Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/158 E. 2022/292 K. 15.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/158 Esas
KARAR NO : 2022/292

DAVA : Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ : 17/02/2021
KARAR TARİHİ : 15/03/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 21/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Alım Satım) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari işlerde kullanılan hattın önceki paketinin yenilenmesi konusundaki iradesinin geçerli olduğunu, bunun taahhütnamenin son sayfasına şerh olarak düşüldüğü, ancak taahhütname konusunda hileye düşürüldüğü, iradenin paket yenilemeye yönelik olması nedeniyle ve şerhe rağmen satış temsilcisinin gerçekte kulaklık satış sözleşmesi imzalattığı, bu sözleşmeye dair kabul beyanının bulunmadığı, genel işlem şartlarına aykırılık olduğu anlaşılmakla 04/09/2020 tarihli taahhütname şeklindeki sözleşmenin iptaline, müvekkilinin borcu olmadığının tespitine ve kazanımların iadesine, avukatlık ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı görüldü.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmeden kaynaklı borcun bulunmadığının tespiti ve sözleşmenin iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşme nedeniyle davacının hile nedeniyle sözleşmeyi kabul edip etmediği, sözleşmenin son sayfasına düşülen şerh dikkate alındığında davacının borçlu olup olmadığı noktasında uyuşmazlık olduğu tespit edilmiştir.
Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık (Ahde Vefa-Pacta Sund Servanda ) ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Eş söyleyişle, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir. Ancak bu ilke özel hukukun diğer ilkeleriyle sınırlandırılmıştır. Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle büyük ölçüde tarafların biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulabilir. İşte bu durumda sözleşmeye bağlılık ilkesine sıkı sıkıya bağlı kalmak adalet, hakkaniyet ve objektif hüsnüniyet kaidelerine aykırı bir durum yaratır hale gelir. Hukukta bu zıtlık (Clausula Rebüs Sic Stantibus -beklenmeyen hal şartı- sözleşmenin değişen şartlara uydurulması) ilkesi ile giderilmeye çalışılmaktadır. İşte bu bağlamda hakim, somut olayın verilerine göre alacaklı yararına borçlunun edimini yükseltmeye veya borçlu yaranına onun tamamen veya kısmen edim yükümlülüğünden kurtulmasına karar verilebilir ve müdahale ederek sözleşmeyi değişen koşullara uyarlar. Bununla birlikte her talep vukuunda sözleşmeyi değişen hal ve şartlara uydurmak mümkün değildir. Aksi halde özel hukuk sistemimizde geçerli olan “irade özgürlüğü” “sözleşme serbestisi” ve “sözleşmeye bağlılık” ilkelerinden sapma tehlikesi ortaya çıkar. Sözleşmeye müdahale müessesesi istisnai, tali (ikinci derecede) yardımcı nitelikte olup, ancak uyarlama kurumun şartlarının mevcudiyeti halinde anılan kurumun uygulanması gündeme gelebilecektir.
Davaya konu sözleşmenin imzalandığı ve altında belirtilen hatlar yönünden aynı tarifenin yenilenmesi şartlı olarak kabul edilmiştir. Ancak söz konusu borca konu sözleşme, paket yenilenmesine ilişkin değil bireysel aksesuar kampanya taahhütnamesine ilişkindir. Turkcell tarafından müzekkere cevabıyla bu taahhütname örneği gönderilmiştir. Davacı taraf her ne kadar iradesinin paket yenilemeye yönelik olduğunu iddia etse de sözleşme altındaki imza inkar edilmediği gibi hile iddiasını ispatlamaya yönelik bir delil de bulunmamaktadır. Ayrıca basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne göre imzalanan sözleşme içeriğinin kontrol edilmesi gerektiği ve genel işlem şartlarına aykırı bir durumun söz konusu olmadığı değerlendirilmekle davanın reddine dair aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu’na göre belirlenen 80,70TL ilam harcından peşin alınan 61,48TL harcın mahsubu ile bakiye 19,22TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine göre alınan 1.320,00TL arabulucu ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydedilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra artan avansın taraflara iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2022

Katip ……..
¸e-imzalıdır

Hakim ………
¸e-imzalıdır