Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/195 E. 2021/811 K. 20.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/195 Esas
KARAR NO : 2021/811

DAVA : Tazminat (Ticari Nitelikteki Vekalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2014
KARAR TARİHİ : 20/10/2021
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 21/10/2021
Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde; Müvekkil … ile karşı taraf …, …… Gıda Maddeleri Ltd. Şti’nin %50 şer paylı ortakları olduğunu , … nun 22/10/2003 tarihinden 01/07/2014 tarihine kadar şirketin münferiden imzaya sahip şirket müdürü olarak görev yaptığını ve 01/07/2014 tarihinde … ve …… şirket müdürleri olarak atanmış müşterek imza yetkisi ile şirketi birlikte temsil ve sorumlu kılındıklarını, davacı ……… Gıda Maddeleri Ltd. Şti’nin kurulduğu tarihten itibaren 11 yıl süresince şirket itek başına temsil eden … hiçbir zaman şirket hakkında gerçek bilgi ve herhangi bir mali genel kurul da ortağı olan müvekkile hiçbir surette bilgi vermediğini, şirketin 2 müdür olarak çalışmasına karar verilmesinden sonra Mali Müşavir …… tarafından şirket kayıtları üzerinden yapılan inceleme neticesinde 02/08/2014 tarihli ve 6100 sayılı HMK .293 maddesi gereğince düzenlenen bilirkişi raporunda da …’nun borcunun 1.148.090,64 TL. olduğunun tespit edildiğini, şirketin hiçbir kayıtlarında … tarafından şirket hesaplarından çekilen miktarlara raslanılmamış olması, şirketten borç alınma olarak değil, davalı’nın şirketin gerçekten içinin boşaltmaya çalıştığının açık bir delilli olduğunu, davalı …’nun belirtilen tutum ve davarnışları, şirket kaynaklarının kendi şahsi menfaati doğrultusunda kullanması, şirket bünyesinde bulunan miktarları çekerek ve şirkete ödemeyerek şirketin , bankalara ve üçüncü kişilere borçlandırılması sonucunu oluşturan tutum ve davarının “güveni kötüye kullanma” suçunu oluşturduğunu ve bu nedenle Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ….. soruşturma nolu ,…… Esas no, …… İddianame nolu , iddianamesi ile karşı taraf … hakkında Bakırköy ….. Asliye Ceza Mahkemesi’nin ……. E. Sayılı dosyası üzerinden ceza davası açıldığını, davalının, …. Ltd. Şti. kaşesi ve imzası ile davalının eşi …… ve Kızı ……. ‘ya ait ……. Gıda Maddeleri Ltd. Şti’ne …… Bankası A.Ş. den almış olduğu kredilere ……. Gıda Maddeleri Ltd. Şti’ ni müşterek ve müteselsil kefil sıfatıyla” kefalet borcu altına soktuğunu, bu kapsamda şirket icra takibine maruz kaldığını, diğer yandan davalı ….. Ltd. Şti. tarafından …… Gıda A.Ş ve Tab Gıda A.Ş ye ortaklığı ve şirket müdürlüğü bulunduğu ……. Gıda Maddeleri Ltd. Şti’nin borçlarını da “şirket hesabından yapılan ödemeler” ile ödenmiş olduğunun tespit edildiğini bu nedenlerle davalının müdürlük yetkisinin kaldırılmasına, kararın tescil ve ilanına, ortaklıktan çıkartılmasına kararın tescil ve ilanına, davalının tutum ve davranışları nedeniyle ……. Gıda Maddeleri Ltd. Şti nezdinde oluşan zararın daha fazla olması nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak tespit edilen 4.000.000 TL nin şirket e ödenmesine, söz konusu ve tespit edilecek diğer alacaklara alacak doğum tarihinden itibaren en yüksek Banka İşletme kredisine uygulanan değişken oranlarda faiz uygulanmasına, bunun mümkün olmaması durumunda ise reeskont faiz uygulanmasına, şirket kayıtlarının incelenmesine, mahkememizce karar verilinceye kadar dilekçemde belirtilen , davalının müdürlük yetkisinin dondurulmasına, diğer müdür ……’ın tek başına müdür olarak görevinin devamına, bunun mümkün olmaması durumunda ise müvekkil şirket ortağı …’nun şirket müdürü olarak temsil ve ilzam ve yetkilendirilmesine, bunun mümkün olmaması durumunda ise davalı yerine kayyum atanmasına, şirket kayıtlarına buyunmayan 3. kişilerin haksız hak ve alacak taleplerine karşı , davalıya ait şirket hisseleri ve davalının banka hesapları üzerinde tedbir konulmasına, şirket alacaklarına teminat olmak üzere davalının hisselerine tedbir konulmasına , yargılama ve vekalet ücretinin … ‘ya yükletilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili itiraz ve cevap dilekçesinde ; davacı mesnetsiz ve şirketten müvekkilini çıkartmak için kötü niyetli iddialar olduğunu , bu iddiaların bir bilirkişi incelemesiyle iddiaların asılsız olduğunun ortaya çıkacağını , dava konusu şirketin… …… in Türkiye distribütörü ……. Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş ile arasında alt franchise sözleşmesi olduğunu, müvekkilin şirket defterlerinde gözüken car ihesaplarının bankalardan temin edilerek incelenmesi, müvekkiline ait şahsi banka hesaplarını mahkememize bildireceklerini, böylece 2010 yılı sonu genel mizana göre kasada gözüken 320.263 TL nin 2011 yılı işlemlerinde nasıl yansıtıldığının tespiti bu konuda ……’ın şahit olarak dinlenmesini talep ettiklerini, davacının kabadayı adamlarla işyerine gelerek müvekkilini tehdit ve baskı ile işyerinden çıkartıldığını , şirket müdürü ve ortağı olarak hiçbir şirket kaydına erişim sağlayamadıklarını , şirket işleyişini bilen tarafsız olacağına inandıkları Av. ….. ’ın kayyum olarak atanmasını talep ettiklerini, müvekkilinin eşi olan ……’nun yakın arkadaşı olan davacı 11/12/2003 de bu şirkete ortak olduğunu, o günden beridir aradaki iş ilişkisi ve arkadaşlık ilişkisi devam ettiğini, davacının her zaman şirkete gidip gelip şirket hesaplarını incelediğini, karar defterlerindeki kararlara imza attığını, hiçbir şekilde alınan kararlara ihtirazı kayıt koymamış denetçi atanmasını istemediğini, davacının bu davayı açarak 10 yıl öncesine dair hesapları isteyerek müvekkilin para kaçırdığını iddia etmesi kötü niyetli olduğunu, öyle bir durumun olması halinde neden 10 yıl beklediğini bunun sadece şirketi ele geçirmek müvekkilinin bunca emeğinden sonra saf dışı bırakmak olduğunu bu nedenlerle şirket defter kayıtları tüm banka kayıtları vs. şirkete ait her türlü kurumdan gelecek tüm kayıtları üzerinde müvekkilinin şahsi hesapları da incelenmek sureti ile ayrıntılı bilirkişi incelemesi yapılmasını, müvekkilin Şubat 2015 ten beri şirkete girmemesi nedeni ile şirkete mahkemenin resen atayacağı ya da kendilerince uygun olan AV. ……’ın kayyım olarak atanmasını, cevap dilekçelerinin kabulü ile haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan belge ve kayıtlarla birlikte dosya bilirkişi heyeti ……. ile …… ‘e tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti düzenlemiş olduğu 29/03/2016 havale tarihli kök rapor ile 28/04/2017 havale tarihli ek raporlarında “davalı tarafından kendi şahsı için kullanılan ve şirket hesaplarından ödenen kredilerden dolayı şirketin fazladan ödemiş olduğu faiz kapsamında davalının dava konusu şirketi toplam 453.288,00TL zarara uğrattığını, ayrıca davalının kötü yönetimi nedeniyle şirketin haciz işlemlerine maruz kaldığını, rekabet yasağına aykırı işlemler yaptığını ve bu kapsamda ortaklıktan çıkarılması şartlarının mevcut olduğunu ” teknik kanaatleri olarak belirtmişler, mahkememizce düzenlenen bilirkişi raporu yeterli görülerek hükme esas alınmıştır.
Mahkememiz yapılan yargılama sonucunda; davalının ortağı ve temsilcisi olduğu ……. Gıda Maddeleri Ltd Şti.adına kullanmış olduğu kredilerden dolayı bilirkişi heyetinin raporunda ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtildiği üzere fazladan ödenen faiz kapsamında şirketi toplam 453.288,00TL zarara uğrattığı, davalının yönetici olarak iş bu zarardan sorumlu tutulması gerektiği ve belirlenen zararında şirkete ödenmesi gerektiği, davalının şirketi kötü yönetmesi ve yönetiminden kaynaklı haksız rekabeti nedeniyle kendisinin müdürlük görevinden azledilerek yeni bir müdür seçilene kadar taraflarında mutabık kaldığı ve şirketi fiilen yöneten ……’ın yetkili müdür olarak görevlendirilmesine, iki ortaklı şirkette davacı ortağın diğer davalı ortağı haklı nedenle ortaklıktan çıkarabilmesi için bu hususta genel kurulda nitelikli çoğunlukla karar alınması gerektiği, iki ortaklı şirket bakımından böyle bir kararın alınmasının hukuken ve fiilen mümkün bulunmadığı ( Yargıtay 11 HD. 2015/10688 Esas, 2016/4780 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) dikkate alınarak bu yöndeki talebin dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, iş bu kararın istinaf edilmesi üzerine İBAM ……. HD …… EK sayılı ilamıyla “davalının şirkete olan 3.079.080,82-TL alacağının şirketin alacak olarak her zaman talep edebileceğini, dolayısıyla bu miktarın şirkete verilen zarar olarak değerlendirilemeyeceğini, bilirkişi heyeti tarafından belirlenen 453.288,76-TL faizden kaynaklı zarar mahiyetindeki tazminata hükmedilmesinde yasaya aykırı bir durum bulunmadığını, diğer istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle” tarafların istinaf taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, iş bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …… HD davalı tarafın temyiz itirazlarının reddine; davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden;
” Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; davacı, diğer taleplerinin yanında davalı şirket müdürünün şirket hesabından kendi hesabına para aktardığını, bunların bir kısmının kayıtlara geçirilip bir kısmının geçirilmediğini, bu eylemlerin şirketin zararına sebebiyet verdiğini ileri sürerek şimdilik 4.000.000.- TL’nin davalıdan tahsili ile ….. Gıda Maddeleri Ltd. Şti.’ne ödenmesini istemiştir. İlk derece mahkemesince sadece, şirketin banka ve diğer kuruluşlara ödediği faiz kapsamındaki zararın davalıdan tahsili ile şirkete ödenmesine karar verilmiş, fazlaya dair talep reddedilmek suretiyle davalının hesabına aktarıldığı iddia edilen tutarların şirkete ödenmesi yönündeki talep bir gerekçe kurulmaksızın reddedilmiştir. Davacı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları ise Bölge Adliye Mahkemesince, davalı uhdesinde bulunan tutarın dava dışı şirketin yönetici ve ortağından alacağı kapsamında olduğu, şirketin borçlusu olan yönetici ortağından olan alacağını her zaman isteyebileceği gerekçesiyle İlk Derece Mahkemesinin gerekçesine almadığı yeni bir gerekçe ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. bendi uyarınca yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilecektir. 22.07.2020 tarihli 7251 sayılı Kanunla 6100 sayılı HMK’nın bazı maddeleri değiştirilmiş ise de anılan bent hakkında bir değişikliğe gidilmemiştir. Bu durumda ancak İlk Derece Mahkemesinin gerekçesinin benimsenmesi halinde esastan ret kararı verilebileceği halde Bölge Adliye Mahkemesince, davalının uhdesinde olduğu iddia olunan şirket alacağının davalıdan alınarak şirkete verilmesi talebi yönünden farklı bir gerekçe ile ret kararı verildiği için İlk Derece Mahkemesinin kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında karar verilmeden yazılı şekilde istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi yerinde olmamış, kararın bu yönden bozulmasını gerektirmiştir.
Kabule göre de, davalı müdür hakkında açılan ceza davasına ilişkin dosya celbedilmeden ve davalı müdür uhdesinde bulunduğu iddia olunan şirket parasının usul dairesinde şirkete yapılan borçlanma mı olduğu yoksa davalının şirket malvarlığını hukuka aykırı bir surette mi uhdesine geçirdiği hususu değerlendirilip tartışılmadan şirketçe her zaman istenebilecek alacak olarak nitelendirilmesi yerinde olmadığı gerekçesiyle” İBAM kararının bozulmasına karar verildiği, bozma ilamı kapsamında İBAM …… HD …… esas …… karar sayılı ilamıyla bozma ilamı kapsamında gerekli inceleme ve değerlendirmenin yapılması için mahkememizce verilen ilk kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
Yargıtay bozma ilamında belirtilen Bakırköy ……. Asliye Ceza Mahkemesinin ……. esas ……. karar sayılı dosyasının celp ve tetkikinde davalı …’nun eylem ve işlemleri nedeniyle şirketi zarara uğrattığından bahisle ve mahkememizce belirlenen 453.288-TL zarar miktarı yönünden hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği sabit görülerek mahkumiyetine karar verildiği ve söz konusu kararın kesinleştiği, böylece ceza mahkemesi tarafından davalının şirkete vermiş olduğu zarar miktarı 453.288-TL olarak belirlenmiş, bunun dışında davalının şirkete olan borcu dışında uhdesine geçirdiği herhangi bir paranın mevcudiyeti tespit edilmemiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamı ve Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususlar da yapılan araştırma ve inceleme sonucunda; davalının eylem ve işlemleriyle dava konusu şirkete vermiş olduğu toplam zararın 453.288-TL olduğu, iş bu hususun ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonucunda da belirlendiği, Yargıtayın bozma ilamında belirtmiş olduğu ceza dosyasında 453.288-TL dışında davalının uhdesinde kalan ve zimmetine geçirdiği herhangi bir meblağın söz konusu olmadığı, davacı tarafın talep ettiği sair alacağın ancak şirkete olan borç olarak değerlendirilebileceği, davalının şirkete olan borcunu İBAM ….. HD …. EK sayılı ilamında da belirtildiği üzere şirket alacağı olarak şirket tarafından her zaman tahsilinin istenebileceği, bu nedenlerle davalının eylem ve işlemleri nedeniyle şirkete vermiş olduğu 453.288-TL zararın kendisinden tahsiline, ayrıca davalının eylem ve işlemleriyle şirkete vermiş olduğu zarar, kötü yönetim ve haksız rekabet kapsamında müdürlük görevinden azledilmesine, yeni bir müdür seçilene kadar ……’ın yetkili müdür olarak görevlendirilmesine, iki ortaklı şirkette davacı ortağın diğer davalı ortağı haklı nedenle ortaklıktan çıkarabilmesi için genel kurulda nitelikli çoğunlukla karar alınması gerektiği, iki ortaklı şirkette bu kararın alınmasının hukuken ve fiilen mümkün olmadığı (Yargıtay 11.HD 2015/10688 esas 2016/4780 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere) dikkate alınarak bu yöndeki talebin dava şartı yokluğu nedeniyle reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
a-Davalının tarafların ortağı olduğu dava dışı …… Gıda Maddeleri Ltd Şti’ deki müdürlük görevinin sona erdirilmesine, şirkete yeni müdür seçilene kadar müdürlük görev ve yetkilerini kullanmak üzere ……’ın görevlendirilmesine, görevlendirmenin ayrıca ilanına ,
b-Davacı tarafın tazminat talebinin kısmen kabulüne, 453.288,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tarafların ortak olduğu …. Gıda Maddeleri Ltd Şti’ye ödenmek üzere davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
c-Davacının, davalının, ortaklıktan çıkartılması yönündeki talebinin dava şartı yokluğu nedeni ile reddine,
2-Peşin alınan 68.310,00-TL harçtan Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 30.964,00-TL ilam harcının mahsubu ile bakiye 37.346-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-Davalıya yükletildiği halde davacı tarafından davanın açıldığı tarihte peşin olarak yatırılan 30.964,00-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 2.197-TL (Yargılama gideri ayrıntısı “Tevzide dava açma gideri, tebligat-posta gideri ve bilirkişi ücreti:2.197,00-TL”) yargılama giderinden, kabul-ret oranına göre 241,67-TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 39.714,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı vekili için AAÜT’ne göre belirlenen 124.092,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde ve istek halinde kullanılmayan gider avansının ilgilisine iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/10/2021
Başkan …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Üye …
¸e-imzalıdır
Katip …
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında e-imza ile imzalanmıştır.