgili bankalara müzekkere yazılmış ve çeklerin ibraz edilerek tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Dava, taraflar arasında 01/10/2006 tarihli protokol ile başlayan hizmet sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu, davalının sözleşmeye göre yapması gereken ödemeleri yapmadığı iddiasıyla başlatılan takibe vaki itirazın kısmi iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından; Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyasında 833.67,02TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı ödeme emrinin 22/06/2010 tarihinde tebliğ itirazı üzerine icra dairesinin yetkisi borç ve ferilerine itiraz edildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında 01/10/2006 tarihli protokol ile başlayan hizmet sözleşmesi ilişkisinin bulunduğu, sözleşmeye göre davacının davalıya müşteri temin edeceği, davalının da getirilen müşteri ile yapılan işlerden elde edilecek brüt karın 1/2sini davacıya ödeyeceği, bu kapsamda ödemelerin masraf olarak da ödenebileceği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki ticari ilişkide davacı tarafından davalıya getirdiği ileri sürülen işler usulüne uygun şekilde zamanında belirlenmemiş, yapılan ödemeler zamanında kayıt altına alınmamıştır. Bu durumda mahkememizce davacıya, getirmiş olduğu işlere ilişkin deliller sunması istenmiş, davacı tarafından sözleşme bağlantısı kurulduğu ileri sürülen şirketlere yazılar yazılmıştır, davacı tarafından sözleşmeye aracılık ettiği kesin olarak belirlenen şirketlere yapılan işler üzerinde davacıya yapılan ödemeler ve davalı tarafından masraf olarak yapılan ödemeler, SGK ödemeleri, maaş ödemesi ve çek ödemeleri mahsup edildikten sonra 16/05/2022 tarihli bilirkişi ek raporuna göre davacının 130.906,19TL alacağının bulunduğu anlaşılmıştır. Taraf vekillerinin itirazları ve 63 adet fatura aslına ilişkin inceleme yapılması gerektiği itirazları üzerine alınan bilirkişi raporunda da kanaat değişmemiştir. Davalı taraf faturaların bulunduğunu iddia etse de ticari defter ve belgelerini ibraz edememiş olup bu hususu destekler bir delil bulunmamaktadır.
Alınan bilirkişi raporlarının birbirini destekler nitelikte olduğu yapılan ödemelerin mahsubu sonucu davacının alacak miktarının 130.906,19 TL olduğu anlaşılmıştır. Buna göre, davalı tarafın usuli kazanılmış hakkı bulunduğundan 99.557,65 TL yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Ayrıca, alacak likit olmayıp yargılamayı gerektirir nitelikte olduğundan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile usulü kazanılmış hak dikkate alınarak davalının Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyasına yapılan itirazının 99.557,65-TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %16 oranını geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanarak ve takip talebindeki diğer koşullar ile devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 6.800,78TL ilam harcından peşin alınan 17,15TL harcın mahsubu ile bakiye 6.783,63TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 17,15TL Başvuru Harcı, 17,15TL Peşin Harç olmak üzere toplam 34,30TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 8.950,00TL bilirkişi ücreti, 561,50TL posta masrafı olmak üzere toplam 9.511,50TL’den kabul red oranına göre hesaplanan 3.787,77TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın iş bu davacı üzerine bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen 850,00TL bilirkişi ücreti 104,00TL posta masrafı, olmak üzere toplam 954,00TL den kabul red oranına göre hesaplanan 574,08TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın iş bu davalı üzerine bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 15.929,22TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 23.566,35TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/02/2023
Katip …
¸e-imzalıdır
Hakim …
¸e-imzalıdır