Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/221 E. 2021/945 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/221
KARAR NO : 2021/945

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 25/08/2015
KARAR TARİHİ : 02/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 09/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 24/05/2017 günü müteveffa ………. yönetimindeki ……… plaka sayılı araç ile Ataköy ……. Kısım ………. caddesi üzerindeki Ataköy …….. Kısım istikametine seyrederken ……. blokları önüne geldiğinde otonun direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu …….. lojmanları bahçe duvarı ve üstünde bulunan demir korkuluklara aracın ön ve sağ yan kısımları ile çarparak ve akabinde yine duramayıp takla atarak sol yan kısımlarını çarpması neticesinde meydana gelen tek taraflı maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası neticesinde vefat ettiği, bu kaza da müteveffa idaresindeki araç davalı sigorta şirketi ……….. Sigorta Aş tarafından kaza tarihinden geçerli ……. poliçe numarası ile karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumlulu sigorta poliçesi ile sigortalandığı, bu kaza için tutulan tespit tutanağında müvekkillerinden ……… ve ………. nın oğulları ………nın kardeşi olan ………. asli kusurlu olduğu belirtilerek tutanak altına alındığı, davalı tarafla görüşüldüğü ancak ………. nın tam kusurlu olduğundan herhangi bir ödeme yapılamayacağı bildirildiği, burada kimse kendi kusurundan yararlanamaz ilkesi sürücünün veya işletenin yakınlarına uygulanamayacağı, suç ve cezaların şahsiliği ilkesi gereği yansıma kusur söz konusu olamayacağı, müteveffanın kusuru, destekten yoksun kalan davacı yakınlarına atfedilemeyeceği ve bu sebeple davacılar tazminat hakkından yoksun bırakılamayacağından müvekkili ………. için şimdilik 500 TL, diğer müvekkil ……… için de şimdilik 500 TL , diğer müvekkili ……… için de şimdilik 500 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden işletilecek ticari faiz ile birlikte tahsilini, yargı gideri ve vekalet ücretinin de davalı taraftan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi özetle; müvekkil şirketine karşı davacı tarafın açtığı davanın zamanaşımı KTK 109/1 Maddesi gereği “olayın meydana geldiği tarihten itibaren 2 yıldır” Ancak KTK 109/2 maddesinde “dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu ceza zamanaşım süresinin geçerli olacağı” belirtilmiş olduğu, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için fiilin suç oluşturması yeterli olup, failin ayrıca ceza almasına gerek olmadığı, dava konusu olayda fail ve mağdurun aynı kişi olması ve dolayısıyla ortada suç olmaması sebebi ile KTK 109/2 maddesinde yer alan ceza zamanaşımının uygulanmasından bahsedilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle olayın meydana geldiği tarihin 24.05.2007 olup, zamanaşımı süresi nin KTK 109/1 maddesi gereği 24.05.2009 tarihinde sona erdiği, bu nedenle müvekkil aleyhine açılan davanın zamanaşımı nedeniyle reddini talep etmiştir.
Bakırköy …….. Asliye Ticaret Mahkemesi ……… Esas …… Esas sayılı ilamıyla görevsizlik kararı verilerek dosya Bakırköy ……. Tüketici Mahkemesine gönderildiği, Bakırköy …….. Tüketici Mahkemesi…….. Esas …….. Karar sayılı ilamıyla davanın reddine karar verildiği, kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …….. Hukuk Dairesi’nin 12/12/2019 tarih ve ……… Esas …….. Karar sayılı ilamıyla kaldırıldığı ve Bakırköy ……… Tüketici Mahkemesi ……… EK sayılı ilamıyla görevsizlik kararı vererek dosyayı mahkememize göndermiştir.
Mahkememiz dosyasına Adli Trafik Uzmanı ve Sigorta bilirkişisinden rapor aldırılmış, bilirkişi Adli Trafik Uzmanı …….. ve Sigorta ve Nitelikli Hesaplamalar Uzmanı ……… tarafından düzenlenen 27/09/2021 tarihli bilirkişi raporda özetle; müteveffa sürücü ……….’nın yüzde yüz ( %100) oranında kusurlu olduğunu, davacı ……….’nın ……….. plakalı aracın maliki ve işleteni bulunduğu, işleten sıfatı nedeni ile davalı sigorta şirketinden tazminat talebinde bulunamayacağını, diğer davacılar ……… ile ……….’nın 23.10.2015 tarihin de davalı sigorta şirketi ile sulh olduğu ve davalı sigorta şirketini ibraz ettikleri, bu nedenle davalı sigorta şirketinden başkaca talepte bulunamayacaklarını belirtmişlerdir.
Mahkememizce yapılan yargılama, dava ve cevap dilekçeleri, taraf vekillerinin mahkememiz huzurundaki beyanları ve tüm kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dosya kapsamına göre davalı sigorta şirketinin ZMS sigortacısı ve davacılardan ……….’nın aracın sahibi (işleteni) olduğu, aracın sürücüsünün müteveffa ………. olduğu, aracın, tek taraflı kaza yapması neticesinde müteveffa ……….’nın vefat ettiği, davacıların bu vefat olayı nedeniyle işbu davada destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Yine kazanın meydana gelmesinde, aracın sürücüsü olan ……….’nın tam kusurlu olduğu mahkememizce aldırılan rapor sonucunda anlaşılmıştır.
Zorunlu mali sorumluluk sigortasının amacı, trafik kazaları sonucu 3. kişilere verilecek zararların güvence altına alınmasıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. maddesi ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A.6.b maddesinde “Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri”nin teminat kapsamı dışında kalacağı hüküm altına alınmıştır. Buna göre, somut uyuşmazlıkta, işleten davacı ……….’nın, işleten olarak kendi sorumluluğunu üstlenen ZMS sigortacısı davalıdan tazminat talep etmesi mümkün değildir. (İstanbul BAM. 40. Hukuk Dairesi’nin 2019/2496 esas, 2021/752 karar sayılı ilamı)
Dosya içerisinde bulunan Sulh Protokolü incelendiğinde davacılar …….. ve ……….’nın fazlaya dair haklarını saklı tutmayarak yargılama aşamasında sigorta şirketi ile sulh oldukları anlaşılmıştır. Sigorta şirketi iş bu davacılar tarafından ibra olduğundan ve tarafların sulh olması sebebiyle iş bu davacılar yönünden de davanın reddine karar verilmiştir.
KTK’nın 109/2.maddesine göre “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.”
Tazminata konu trafik kazası ölümlü olarak gerçekleşmiştir. Dava konusu kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/1-d maddelerine göre, ceza dava zamanaşımı dikkate alındığında ceza dava zamanaşımının dolmadığı anlaşılmaktadır.
Somut olayda davacının davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesi imkansız değil ise kendisinden beklenemez. Zira talep edilen tazminatın miktarı dosyaya tarafların sunacağı deliller sonrasında mahkemece yaptırılması muhtemel bir bilirkişi incelemesi sonucunda teknik bir hesaplama sonrası ortaya çıkabilecektir. Davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının mümkün olduğu, böyle bir durumda tazminat miktarı belirlenmeden dava dilekçesinde gösterilen miktar yönünden davanın reddine karar verildiğinde başlangıçta gösterilen miktar baz alınarak istinaf dilekçesi kararın kesin olduğu gerekçesiyle reddedilmemelidir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesinin 28.09.2017 tarih 2017/909 Esas 2017/1358 Karar sayılı ilamı bu yöndedir. ) Bu nedenle istinaf kanun yolu açık olmak üzere aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin gerekçeli kararda hüküm altına alınmasına,
3-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 59,30TL ilam harcından peşin alınan 27,70TL harcın mahsubu ile bakiye 31,60TL harcın davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 1.500,00TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İSTİNAF yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/12/2021

Katip ……..
¸e-imzalıdır

Hakim ……..
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.