Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/3 E. 2022/385 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/3 Esas
KARAR NO : 2022/385

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/01/2021
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 25/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacının, alüminyum profil alım-satımı ve başkaca ürünler pazarlama ve satım işleri yaptığı, davalıya yapmış olduğu satış sebebi ile fatura düzenlediği ve fakat davalı yanca ödenmeyen fatura bedelinin tahsili için İstanbul …… İcra Müdürlüğü’nün ……. Es sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığı, davalının itirazı ile takibin durduğu belirtilerek; davanın kabulü ile İtirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesine, itirazın da kötü niyetli olan davalı aleyhine % 20 den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama gideri ile ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ederek huzurdaki davayı açmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Yargılamaya konu icra takibi İstanbul ……. İcra Müdürlüğünde açılmış olup yetkisiz icra dairesinde açıldığından yetki itirazımız bulunmaktadır. İlamsız icra takiplerinde genel yetki kurallarına göre yetkili icra dairesi; borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesidir. Müvekkilin adresi ise “…… Mahallesi ….. Cad. …. G2 No:…… Esenler/İstanbul”dur. Bu durumda Bakırköy İcra Müdürlükleri yetkili olacağından icra dosyasının yetkisiz yerde açıldığı sabittir. Ortada geçerli ve yetkili yer icra dairesinde yapılmış bir icra takibi bulunmadığından, koşulları oluşmayan icra takibine ilişkin itirazın iptali davasının reddi davacı tarafından, gerçeğe aykırı iddialarla müvekkil haksız yere borçlu çıkarılmaya çalışılmaktadır. Davacı şirket yetkilisinin kardeşi ……… müvekkilin eski bir tanıdığı olup müvekkil kendisinden malzeme satın almıştır. ………’nin firması o yıllarda mali açıdan kötü durumda olduğu müvekkilce bilinmektedir. ……… bir gün müvekkilin iş yerine gelerek kendi firmasının da kötü durumda olduğunu, ablası …….’nin Otomat Sanayi Alüminyum Profil Ve Makina İmalatı Anonim Şirketi adlı firmasının sermaye durumunun iyi olduğunu, onun nakit ve kredilerini kullanabileceğini, müvekkilin askeriyedeki imalat bilgilerini ve makine parkurunu kullanarak iş yapmayı teklif etmiştir. Müvekkil de o günkü ekonomik şartlarından dolayı bu teklifi kabul etmiştir. ……… Konfeksiyon ve Gıda Sanayi İç ve Dış Tic Ltd Şti’nin aslında kendisine ait olduğunu, alacaklılarından kaçırmak için yönetici olarak ablasını gösterdiğini söylemiştir. Müvekkille birlikte başlangıçta ………’ya %50 ortak iş yapacaklarını, ileride ………’ya müvekkili de ortak yapacağını söyleyerek ortak çalışmalara başlanmıştır. …….. Sitesinde yer kiralanarak ………’ya şube açılmış, müvekkile ait makine parkuru da buraya taşınarak çalışmaya başlanmıştır. 20.000 adet makara ve 155 adet kılıç zamanında bitirilemediğinden elde kalmıştır. Mataranın 7.000 adedi piyasaya satılmış olup Otomat ve ……… firmalarının elinde 13.000 adet matara ve 155 adet kılıç tamamlanmamış şekilde montajsız malzeme olarak kalmıştır.20.000 adet makara ve 155 adet kılıç zamanında bitirilemediğinden elde kalmıştır. Mataranın 7.000 adedi piyasaya satılmış olup Otomat ve ……… firmalarının elinde 13.000 adet matara ve 155 adet kılıç tamamlanmamış şekilde montajsız malzeme olarak kalmıştır. Otomat ve ……… firmaları, müvekkile vermiş oldukları ……… firmasının 20.000 adet makara ve 155 adet kılıç zamanında bitirilemediğinden elde kalmıştır. Mataranın 7.000 adedi piyasaya satılmış olup Otomat ve ……… firmalarının elinde 13.000 adet matara ve 155 adet kılıç tamamlanmamış şekilde montajsız malzeme olarak kalmıştır.20.000 adet makara ve 155 adet kılıç zamanında bitirilemediğinden elde kalmıştır. Mataranın 7.000 adedi piyasaya satılmış olup Otomat ve ……… firmalarının elinde 13.000 adet matara ve 155 adet kılıç tamamlanmamış şekilde montajsız malzeme olarak kalmıştır. Davacı tarafından çeşitli bıçak, sap, kın malzemesi, döküm malzemesi şeklinde natamam vaziyetteki kılıç malzemeleri tamamlanmış gibi gösterilmiştir. Ancak malzeme girişi ile üretim olmayacağı şüphesizdir. Maliyeye de bir kılıca yapılan gider, üretim raporu, üç aylık dökümanlı üretim raporları sunulmak zorundadır. Davacı usule aykırı ve kanun dışı işlemler yapmıştır. Müvekkilin ayrıldığı tarihe kadar bu firmalara 3.500.000 TL ciro satışı gerçekleştirilmiş ve daha sonradan hesaplaşılmak üzere demirbaşlar ve mamuller bırakılmasına rağmen, haksız yere müvekkil firma aleyhine borç çıkarılmaya çalışılmaktadır. Gerçek dışı beyanlarla stoklarında olmayan kılıcı müvekkile fatura ederek herhangi bir teslim olmamasına rağmen irsaliye ve fatura düzenlenerek borç uydurmuşlardır. Ayrıca dava dilekçesinde her ne kadar faturalara itiraz edilmediği söylense de ne satıldığı iddia edilen mallar teslim edilmiş ne de faturalar tarafımıza tebliğ olmamış, defterlerimize de işlenmemiştir. Davacı tarafından sunulan irsaliyelerde de imzamız bulunmamaktadır. Davacı tarafından alacak miktarına ilişkin düzenlendiği iddia edilen protokol dosyaya sunulmamış olduğundan, bu konudaki itiraz hakkımızı da saklı tutuyoruz. İddia edildiği üzere kılıç üretimi ve tarafımıza teslimiyle ilgili sözleşmesel bir ilişki söz konusu olmadığından davacıya herhangi bir borcumuz da bulunmamaktadır.” şeklinde beyanda bulunarak haksız davanın reddi ve kötü niyetli olarak takip başlatmış olduğundan davacının %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 67. Maddesine göre alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın icra takibine konu faturalar karşılığında davacı şirketin cari hesap alacağının bulunup bulunmadığına ilişkin olduğu tespit edilmiştir.
İstanbul …….. İcra Müdürlüğünün …….. esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine 67.219,00 TL toplam alacağın tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, süresinde borç ve ferilerine itiraz edilmesi sonucu takibin durduğu itiraz ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.

Mahkememizce yapılan yargılamada ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapmak üzere bilirkişiden rapor alınmıştır.
Alınan bilirkişi raporuyla davacı ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının fatura alacağının bulunduğu, davacının keşide ettiği faturanın davalı defterlerinde kayıtlı olmadığı,davacı tarafından keşide edilen satış faturası içeriği ürünlerin/hizmetin davalı yana teslim edilip edilmediğinin ispatı gerektiği, Faturanın teslimine yönelik ise; davacı vekili tarafından ibraz edilen 28.12.2017 tarihli e-mail ile; 21.12.2017 tarihli mutabakat mektubunda davacının kaşe ve imzasının yer aldığı, KDV hariç 52.500.-TL davalının borcu bulunduğunu, bakiye borç miktarı için mutabık olup olmadıklarını davalı şirkete ilettikleri, davalı şirket Mali Müşaviri ……… tarafından gönderilen e-mail ile “göndermiş olduğunuz BA/BS mutabakatında mutabık olduğumuzu ve firmamız işletme mükellefi olduğundan BA/BS beyanı vermediğini ayrıca bilgilerinize arz ederiz. İyi çalışmalar.” şeklinde cevap verildiği, mail içeriğinin kabulü haline bakiye borçtan haberdar ve mutabık olduklarının değerlendirilebileceği anlaşılmıştır.
Fatura düzenlenmesi davalıyı tek başına borçlu duruma getirmeyecektir. Verilen hizmet ya da satılan malın tesliminin de ispatlanması gerekmektedir. Nitekim Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 03.04.1978 1978/1788 E. Ve 1978/1687 K. Özetle; “Salt faturanın bildirilmesi alacak hakkı doğurmaz; satış sözleşmesine dayanan davacı tacir, bu ilişkiyi ve malın teslimini kanıtlamalıdır. ” yönünde karar verilmiştir.
Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekmektedir.
Davalı taraf mail içeriklerini kabul etmediği gibi, sevk irsaliyesinde ismi bulunan ……….’u tanımadıklarını, müvekkiline ait ……… plakalı aracın olmadığını iddia etmiştir.Bunun üzerine mahkememizce gerekli araştırmalar yapılmış olup, davalının ………. adında çalışanının olmadığı ve aracın üzerine kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır.
Söz konusu mail yazışmalarının delil olarak değerlendirilemeyeceği, davalı tarafın mail içeriklerini kabul etmediği, ………. adında bir çalışanın tespit edilemediği, aracın 2017 tarihindeki malikinin ……… olduğu, davalının 2017 yılı BA formunun bulunmadığı, teslim iddiasının ispata muhtaç olduğu anlaşılmakla ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafın kötüniyeti ispatlanamadığından davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin de reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70TL ilam harcından peşin alınan 811,84TL harcın toplamı olan 811,84TL harçtan mahsubu ile bakiye 731,14TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından sarf edilen 800,00TL bilirkişi ücreti, 99,45TL posta gideri toplamı olan 899,45TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.538,47TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
8-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır