Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/387 E. 2021/350 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/387 Esas
KARAR NO : 2021/350

DAVA : Sigorta (Mal Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 19/04/2021
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 27/04/2021
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 19/04/2021 tarihli dava dilekçesinde özetle; …….. numaralı KASKO poliçesiyle ……… Sigorta A.Ş.’ye sigortalı, davacı müvekkili ……… adına kayıtlı, …….. sevk ve idaresindeki ………..plakalı aracın 19.06.2020 tarihinde, İstanbul ili, …….. İlçesi, ……. kavşağına doğru seyir halindeyken meydana gelen sel baskını sebebiyle pert olduğunu, iş bu sel baskının maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesini müteakiben; davacı müvekkili ile davalı sigorta şirketi arasında ”İbraname Mutabakatname ve Tazminat Makbuzu” imzalandığını ve davalı sigorta şirketi tarafından davacıya 360.000,00-TL tutarında ödeme yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından yapılan kısmi ödemenin, davacı müvekkilinin zararlarını karşılayamamış olması sebebiyle 04.08.2020 teslim tarihli dilekçeyle davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığını, iş bu davaya konu ibraname sözleşmesinin iptali ile davalı sigorta şirketi tarafından yapılan kısmi ödemenin yetersiz olması sebebiyle, şimdilik 10.000-TL’nin maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği 19.06.2020 tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faizi ile davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için ya uyuşmazlık konusu işin, tarafların her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanunun veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
¸e-imzalıdır ¸e-imzalıdır
Diğer taraftan 6102 sayılı TTK’nın 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin, diğeri içinde ticari iş sayılması davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, 6102 sayılı TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar dışında, ticari davayı ticari iş esasına göre değil ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı TTK’nın 5. maddesi uyarınca, ticari davalar Asliye Ticaret mahkemelerince görülerek karara bağlanır. Diğer taraftan aynı düzenleme gereğince, Asliye Ticaret Mahkemeleriyle diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunununda ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 6335 Sayılı kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve istinaf aşamasında Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından re’sen incelenir. Bu kuralın tek istisnası 6335 Sayılı Kanununun 2. maddesi ile değişik 6102 Sayılı Türk Ticaret kanununun 5/(4). maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre yargı çevresinde ayrı bir Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde Asliye Hukuk Mahkemelerine açılan ticari davalarda görev kuralına dayanılmamış olması Asliye Ticaret Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesini gerektirmeyecektir. Başka bir anlatımla, yargı çevresinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmayan yerlerde bir ticari uyuşmazlığın çözümü için, Asliye Hukuk Mahkemesine genel mahkeme sıfatıyla dava açılması halinde mahkemece görevsizlik kararı verilmeksizin işin görülmesi gerekir. Buna karşılık kanun aksi durumu düzenlememiş olduğundan Asliye Hukuk Mahkemesinin ticari olmayan bir davayı Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla görmüş olması kararın kaldırılmasını gerektirecek bir usule aykırılık halini oluşturmaktadır.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. Somut olayda; ……….. plakalı aracın hususi otomobil olduğunun trafik tescil kaydıyla sabit olduğu, KASKO’nun zorunlu sigorta olmaması, davacı talebinin karşı tarafın sigorta sözleşmesine dayandığı bu durumda söz konusu davanın mutlak ve nisbi ticari dava olduğundan bahsedilemeyeceği anlaşılmakla davanın usulden reddine ve dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeni ile HMK 114/1-c ve 115 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine,
2-HMK 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine,
3-HMK 331/2. maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
4-Süresinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde ve talep halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına,
Dair tarafların yokluğunda, tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde İBAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.27/04/2021

Katip …….
¸e-imzalıdır

Hakim …….
¸e-imzalıdır